1804’te açılmış, yaklaşık 44 hektar, daha çok park bahçe gibi, açık hava müzesi, sanat galerisi gibi bir yer.

Her din ve inanç sisteminden insanların istirahatgahı.
Devasa heykelleriyle bir açık hava müzesini andırıyor.
Paris’te turistler tarafından en çok gezilen on yerden biri 'Pere Lachaise' Mezarlığı.

Le Pere Lachaise’deki ebedi istirahat yuvalarının hepsi birbirinden değişik.
Napolyon tarafından kurulan mezarlık, 18 Mayıs 1804 tarihinde açılıyor.
Yapıldığı dönemde Paris'in dışında kalan mezarlık, ilk zamanlar hiç ilgi görmüyor.
Daha sonra Paris Belediyesi Héloïse d’Argenteuil, Pierre Abélard, Molière ve Jean de La Fontaine gibi
ünlü kişilerin mezarlarını buraya taşıyor.
Aynı yıl içinde mezarlıktaki mezar sayısı 33.000'i buluyor.

Burada yatan ünlü isimler arasında;
Rossini, Bellini, Baron Haussmann, Peter Abelard, Balzac, Georges Bizet, Maria Callas, Chopin, Auguste Compte, La Fontaine, Molière,
Yves Montand, Jim Morrison, Edith Piaf, Marcel Proust, Oscar Wilde ve daha niceleri…

Pere Lachaise’de en çok ziyaretçi akınına uğrayan mezar The Doors’un solisti Jim Morrison’a ait.
43 hektarlık alana her din ve inanç sisteminden insan gömülebiliyor.

300 binden fazla mezar ve bir o kadar kişinin de külleri burada duruyor ve yılda bir buçuk milyon kişi burayı ziyaret ediyor.
Pere Lachaise’de 29 abide yer alıyor.
1871 Paris Komünü’nde kurşuna dizilenlerin anısına dikilen Federeler Duvarı, Fransız savaşlarında ölen Ermeniler ve Auschwitz’te ölen Yahudiler için yapılan anıtmezarlar bazıları.
Türkiye’den Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya da bu ünlü mezarlıkta yatıyor.

En popüler mezarlardan biri spiritüalist filozof Allen Kardec’e ait. Asıl adı Hippolyte Leon Rivail olan Kardec 1804-1869 yıllarında yaşamış.
Hayatının ilk yarısını pozitif bilimlerle, ikinci yarısını gizemcilikle uğraşarak geçirmiş.
Mezarda “Mum yakmayınız hayvan kesmeyiniz, yasalara aykırıdır. Allan Kardec bir büyücü değildir” yazısı bulunuyor.
İrlandalı oyun yazarı, şair ve öykücü Oscar Wilde’ın mezarı Le Pere Lachaise’in en fazla rağbet gören mezarlarından.
Her köşesi Wilde hayranlarının dudak izleriyle kaplı mezarı İrlanda hükümeti tarafından 2011’de temizlendi ve camla kaplandı.
Gazeteci Victor Noir’ın kabri, Le Pere Lachaise’in popüler noktalarından bir diğeri.
Genç adam çapkınlığıyla ünlüymüş.
Bu yüzden de mezar üreme sembolüne dönüşmüş.
Noir’ın kendi boyutundaki heykelinde kabarık cinsel organı, ilgi çekiyor.
Bronz heykelin ağzı, burnu, pabuçlarının ucu ve cinsel organı garip biçimde aşınmış.
Maria Callas’ın sembolik mezarı da burada yer alıyor. Ünlü sopranonun cenazesi bir Ortodoks kilisesinde yapılan dini törenden sonra buradaki Gaston Krematoryumu’nda yakıldı ve külleri Le Pere Lachaise’deki yerine konmuş.
Kaldırımda doğduğu için Kaldırım Serçesi diye anılan Edith Piaf’ın kabri de ilgi çeken yerlerden.
10 Ekim 1963’te vefat ettiğinde Katolik kilisesi Paris Başpiskoposu sürdüğü hayat yüzünden cenaze töreni yapmayı reddeder.
Sanatçının tabutu PEre Lachaise’e götürülürken hayranları korteje katıldı ve mezarlıktaki törende hazır bulunanların sayısı 100 bini geçti.

Cenazesinde vasiyeti üzerine kendi bestelediği Marche Funébre (Cenaze Marşı) yerine Mozart’ın Requiem’inin çalınmasını isteyen
ünlü müzisyen Frederic Chopin de burada.
Sanatçının isteği üzerine vefatından sonra kalbi çıkarılarak ablası Ludvika tarafından bir kutuya konup Polonya’ya götürülmüş ve Varşova’daki Kutsal Haç Kilisesi’nin sütunlarından biri oyularak içine yerleştirilmiş.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Kapheros

Kapheros Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @sigaramcamel

23 Jun
1493 yılında Kristof Kolomb ve yanındakiler Küba’dan Barselona’ya ellerinde “Tobacco” dedikleri, duman tüten çubuklarla dönmüşlerdi.
“Tobacco” bir süre sonra tüm dünyaca bilinen, insan sağlığına zararları yanında, ülkelerin ekonomilerine yaptığı katkı ve Image
yarattığı iş olanaklarıyla önemli bir ürün haline gelmişti.

Tütünü Osmanlı topraklarına 16. yüzyılın son yıllarında Cenevizli tüccarlar getirdi. Cenevizliler tütünü birtakım hastalıkların tedavisinde kullanılan bir çeşit ilaç olarak tanıtmışlardı. ImageImage
Osmanlı topraklarında tütün tarımı ilk olarak Makedonya, Kırcaali, Yenice’de; Anadolu’da ise Bursa, Avunya, Söke, Foça ve Akhisar’da başladı. Anadolu toprağına çok iyi uyum sağlayınca da uluslararası pazarlarda “Türk Tütünü” ya da “Şark / Oriental Tütünü” ImageImage
Read 37 tweets
20 Jun
Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin ilk büyük itiraf Özel Harp Dairesi Başkanlığı da yapmış olan Sabri Yirmibeşoğlu’ndan gelmiştir. Yirmibeşoğlu, 1955’de Menderes hükümeti zamanında yer alan 6-7 Eylül olayları döneminde Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalanmasını Image
“ÖHD’nin düzenlediği mükemmel bir operasyon” olarak nitelemiştir.

Kontrgerilla harekatı veya gayrinizami harp, Soğuk Savaş döneminde ABD tarafından komünizm tehlikesine karşı uygulanan stratejide çok önemli bir pozisyona sahipti Image
Başlangıç noktası Soğuk Savaş döneminde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü olan NATO'ya üye ülkelerde oluşturulan, aynı zamanda CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerine dayanır. ImageImage
Read 26 tweets
13 Jun
19. yüzyılın sonlarında Ninova’dan çıkarılan kırık kil tabletlerin üzerinde dünyanın en büyük hazinelerinden biri yazılıydı.
Tabletler, Sami dillerinin en eskisi olan ve çivi yazısıyla yazılan Akadçaydı.
Yazı karakterleri, kalem niyetine kullanılan nesnenin tablet yüzeyine
bastırılmasıyla oluşturuluyordu.
Ortaya çıkan karakterlerin çiviye benzemesi nedeniyle bu yazı türü çivi yazısı olarak isimlendirilmişti.
Gılgamış Destanı, Homeros’un İlyada ve Odysseia’yı yazmasından en az bin üç yüz yıl önce çivi yazısıyla kil tabletler üzerine yazılmıştır.
Araştırmacı George Smith British Museum’daki kırık kil tabletlerden Gılgamış Destanı’nın parçalarını bir araya getirdi.
Gılgamış Destanı, tarihin en eski yazılı destanının adı olup, 56 kil tablete Akad çivi yazısı ile kaydedilmiştir.
Read 24 tweets
11 Jun
“İnsanın kucaklaşması ve sevgisini anlatırken Akdeniz aklıma geldi.
Akdeniz büyüktü, bizden bir denizdi.
Kucak açmayı bu adla anlatmak istedim.
Sevgiyi ve kucaklaşmayı anlatırken bir kadının bütünlüğünden yararlanmak istedim.” Image
İlhan Koman bu cümleleri adıyla bütünleşmiş ünlü heykeli Akdeniz için sarf etmiştir.

Türkiye’nin Leonardo da Vinci’si olarak anılan usta bir sanatçı İlhan Koman.
Edirne’de 17 Haziran 1921’de doğar. Image
Edirne Lisesi’ni bitirdi ve 1941’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde sanat eğitimine başladı. Derslerde antik heykellerden yaptığı kopya ve orneman (süsleme) çalışmalarıyla hocalarının dikkatini çeker, resimden çok bu işlere yatkın olduğunu, Image
Read 18 tweets
10 Jun
İlk insanlar, ağaç yapraklarını, dokunmuş otları veya ağaç kabuğunu, kemikleri, kafatasını ve ölü hayvanların derisini vb. sararak bedenlerini örtmüş ve korumuşlardır
Genetik analizler, giysilerde yaşayan insan vücudu bitinin 170.000 yıl önce baş bitinden ayrıldığını öne sürdüler Image
ve bu da insanların bu zamanlarda kıyafet giymeye başladığına dair kanıtları desteklemiştir.
Bazı uzmanlara göre insan vücudundaki kıllar dökülmeye başladıkça örtünmeye başladı.
Tarihte bilinen en eski dikiş iğnesi günümüzden 60.000 yıl öncesine tarihlendirilir. ImageImage
Bu iğne Güney Afrika’nın Sibudu Mağarasında bulunmuştur.
2016 yılında Rusya-Sibirya’daki Altay Dağları’ndaki Denisova Mağarası’nda bulunan bir kemik iğnesinin tarihi de günümüzden 50.000 yıl öncesine dayanır. ImageImage
Read 24 tweets
9 Jun
1942 yazında İstanbul gazetelerinde, genel olarak gayrimüslimleri, özel olarak Yahudileri hırsızlık, karaborsacılık, soygunculuk, vurgunculuk ve ihtikar (aşırı kar) fiilleri ile ilişkilendiren haberler ve karikatürler birbirini izlemişti.
Gazetelerde suçlananlar başta Yahudiler olmak üzere gayrimüslim zenginlerdi.
9 Temmuz 1942 günü hükümeti kurmakla görevlendirilen Şükrü Saraçoğlu 5 Ağustos’taki güven oylamasından sonra şöyle dedi: “Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız.
Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal (en az onun kadar) bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan ve azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz ve her vakit bu istikamette çalışacağız!”
Read 30 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(