Son dakika haberine göre; AK Parti'nin tarihçi Milletvekili Doç. Dr. Halil Özşavlı, İngiliz arşivinde Atatürk'ün 98 yıl önce Le Temps gazetesinden gazeteci Paul Gentizon'a verdiği röportaja ulaştı.
AK Parti'nin tarihçi Milletvekili Doç. Dr. Halil Özşavlı, İngiliz arşivinde Mustafa Kemal Atatürk'ün 98 yıl önce Le Temps gazetesinden gazeteci Paul Gentizon'a verdiği ve bugüne kadar bilinmeyen röportajını gün yüzüne çıkardı.
Şanlıurfa Milletvekili Özşavlı, AA muhabirine, İngiliz Milli Arşivi'nde araştırma yaparken tesadüfen bulduğu bir belgenin önemini sonradan fark ettiğini söyledi.
Büyük İzmir yangını ile ilgili araştırma yaparken İzmir Limanı'nda demirleyen İngiliz savaş gemisi Curacoa'nın seyir defterinde Atatürk ile yapılan bir röportajı bulduğunu dile getiren Özşavlı,
"Röportaj, daha önce hiç yayımlanmamış olması ve Mustafa Kemal'in verdiği mesajlar açısından çok kıymetli." dedi.
Özşavlı, Fransız Le Temps gazetesinden gazeteci Paul Gentizon'un, 12 Şubat 1923'te Atatürk ile yüz yüze röportaj yaptığını belirtti.
Gentizon'un, Atatürk ile yaptığı röportajı, Curacoa adlı İngiliz savaş gemisinin kaptanına rapor ettiğini anlatan Özşavlı, "Kaptan da bunu alıp seyir defterine işliyor. Sonra bu röportaj acaba Le Temps gazetesinde yayımlanmış mı diye baktım. Dönemin Le Temps gazetesini buldum.
Orada hiçbir şekilde çıkmamış. Atatürk Araştırma Merkezi'ne sordum, kendim araştırdım, Mustafa Kemal'in bu röportajı kesinlikle bilinmiyor. Dolayısıyla bu röportajın ilk kez ortaya çıktığı ve daha önce yayımlanmamış olduğunu tespit ettim." diye konuştu.
"Yeni Türkiye" vurgusu
Atatürk'ün, 1,5 sayfalık röportajında üç kez "yeni Türkiye" ifadesini kullandığına dikkati çeken Özşavlı, şöyle devam etti:
"Atatürk, 'Kapitülasyonları hiçbir koşul altında kabul etmeyeceğimizi,
bağımsızlığımız için savaştığımız 4 yıl boyunca her zaman ifade ettim.' diyor. Mustafa Kemal, 'Fransızların bu konuda diğer herkesten daha uzlaşmaz olması beni şaşırttı. Şahsımın ve ülkemin Fransa'ya karşı hissettiği duygular dostanedir.
Fransız hükümeti, bağımsızlığımızı tehlike altına sokacak koşulları kabul etmemiz konusunda ısrarcı olursa biz bu ısrarın dostane olduğunu kabul edemeyiz. Yeni Türkiye, diğer milletler gibi yaşamak istiyor. Biz yeni Türkiye'nin, ikinci bir Çin veya koloni addedilmesine karşıyız.
Biz köle olmayacağız. Eylemlerimizi harekete geçiren tek şey, tam bağımsızlığa olan talebimizdir ve Fransız halkı, tutumumuzun başka bir motivasyondan kaynaklandığını düşünmemelidir.
Fransa ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz çünkü iki ülkenin birçok müşterek çıkarı var. Bunlar karşılıklı ilişkiye dönüşürse bu, en yararlısı olacaktır.
Eğer olmazsa sonsuz güçlükler var olacaktır.' ifadelerini kullanıyor. Röportaj, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 98 yıl önce yeni Türkiye'ye ve tam bağımsızlığa vurgu yapması bakımından çok kıymetli."
Not: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yeni Türkiye" söylemiyle, şuan ki AKP'nin "Yeni Türkiye" söylemi farklıdır. Çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK yani bir devlet kuruyor. Ama AKP bu kurulan cumhuriyet rejimini değiştirmek için adımlar attığı için "Yeni Türkiye" söylemi ortaya çıkıyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Fikirlerin ve doktrinlerin büyük talihsizliği, bir gün gelip kelimeleşmeleridir.
İnsanlığa yeni fikirler getiren ve yeni doktrinler veren düşünürlerin ve önderlerin hazin kaderi de, bir gün gelip, şekil ve suretlerden ibaret donmuş putlar haline sokuluşlarıdır.
Halbuki fikirler ve doktrinler yaşayan varlıklardır. Bunları düşünen ve yayanlar da, hayatın içinden gelen ve hayatın içinde yoğrulmuş hareketli yaratıklardır. Bunlar, tarih içinde birer misyonu olan insanlardır.
Türk Ocağı merkez binası için bir proje yarışması açıldı. Etnografya Müzesi'ni yapan Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu'nun projesi birinci oldu.
Atatürk, binada Türk süslemelerinin kullanılmasını istemiş ve yalnızca Türk işçilerinin çalışmasını emretmişti.
Bunu Arif Hikmet Koyunoğlu kendi ağzından şu şekilde anlatıyor :
'' Türk ocağı inşaatına 21 Eylül 1925 tarihinde başlamış ve 18 ayda tamamlamıştım. Ankara'da ilk betonun kullanıldığı bu binayı Mustafa Kemal 18 ayda tamamlamamı emir buyurmuştu.
Ayrıca, ''binanın inşaatının her şeyinde yalnız Türkler çalışacak, yabancılar hiçbir yerde görev almayacaklar'' dediler. Ne yazık o günlerde teknik elemanların ve ustaların büyük bir bölümü yabancı kökenli idiler.
Bu pazar yine genel kültür tadında…
Bunaltıcı ve yoğun gündemler arasında biraz tebessüm biraz da hayretle okuyacağınız bir konu…
Malum önceki hafta okullar bir bir yarıyıl tatillerine girdiler.
Peki…
Hiç merak ettiniz mi..?
Dünya tarihinde “ilk” okul nerede ve ne zaman açıldı..?
Haydi o zaman…
Bundan tam 5 bin yıl önce...
M.Ö.3 Binler...
Yer, Sümerliler...
Başka bir deyişle, ilk uygarlığı kuran, ilk yazıyı bularak tarihe başlangıç olan Sümerliler...
Yaşadığımız günlerden, okuduğumuz kitaplardan, öğrendiğimiz gerçeklerden çıkardığımız sonuç şudur:
Türkiye’de, yüz bu kadar yıldan beri nice büyük adamlar, nice ileri görüşlü adamlar, Türk toplumunun yeni dünya şartları içinde ayakta kalıp tutulabilmesi için, Batı medeniyetine ayak uydurmak zorunda olduğunu sezmişler, bunun uyanıkken rüyasını görmüşlerdir.
Zaman zaman bu sezişi bilgili bir düşünceye çevirebilenler çıkmıştır… Namık Kemal gibi, Mithat Paşa gibi, Ziya Gökalp gibi bu düşünceleri işe çevirmek için çabalayanlar da eksik olmamıştır.
''ATATÜRK FİLİSTİN CEPHESİNDEN KAÇTI''
diyenlere, bol kaynaklı açıklamalar.
Her ne kadar onlar utanmayacak olsalar da, değerli takipçiler mutlaka arşivlerinde bulundurmalı.
Atatürk, 5 Temmuz 1917’de merkezi Diyarbakır’da bulunan 2. Ordu Komutanlığından İstanbul’da kurularak, Filistin Cephesi’ne intikal ettirilen 7. Yıldırım Ordusu Komutanlığına atanmış, 15 Temmuz 1917’de kurulan Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına bağlanmıştır.
Mustafa Kemâl, Yıldırım Orduları Grup Komutanı Alman Mareşali Falkenhayn ile sorunlar yaşayınca istifa ederek İstanbul’a gitmiştir. (Yazışmalar için; Atatürk'ün Filistin’deki yazışmaları-1917 yılı) Mareşal Falkenhayn, Filistin Cephesi’nde başarılı olamayınca,