Mustafa Kemal Atatürk 1915'te 34 yaşında Anafartalar komutanı olarak Çanakkale Savaşları'nın en şiddetli günlerini savaşın en önünde askerleriyle birlikte yaşarken, bir taraftanda ülkesinin gelecekteki kurtuluş günlerini hayal ediyordu.
Her an ölme ihtimali çok yüksek olan bu günlerde, İstanbul'daki bir dostuna mektup gönderiyor. Okumak için kitaplar göndermesini istiyor. Paris'ten ve İstanbul'dan temin edilen kitaplar Atatürk'e ulaştırılıyor. Hepsini cephede okuyor.
Çanakkale Savaşları'nda cephede okuyup bitirdiği bu kitaplardan bazıları şunlardır:
1- Aklı Selim ( Jean Meslier) 2- Hürriyet (j.Stuart Mill) 3- Altay- Aladağ Türk Lehçeleri Lügatî( Vasily İvanaviç) 4- Avrupa milletleri Ruhiyatı(Alfred Feuillet)
5- Burjuva Demokrasyası ile Proleterya Diktatörlüğü Hakkında Tezler( Lenin) 6- Büyük Tarih-i Umumi( Ahmet Refik) 7- Cihan Tarihinin Umumi Hatları(H. George Wells) 8- Devlet-i Osmaniye Tarihi( Hummer) 9- Dün ve Yarın (Gustave Le Bon)
10-Düvel-i İslamiye (Stanley Lone Pole)
11-Fenn-i Ruh (Ludwig Bücnher)
12-Hunların, Türklerin, Moğolların ve Daha Sair Tatarların Tarihi Umumiyesi(Joseph De Guignes)
13-İlmi İktisat Dersleri( Charles Gide)
14-Mukavele-i İçtimaiye Yahut Hukuk-i Siyasiye Kavaid-i Esasiyesi( Jean Jacques Rousseou)
19-Rübaiyyat-i Hayyam Tercümeleri
20-İmtizac-ı Akvam ve Vefa-i Ahd(Namık Kemal)
21-Tarih-i İslam (Şehbenderzade Ahmet Hilmi)
22-Üçüncü Cumhuriyet Zamanında Siyasi Fikirler
Düşünebiliyormusunuz.
Çanakkale savaşı boyunca cephede savaşın ortasında ölüm ile burun buruna iken bu kitapları getirtmiş ve tamamını orada okumuş. Her satırını çizerek, notlar alarak .
Hikaye değil, roman değil, şiir değil, fıkra değil.
Türk tarihi, dünya tarihi, felsefe, en uzak Türk lehçelerinden lügatlar kelime kelime okunmuş. Ölüme saniyeler kala dahi ülkesinin gelecegine hazırlık yapıyor.
Bu emsalsiz insanlık mucizesini Allah sadece Türk milletine armağan etmiştir.
Türk milletim bundan gerekli dersi alsın. Atasına sahip çıksın, yolundan ayrılmasın.
KENAN ÖZEK
ALINTIDIR.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
''ATATÜRK FİLİSTİN CEPHESİNDEN KAÇTI''
diyenlere, bol kaynaklı açıklamalar.
Her ne kadar onlar utanmayacak olsalar da, değerli takipçiler mutlaka arşivlerinde bulundurmalı.
Atatürk, 5 Temmuz 1917’de merkezi Diyarbakır’da bulunan 2. Ordu Komutanlığından İstanbul’da kurularak, Filistin Cephesi’ne intikal ettirilen 7. Yıldırım Ordusu Komutanlığına atanmış, 15 Temmuz 1917’de kurulan Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına bağlanmıştır.
Mustafa Kemâl, Yıldırım Orduları Grup Komutanı Alman Mareşali Falkenhayn ile sorunlar yaşayınca istifa ederek İstanbul’a gitmiştir. (Yazışmalar için; Atatürk'ün Filistin’deki yazışmaları-1917 yılı) Mareşal Falkenhayn, Filistin Cephesi’nde başarılı olamayınca,
Dışişleri Bakanlığı'nın resmi belgelerine göre, Cumhuriyet döneminde Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye diplomatik ilişkileri ilkin 1927 yılı Mayıs ayında Amerika'nın Ankara'ya bir büyükelçi ataması ile başlamıştır.
Şöyle ki Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras'la, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Frank B. KelIog'un 1927 yılı başlarında Cenevre'de bir araya gelmelerinden sonra iki ülke arasında o güne kadar konsoloslukları aracılığı ile
Kanda Türkomun yoğunluğu ve Beta Nova Dünya’da 4 ve 5.Boyut astral yoğunluğu Kanda Türkomun yoğunluğu ve Beta Nova Dünya’nın artık 21 Aralık 2012 ‘den sonra aldığı yeni karakteri, bilinçlerin yüksek benlikçe yaşamasını mümkün kılan önemli bir astral yoğunluk kriteridir.
Turkomun nedir?
Bilinçlerin enerjetik kainat saflarında kullandıkları kristal formlarının damarlarında dolaşan sıvıdır. Bu sıvı, astral bir yoğunluğa sahiptir. Kristal bedendeki bu sıvıya fiziki boyut koşullarında kan olarak bilinen sıvı tekabül eder.
BUGÜN İSTANBUL'U BAŞKENT YAPMAYA ÇALIŞANLARIN ASIL AMACINI HALA ANLAMADIYSANIZ YAPACAK BİRŞEY YOK....
Osmanlı-Rus Savaşı’nda İstanbul’un işgal edilme tehlikesi doğmuştu, başkenti Konya veya Kayseri’ye taşımayı düşündüler.
Ordunun emanet edildiği Alman generalleri ise, Halep’e veya Şam’a taşınmasını teklif ediyorlardı.
★
Balkan Savaşı’nda İstanbul’un kaybedilme tehlikesi yeniden ortaya çıktı, başkenti Bursa’ya taşımayı düşündüler.
Kayseri civarına yeni bir şehir kurulmasını, adının Osmaniye olmasını, Osmaniye’nin de başkent olmasını önerenler oldu.
Atatürk’ün, yurt dışında, çeşitli kıta, ülke ve şehirlerde bulunan anıt, heykel, büst, rölyef ve benzeri sanat eserlerini derleyip toplamak ve bir bütün olarak sunmak gerçekten zor, meşakkatli ve belki de yapılması tam olarak mümkün olmayan bir durumdur.
Acaba yeryüzünde, kendi ülkesinin dışında başka ülkelerde, Atatürk kadar bir başka devlet adamının heykeli, anıtları var mıdır?
Ulu Önder Atatürk’ün 10 Kasım 1938 tarihinde ölümünden sonra, O’nun manevi varlığına karşı saldırılar gerçekleştirilmeye başlamıştı.
İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu 12 senelik dönem içerisinde tespit edilebildiği kadarıyla O’nun tinsel varlığına, fotoğraflarına, heykel ve büstlerine olmak üzere toplam 67 saldırıda bulunulmuştu. (1)
Atatürk’ün manevi varlığına yönelik olarak yapılan bu saldırılar, İnönü döneminde başlayıp, Demokrat Parti iktidara gelene kadar artarak devam etmişti. Bu dönemde yapılan saldırılar, Ticani tarikatı v.b. tarikatlar tarafından yapılıyordu.