1- Bugün İstanbul Lisesi olarak kullanılan Düyun-u Umumiye Binası'nın ana kapısı. Düyun-u Umumiye (Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Muhassasa İdaresi), 1881-1923 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun iç ve dış borçlarını denetleyen kurumdur.
2- Navarin Bozgunu, Osmanlı ve Mısır donanmalarıyla, birlikte hareket eden Britanyalı, Fransız ve Rus donanmaları arasında; 20 Ekim 1827 tarihinde geçmiş olan bir deniz muharebesidir. Bu muharebe Osmanlı tarihinde , Navarin Baskını veya Navarin Faciası adlarıyla da geçer.
3- Kenevir Tarımına Liderlik Eden Ülkeler (2017).
İzinli endüstriyel kenevir ekimi yapılan 19 il+ Sivas (2021). 1. Kanada 140.000 akre 2. Çin 74.000 akre 3. Fransa 40.000 akre 4. ABD 40.000 akre
Akre alan biriminin, dönüm alan birimine oranı 4.046 değeridir.
4- Fransız Lape Hastanesi, 1858 yılının sonunda 12 hasta ile hizmete başlayıp, bugün 29.500 m² alanda, 5 ayrı serviste 150 yatak kapasiteli bir hastane olarak hizmet vermektedir( Şişli/İstanbul). fransizlape.com/kurumsal
5- Fransız Lape Hastanesi’nin tarihi 1853-1856 yılları arasındaki Kırım Harbi’ ne dayanmaktadır. Savaş devam ettiği sürece İstanbul’daki rahibelerin yanı sıra Fransa’dan gelen 225 Filles de la Charité (Şefaat Rahibesi) yaralı ve hasta askerleri tedavi etmeye devam etmişlerdir.
7- Fransızlar, Türk topraklarında sağlık işini 1858 tarihli Osmanlı Ceza Kanunname-i Hümayunu ile bitirerek, medikal endüstriye başlamışlar.
1853'te cildi delecek kadar ince bir iğneye sahip $ırıngalar geliştirdikten 5 yıl sonra (Charles Pravaz ve Alexander Wood).
8- 25 Nisan 1864 tarihli “Attarlar ve Kökçüler Nizamnâmesi” uyarınca aktar esnafının kenevir ve müstahzarlarını satması yasaklanmış, yalnız eczahanelerin reçete karşılığı satış yapmalarına izin verilmiştir.
8.1. İtalyan Luigi Mongeri, 1860 yıllarında Doğu’da (İstanbul) görülen akıl hastalıklarının bir sebebinin de kenevir olduğunu beyan ederek sonra Osmanlı Devleti topraklarında kenevir ekimi, ve içilişi hakkında etraflı bilgiler vermektedir.
8.2- 1860'tayıllık üretim miktarı 25.000 kg'ı geçmektedir. İzmit, Bursa ve Musul bolluk ve kalite yönünden önde gelen bölgelerdir.
L. Mongeri, “Etudes sur l’aliénation mentale en Orient: Causes de la folie - l’Esrar”, Gazette Medicale d’Orient, sy. 8, İstanbul 1864, s. 69, 102.
9-Reşid Taşı ya da Rosetta Taşı, Mısır'da kale yapımındaki bir kazı sırasında rastlantı eseri bir Fransız askeri tarafından bulunmuş, Mısır'da Fransızlar tarafından kurulan olan enstitüye gönderilmiştir (1798).
9.1- M.Ö. 196 yılında yazıldığı tahmin edilen bu taş adını bulunduğu Reşit (Rosetta) kasabasından almaktadır. Ağırlığı 760 kg dan daha fazla ve 114 cm uzunluğunda, 72 cm genişliğinde, 28 cm kalınlığındaki bu taş granit ya da siyah bazalttan yapılmıştır.
9.2- Büyük İskender'in Mısır'ı fethinden sonra hüküm sürmeye başlayan Ptolemaios Hanedanı'nın hükümdarlarından biri tarafından yazdırılmıştır.
9.3- O güne kadar okunamamış Demotik ve Hiyeroglif alfabelerinin yanı sıra, okunabilen Yunanca bir metnin de aynı taş üzerinde bulunması ile tek bir metnin üç ayrı dilde yazılmış olduğu görüşü pek çok araştırmacının ilgisini çekmiştir.
9.4- Taşın ve dolayısıyla Hiyeroglifin sırrını çözen araştırmacı, 1822 yılında, eski Mısır yazılarının güncel kıpti diline benzediğini ortaya koyan araştırmacı Jean-Francois Champollion olmuştur.
9.5- Yazıtın Yunanca kısmını Hiyerogliflerle kıyaslayan Champollion'a Demotik alfabesini 1814 yılında çözen İngiliz Thomas Young'ın çalışmaları da yardımcı olmuştur.
9.6- Antik Mısır'a ait yazıların çözülmesi ile birlikte Mısırbilim diye adlandırılan Antik Mısır bilimi doğmuş ve geçmiş yüzyılların açıklığa kavuşması kolaylaşmıştır. İngiliz koleksiyoncuların eline geçen taş, günümüzde British Museum'da sergilenmektedir.
Aşağı Petra. İslam tarihi ve arkeolojisi araştırmacısı Dan Gibson'un bulgularına göre burası Muhammed'in gençlik yıllarını yaşadığı ve ilk vahiylerini aldığı yerdi. İlk İslam mescit ve mezarlıklarının gösterdiği gibi aynı zamanda orası Müslümanların ilk kıble yönleriydi.
I- Aşağı Petra şehrinin, Ürdün'deki Korint Mezarından görünümü, Bernard Gagnon.
II- El Khasné, Petra, Frederic Edwin Church.
petroloji:
İngilizce petrology veya Fransızca pétrologie "kaya bilimi" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca pétra πέτρα "taş, kaya" sözcüğünden türetilmiştir.