9 Haziran Çarşamba akşamı saat 20.30'da online olarak Leonardo da Vinci'nin hayatı ve eserleri hakkında bir seminer vereceğim. Ücret, rezervasyon ve detaylı bilgi için 05528904068 numarasına ya da @kopruatolye hesabına yazabilirsiniz. Sanatla kalın.🖤
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bugün sizlere Kuzey Barok sanatın en ünlü temsilcilerinden biri olan Rembrandt'ın ‘İsa’nın Fırtınayı Durdurması’ adlı eserini anlatacağım.
Havarilerden; Markos, Matta ve Luka’nın bahsettikleri bu olayda İsa, havarileri ile birlikte bir tekneye biner...
Yolculuk esnasında denizde ani bir fırtına kopar. Tekne şiddetli bir şekilde sallanmaya başlayınca havariler paniğe kapılırlar. İsa o anda ayağa kalkar ve havarilerine şöyle seslenir; ‘Neden korkuyorsunuz ey inananlar?!’.
Daha sonra da bir mucize gerçekleştirir ve fırtınayı aniden durdurur.
Havariler şaşkınlık içinde kalırlar ve kendi aralarında konuşmaya başlarlar. ‘Bu nasıl bir insandır ki rüzgarlar ve denizler buyruğuna uyuyor?’
Masaccio’nun ‘Kutsal Üçlü’, orijinal adı ile Holy Trinity adlı eseri, Rönesans resim sanatının en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Ayrıca sanatçı, kullandığı çizgisel perspektif ile, Rönesans sanatçılarının deneye dayalı sanat anlayışını güçlü bir eserle sunuyor bizlere.
Masaccio 1424 yılılında Aziz Luka’nın Loncasına katıldı. Burada Filippo Brunelleschi’den perspektifi ve perspektifin matematiksel yapısı hakkında bir çok şey öğrendi.
Ayrıca resimlerinde kullandığı Antik mimari unsurlar da yine Filippo’dan ders aldığını kanıtlar. Filippo dönemin en meşhur mimarlarından biriydi ve Masaccio’ya mimari çizimler konusunda eğitim vermişti.
Jakub Schikaneder, 1889'da ''Evdeki Cinayet'' adlı bir esere imza attı...
Ressam, izleyiciyi olay yeri ile baş başa bırakıyor ve belki de sadece resmi değil, cinayeti de çözmemizi istiyor. Sanat tarihinin en gizemli resimlerinden birini, gelin beraber inceleyelim...
Sanatçı Prag'daki Dekoratif Sanatlar Okulu'nda görev yapıyordu ve görevinin beşinci yılında, 1889 yılında böyle bir sahneye imza attı. 203 x 321 cm gibi büyük ölçülere sahip. Yani ressam, eserine dikkatlice ve detaylıca bakılmasını istemiş.
1890 yılında ise Almanya Berlin'de sergilenmeye başlanan eser, ziyaretçileri şok ediyor. Daha sonra Prag'da bulunan Jubilee sergisinde de büyük bir sansasyon yaratıyor.
Bu akşam sizlere Enrique Simonet’nin 1890 yılında yaptığı ‘Otopsi’ adlı eserinden bahsedeceğim. Sanatçı 1880’lerde Roma’yı ziyarete gitti. Burada bilimin büyülü dünyasını ve ruhunu yansıtmayı amaçlayan bir resim yapmaya karar verdi.
Yıllarca bunun üzerine çalışmalar yapan sanatçı 10 yılın ardından sonunda bir morgu ziyaret ettiğinde aradığı şeyi buldu. Burada Tiber Nehrinde boğulan bir kadına otopsi yapıldığını gördü.
Buradan yola çıkarak kompozisyonunu kurgulayan sanatçı sade ama etkileyici bir resim yaptı.
Doktor, yeni bir şey keşfetmiş gibi kalbe bakıyordu. Merakın, bilime olan sevginin etkileyici bir şekilde resimde hissedilmesini istiyordu. Bunu başardı da...
Şeytan, Dante’ye şöyle dedi; Tanrıyı gerçekten tanısaydın, sen de ihanet ederdin...
Bugün sizlere Fransız ressam Alexander Cabanel’in ‘Düşmüş Melek’ adlı eserinden bahsedeceğim.
Sanatçı, Fransız Akdemik sanatını temel alan eserlerinde Neoklasisizmin, klasik formları kullanışını ve kompozisyon tasarımını alıyor ve yeni sentezler yaratıyor, diğer taraftan da Romantik sanatta olduğu gibi hayal gücüne dayalı güçlü duyguları ön plana çıkarıyor.
Bu yüzden bu gördüğümüz eser bizlere Şeytan ile empati yapma şansını sunması ve bunu büyüleyici bir görsellik eşliğinde başarmasıyla sanat tarihinin en ikonik eserlerinden birini oluşturuyor.
Millais’in 1856 yılında yaptığı bu eser görmek ile ilgili değil, hissetmek ile alakalıdır.
Resim her ne kadar canlı renklere güçlü fırça darbelerine sahip olsa da sanatçının duymamızı ve hissetmemizi istediği şeyler görmemizi istediği şeylerden daha fazladır...
Sanat Tarihi boyunca ressamların en zorlandığı şeylerden biri, abartılı yüz ifadeleri kullanmadan, ya da çok açıkça, göze parmak betimlemeler kullanmadan, bir insanın eksikliğini vermek olmuştur.
Millais bunu harika bir şekilde başarıyor ancak sanki bizlere çok da güvenmiyor gibi geliyor bana.
Dün akşam size bu eseri sorma nedenim de buydu. Hemen hemen herkes kızın kör olduğunu fark etti ilk bakışta.