AFGANİSTAN'DA VARLIKLI İNSANLARA SEKS KÖLELİĞİ İÇİN SATILAN ERKEK ÇOCUKLAR: BACHA BAZİ
Bacha bazi, Afganistan’da erkek çocuklarının cinsel istismarının gelenek haline gelmiş halidir. Maalesef hala da devam etmektedir.
Bunun yanında, erkek çocuğu olmayan aileler tarafından satın alınan/evlat edinilen kız çocuklarına da bölge halkı tarafından bacha posh denir. Bacha posh’ta erkek çocuğu olmayan aileler kız çocuğunun bir “utanç” sayılmasından dolayı bir erkek evlata ihtiyaç duyarlar.
Bacha posh olarak alınan kız çocukları, erkek gibi giyinir, erkek gibi davranır, erkek gibi konuşur, erkeklerin sorumluluklarını üstlenir ve Afganistan’da erkek olmanın özgürlüklerinden de tıpkı bir erkek gibi yararlanırlar.
Ergenliğe gelince ise “bacha posh” rolü biter ve kız çocuğu tekrar kadın kimliğine bürünür. Afganlar bacha posh’u Afganistan’a hükmeden hükümdarların harem kültürüne dayandırır.
Hadım ağaların aksine bacha posh, haremde erkek bulunamayacağından haremi yönetmek için erkek gibi yetiştirilmiş ve öyle davranan kızlar için kullanılır.
Bu kültür zamanla saraydan halka inmiştir. Gerçi halka indi demek ne kadar doğrudur bilinmez. Çünkü alelade bir Afgan'ın böyle bir şey için bütcesi yoktur. Bununla genelde yerel olarak güç sahibi olan kişiler uğraşır.
Bacha bazi ise erkek çocuklarının kadın gibi davranmaya zorlanmasıdır.
Bu uygulamada fakir ailelerin çocukları, zengin yerel eşraf tarafından satın alınır ki (ya da verilir),
günümüzde bu eşraf dediğimiz kitleyi taliban’a karşı savaşan ve Afganistan’daki koalisyonun da bir dönem desteğini bolca almış kuzey ittifakı liderleri oluşturur.
Bu vatandaşlar da Sovyet-Afgan savaşı sırasında ruslara karşı savaşmış, Afganistan üzerinde yer yer söz sahibi kişilerdir, bazen de iyi birer istihbarat kaynağıdır.
Satın alındığında çocuk henüz 5-6 yaşındadır. İlk başta çocuk köçek gibi kutlamalarda kadın giysileriyle dans ettirilir. Çocuğun yaşı ilerledikçe bu köçeklik hali fuhuş halini alır.
Çocuk buna tepki gösterdiğinde köle statüsünde olduğu için sahibi tarafından şiddet uygulanmasında hiçbir sakınca görülmez. Ayrıca çocuğun “sahibi”, isterse çocuğu “paylaşma” hakkına da sahiptir.
Afganistan haricinde Semerkant, Buhara civarı Özbekistan’ın bazı bölgelerinde de yaygın bir uygulamadır.
Ancak Afganistan’da bu geleneği devam ettirenler genelde yerel silahlı güce sahip olduğu için bu uygulama hukuki yaptırımlara tabi değildir, daha dogrusu tabidir ama sadece kağıt üzerinde.
Ayrıca taliban'ın getirdiği yasada da yasaktır, ama yine pek itibar edilmez bu yasağa. Çünkü bunu yapanlar genelde yerel olarak güçlü, silahlı gücü, bağlantıları bulunan, uyuşturucu imali ve kaçakçılıktan zengin olmuş aşiret ağalarıdır.
Birçoğu da Sovyet-Afgan savaşından iç savaşa kadar dağda çalışmış kişilerdir.
İlginç şekilde Afganistan’da bacha bazi olarak verilen erkek çocuklara sahiplerinden dolayı saygı duyulur. Çarşı/pazar gibi yerlere çıktıklarında el üstünde tutulurlar.
Bu çocuklar belirli kutlamalarda raks ettirilirken misafirlerden birine ellerinde bir çay sunarlar ki bu, onların geleneğinde çay sundukları kişiyi “beğendikleri” anlamına gelir.
Bu geleneğin tam olarak nasıl ve ne zaman başladığı bilinmiyor. Bazı afganlar, bunun Büyük İskender ve Makedon istilasından beri Afganistan’da olduğuna inanırlar.
Zira, Antik Yunan’da bu oldukça olağan bir durumdu. Bazıları ise bununla alakası olmadığını söyler, bunun arap kültürüyle gelen bir şey oldugunu anlatır.
acha bazi’de ergenlik ve çocukluk boyunca bu işlerde kullanılan çocuklar, yaşları büyüyünce de genelde sahiplerinin kadın akrabalarından biriyle evlendirilip “iç güveysi” olurlar.
Afganistan, uzun zaman boyunca dünyanın ilgisini çeken bir yer olmadı. İlk defa sovyet-afgan savaşında bölgeye gelen rus askerleri tarafından bazı bölgelerde cinsel suçlar rapor edilmişti.
Daha sonra Afganistan’daki amerikan askerleri 2001’deki müdahale sırasında böyle vakalarla karşılaştılar ve durumun önüne geçilememesinin sebebini bu geleneği devam ettirenlerin güçlü yerel liderler olmasına bağladılar..
Yazımızı bitirmeden önce bu insanlık dışı olayların hala yaşandığını ve daha da tuhaf kısmı, bazı insanlarca normal hatta hoş bulunabildiğini belirtmek isteriz...
Instagram hesabımıza sizleri de bekliyoruz orada da buradakilerle birlikte farklı ve güzel etkinliklerle beraber sizlerin yanında olmaya çalışacağız takip ederseniz seviniriz instagram.com/esrarengizdurum
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
DENİZİN 30 METRE ALTINDA 3 GÜN YAŞAYAN HARRISON OKONE'NİN İNANILMAZ HİKAYESİ
2013 yılının mayıs ayında, 12 kişilik bir deniz mürettebatıyla denize açılan petrol arama platformuna ait üç römorkör teknesinden birinde Harrison aşçı olarak görev almıştı. Amaçları çoğu Nijeryalı gibi para kazanmaktı. Ancak bu iş oldukça zordu.
Mürettebat koskoca okyanusun içinde başlarına gelebilecekleri tahmin etseler de işlerini yapmak için yine de denize açılmıştı. Mürettebatın bu deniz yolculuğunda, okyanusun bilinen hava koşullarının dışında yaşayabilecekleri başka bir risk de vardı; korsanlar.
Öldürdüğü Erkeklerle Bir Süre Beraber Yaşayan İskoç Seri Katil: Dennis Nilsen
1978-1983 yılları arasında İngiltere'de 15 erkeği öldüren İskoç seri katil Dennis Nilsen'in hikayesi.
1978-1983 yılları arasında ilişkiye girdiği veya girmek üzere olduğu 15 erkeği öldüren İskoç seri katil Dennis Nilsen. Annesi İskoç, babası Danimarkalı olan Nilsen eşcinseldi, yalnızdı.
1980 yılında Almanya’nın kuzeyindeki Niedersachsen (Aşağı Saksonya ) eyaletinin Papenburg kentindeki Mayer Werft tersanesinde inşa edilen M/S Estonia Feribotu 28 Eylül 1994 tarihinde Baltık Denizi’nde batar.
Estonya’nın başkenti Tallinn’den İsveç’in başkenti Stockholm’e giden 989 yolculu feribottan sadece 137 kişi kurtulur, 852 yolcu boğularak yaşamını yitirir.
Davranışçı psikolog John B. Watson, sahada yaptığı araştırmalarda insanın korkularının sonradan kazanıldığına dair bir gözlem yapınca, bu tezini araştırma laboratuvarına taşıma kararı verir.
Denek olarak ise belki de seçilebilecek en kötü kişiyi seçer: 8 aylık olan Küçük Albert...
SU TANKINDA ÖLÜ BULUNAN ELISA LAM'İN ÜRKÜTÜCÜ HİKAYESİ
Elisa Lam; 1992 yılında Kanada’nın Vancouver şehrinde doğup büyüyen genç bir kızdır. Onu bu kadar ünlü yapan şey; 19 Şubat 2013 tarihinde ABD’de bulunan Cecil Hotel’de gizemli ve “açıklanamayan” bir şekilde ölmesi..
Elisa Lam’in ölüm şekli son derece kötü: Odasından çıkıp asansörde görülen garip ve ürkütücü hareketleri yapan Elisa; otelin çatısında bulunan bir su tankının içinde, o ağır kapak da üzerinde kapanmış şekilde ölü bulunuyor.
TARİHE DÜŞEN KARA BİR LEKE: STANFORD HAPİSHANE DENEYİ
1971 yılında Philip Zimbardo isimli bir sosyal psikolog, insanların sosyal rollere nasıl tepki verdiğine dair bir deney düzenleme kararı aldı
Stanford Üniversitesi'nin Psikoloji Departmanı'nın bodrum katına inşa edilen sahte bir hapishanede, gardiyanlar ve mahkumlar olarak davranmalarını sağlayacak şekilde, 2 hafta sürecek olan deneyi için 24 kişiden oluşan bir grup erkek, üniversite öğrencisini deneyinde kullandı.