SU TANKINDA ÖLÜ BULUNAN ELISA LAM'İN ÜRKÜTÜCÜ HİKAYESİ
Elisa Lam; 1992 yılında Kanada’nın Vancouver şehrinde doğup büyüyen genç bir kızdır. Onu bu kadar ünlü yapan şey; 19 Şubat 2013 tarihinde ABD’de bulunan Cecil Hotel’de gizemli ve “açıklanamayan” bir şekilde ölmesi..
Elisa Lam’in ölüm şekli son derece kötü: Odasından çıkıp asansörde görülen garip ve ürkütücü hareketleri yapan Elisa; otelin çatısında bulunan bir su tankının içinde, o ağır kapak da üzerinde kapanmış şekilde ölü bulunuyor.
Elisa Lam’in cesedi müşterilerin suyun tadının bozulmasından şikayet etmesi sayesinde öğreniliyor. Ceset, 3 haftadır su tankında ve çürüme süreciyle birlikte suyu da mahvediyor..
Bu korkunç ölümü bir efsane haline getiren şeyler ise arada yaşanan ve olağanüstü olduğu iddia edilen olaylar.
Elisa; otel odasından çıkıp birinden kaçıyormuş gibi çok korkmuş bir durumda asansöre giriyor.Tüm düğmelere basıyor, ancak asansör çalışmıyor. Sonrasında yaptığı ürkütücü hareketleri, ayaklarındaki ve genel koordinasyonundaki adeta “cinli” denilen hali insanı gerçekten korkutuyor
Ve Elisa Lam in ölmeden önceki son görüntüleri. Bir şeyden saklanmaya çalıştığı ortada.
Instagram hesabımıza sizleri de bekliyoruz orada da buradakilerle birlikte farklı ve güzel etkinliklerle beraber sizlerin yanında olmaya çalışacağız takip ederseniz seviniriz instagram.com/esrarengizdurum
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Davranışçı psikolog John B. Watson, sahada yaptığı araştırmalarda insanın korkularının sonradan kazanıldığına dair bir gözlem yapınca, bu tezini araştırma laboratuvarına taşıma kararı verir.
Denek olarak ise belki de seçilebilecek en kötü kişiyi seçer: 8 aylık olan Küçük Albert...
TARİHE DÜŞEN KARA BİR LEKE: STANFORD HAPİSHANE DENEYİ
1971 yılında Philip Zimbardo isimli bir sosyal psikolog, insanların sosyal rollere nasıl tepki verdiğine dair bir deney düzenleme kararı aldı
Stanford Üniversitesi'nin Psikoloji Departmanı'nın bodrum katına inşa edilen sahte bir hapishanede, gardiyanlar ve mahkumlar olarak davranmalarını sağlayacak şekilde, 2 hafta sürecek olan deneyi için 24 kişiden oluşan bir grup erkek, üniversite öğrencisini deneyinde kullandı.
Yukarı Karabağ bölgesinin bir kasabası olan “Hocalı”, 936 kilometre karelik alanı ve 11.356 kişilik nüfusu ile ufak bir yerleşim yeri olmasına rağmen bölgede bulunan tek hava alanına sahip olması nedeniyle stratejik olarak çok önemli bir konumdaydı.
Bölge 1991 yılının Ekim ayından itibaren abluka altına alınarak Ermeni Devlet Kuvvetleri tarafından bombalanmıştı. 1992 yılının Ocak ayında ise bölgede uçan helikopterin düşürülmesi 20 Rus ve Kazak uzmanın ölmesi ile sonuçlanınca
Yok etme gücü devasa boyutlarda olan nükleer patlamalar nükleer reaksiyon ve nükleer fisyonun birlikte kullanılması sonucu yüksek hızda çekirdek tepkimesiyle ortaya çıkan bir güçtür.
Nükleer patlamaların sonucunda atmosferin en alt katmanı olan troposfere ulaşan enerji dört ana gruba ayrılmaktadır. Bu gruplardan patlamanın sonucu olarak oluşan tahrip kısmı, toplam gücün %40-50 sini oluşturmakta,
Finlandiya'nın En Ünlü Cinayet Serisi: Bodom Gölü Olayları
Finlandiya'daki Bodom Gölü, çok sayıda gizemli olay ve cinayete ev sahipliği yapan bir yer. İlk olay ise 1960 yılında 4 genç sevgilinin Bodom Gölü kıyısında kamp yapması ile gerçekleşti.
Göl kıyısında tek bir çadırda kalan 4 arkadaştan 3'ü sabah ölü olarak bulundu. Dördüncü ise vahşi bir şekilde yaralanmıştı. Böylece yaralanan 4. kişi Bodom Gölü cinayetinin en baş şüphelisi haline geldi.
Hayat Kadınlarını 'Kendi İç Çamaşırlarıyla' Boğarak Öldüren Seri Katil: Jack Unterweger
1950 yılında Avusturya'da doğan Jack Unterweger, hayat kadınlarına karşı bir takıntı beslemekteydi.
Hayat kadınlarını tek tek evine çağırarak onları önce tahta sopa ya da demir çubuklarla darp ediyor, cinsel organlarına zarar veriyor ve ardından sütyen ya da külotları ile boğarak öldürüyordu