Meryem suresinde 2 tane anormal doğum var: 1) Yaşlı Zekariya'nın Yahya isimli oğlunun olması: 19.7 2) Meryem'in İsa'yı babasız doğurması: 19.19-22
Meryem suresinde 2 tane konuşmama durumu var: 1) Zekeriya'nın 3 gece insanlarla konuşmaması / konuşamaması: 19.10 2) Meryem'in Rahman'a savm(oruç) adayıp hiçbir insanla konuşmaması: 19.26,29
İlginç geldi
Yahya ve İsa arasında başka benzerlikler de var.
* İkisi de atasına karşı birr sahibi: 19.14, 19.32
* İkisine de doğduğu, öldüğü, dirildiği gün selam var: 19.15, 19.33
* İkisinin adını da Allah belirliyor: 19.7, 3.45
Emin olmadığım benzerlik:
* İkisine de çocukken kitap veriliyor: 19.12-13, 19.30
(Yahya'ya çocukken hikmet verildiği literal olarak geçerken "ey Yahya kitabı tut" şeklinde emir de verilmesi, kitabın da çocukken verildiğini düşündürdü bana)
Hatırladığım kadarıyla Kur'an'daki 3. anormal doğum İbrahim'in oğlunun olması. Ama orada konuşmamak, oruç tutmakla alakalı bir durum yoktu galiba.
İbrahim'in oğullarının adı da Allah tarafından veriliyordu diye hatırlıyorum.
Nebilerin hikayeleri arasında benzerlikler olması gayet normal. Dikkatimi özellikle çeken şeyse Zekeriya ve Meryem'in konuşmama durumları.
Zekeriya'nın konuşmaması oruç olarak adlandırılmıyor ama Meryem'in konuşmaması oruç olarak adlandırılıyor
Bu benzerlik ilgi çekici değil mi?
İbrahim nebinin çocuğunun doğumunda konuşmamakla ilgili bir durum yoktu.
Belki de yanlış düşünüyor, bakmamam gereken yere bakıyorum. Şöyle ki, Meryem'e konuşmama emri Allah'ın "Ben senin destekçinim, onlara izahat vermene gerek yok. Ben beyanı üstüme alıyorum" şeklinde bir +
güvence vermesinden; Zekeriya'nın konuşmamasıysa istediği belirteçle, ayetle alakalı bir durumdandır
İnsan gene de merak ediyor.
Belki de o dönemde susma orucu gibi bir şey vardı?
Doğrusunu öğrenmenin şimdilik bir yolunu bilmiyorum. Belki birinizin aklına bi şey gelir diye yazdm
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Adamın birisi bir şey diyor, bir bağlamda evet dediği şey gayet mantıklı ve makul lâkin başka bir bağlamda o denilen şey çelişki oluşturuyor.
Bu durumda bu uzlaşmazlık nasıl çözülecek?
İhtimaller arasında bocalayıp duruyoruz...
Örnek verelim.
Adam diyor ki, hapse düşen kişi yıllarca eşiyle beraber olamıyor. Oysa cinsellik en temel insan ihtiyacı ve hakkıdır. Bu durumda hem hapsedilen kişinin hem de hapsedilenin eşinin hakkının ihlâli söz konusudur.
İlk okuyuşta, evet mantıklı geliyor.
Ama biraz düşününce başka sorunlar ortaya çıkıyor.
Yazarın gerideki ve ilerideki satırlarında deği gibi, eşler sükûnet bulalım diye var edildi, eyvallah. Ama hocam sükûnetin tek boyutu cinsellik mi Allah aşkına? Eşlerin birbirine karşı tek vazifesi bu mu?
Pek çok ayette kullanılan dil ve üslup sayesinde sahne kişinin zihninde canlanıyor, görselleşiyor. Elbette yukarıdaki gibi değil ama demek istediğim anlaşıldı sanıyorum
Son zamanlarda fark ettiğim bir şey üzerine konuşmak istiyorum. Bir süredir düşünüyorum bunu, kısa da olsa yazma zamanı geldi diye düşünüyorum.
Ön bilgi: Bu gözlemim yalnızca ilahiyat yayınlarıyla sınırlı –devam eden satırlarda da görüleceği üzere aslında eleştireceğim +++
temel nokta benim de yaptığım bu şeydir- o sebepten vereceğim farazi örnekler sadece bu alandan olacak. Yani maksadım herhangi bir grubu hedef almak yahut göstermek değil.
Fark ettiğim şey şudur ki, araştırmacıların yayınlarında başka yayınlara yaptığı atıflar +++
tek perspektiften yazılmış eserlere. Düzgün ifade edemedim, mecbur örnekleyeceğim,
Olay şu ki, “Kur’an’da X konusu” başlıklı bir araştırma yapan araştırmacı X konusuyla ilgili doğrudan ya da dolaylı olarak yazılmış eserlere de değinmek zorundadır, bu hepimizin malumudur. +++
"İnsan bilmediğine ya hayran ya düşman olur" diye bi söz vardı. Bu sözün pek çok yanlış içerdiği âşikâr lâkin tecrübe ettiğimiz bir şeydir ki müşahede ettiğimiz pek çok hayranlık ve düşmanlığın altında bilgisizlik yatmaktadır.
Elbette tercihimiz bilgi üzerine temellenmiş tavırdır
Ne alaka?
Bir anım aklıma geldi, paylaşmak istedim.
Aylar evvel bir programı izliyorum youtube'dan. Moderatör kişisi dil üzerine bir şeyler söylüyor. Devamında aşağı yukarı şuna benzer bir şeyler demişti: "Onların Wittgenstein'ı varsa bizim de Zemahşerî'miz var. +++
Ama maalesef bize Zemahşerî anlatılmadı, gençlik yıllarımızda kendi kültürümüz ve geleneğimizden habersiz, Wittgenstein gibi batılılara özendik ve onlara hayran olduk. Oysa Keşşaf'ı okuduğumda gördüm ki orada öyle ince izahlar, öyle derin tahliller var ki +++
▪︎fotoğraflar da olmalı. Hilalin anlatıldığı ayetlere ayette de tarif edildiği üzere, hurma dalı fotosu koyulsa güzel olmaz mı?
▪︎diyaloglar, diyalog halinde verilmeli
▪︎ayette sıra halinde verilen şeyler maddelenerek sıralanmalı
▪︎metinde başka bir konuya geçildiğinde meal metninde bu ayrıca belirtilmeli. Eğer konu geçişi tamamen alakasızsa ayraç koyulmalı. Eğer örneklemek için değişim olduysa ve bu konu değişimi sanılıyorsa, bütünlük devam ediyorsa dipnotla durum izah edilmeli.
▪︎surelerin sonunda özet mahiyetinde konuları toparlayıcı bilgiler verilmeli. Bir önceki tweette bahsi geçen "ayraç" olayına atıf yapılmalı.
▪︎okuyucu konuyla doğrudan ilişkili ayetlere dipnotlarla yönlendirilmeli