Pandemi kısıtlamaları sonrası İstanbul’daki yiyecek mekânlarında korkunç ve vicdansız bir fiyat artışı var. Çengelköy’de gayet salaş, tahta iskemlede, paslanmaz metal tabakta servis veren lokantada iki az çorba 44₺, bir Urfa 46₺, tavuk kanat 38₺, kutu kola 9₺!
Fiyat / performans açısından bakıyorsun servis geç ve özensiz, malzeme ikinci kalite, verdiği pide-ekmek sabahtan kalma ama fiyat feci. Adeta pandeminin acısını vatandaşı soyarak çıkarıyor “esnaf”(!)
Bir şiş Urfa’da 80gr yağlı kıyma var ki maliyeti 4/5₺. X2 diğer maliyetleri ekle 10₺. 20-25₺ hadi bilemedin 30₺’den satması gereken kebaba 46₺ almak yasaldır ama ahlaki değildir.
9₺’ye satılan kutu kolanın, 5₺’ye satılan d.mla suyun maliyeti de bedavadan az pahalı bu arada.
Başka bir nobranlık da taksilerin gece hortlayan havalı korna ve kampanaları! Kucağımda çocuk uyumuş arabaya doğru yürüyorum zbammm çalıyor insan suretli gevşek. @iteo34 Übere gösterdiğiniz “duyarı” bu ilkelliği ciddiyetle denetleyip gidermek çok zor değil mi sizin için?
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
3 ay içerisinde 1 milyon insanın palalarla vahşice öldürüldüğü Ruanda Soykırımı'nı radyodaki bu slogan başlatmıştı. Yakın tarihin gördüğü en acımasız katliamların yapıldığı bu üç aylık dönemin ayrıntıları korkunç detaylarla dolu.+
Katliamı gerçekleştiren aşırı milliyetçi Hutular silah alacak ekonomik güçleri olmadığı için Çin'den aylar öncesinden tanesi 50 Cent’ten on binlerce palalar sipariş edip aldılar. Palaları Fransız ve Belçika uçakları havadan Hutulara dağıttı. Palalar yetmeyince mızraklar yaptılar.
Katliam sinyaliyle önceden hazırlanan listelerde isimleri bulunan Tutsiler ve ılımlı Hutular öldürülmeye başlandı. Parası olan kurşunla daha acısız bir ölümü satın alabiliyordu. Anne-baba palayla öldürülürken, çocuklarının kurşunla öldürülmesi için yalvarıyordu katliamcılara.
Afrika seyahatlerimde en etkilendiğim deneyimlerden biri Ruanda'da Gümüş Sırtlı Dağ Gorilleri ile tanışmak olmuştu.+
Ruanda ''Bin Tepeli Ülke'' demek. Gümüş sırtlı dağ gorilleri ise sadece üç farklı dağda yaşıyor. Bu dağlardan biri tamamen izole, hiçbir şekilde insan kabul edilmiyor. Diğerine ise sadece biliminsanları gidebiliyor. Sonuncu dağda yaşayan 15 goril ailesi ise turistlere açık.
İnsanları etkileyen en ufak gribal enfeksiyon dağ gorillerinde ölümcül olabiliyor. Genetikleri insan çok yakın olan bu canlıların bağışıklık sistemi bizler kadar gelişkin olmadığı için eğer nezle ya da gripseniz kesinlikle gorillere yaklaşmamalısınız.
13. Bermekilerin büyük hatalarından biri de Harun’un İranlı bir cariyeden olan oğlu Memun’u veliaht yapma çabalarıdır. Memun'da tıpkı babası gibi Bermekilerin evinde, onların içinde yetişir. Annesinin Fars oluşu Arap olmayan halkların onu daha çok sevip, tercih etmesini sağlar.+
14. Oysa Harun’un tüm akrabaları, yani Kureşyli Haşimoğulları’nın Abbasoğulları kolu, Arap asıllı eşi, amcasının kızı Melike Zübeyde’den olan oğlu Emin’i veliaht yapmak istemektedir.
15. Bu uğurda Bağdat’taki Abbasi sarayında büyük mücadeleler verildi. Melike Zübeyde hem anne hem baba tarafından Kureyşli, Haşimi ve Abbasi’ydi. Harun’un bile annesi Yemenli cariye olan Hayzuran iken, Zübeyde cariyeden doğmamış ve hep hür Abbasilerin soyundan gelmişti.+
Abbasi Halifesi Harun Reşit çok zeki ve detayları hiç kaçırmayan bir idareciydi. En büyük taktiği ‘’farkında değilmiş gibi yapmak’’ ve vakti geldiğinde ‘’ansızın’’ hesap sormaktı. +
1. Çocukluğundan itibaren onu daha sonra veziri olacak olan İran, Fars asıllı Yahya el Bermeki yetiştirdi. Aslen Belh şehrinden olan Bermekiler'den ilk Müslüman olan Yahya el Bermeki'nin babası Halid bin Bermek'ti. Halid bin Bermek Budizmden İslama geçmişti. +
2. Harun, Yahya el Bermeki’yi ‘’baba’’ diyecek kadar çok sevdi. Tüm çocukluğu onun evinde ve oğulları Cafer ve Fadl Bermeki ile oynayarak geçti. Yahya el Bermeki’nin karısı Harun ve Fadl’ı bebekten emzirmiş ve Harun, Fadl ile süt kardeşi olmuştu.+
Dünya para tarihinin en ünlü parası:
'Martın 15'inde köleler özgürleşti'
Brutüs'ün, evlatlığı olduğu imparator Julius Caesar'ı öldürdükten sonra M.Ö. 43 yılında bastırdığı bu altın Roma parasına EID MAR (Eidibus Martiis), 'Martın 15'inde Köleler Özgürleşti' sloganını yazdırmıştı+
Brutus bo sloganı paraya özgürlüğüne kavuşan kölelere verilen başlık ve yine o dönem özgürlük sembolü olan iki hançer figürü ile desteklemişti. +
Brutüs paradaki iki hançerle askerlerine de bir mesaj veriyor ve onların diktatöre karşı ve senato için savaşan kahramanlar olduğunu bildiriyordu. Aynı zamanda bu mesaj, Mart ayında Roma halkını da diktatör Julius Caesar'dan kurtarıp serbest bıraktığını iletmeyi de amaçlıyordu.+
Osmanlı hükümdarı Genç Osman’ın, “Sisli Kır” isminde çok sevdiği bir atı vardı. Genç padişah Sisli Kır ile büyümüştü. Can yoldaşının günün birinde ölmesi üzerine çok hüzünlenip üzülmüş ve adını sonsuza kadar yaşatmak istemişti. +
Üsküdar’daki Kavak Sarayı’nın avlusuna defnedilmesini ve başına da kitabeli bir taş dikilmesini istedi. Emir yerine getirilerek Sisli Kır’a bir kabir yapıldı. Derken, bunu başka at kabirleri takip etti. Karacaahmet Mezarlığı’nda, günün birinde “atlara mahsus” bir bölüm açıldı. +
Mezarın hayalî bir altıgenin köşelerine yerleştirilmiş 6 tane mermer sütun üzerinde yükselen bir kubbesi de vardı. Sisli Kır’ın ve diğer at mezarlarının yerinde bugün yeller esiyor ama Sisli Kır’ın mezartaşı hâlâ duruyor +