Berkshire Hathaway'ı satın almanın kendisine 200 milyar dolara mal olduğunu iddia ediyor.
Warren hala puro izmariti arıyor: varlıkları piyasa değerinden daha fazla olan kötü şirketler.
Bu yaklaşım ona New England'da başarısız bir tekstil üreticisini satın alma fikrini verdi.
Hisse senedi, varlıklarının defter değerinden daha düşük bir fiyata işlem görüyordu.
Bu şirkette eldeki tüm mülk, tesis, ekipman ve nakit değeri hisse başına 20$'dır ve hisse senedi 7.50$'dan işlem görmektedir.
Bahsettiğimiz şirket nedir? Tabi ki Berkshire Hathaway.
1839'da başlayan Berkshire Hathaway'in kökleri, Güney'den pamuk ithal eden ve New England'da tekstil üreten tekstil imalat sanayisine dayanmaktadır.
Zamanla çeşitli fabrikalar birleşerek tekstil holdingi Berkshire Hathaway'i oluşturdu.
Dünya Savaşı'ndan sonra endüstri bir bütün olarak geriledi.
Ürünlerinin sermaye gereksinimleri ve iç ve dış rekabet nedeniyle, marjlar çok düşüktü.
Aslında, 1955'te tüm işletmedeki net kar marjları yüzde yarımdan azdı!
1960'lardan bu zamana kadar, Seabury Stanton tarafından yönetiliyor.
Stanton, New England'ın tekstil endüstrisinin Don Kişot figürü gibidir.
Seabury, bir zamanların büyük tekstil üretiminin bu harika kurumunu miras gibi korumaktadır.
Sektörü korumak ve ihtişamlı günlerine geri getirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışır.
Tüm fabrikaları en son teknolojiyle donatmak için her yıl milyonlarca dolar harcar.
Bu noktada en büyük ürün gamı takım elbise ceketlerinin içine giren astarlardı.
Warren, tüm bunları duyar ve bunun harika bir yatırım olacağını düşünür.
Bu puro izmaritinden son bir nefes çekerek buradan çok para kazanacağını düşünmektedir.
Seabury, Buffett'ın hisseyi satın aldığını öğrendiğinde, hisseyi kendisi almaya başlar.
Şirket akıncıları olarak bilinen bu adamlar, kimsenin şirketin yüklü bir hissedarı olmasını istemiyordu.
Başta, Buffett mutludur çünkü hisselerinin fiyatını yükseltir ve iyi fiyata satmayı planlar.
Stanton, Warren'ın hisselerini geri almak ister ve hisse başına 11.50$ sözlü bir anlaşmaya varırlar.
Warren, Omaha'ya geri döner ve bir mektup alır… ve teklif: 11.375$’a çekilmiştir.
İki seçenek vardı.
Birincisi tamam deyip teklifi kabul etmek. Sonuçta 11.375 $’dan hisseleri satacağım ve iyi para kazanacağım.
İkincisi anlaşma dışına çıktıkları için işi yokuşa sürmekti. Warren burada duygularına yenik düşerek anlaştıkları şey bu olmadığı için deyim yerindeyse işi inada çevirir ve teklifi kabul etmeyerek PİSLEŞİR 😊.
Bunun yerine, Warren inat ederek şirketin daha fazla hissesini almaya karar verir.
Kendisine hisse satması için birini ikna etmeye çalışır.
Amacı Berkshire Hathaway'in kontrolünü ele geçirmek ve Stanton'ı kendi şirketinden kovmaktı.
(Türk Filmi gibi 😊)
Warren, mantığı çok önemsiyor ve duygusallaşmak onun kişiliğinde yoktu aslında.
Ama bu olayda tamamen mantık dışı hareket ederek duygusal davranır.
Belki de o sırada bu kadar duygusal olmasının ve mantığını geri plana atmasının nedeni babasının bu sıralarda vefat etmesiydi..
Nisan 1965'e kadar Warren, yönetim kuruluna seçilmesi için yeterli hisseye sahip olur.
Ertesi ay, bir yönetim kurulu toplantısında ve esasen Stanton'ı zorlar ve kendini başkan olarak seçilmek zorunda bırakır.
Ve Kazanmıştı artık! ... ödülü ise ... ölmekte olan bir iş.
Bu korkunç bir tablo idi. Planladığı gibi şirketi varlık değeri için satsaydı o zaman harika olacaktı.
Ancak bunu iki nedenle yapmaz.
1⃣ Buffett itibarına çok fazla önem verdiği için dışardan gelip ve bu tekstil ekonomisini yok eden birisi olarak görünmek istemektedir.
2⃣ Artık tekstil üretim ekipmanı için çok fazla alıcı yoktu! Şirket, tüm makinelerin değeriyle makul bir fiyatta olsa bile, Warren onları serbest piyasada bu fiyata satamazdı.
Warren, Berkshire hakkında bir röportajında Alice Schroeder'a şunu söylemiştir:
Warren, Berkshire'ı satın almanın yatırım kariyerinin en büyük hatası olduğunu iddia ediyor.
Bunun yerine yatırımını bir sigorta şirketine yapsaydı, Berkshire'ı satın almak için kullandığı paranın fırsat maliyetiyle beraber yaklaşık 200 milyar dolar kazanacaktı...
Sonuç olarak,
1⃣ Bazen bir şeyleri düşündüğünüz kadar çok satamazsınız.
2⃣ Üzerinde anlaştığınız bir anlaşmadan, özellikle de hisse başına sadece 13 sent karşılığında geri adım atmak akıllıca değil!
3⃣ Haksızlığa uğradığınızı hissettiğinizde, bir öfke nöbetinde duygusal bir karar vermekle kendinizi gerçekten belaya sokabilirsiniz.
Ve 200 milyar dolarlık bir hata yap :) Tüm bunlar, eski Warren ve yatırımcıları için işler yolunda gitmiş gibi gözükmüyordu.
Ortaklığın 1965'te AmEx hisselerindeki harika bir geri dönüşün ardından 37 milyon$ vardı
Buffett'in net değeri ~7 milyon$
O yıl, Warren Dow'dan +%47 ile +%14 daha iyi performns gösterir. Sadece Dow'u yenmekle kalmayıp, şimdiye kadar varlığının her yılında pozitif getiri sağlar
Tüm bu başarı hikayesi Warren’ı sürekli başarılı olması gerektiği konusunda zorlar.
1965'in sonunda, yatırımcıları bu başarılar karşısında ortaklığa 6,8 milyon $ daha koyar.
Warren ilk kez bu kadar parayla ne yapacağını bilemez.
Bir miktar nakit rezerv ayırmaya başlar. Bunu daha önce hiç yapmamıştır.
Her zaman %100 yatırım yapmıştı. Her yıl mektuplarında uyarıda bulunurken, şimdi yatırması gereken tüm sermaye için yeterince iyi yatırım bulamayabileceğinden endişelenmeye başlar.
O noktada ortaklığı yeni sermayeye kapatır. F
azla büyümekten ve aynı şekilde performans gösterememekten korktuğu için daha fazla sermaye almak istemez.
1967'de ortaklarına, bir mektupla yatırımlarında temel bir kural belirlediğini yazar.
Bu aynı zamanda tüm zamanlarda kaçırdığı en büyük fırsatta olacaktır.
Mektubun meali ise kısaca şudur. Bilgisi olmadığım, çemberimin dışındaki işlere yatırım yapmayacağım.
Neydi bu kaçırılan yatırım fırsatı? Intel …Evet doğru duydunuz.
Warren, ilk yatırımcılarından biri olarak Intel'e para yatırma şansına sahip oldu... Ama, arka planda ne oldu?
Eşi Susie inanılmaz bir sivil haklar aktivisti oldu ve Martin Luther King öldürülmeden altı ay önce Grinnell Koleji'nde yaptığı konuşmayı dinlemesi için Warren’ı da koleje getirir.
Warren ondan gerçekten etkilenir. Böylece yönetim kuruluna mütevelli olarak katılmaya karar verir.
Sadece bu da değil, Warren, Grinnell'deki bağış yatırım komitesinde yer alıyordu!
Noyce Intel'i kurmak için ayrıldığında ve Arthur Rock Intel'i finanse etmek için arayış içine girer.
Noyce’un şirketi yatırım için görüşmek üzere Grinell'in yatırım komitesiyle buluşur.
Warren ve yatırım komitesi yatırımı onaylar ve Grinnell, Intel'e başlangıç için 100.000 $ yatırım yapar.
Ancak Warren, kendi şirketi adına karar verseydi asla yatırım yapmazdı.
Çünkü teknoloji şirketlerine asla yatırım yapmama kuralı var…(Bilmediğin işe girme 😊)
Warren, bir Charlie Munger fikri olan yetkinlik çemberi kavramıyla teknoloji şirketlerine yatırım yapmamayı her zaman haklı çıkarır.
Esasen, kendi yetkinlik çemberi içinde kalır ve yeteneklerinin sınırlarını bilir.
( 32:25 - 33:40 dk arası)
Warren'ın mükemmel dönüşleri 1967 ve 1968 boyunca devam eder.
Dow, 1967'de +%19 ve 1968'de +%7.7 getiri sağlar.
O yıllar boyunca, Warren 1967'de Buffett Ortaklıklarında %36'lık bir başarı elde eder, ardından 1968'de %59'luk bir getiri ile şimdiye kadarki en iyi yılını yaşar.
1957'den 1969'a kadar bakarsak, Dow'un bileşik sonuçları %153 idi.
Ortaklığın bileşik sonuçları ise %2795 idi. Bu, Warren'ın Buffett Ortaklığının 12 yılı boyunca yaptığı bileşik getiri 28X.
Bu inanılmazdı. Bir fonun şimdiye kadar yaptığı en büyük getirilerden biri.
1967 de yönetimi altında sahip olduğu tüm sermayeyi yatıracak iyi bir yatırım bulamayacağından ciddi olarak endişeleniyor.
Bu sebeple ortaklığa yeni sermaye girişini kapatır ve ortaklarına şöyle bir mektup yazar:
Burada zihinsel olarak mücadele ederek daha sonra hepimizin çokça duyacağı iki kural belirliyor kendine.
1.Kural: Para Kaybetme.
2.Kural: 1 numaralı kuralı asla unutma. Elinde nakit olsa da satın alacak çekici bir şey bulamadığı için bundan pek hoşlanmaz.
1968’te piyasalarda olumlu bir hava olsa da, Warren’ın ruh hali tam tersidir.
O kadar kötü ki Berkshire’ı, Charlie Munger ve ortaklığa yatırımcı olan David Gottesman'a toptan satmaya çalışır.
Charlie, Warren’a şunu söyler: “bana satmak istediğini bildiğim halde satın almamı istediğini söylüyorsun. Senin satmak istediğini bildiğim bir şeyi neden alayım ki?”
1969'un ortalarında Warren ortaklığı sona erdirmek için planlar yapmaya başlar.
Şimdiye kadarki en başarılı yılından sonra dükkanı kapatacak.
Hâlâ bilinmeyen bir insan. Wall Street, Buffett adını daha yeteri kadar bilmiyordu.
1969 Anma Günü'nde ortaklara bir mektup yazar ve şöyle der:
Daha sonra yıl sonunda resmi emekliliğini bildirir.
1970'de ortaklığı sona erdirir, tüm menkul kıymetleri ortaklarına dağıtır.
Son danstaki Jordan gibi uzaklaşır.
1970 yılında tüm kamu menkul kıymetlerini tasfiye etti ve ortaklığı sona erdirdi.
Gün batımına doğru giderken Berkshire'ın %18'ine sahipti.
Ama elbette hepimiz bunun Warren'ın hikayesinin sonu olmadığını biliyoruz.
Buffett'in nasıl harika bir şekilde kükreyerek geri döndüğüne bir sonraki hikayemizde anlatacağız.
Saygılar…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Senaryo 1👉Hisse senedi satın alıyoruz ve önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl %10 oranında büyüyor. Bu süre zarfında, enflasyon %0
Senaryo 2👉Önümüzdeki 10 yıl boyunca hisse senetlerimiz her yıl %15 büyüyor. Ancak bu süre zarfında, enflasyon yılda %5 artıyor.
İşte Soru;
Senaryo 1'de mi, yoksa Senaryo 2'de mi daha kazançlı oluruz?
Yoksa ikisi de aynı mı olur? Sonuçta, her iki senaryoda da, enflasyonu hisse senedi büyümesinden çıkarırsak aynı sonucu elde ederiz:
%10 - %0 =%10 ve %15 - %5 = %10.