Paketlenmiş sigaralar daha başka bir deyişle endüstriyel üretimle tüketicilere sunulan sigaralar, 20. yüzyılın başlarında ABD’de üretilerek tüm dünyaya yayıldı.
Sigara endüstrisi o yıllarda reklam ajanslarının en büyük müşterileriydi.
1900’lü yılların başından 1. Dünya Savaşına kadar ABD’de en popüler tütün “Türk tütünüydü”.
O dönemde Osmanlı tebasına ait; Rum, Ermeni, Yahudi ve Türk ırkına mensup herkese “Türk” adıyla hitap edildiği için,
Osmanlı Devleti’nden ABD’ye göç eden Osmanlı Ermeni ve Osmanlı Rumlarının kurduğu sigara şirketlerlerine de ABD’de “Türk Şirketleri” diye hitap ediliyordu.
Dönemin sigara markalarının pazarlama stratejileri ve reklam kampanyalarında genellikle Türk kültürüne ait detaylar ve
Doğu’nun gizemini barındıran mistik öğeler yer alıyordu.
Manisalı Morris Şinasi’nin 1904 yılında New York’ta kurduğu Shcnasi Brothers şirketi ile makinede sarılan sigaralarla tanışan Amerikalılar,
Şinasi’nin çalışanlarından bir başka Manisalı Samuel Benaderet vasıtasıyla Amerika’nın batı yakasında sigara
içme alışkanlığını pekiştirdi.
Samuel Benaderet ,San Francisco’da pipo ve tütün dükkanı ile üretim tesisi açan Benaderet,
dönemin ünlü erkek kulüplerinde içilmek üzere özel etiketli sigaralar üretti.
1870’lerde Amerikan W. Duke Sons & Co. firması tarafından Fatima isimli, kısa paket bir sigara markası piyasaya sürüldü.
Türk tütünlerinin harmanıyla sarıldığı yazılan paketin üzerinde örtülü bir kadın, yıldızlı Türk hilali ve Osmanlı İmparatorluğu’nda padişahların taktığı demir haç sembolü yer alıyordu.
Amerika halkı tarafından çok sevilen Türk tütünlü Fatima, 1910 ve 1920 yılları arasında ABD’de en çok satılan sigara markası oldu.
Zengin tüketici kitleyi hedefleyen markanın, reklamlarında “şık bir yemeğin ya da güzel bir akşamın ardından içime uygun” olduğu lanse edildi.
Amerika’da Türk ve Mısır tütününden yapılan sigaralar 1. Dünya Savaşı yıllarında zirveye çıktı.
Murad, Helmar ve Fatima isimleri ile piyasada satılan sigara markaları, Amerikan tütün karışımından yapılan sigaraların da pazara girmesi ile büyük rekabete girdi.
O dönemin dergilerinde boy boy Türk tütününden yapıldığına vurgu yapılan sigara markaları yer aldı.
1900-1910 yılları arasında Murad marka sigaralar çok popülerdi. Siyah, beyaz ve kırmızı ambalajlı Murad sigaraları 10 adetlik kutuda 15 cent’e satılıyordu.
Özellikle New York sosyetesinin gittiği tiyatroların programlarının yer aldığı kitapçıkların arka kapaklarına basılan Murad sigarası, ‘’The Metropolitan Standard’’ reklam sloganı 1911 yılına kadar kullanıldı. P. Lorillard Company tarafından üretilen Murad,
Türk tütününden üretilen en ünlü markası oldu.
Türk tütününü ürettiği sigaraların üzerinde özellikle vurgulayan Camel’in Türk tütün karışımı hikayesini duyurması bir reklam kampanyası ile oldu.
North Carolina doğumlu Richard Joshua Reynolds (RJR), ağızda çiğnenen ve pipolar için ürettiği tütün ile tanınan bir iş adamıydı.
‘’Prince Albert’’ markasını, 1913 yılında Camel, Red Camel, Osman ve Reyno marka sigaralar takip etti.
‘’Osman’’ sigarasının üzerinde ise 1877-78’de Osmanlı-Rus Savaşı’nda 143 gün süren Plevne kuşatmasını savunan Gazi Osman Nuri Paşa’nın resmi yer alıyordu.
Dört sigara markası da farklı isimler ve tütün karışımları ile piyasaya sunuldu.
Osman marka sigara Türk tütününün yanı sıra Amerikan tütünü karışımı ile yapıldı.
İki tütün arasındaki ciddi farklılık dört yıl aradan sonra ‘’Osman’’ sigarasının 1917 yılında piyasadan çekilmesine neden oldu.
Şirketin 4 yeni markasından sadece ‘’Osman’’ pazardan çekilmek zorunda kaldı.
‘’Develer Geliyor’’ başlıklarıyla yayınlanan reklamların da katkısıyla, 1921 yılında Amerika’da üretilen tüm sigaraların yarısı Camel marka sigaralardan oluşuyordu.
1940’larda Fatima sigarasının boyu 10 mm daha uzatılmış ve paket üzerindeki örtülü kadın figürü yeniden düzenlendi, tekrar büyük bir marka haline getirildi.
1980’lerde kademeli olarak üretimi sonlandırıldı.
İyonosfer, Dünya atmosferinin, yüzeyden yaklaşık 50 – 100 km yukarısında başlayan ve yüzlerce kilometre boyunca yukarı çıkan bir bölgesidir.
Dünya yüzeyi ve iyonosfer arasındaki boşlukta titreşimler
meydana gelir
Dünya yüzeyi ve iyonosfer arasındaki boşlukta meydana gelen doğal frekansa yani titreşime Schumann Rezonansı denir. Aralarındaki o boşluk kapalı bir dalga kılavuzu görevi gördüğü için rezonans uzaya genişledikçe azalmaz, aksine kapalı boşluk içinde dengelenir.
Dünya’mızın kalp atışı olarak da tanımlanan, bu boşluktaki titreşim frekansı, ortalama 7.83 hertzlik Şchumann rezonansıdır.
Bilim insanlarının onlarca sene üzerinde çalışmalar yürüttüğü ve incelediği bu değer, birçok farklı etken tarafından değiştirilebilir.
Penis bir gün yönetim kurulundan zam talebinde bulunmuş ve aşağıdaki gerekçeleri sunmuş:
“Sayın yönetim kurulu, ben penis olarak aşağıdaki nedenlerden dolayı zam istiyorum:
-Bedensel olarak çalışıyorum…
-Her işimde mutlaka kafamı da kullanıyorum…
-Hem derin, hem yüzeysel işlerde çalışıyorum…
-Çalışma ortamım çok sıcak ve fazla mesai ödenmiyor…
-Karanlık, havasız ve rutubetli ortamlarda çalışıyorum…
-Tatil, bayram tatilim ve senelik izinlerim yok…
-Yaptığım işlerde hastalığa kapılma olasılığım çok yüksek olmasına rağmen sosyal güvencem yok.
Bu gerekçelerden ötürü isteğimin işleme konulması için gerekenin yapılmasını saygılarımla arz ederim.”
"Galiba 1896/97 sıralarında idi. Bir cumartesi günü rahmetli ağabeyim Nijat’la mektepten çıktık, eve gidecektik. Arkadaşlarımızdan biri yolumuzu kesti: ‘Haberiniz var mı?’ dedi. ‘Şurada Sponeck salonunda bugün sinematograf göstereceklermiş. Pek meraklı bir şey diyorlar…’
Kapıdan, onar kuruş vererek girdik. Karşımızda bir, bir buçuk metrelik bir beyaz perde duruyordu.
Derken ortalık birden karardı, korktuk…Avrupa’nın bir yerinde bir istasyon. Bacasından fosur fosur kara dumanlar savuran bir lokomotif..
Rıhtım üstünde telaşlı, telaşlı insanlar gelip, gidiyor. Hepsini sara nöbeti tutmuş sanırsınız. Hareketler o kadar hızlı, ölçüsüz, acaip…Kimi bu sihirli icadı gidip görmeyi günah sayıyor, kimi gidip gördüğünden dolayı tövbe ediyor,
Kimine göre fettan kadının temsiliyeti kimine göre Türkiye sinemasında devrim yaratan bir kadın sanatçı, kimine göre ise yıldızlardan yere çakılan bir ‘eski’ oyuncu.
Türkiye'nin ilk kadın yönetmeni ve ilk kadın sinema yıldızıydı.
Cahide Sonku, 1916 yılında Yemen'de dünyaya geldi.
Aile bir süre sonra Yemen’den İstanbul’a taşındı ve Cahide’nin annesi babasından boşandı.
Cahide’yle annesi maddi zorluklar içinde yaşamaya başladı.
Önce Halkevleri Tiyatrosu, İstanbul Belediye Konservatuarı, ardından da Muhsin Ertuğrul’un keşfiyle Darülbedayi’de 1932’de Yedi Köyün Zeynebi ile oyunculuğa başlar. Sonraki yıl, 16 yaşında , Muhsin Ertuğrul’un yönettiği Söz Bir Allah Bir filmiyle sinemaya geçer.
1929 yılında faşist diktatör Mussolini ile imzalanan Laterano antlaşması’ndan sonra bağımsız bir devlet haline geldi.
Yasama, yürütme ve yargı tek elde.
Nüfusun %95'i erkektir.
Hristiyan dünyasının en önemli yeri olan Vatikan, sahip olduğu kiliseler, müzeler, meydanlar ve bahçeler ile aslında dünyada en çok konuşulan ve merak edilen etkileyici, mistik ve gizem dolu bir ülke…
Resmi adı, ‘Statodella Cittadel Vatikano’.
Devlet başkanı olan Papa, aynı zamanda Katolik inancın da ruhani lideri.
Mutlak monarşi ile yönetilen Vatikan’da Papa’nın sözü yasa olarak kabul ediliyor.
Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alır.
1887’de dönemin Japon İmparatoru Meiji’nin amcası Prens Komatsu İstanbul’a gelir
İstanbul’u ziyaret eden ilk Japon asilzadesi olan Prens’in gördüğü yakın ilgiye teşekkür etmek üzere ertesi yıl Japon hükümeti tarafından sultana büyük Krizantem Nişanı’nın verilmesi kararlaştırıldı
Buna karşılık sultan da Japon imparatoruna bir nişan verecekti.
Bu hediyeleri götürmek için Osmanlı donanmasından bir eğitim gemisinin Japonya’ya gönderilmesi kararlaştırıldı.
Bu seyahate en uygun geminin Ertuğrul olabileceğine karar verildi.
Ertuğrul gemisi, 1863 Ekim ayında denize indirilmiş olan Osmanlı fırkateyni.
Makinesi ve diğer tahrik ekipmanları 1864’te İngiltere’de monte edilmiş.
Ertuğrul 79 metre boyunda, 15,5 metre genişliğinde ve Draftı 8 metre kadardı.