Bazı gelin - kaynana mücadelelerine dair de buna benzer şeyler duymuştum. "Ben de kaynanamdan eziyet gördüm, bana da şunu yaptıklardı, ona az bile yapıyolar/yapıyorum"
Motamot değil mana odaklı aktarım yaptım.
Az da olsa tersini de duydum: "ben çektim o çekmesin"
Geçenlerde bir hocaya mail gönderdim. Evvela arkamdan sonra da online derste yüzüme karşı demediğini bırakmadı.
Arkamdan üslubumun bozuk olduğunu, ne biçim mail yazdığımı, hocayla öyle konuşulmayacağını, -galiba- terbiyesizlik yaptığımı falan söylemiş.
Yüzüme karşıysa daha saçma şeyler söylemişti.
Maili burada paylaşamam ama akademik üsluba hakim birileri isterse DM'den gönderebilirim. Sadece hocayı dinleyip hocayı haklı bulan ama sonrasında maili gösterdiğim bir çok kişi "ne var bu mailde, hoca daha ne istiyormuş" falan dedi.
Selam vermişim, kendimi tanıtmışım, dersin işlenişine dair gördüğüm sorunu nazikçe anlatmışım, çözüm önerimi sunmuşum, selam verip maili sonlandırmışım.
Helak olma arefesindeki yalnız ülke TR'de haklı ya da haksız her türlü eleştiri, yanlışı gösterme +++
hakaret ve otoriteye başkaldırı olarak görülüyor. Hocanın tepkisinin örtük sebebi zannederim buydu.
Murat hocanın bir tespiti vardı: TR'de farklı hiyerarşik gruplardaki kişilerin birbirine karşı ödevleri de farklıdır. "büyüklerini say, küçüklerini sev" deyişi bile bunu gösterir
Hoca, öğrencisini tenkit eder, yanlışını söyler hatta aşağılar bile; ama öğrenci hocaya itiraz edemez, hocanın yanlışını söylemeyez. Söylemek ne kelime? Sen kimsin de hocanın yanlışını gördüğünü iddia ediyorsun, hadsiz!
Genelde ülkenin, özelde akademinin hali pür melali...
Gelin - kaynana ilişkisine dönecek olursak, orada da buna benzer bir durum var galiba.
Kaynana otorite, gelin reaya.
Amaan neyse ne işte.
Birisi "pisliğinde boğul türkiye" dediği için linçlendiydi. Boğuluyoz hep beraber.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Geçenlerde bi şey okuyorum. Adamın (bundan sonra "X" olarak adlandırılacak) iddiası ve çözümü mantıklı geldi. Dedim "adam işi çözmüş, okumuş, yazmış, helal reyizzz". Birkaç gün sonra o alanla irtibatlı başka bir alanla ilgili giriş düzeyindeki bir şey okurken X'in pozisyonunun
aslında gayet meşhur bir pozisyon olduğunu ama o pozisyona yönelik pek çok itirazın, sonra o itirazlara yönelik X'in pozisyonuna benzer başka pozisyonların olduğunu ve onların da başka başka itirazları olduğunu vs gördüm.
Ne anladım? Hiçbir şey. Çünkü alana zaten vakıf değildim.
Peki bu vakadan sonra ne anladım?: Millet boş konuşuyor.
Bilerek konuştuğunu düşündüğüm kitap yazarları dahi boş yapıyormuş aslında.
Hadi daha düzgün ifade edeyim; hesabını vermediği kanaatleri satıyormuş.
Hadi X hakkında zanda bulunmadan yazayım: bütün yönleriyle anlatmıyormuş.
Müjdeler olsun. Yukarıdaki problemlerden birkaçını çözdük ve dosyayı kullanıma hazır hâle getirdik. Hâlâ eksiği var, eksikleri de dosyanın ilk sayfasında belirttik. Çözebilecek olanlar ses ederse ne âlâ.
Dosyayı hazırlayan arkadaş @__azesra__ dosyayı görüntülerken sorun yaşamıyor ama benim Excel'de bir sorun var herhalde, açmam çok uzun sürüyor. Eğer siz de benzer sorunu yaşarsanız ses edin, bilelim.
Bense bu sorunu dosyayı html formatında farklı kaydedince çözdüm. Excel üzerinde görüntülemem şart değil, html formatında görüntülesem de olur. Siz de "farklı kaydet" butonundan "html"i seçerseniz html formatında kullanabilirsiniz.
gayet rezil ve yüzeysel bir foto - içerik oldu ama şimdilik idare ediniz efenim. maksada odaklanınız.
yabancı dilde yazılmış bir metin üzerine düşünürken anadilimizde değil, hedef dilde ve o dilin iç dinamiğinde düşünmek zorundayız.
arapça kelimeyi rastgele seçtim. sözlükten herhangi bir kelimeyi seçip gene aynı şeyi yapabiliriz.
örneğin arapça kelimeyi "atmak" olarak çeviriyor olabiliriz ama o kelime arap'ın zihninde "işten atılmak" gibi bir anlam kümesi içerisinde bulunuyor mu?
kimseye yararı olmayacak birkaç tweet işte. neyse kalın sağlıcakla. ilel liqa ;)
iktidar şûraya değil diktataya dayanıyorsa, sosyal adalet temin edilmemişse vs. -örnekleri çoğaltmak mümkün- ABD ve Avrupa en azından amaçlarına söylemlerini kılıf ederek diyor ki: Orda dur birader.
Durmazsa, ekonomik yaptırım uyguluyor.
Gene olmazsa ABD geliyor asker indiriyor.
Müslümanların yapması gerekeni yapıyor yani.
Not: Fikir özgürlüğü, eziyet, dikta gibi kavramlar kullandım. Bu kavramları sadece isim olarak aldım. Batının -ya da Doğunun- tanımlarını kabul ettiğim zannedilmesin.
Meryem suresinde 2 tane anormal doğum var: 1) Yaşlı Zekariya'nın Yahya isimli oğlunun olması: 19.7 2) Meryem'in İsa'yı babasız doğurması: 19.19-22
Meryem suresinde 2 tane konuşmama durumu var: 1) Zekeriya'nın 3 gece insanlarla konuşmaması / konuşamaması: 19.10 2) Meryem'in Rahman'a savm(oruç) adayıp hiçbir insanla konuşmaması: 19.26,29
İlginç geldi
Yahya ve İsa arasında başka benzerlikler de var.
* İkisi de atasına karşı birr sahibi: 19.14, 19.32
* İkisine de doğduğu, öldüğü, dirildiği gün selam var: 19.15, 19.33
* İkisinin adını da Allah belirliyor: 19.7, 3.45