Sorular ve Cevaplar
Türkiye’nin İstikameti İleri!
İLERİDEKİ TEHLİKEYE DİKKAT!
Ahmet YOZGAT

1. Bugün, # 8Mayıs2021 # cumartesi Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#KadirGecesi
#MescidiAksa
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
2.Giriş: “Rahmet, Bereket ve Vuslat Kapılarının sonuna kadar açıldığı, duaların kabul olduğu, Bin Yıla denk olan Kadir Geceniz mübarek ola! Akabindeki Ramazan Bayramınız kutlu ola! Dualarımıza, ortak olduğununuzdan da haberiniz ola! Müslüman Aleminin istikbali aydınlık ola...”
*
3. DD'nin Kardeşlerinden Sevgili Hayreddin Acar: "Videolarınızı dinlemekteyim. Böylece Batıya karşı, elimizdeki kozları da anladım. Orada sorun yok. Sadece anlamadığım şu... Madem, bir süre, beraber hareket ettik… O halde, neden Masa dışında kaldık; onu anlayamadım?"
***
4. Sevgili Hayreddin... Galler Masasından söz ediyorsun herhalde... Bu Masa; Kraliçe tarafından; Avrupalı Hanedanları, Binyılcılara karşı toplulaştırma/güç birliği yapma/ortak hareket etme maksadıyla kuruldu.
5. Neticede Hanedanlar toplaştı ama aralarındaki intisap/ekol ayrılıklarını çözemediler... Hatta gide gide, Windsorlara karşı, bir iç cephenin oluşmasını dahi engelleyemediler. Bu bir! Masa ve Türkiye’yle ilişki babında, kanaatimiz o ki…
6. Türkiye adına; Masaya hangi Hanedanın katılacağı/oturacağı konusu da açıklığa kavuşturulamadı. Herhalde, Osmanlı Hanedanı istenmedi. Ve galiba, Masa’nın ortak kanaati; Türkiye’nin yeni “Derin Devleti” bir Bizans Hanedanı olsundu.
7. Malum, Bizansta Hanedan çok! Lakin o aday Hanedanlardan; tercih edileni “Katolik Angeluslar mı, Ortodoks Paleologoslar mı?” konusu da hem tartışmalı kalmış ; hem de Ankara; böyle bir şeyi, baştan reddetmiş olmalı...
8. Bu nedenle Türkiye Masadan uzaklaştı. Koronayla birlikte, Latin Dünyasına yöneldi. Fakat bu yönelişten de Vatikan hoşlanmadı. Galiba, 2021’in İlkbaharında Papaları uyandıran, biraz da bu oldu:
9. Türkiye'nin Latin Dünyası ve Avrupa Ortodoks Proto-Bozkırlılar Dünyası (Ukrayna, Moldova, Bulgarya hatta Rus vs. Ve de Katolik Macar…) ile kurduğu yakınlık; Vatikan’ın harekete geçmesini, iki sene öne çekti.
10. Böylece kurulan “Vatikan Masası” karşısında “Galler Masası”nın ışığı kısıldı; Hanedanların Masası, ikincil seviyeye düştü.
11. Ve Hanedanlar; Vatikan’ın karşısında tutunamayacağını bildiği için Papalığa, biat etti. (Çünkü bidayette, varlık sebepleri zati Vatikan’dı. Nasıl mı? Bu konuda bir makale yazacağız İnşallah!)
12. Bunlardan da önce; Vatikan’ın uyanmasında etken olan bir başka unsur da Başkan Biden bağlamında “Katolik Amerika” tercihiyle Binyılcılar olmuştu zaten.
13. Yani “Küfr” hızla Tek Millet olmaya yöneldi! Lakin bu oluşum; “Tek Güç” olabilirliklerine rağmen, Türkiye’ye karşı, bir savaşı göze alamamaktalar.
14. Zira böyle bir savaş, düşmanlıklarının temel paradigmal gerekçesi olan “Haniflik”i her alan/her Din/her Millet/her Devlet/her Coğrafyada uyandırma tehlikesi taşımakta… Böyle bir Kümülatif uyanış, Tüm Saabiliğin bitişini tetiklemeye yeter. İşte, bunu göze alamazlar!
15. “Beşeriyetin Kudret Serveti”nin, Ruhunun derinliklerinde saklı olan “Hanif Yöneliş” olduğu belli/biliniyor. Bu sebeple İslamiyet; “Her Çocuk, İslam Fıtratı üzerine doğar!” saptamasını yapıyor ya…
16. İşte, o, “Uykudaki Fıtrat Genetiği”ndan söz ediyoruz. Bir çıngıyla uyanmaya namzet olan Fıtrat’tan…
17. Bu yüzden ve şimdi, elbirliğiyle Ankara'yı “Firavunik Mısır Ekolü”ne doğru ittiriyorlar, “Aman; Türkler, Saabi Alanda kalsın.
18. Buna karşı; Ankara, ne istiyorsa verin!” tavizkarlığıyla. Görünen o ki… Ankara’da, “Tavizler”e hayır demiyor zira verilecek olanlara, acil ihtiyacı olduğunun farkında. Bir şeyin daha farkında Ankara ki o da: AngloJudik Medeniyetin (Mutlaka) değişeceğinin…
19. Bu nedenle “Yeni (Dijital) Medeniyeti” kaçırmamak kararlılığında yol alıyor, düşmanlarının kalbine doğru...

Bu kararlılık çerçevesinde; bildiği bir başka şey daha var Ankara’nın: Yeni Medeniyetin Kodları, Binyılcıların portföyünde saklı ne yazık ki…
20. Bu yüzden; “Korona Devresi”nde, Türkiye; yönünü “Binyılcılar”a döndü ve iki yıla yakın bir süreden beri, onların suyuna akmakta… Bu süreç zarfında, gördüğümüz bu fakir!
21. Korkumuz da şu fakir: “Bunları kandırıp bir süre onlardan görüneceğim!” düşüncesindeki ülkemiz, ya “Kara Üzüm’e baka baka kararır ve Saabileşirse…
22. Henüz tam künhüne eremediği ve Allah vergisi olan “Doğal Haniflik”inin eriyişiyle henüz “Hanif Bilinç”e eremeden, “E/Ahad Olan Allah’ın Yolu”nun daha başındayken, karanlık Alemlere kayıp giderse…
23. İşte, o zaman; “Hanif Alan” yine boş kalmaz tabii, Şanı Yüce Allah, o boş alanı, bir başka Kavimle doldurur! Böylece Türkler; 15 Temmuz’da kendilerine lütfedilen, “Haniflik Hakkı (olan) Kun Medeniyeti” fırsatını uçurur elinden.
24. Ve işte, o zaman; “Yandı gülüm, keten helva!” hem de Cehennem’de yandı eyvah!
25. O durumda biz fakir,“Kim Hanifse” onun yanındayız yine! Bakmayın, “Türk+Türkmen, Bozok-Oğuzlu vs.”dediğimize…Kavmiyetçilik, asla tercihimiz değil; “Markalarımız Türk-Türkmenlik” üzerine de olsa davamız başka: Hanif ve Mazlum Beşeriyetin Nizamı Alem Çerçesi içinde cem olması.
26. Ama buna rağme,n şunu da söylemeliyiz: Halen istiyoruz ki “Öz Kavmimiz ve Öz Devletimiz” Hanif olsun; Mazlum İnsanlığın yanında olsun! Bozoklular, Nizamı Alem amacında olsun!
27. E/Ahad Olan Allah’ın Yolunda olsun! Duamız ve çabamız bunaydı/buna! Ancak biliyoruz ki Kadir Olan Allah’ın dediği olur neticede!
28. Not: Epey bir süre önce, “Üç İslam” başlığı altında, bir makale yazacağımızı söylemiştik ya… O yazıyı henüz kaleme almadık ama... Temennimiz de şu olsun: İnşallah, yazmamıza gerek kalmaz da Diniz, “Tek İslam” olarak tarif edilir.
29. Ha! Bak şimdi, aklımıza geldi; Sekiz on sene önce, “İki İslam” diye bir kayıt da yapmıştık… Hem de dün tavsiye ettiğimiz, “Allah Bilinci ve İhlas” kaydımızla yakın bir takvimde…
***
30. Efendim! Konuyu burada noktalayalım. Ve her zaman olduğu gibi diyelim ki… Fakir, yine bir Pinokyo masalı anlattık siz büyüklere. Oysa hakîkati, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***
31. Ne Olacak Bu Türkiye'nin Hali?
Niyet; “Türkiye’yi Tam Kapatmak” mı?
2023’ÜN SIRRI NE?
***
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
32. Bir Derindunya Mektubu

DD Kardeşlerinden Sevgili Davut Vrlc, içinde birkaç konuyu barındıran mesajında dedi ki: "Sevgili Ahmet abi, hayırlı ve bereketli Ramazanlar diliyorum.
33. Umarım (İnşallah) sağlığın yerindedir. Uzun zamandır video çekmiyorsun. Her youtube'a girdiğimde, yeni video var mı diye bakıyorum. Ama maalesef yok! İnşallah... Video da çekmeye başlarsın.
**
34. Evet; doğru, bir kaç ay oldu video çekmeyeli. Bu sebeple sık sık sorulan bir sual de bu. Birkaç kere cevapladık ama bir kez de Davut için yazalım:

Biraz rahatsızlığımız vardı, geçti elhamdülillah. Lakin kendimizi yorgun hissettiğimizi de söyleyelim.
35. Ancak bir süre daha video çekimi yapmak niyetinde değiliz. Çünkü bu ara döneme girerken söylemiştik ya “Kafamızda, bir Derindünya (İnt. Turkuaz World) Vakfı kurma düşüncesi vardı. Artık bu hayal, hayata geçsin!”
36. Bilenler biliyor; Vakıf kurmak, Dernek kurmak kadar kolay bir şey değil. Daha çok “Anonim Şirket” kurmaya benziyor daha. Hatta ondan daha pahalı bir iş. Tabii ki o pahayı karşılayacak sermayemiz yok fakir. Bu nedenle ihtiyacı karşılamak için başka işler yapıyoruz.
37. Ha… Yeri gelmişken; şunu da not edelim buraya: Bu durumumuzu bilen ya da habaer alan birçok kardeşimiz, “Vakıf gibi hayırlı bir işe biz de katkı sağlamak isteriz Ahmet abi…” dediler. Hepsini teşekkürle geri çevirdik. Zira kendi alın terimizle kurmak istiyoruz vakfımızı.
38. Doğal olarak; vakıf, kurulduktan sonra bizim olacak değil; İnsanlığın malı olacak ortaya çıkan kuruluş. Ya da Vakıf mantığının gereği olarak herkesin yeri…
39. Bu anlamda; kuruluş konusunda katkı değil, Vakıf ortaya çıktıktan sonra kardeşlerimiz, Anonim çatılarının altında yapılan işlere destek verebilirler/vereceklerdir. İnşallah! Vakıflar, bu mantıkla (bağışlarla ve gönüllü olarak) işler zaten. Geçelim…
40. Vakfın dışında, kitap çalışmamızın olduğunu söylemiştik. Hanedanları yazıyoruz. Yazın tamamlanmak üzere Ama üzerinde epey bir süre çalışmak gerekiyor kitap haline getirmek için. Bu nedenle bir süre daha video atma video yapmaya zamanımızın olmadığını söyleyelim.
41. Hatta makale yazacak fırsatı da mecburiyeti sebebiyle oluşturuyoruz. Çünkü siyaset hızlandı olaylar zinciri gibi akıyor ve her bir şey boz bulanık! Bu nedenle kardeşlerimiz Olan biteni okumak ve anlamak istiyorlar. Bu sebeple arada bir toplum makale yazmaya çalışıyoruz.
42. Ancak şunu da ekleyelim ki... Şayet vakfımızın harekete geçirirsek Vakıf çatısı altında yayın evimizi de kuracak ve kitap çalışmalarımızı yoğunlaştırıcı ağız. Hatta Eli kalem tutan kardeşlerimizin eserlerini de yayınlamayı düşünüyoruz.
43. Bunun yanı sıra Vakıf merkezinde bir stüdyo krup Derindünya TV'nin düzenli Sosyal Medya Kanalını da faaliyete geçireceğiz İnşallah! Bu manada, dualarınızı beklediğimizi söyleyelim.
***
44. Yeni bir başlıkla devam edelim:
Tam Kapanan Türkiye ve...
KUN MEDENİYETİNİ AÇMAK
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
45. Geçelim ikinci suale… Diyor ki Sevgili Davut: “Ahmet abi, sonunda, tam kapanma kararı verildi. Yalnız, bu tam kapanma, hiç bir şekilde işe yaramayacak bunu da biliyoruz. İşe yarasaydı eğer, Millet İttifakı bunu önermezdi.
46. Zaten onların, işe yarayan bir şeyi desteklediğini de görmedik! AKP, bunu bildiği halde; neden, böyle bir karar aldı? Acaba, Devletin üst kademesindeki bir ekip, Devletin Zirvesini kafalıyor mu?
**
47. Evvela şunu söylemeliyiz: fakir, epey bir zamandan beri, bir “Yeni Medeniyet”ten söz ediyoruz: Kün Medeniyetinden… Ve bu Medeniyetin kurucularının Hanif Türkler olacağı hususunda da belki, 40 kere yazmışlığımız/konuşmuşluğumuz var.
48. “Niye, böyle bir şeyi gündemimizde tutageldik?” sorusunun cevabı olarak diyebiliriz ki… Hem, her bin yılda bir, dünyayı formatlayan bir akıl yeni bir Medeniyeti ortaya atmaya hazırlanıyordu. Attı da. Dijital Medeniyet diyelim buna, öyle de dendi zaten.
49. (Not: Elektrik kesintisi nedeniyle dün, konumuz yarım kalmıştı. Özür! Ancak devam edebildik.)
Konjonktürel gelişmeler karşısında, böyle bir ihtimali okunuyordu/okuyorduk biz de.
50. İkincisi: İçinde bulunduğumuz Medeniyetin tıkandığını; artık insanlığı, geleceğe taşıyamayacağını da gördüğümüzü söyleyelim. İşte, bu iki sebepten ötürü; yakın gelecekte, bir Medeniyet değişikliği görülüyordu.
51. Biz de bu manada Devletimiz ve Milletimiz adına, “karınca kadarınca” bir hazırlık olsun anlamında, Kun Medeniyetini ortaya attık ve içeriğini düşünmeye başladık.
52. Beklenen oldu! 2001 Yılından beri ve özellikle 2020 Yılından itibaren yaşananların; bir Medeniyet dönüşümü olduğu konusunun altını ısrarla çiziyoruz. (Bundan geri dönüş yok! Bizce de olmamalı... Yeni Medeniyette herkes hemfikir. "Nasıl olacak?" konusunda ayrılık var.)
53. Bu nedenle “Yeni Normal” denilen şeyin, Müstakbel/İstikbaldeki/Gelecek Medeniyetin şartlarına uymak anlamı taşıdığını ve hatta bu manada, bir geçiş/giriş döneminin kurallarının hayatı zorladığını da söylemiştik.
54. Doğal olarak; bir “Yeni Medeniyet” kurulurken, “Eski Medeniyet”in yıkılması gerekiyordu/gerekiyor. Günümüzde “Resetleme” ya da “Sıfırlama” olarak tarif edilen durum; “Eski”nin yıkılıp “Yeni”nin şartlarının oluşturulmasından başka bir şey değil.
***
55. Geçende bir yazıda söz etmiştik. Doğal olarak; kendi Medeniyetinin hazırlığını yapan fakir açısından Resetleme ya da Sıfırlama, reddettiğimiz bir durum değil. Zira Kun Medeniyetinin oluşması için de mevcut Anglosakson-Kapitalist Medeniyetinin yıkılması gerekiyordu/gerekiyor.
56. Elbette; bunu yıkacak olan, fakir değil! Neyse ki mevcut Medeniyetin kurucuları, kendi Medeniyetlerinin tıkanmışlığını gördükleri için önce, mevcudu yıkmaya karar verdiler. İnatlaşmadılar. Bu oldukça iyi bir sonuç…
57. Yani pekala, Eski Medeniyetin Sahipleri olan “İngoJudik Koalisyon” Öz Medeniyetini yıktırmamak için de savaşabilirdi. Öyle yapılıyor değil. İyi olan bu...
58. Binyılcıların, kendi Medeniyetlerini kurmak için gerekli gördükleri “Resetleme” işini, artık eski Medeniyetin sahipleri de elzem görüyorlar; bizim illa lazım gördüğümüz gibi… Çünkü Yeni Medeniyete gidecek yol, herkes için Eski medeniyetin yıkıntıları arasından geçiyor.
59. Bu, Yeni 3. Binyılın varıp dayandığı, “İlla Yeni bir Uygarlık Paradigması” zorlaması olup Binyılcılar açısından adı, Dijital Medeniyetti.

Hanedanlar açısından da Dijital Medeniyet…
60. Bu benzeşikliğe rağmen;“Binyılcı Dijital”le kendi Medeniyetlerinin darboğazına takılan Hanedanların, "Yüzyılcı Dijitali”ne karşı bir mücadele yaşandığını da söyleyelim, bir ki yıldan (yani Korona Sürecinden) beri.
Soralım:Tamam da Dijitalse Dijital, ohalde savaş niye idi?
61. Şundandı: Binyılcıların Dijitali ile Yüzyılcılar Dijitalinin arasındaki fark; Binyılcıların Medeniyetinin, “Kıyametçi” oluşu ile ilgili.
62. Yani Batınik Aklın Binyılcıları; hedefledikleri Medeniyetlerini, bu dünyada “Kıyamet Startı”yla başlatıp “Öteki Dünyada” gerçek şekliyle bina etmek gibi bir "Hayal-Masal"ın peşindeler.
63. Ancak zaten, “Bu Dünya”nın Monarkları/Kralları olan Yüzyılcı Hanedanların “Mutlu Masalları” zaten burada. “Öte Dünya” Hanedanlara göre değil zira onlar, Seküleristler. Bu yüzden; Yeni Dijital Medeniyetin, Kıyametçi değil; BuDünyacı olması şartı var.
64. Yani aynı kökün iki varyantına bağlı olan, bu “İki Güruh”un, arasında'ki husumet;Eski Medeniyeti yıkıp bir Yeni Medeniyet kurmak değil. Ya?Kurulacak Medeniyetin, Kıyametçi olması ve olmamasıyla alakalı bir durum olup “Binyıl-Yüzyıl Savaşı” şeklinde tarif edildi tarafımızdan.
65. Yani “Binyıl-Yüzyıl Savaşı” bizim savaşımız değildi zaten. Düşmanlarımızın savaşı olarak yaşandı; mücadele devam ediyor.
Bizim sözünü ettiğimiz, “Kun Medeniyeti”yse Şanı Yüce Allah'ın, Müslümanlara/Hanif Müslümanlara vadettiği “Son Asrı Saadet Dönemi” olarak tarif edilebilir.
66. Bu anlamda; Kun Medeniyeti de bir, “Dijital Temelli Zaman” diliminde ortaya çıkacak/çıkmakla yazgılı. Ancak bizim “Medeniyet Teorimiz” sadece Dijital değil; “Post-Dijital/Dijital Ötesi” bir Paradigmanın eseri olmak durumunda.
67. Kısaca; Binyılcıların olsun, Yüzyılcıların olsun; (içerikleri aynı, hedefleri farklı olan) “Batıl Dijital Medeniyeti”nin üzerinden atlayıp arkada “Vaadedilen Zaman”da “Dijital Ötesi” bir SüperDijital Medeniyetten söz ediyoruz fakir.
68. Bununla beraber; Yüzyılcılar ve Binyılcıların Dijital Medeniyetiyle bizim“Post Dijital Kun Medeniyeti”mizin arasındaki ikinci ve asıl farksa şu: Zannımızca; Yeni Medeniyet Paradigmalarından, ilk ikisinin Medeniyetsel oluşumunun, bir “Satanik Anlaşma” ile oluşturulduğu…
69. ....kısacası “Batıl” olduğu yönünde... Bu nedenle onlar, Zalim ve İnsanlık düşmanı...
Ancak Kun Medeniyeti, bir “Rahmani Medeniyet” denemesi olmalı, olacaktır, İnşallah. Bu nedenle Adil ve Beşeriyete Hadim bir anlayıştan söz ediyoruz.
70. Üçüncü farksa içerikteki "Güç/Enerji"yle ilgili… İlk ikisinin, halen İnsanlığa verdiği zarar ortada. Bundan sonra, ne kadar zarar vereceği de akıl almaz boyutta… Anlata anlata bitirilemiyor.
71. Dedik ya Kun Medeniyeti, mevcut “Dijital Bilim”in üzerinden atlayıp ötede bir yerde yani “Post-Dijital” alanda ve anlayışta bina edilecek, diye. Bu yüzden, “İnsanlık Düşmanı” değil “Kullanıcı Dostu” olmak durumunda/olacak/olmalı İnşallah!
72. Bu fark; Dijital Medeniyetlerle PostDijital Medeniyeti yönetecek olan aklın, “İyi ve Kötü Niyetli” oluşuyla yapılacak tarif değil sadece… Ya? Bu iki tip Medeniyetin çarklarını çevirecek olan “Enerji Sistematiği”yle ilgili bir şey.
73. Malum; Dijital Medeniyet, halen “Elektrik Enerjisi”yle dönmekte… Oysa “Elektrik” Eski İngoJudik Medeniyetin buluşu hatta Nükleer dahi eskidi, onun için tartışılıyor…
74. Çünkü Dijital Teknoloji, hala kendi Enerjisini bulmuş değil. İşte, çözlemeyen problem bu!
Ama “Post Dijital Medeniyet”in enerjisi belli: Kun Enerjisi…
Peki, bulundu mu? Teorik olarak evet!
Şimdilik bu kadar söyleyelim…
75. Ve yeni bir başlıkla devam edelim:
Tam Kapanan Türkiye'nin Üzerinde
KAPANMANIN TEHLİKELİ ELİ
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
76. Efendim! Bu uzun girizgahın/önsözün ardından, gelelim Sevgili Davut'un mesajına... Anlaşıldığı kadarıyla Mayıs’ın ilk yarısında yaşanan “Tam Kapanma” ve bu anlamda yapılan uygulamalar konusunda memnuniyet verici bir arka plan yok, görünmüyor da...
77. Lakin biz fakir; bu arada olanları, sıkıntılı görüyor fakat kısıtlamaların elzem olduğuna inanıyoruz. Çünkü Yeni Medeniyetteki, “Dijital (Evden) Hayat”a toplumun alışması için Eski Medeniyetin Sosyal Hayatındaki alışkanlıklardan arınması gerekmekte.
78. Anlaşılan o ki Yeni Medeniyette işler, işyerleri, mesailer ve benzeri uygulamalar; Eski Medeniyetle taban tabana zıt bir karakter taşıyacakmış gibi.
79. Bu nedenle iş yerlerinde, ofislerde, Devlet dairelerinde çalışanlar; mesailerini evlerinde ve Dijital Ekipmanla yapmakla mükellef olacaklar. Dijital Medeniyet, kendi içerisinde yaşamı buna zorlamakta.
80. Hatta bu nedenle “Hayat eve sığar!” Mottosu; durumu, çok iyi anlatan bir ifade olarak ortaya konmuş diyebiliriz.
81. Yani “Yeni Medeniyette, “Hayat eve sığmak zorunda!” demeliyiz. Bu yüzden; sokaktaki, meydanlardaki, ofislerdeki, işyerlerindeki, dairelerdeki, eğlence mekanlarındaki hayatın bundan sonraki adresi, ev olacak.
82. Ancak geride kalan üç yüz yıllık, “AngloJudik Medeniyet”in alışkanlıkları ve ezberleri var. Ve insanların, buna bağlı alışkanlıkları... Kemikleşmiş ezber ve alışkanlık bunlar...
O halde, ne olacak bu insanların hali?
83. İşte, bu ezber yapılmış alışkanlıkların izalesi için, iki tip uygulama yapılması gerekiyordu: Ya Devlet/Devletler; insanları, polis zoruyla eve sokup “Ev Alışkanlığı geliştireceklerdi. Ya da......
84. Ya da insanlığı;“Virüs Korkusu”yla yarı gönüllü/yarı gönülsüz bir ev hayatına razı edilecekti. Şimdi ikincisi yapılıyor! (Daha doğrusu; ikisi birden! Virüs korkusuyla eve giren çoğunluğa rağmen; virüsten çekinmeyenlerin de “Polis ve Ceza Korkusu”yla eve sürüldüğü de vaka!)
85. Virüsle korkutularak oluşturulan ev hayatıyla sadece; memurların, öğrencilerin vesair çalışanların, “Evden Mesai/Home Ofis” yapmalarının önü açılmış değil. Eski Medeniyet ve o hayata dair, çeşitli Ticari Kuruluşların da artık ortadan kaldırılması gerekiyordu.
86. Lokantalar, kafeler, mağazalar, marketler, pazarlar hatta okullar vesaire ancak Medeniyet değişiyor diye bu mesleklerinden ve ticari uygulamalarından para kazanan insanların ellerindeki imkanlardan kolay kolay vazgeçmem yiyecekleri aşikardı. Vazgeçemiyorlar da zaten.
87. Hala direniyorlar. Zarar ediyor olmalarına rağmen direniyorlar.
Haklılar tabi! Çünkü ellerindeki imkanların kapısına kilit vurduklarında, ne yapacaklarına dair bir planları da yok; fikirleri de.
88. Hülasa Mevcut çıkmaza rağmen... Yine de ve evvela; fakir, Yeni Medeniyete geçmek için… Türkiye Cumhuriyeti'nin, -belki de dünyada, ilk hamleyi yapan ülke olarak,- “Resetleme”yi başlatmasını doğru ve yerinde bir karar olarak gördüğümüzü söyleyelim.
89. Evet, bu kez Türkler; Medeniyeti kaçırmamalı hatta Dünya sürüsünün “Kösemi/Kılavuzu” olmalı. Bize göre bu!
Lakin Devlet Aklı ve Gücünün, insanların ve toplumun önüne; onları eski işlerinden, güçlerinden, alışkanlıklarından, mesleklerinden, davranışlarından soyutlandıktan.....
90. ....sonra onun yerine, Yeni Medeniyet için bunca insanı mutmain hatta gönüllü kılacak bir karşılığı ortaya koyması mecbur!
Ama "Resmi Akıl"ın, buna yetmediği de malum.
İşte, asıl sıkıntı bu, "Türk Resetlemesi"ni başlatmış olmak değil!
91. (Tabii, bundan büyük bir sıkıntı daha var: O da Devletin Masasında, “Yeni Medeniyet”in şifrelerine dair ne bir bilgi, ne bir çalışma, ne bir icat ve ne bir öngörü de olmaması. Galiba...)
92. Dememiz o ki… Devlet; ilk olarak bir: Lokantasını kapattığı işletmecinin, bundan sonraki işinin ne olacağının, kazancının nasıl olacağının reçetesini de önüne koymalı. Ve buna, onu razı ve de ikna etmeli.
83. İki: Devlet, kendi masasının üzerine de “Yeni Medeniyet’in Yol Haritası”nı mutlaka koymalı. Biliyoruz ki Devlet, lokantacıyı ikna edemiyor!
Ya kendini ikna edebiliyor mu?
Zannetmiyoruz.
84. (Niye zannetmiyoruz? Zira… “2019’da Binyılcılar; çökertildiği halde, nasıl oldu da 2020 Amerikan Seçimlerini kazandılar?” sualinin karşılığı şu: Çünkü Yüzyılcılar/Hanedanlar, “Yeni Medeniyet”i, kendi çabalarıyla kuramayacaklarını anladılar.
85. Yani Binyılcıları, yeraltına ısmarladıktan sonra, Haminne ve Ortakları”nın; “Dijital Medeniyetin, bundan sonraki Formüllerini, bizim Mühendisler de bulur nasılsa!” düşüncesi, bir anlam ifade etmedi.
86. Yani “Bizim Mühendisler”in Konvansiyonel hantal atları, “Dijital Alem”de adım dahi atamadı.

İşte, bu nedenle tekrar çağrıldı Binyılcı Akıl; “Çaresiz, Medeniyeti beraber kuracağız!” davetiyesiyle.
87. Ancak bu davetiye yazılırken; “Yine de Zindanlar açık kalsın! Şifreleri, ellerinden aldıktan sonra, tekrar yollarız bu Binyılcı aptalları!” demiş olmalılar ki ya da olma ihtimali nedeniyle…
88. Binyılcılar da bu plana karşı, kendi oyunlarını kurdu ve garantilerini aldılar: Vatikan’la anlaşıp Papaları; zaten Monarkların üzerindeki eski “Kutsal Roma Taht”larına tekrar oturttular. “Aforoz” silahının da emniyetini açtılar.
89. Durum buyken; Resetleme'nin "Hayatı, Eve Sığdırma"da başarılı olacağı anlaşılan/olan Türkiye’nin elinde, “Medeniyet Şifreleri” hususunda ne olabilir ki?
Hiç!
O halde Resmi düşünce şu mu: “Hele Binyılcılara yaklaşalım, bakalım; Şifreleri almanın bir yolunu bulabiliriz belki.”
90. Galiba bu... Bu anlamda; Yüzyılcıların da Türkiye’nin de “Dijital Medeniyetin Şekilcisi” olmaya mahkum olacağını görür gibiyiz.
Artık Yahudiler de “Tam takır, kuru Bakır!” durumunda…
Yani “12 Bilgi”nin on ikisi de deşifre edildi.
Ee abi!?
91. Hani, iki yıla yakın bir süre önce, bir kayıt yapmıştık ya… “13. Kayıp Kabile mi 13. Kayıp Bilgi mi?” başlığı altında…
Ona gidip bir dinleyin lütfen!
Kalanını sonra konuşuruz. Diyelim…
92. Ve dönelim asıl konumuza… Şöyle gibi demiştik… Anlaşılan o ki Devletin veya Hükümetin; Yeni Hayat ve Yeni Medeniyet için (ama Sosyal bazda ama Bilimsel-Teknolojik bazda…) Projeleri hazır değil. Yani her zaman olduğu gibi, Türk usulü; “Kervan yolda dizilir!” mi deniyor?
93. Galiba… Resetlemeyi “Tam Kapanma” uygulaması açısından başaranlar, “Kervan yolda dizilir!” tekniğine yaslanarak, bundan sonrasında, bir muvaffakiyet yakalamayabilir. Yani teker, yarı yolda patlar!
94. Çünkü insanlar, işsiz kalmaktan, parasız kazanamaktan, aç kalmaktan, mahfolmaktan hatta ölmekten korkuyor.
O halde, Devlet; Halkına, aç-açık-parasız kalmayacağı garantisini vermek durumunda/zorunda. Diyelim.
95. Ve şu eklemeyi de yapalım: Bugün, 2021 Mayıs Ayının 3'ü... Birkaç gün önce; bir Bakan, 2022 Yılında, "5G Teknolojisi"ne geçileceğini söyledi.
Yukarıda dendiği gibi “Herkesten önce, bir “Türk Resetlemesi” yapma fikrinin, Devletin Planı ve Projesi!” olduğunu anladık.
96. Yani İktidarın da üstünde bir karar, uygulanmakta olan “Sosyal Kısıtlama”lar. Hatta kanaatimiz o ki… Pandemi ve Kısıtlamalar konusunda, Muhalefet de uyarılmış ve İktidarla bir Konsensüs sağlamış görünüyor.
97. Bu nedenle her şeye karşı çıkan Muhalefet Aklı, Pandemi Kısıtlamaları konusunda, İktidarla aynı hizada düşünüyor. Galiba bunu, bir “Milli Karar” olmaktan öte; daha çok, bir “Enternasyonal Karar” olarak değerlendiriyorlar.
98. Çünkü her imkanı, sokağa dökülmek ve protestolar yapmak için değerlendiren bazı, “Ekstrem Siyaset Klanları” da bu konuda sessiz durumda. Oysa “Medeniyet Oyunları”nın en başında yer alan, Batılı Ülkeler de dahi, maske ve eve kapanmak konusunda, muhalefet yapan gruplar, ......
99. ........ sokakları yakıp yıkıyorlar; görüldüğü gibi. Fakat Türkiye'den çıt yok. Zaten; Devletin, Resetleme konusundaki başarısı, biraz da burada yatıyor.
100. Ve bu vaziyet, akla şunu getiriyor: Kun Medeniyeti Tasavvurumuzun gereği olarak, “İngojudik Medeniyetin” sonlandırılmasını canugönülden arzu eden fakir; 1699’dan beri, tüm “Medeni Hamleler”i kaçıran Devletin selameti için “Resetleme Olmalı!” diyoruz da…
101. Hadi Muhalefet ve Ekstrem Klanlar ve de Binyılcı Sazanların, pozitif desteğini de izah ettik diyelim de… Binyılcı Akıl’ın, başarılarını ödüllendiren iştahına ne demeli?
102. Yani mesajında; “Devletin Tepesindeki bir Ekibin, Erdoğan'ı kandırdığı iddiası…”nda bulunan Sevgili Davut’un, bu düşüncesinin doğru olabileceğini de yabana atmadığımızı not edelim.
103. Zaten evet, Erdoğan'ın kuşatıldığını ve Devletin, 21. Yüzyılına çökmek isteyen çeşitli Lobilerin/Ekollerin/Ekiplerin, kıran kırana bir Savaş/Mücadele içerisinde olduklarını hissediyor ve söylüyoruz ya...
104. Bu anlamda, Devlet ve İktidar Sahibi Erdoğan'ı; “Yeni Medeniyet” konusunda, bizden farklı bir yola çekiştirdiklerinden de korktuğumuzu not edelim. Ve her daim olduğu üzere, şu uyarıyı da yapalım: Evet, Milletimiz Yeni Medeniyet’e ilk girenlerden olmalı.
105. Bu anlamda; İktidar, birilerinin “A Planı”nda verilen rolü oynamak zorunda kalmışsa şayet; Devlet, iç cebine bir “B Planı” koymadan yola çıkmamalı!
***
106. Yeni bir başlıkla devam edelim:

Tam Kapanan Türkiye ve
ROTARY KLUBÜN ÇARKI
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
107. Mesajını okuduğumuz Sevgili Davut, bir alt sualinde şöyle diyor: “Sevgili abim, Sağlık Bakanını hiç gözüm tutmamıştı en başından beri. İyi bir tiyatrocu zannımca! Bilim Kurulu ise Batı'nın yetiştirdiği tiplerden oluşuyor.
108. Zaten Sağlık Bakanı da Mısır Ekolü bir Tarikata mensup… (Bunu, sizden duymuştum.) Ve bana öyle geliyor ki… Açıklanan rakamlar, külliyen yalan ve abartılı! Öncelikle bu konuda, bir yorum almak isterim sizden.
***
109. Aranızda, hatırlayanlarınız var… Bir buçuk yıl önce, “Pandemi/Salgın” henüz başlamıştı ki... Bu esnada yaptığımız bir videoda, sözü edilen Bakan ve Bilim Kurulu ile ilgili olan, (negatif) düşüncemizi yazmış ve konuşmuştuk.
110. Hatta o sıralar; Sağlıkçıların, -bir bakıma- Kutsandığı bir aralıktı. Ve bizim açıklamamız, biraz yersiz ve densiz bulunmuştu bu sebeple. Öyle ise bu hususta, bir de kutlamamız olsun(!):
111. Bilim Kurulunun, en popüler azalarından biri, birkaç gün önce, “Rotary Külüp”ün “Başarı Ödülü”ne layık görüldü. Rotary, hani şu “Masonluğun İlkokulu” diye tarif edilen Enternasyonal Ekolün Kuruluşu, Lions Kulübünün bir sınıf üstü…
112. Yani Binyılcıların Kök Hücresi olan Tapınakçıları, yüzlerce yıl bağrında saklayan, olgunlaştıran ve şimdilerde, "Küreselciler/Binyılcılar" adıyla yeniden ortalığa salan "Biraderlik Örgütleri"nin antikası olan Localardan söz ediyoruz.
113. İşte, onlar tarafından taltif edildi abimiz… Burada, asıl olan şu: Şayet, Devlet, o kulüpleri, kendi çıkarı için kullanmaktaysa tamam da onlar, "Devlet Görevlileri"ni kullanıyorsa işte, bu olmaz!
Her neyse geçelim!
114. Ve gelelim asıl konuya… Akşam Haberlerinin rutini haline gelen, Turkuaz renkli “Korona Tablosu”nda açıklanan rakamların, “Hilafı Hakikat” ve biraz “Abartılı” olabileceği konusuna, bizim de katılasımız var.
115. Zaten; yukarıdaki anlatımımızın anafikrinde, insanımızı; polis zoruyla eve kapatmak şeklinde değil de bir sebepten, ev hayatına razı etmek şeklinde izah edildi ya. İşte, bu izahın Pratizesi; kaçınılmaz olarak, Pandeminin hakikatiyle değil rakamlarıyla oynamaktan geçecekti.
116. Zira ve galiba, hayattaki rakamlar yetmedi. Sanki yetirdiler gibi! Ve bir yıl, o “Turkuvaz Tablo” ülkenin gözüne gözüne sokuldu. Ve Rakamlar yükseldikçe, ülke kapandı; kapanınca indirildi gibi bir hinlik seziyor insanlar…
117. Bu “İndir-kaldır oyunuyla gelindi bu güne: Tam Kapanma –muhtemelen- son kapanmaya…
Niye?
Herhalde; “Büyük Resetleme Planı”nda, Pandemi Verilerini Kullanma Projesinin sahibi olan Devlet ve Hükümet de “Yeterince Başarı sağlandığı” önkabulüne ek olarak, ............
118. “Mızrağın, çuvala sığmamaya başladığı”nı görerek, bir “Muhteşem Jübile”yle bu işi tamamlamak üzere…
Bu yüzden “Tam Kapanma”yı hayata geçirdi sanki.
Yani dememiz o ki. “Tam Kapanma”dan sonra, peyderpey “Tam Açılmaya” geçilerek ve “Yaza Merhaba” denilecek gibi.
119. Lakin “Medeni Hayat”ın “Yeni Normali”nin, “Hayat Eve Sığacak!” şartının, insanlar tarafından kabul edilmesi ile oluşacak bir geçişe işaret ediyoruz. Yani “Hayatı Eve Sığdırma”ya zorlanmak, “Kapanmanın gerekçesiydi, bundan böyle devam edebileceğinin de gerekçesi olabilir.
120. Ta ki “Hayat, Eve Sığdı!”rılıncaya kadar. Fakat bu meselenin bundan sonrası "Turkuaz Tablo Aritmetşği"ne havale edilecek gibi... Önce Final, sonra matematik!

Bu anlamda; bir başka “Final Konusu” daha var: Aşı…
121. Şimdiye kadar yapılan “Aşılama”nın yeterli miktarda olmadığının da farkında Devlet. Fakat Tam Kapanma süreci içinde ve akabindeki kısa müddet içerisinde, bir şekilde, “Aşı Matematiği” de “Yeni Normal”le uyumlu biçimde imar edilecek gibi geliyor bize.
122. “Yeter!” noktasına ulaşmak için ya “Aşı Kimliği/Pasaportu” gibi bazı uygulamaların zorlamasıyla gerçekten aşılanarak ya da “Aşılama Rakamları” üzerindeki “Kalem Operasyonıu”yla “Yeter”e ulaşmak mümkün hale getirilecek olsa gerek.
123. (Zaten, Tam Kapanmanın ilk haftasında; vaka sayısı düşmeye/düşürülmeye, aşılananların sayısı hızla yükselmeye başladı bile.) Nihai kararın; “Hayatın, Eve Sığması”ndaki kabule bağlı olacağına da vurgu yapalım. Şayet toplum;"Ben Eve sığdım!" derse final tamam! Deyip geçelim...
124. Ve gelelim, Davut’un mesajında söz ettiği; “Tam Kapanma Günlerinde, İstanbul Boğazına, gelen dört adet askeri gemiye…”
125. Bu konuda diyor ki Davut: “Bu meseleye açıklık getirmek adına dediler ki 7.5 Şiddetindeki Deprem ihtimaline karşı, kurtarma ve tahliye tatbikatı yapılıyor!" Hayırdır; bayram değil, seyran değil; nereden çıktı şimdi bu 7.5 işi?
126. Tam da ‘Tam Kapanma Günü’ ne ola ki bu iş? Neler dönüyor acaba? Kâfirler; Türk Devletine diz çöktüremeyince, ‘Acaba diyorum, ‘Yapay Deprem Silahı, ciddi ciddi gündeme mi geldi? Yoksa Tam Kapanma esnasında, halkın görmemesi gereken bir şeyler mi olacak?
***
127. Önce şunu soralım: Gemiler; devlete mi ait, yoksa Belediye’ye mi? Bu konuda bir bilgi vermiş değil mesaj. Bu nedenle menşeini bilemediğimiz Gemi ve onun, muhtemel bir Depremle ilgili olup-olmadığı, sualini yorumlamakta zorlandığımızı söyleyelim.
128. Zaten, Davut da söylemiş söyleyeceğini! “Kefere Aklı; kendilerini diz çöktüren, Türk Devletini yapay bir depremle tehdit ettiği düşüncesi, doğru olabilir mi?” sorusu kapsamında… Mümkün!
129. Mümkün çünkü… Neticede; biz de bir bakıma, Komplo Teorisyeniyiz. Hatta bu anlamda, 99 Marmara Depreminin, yapay olduğuna dair bir kaydımız da var Derindünya listesinde. Daha sonra bir deprem kaydı daha yapmıştık.
130. Tarihi ve adı aklımızda değil. Orada ortaya attığımız iddianın ana fikri ise İstanbul üzerine anlatılan Deprem tasvirini çok haklı bulmadığımız yönündeydi.
131. Açıkça söylemek gerekirse sanki; İstanbul, “Esmer Türkler”den arındırılıyor gibi bir Derin ve Arkaik Projenin hikayesi gibi geliyor bize olası, Yıkıcı İstanbul Depremi. Veya şöyle söyleyelim: Bir Karanlık Plan, muhtemel Depremin üzerine bindirilmekte.
132. O "Karanlık Plan" ne olabilir ki? Plannın bir değil, iki olduğunu kaydedelim önce.
O halde evvela birincisi: Hatırlayanlarınız olacak… İstanbul ve çevresiyle ilgili, bir Gelecek Projeksiyonu olarak; “Marmara Devleti veya Trakya İsviçre'si” konulu bir çalışmamız olmuştu.
133. Daha sonraki pekçok makalede, bu “Marmara Devleti” ya da “Trakya Devleti”nden söz etmiştik.
Bu bir tahmin de değil ha! Tam bir gerçeklik aynı zamanda...
Nasıl mı?
134. 1960 Darbesini anlattığımız bir yazıda, şöyle demiştik: Eğer; Darbeciler, başarılı olamasaydı… İstanbul'a çekilip sadece Trakya sınırlarını içine alan bir küçük İsviçre Devleti kurmayı düşünüyorlardı.
İşte, Cuntacıların B Planları buydu.
135. Hata bu “Hain ve Karanlık Plan”ın devamı olarak şöyle yazmıştık: Sadece, 60 Darbesinin Planlayıcıları değildi böyle düşünenler.
Ya?
Cumhuriyetin Derin'i yapısının; 1.Savaşın Galibi olan İngiltere'nin önerisi ile “Selanik Sabetaistleri” olduğunu, artık herkes biliyor ......
136. ...... ve kabul ediyor. Ama o “Derin Dönme Yapı”nın şöyle bir planı olduğundan, maalesef herkes haberdar değil:
Bu konunun Deşifresi olarak demiştik ki… Türkiye'nin, “İngiliz İzinnamesi”yle 20.Yy’ına çöken Selanikliler, ...........
137. ........ 21.Yy’da yine/yeniden “Derin Aday” olmak isteyeceklerdi. Ancak bunun kabul edilmesinin, pek ihtimali yoktu! Kripto Akıl sahipleri; bunu bildikleri için Devletin sanayisini, ekonomisini ve ticaretini kendilerine bağlamışlardı.
138. “Dünyalık” yapmak istiyorlardı doğal olarak. Fakat “İlelebet Devletlik”e de taliptiler. Bu yüzden; bu “Dönme Klan” 21. Yüzyıldan sonrası için bir de “Butik Marmara Devleti”ni planlamışlardı yani Trakya İsviçre'sini. Tıpkı 60 Darbesini yapanlar gibi...
139. Üstelik “Korsan İsviçre Devleti” gerekli sermayeyi, Anadolu'nun, 20. Yy’lık Milli Hasılasını iç ederek sağlayacaktı. Bunun için Kriptolar; o hasılayı, Marmara çevresine gömerek bekletmeyi kararlaştırdılar.
140. İşte, bu nedenle geçtiğimiz Yüzyıl'da, Türkiye'nin tüm Sanayi, Endüstri ve Ticari kuruluşları; Kocaeli-Gölcük-Yalova-Çerkezköy dörtgenine, kısaca Marmara ve Trakya ya akıtıldı.
141. Öyle ki… Ülkenin herhangi bir yerinden herhangi bir sermayedar; herhanagi bir fabrika kurmaya karar verdiğinde; (galiba,) zamanın Sanayi Vekaleti’nde) ona dendi ki “Tek şartı var! Bu yatırımını, Marmara'da yapacaksın!”
142. Bu şart; tam yüz yıl, titizlikle uygulandı. Ve Anadolu'nun, 20. Yy’daki Serveti, Marmara'da yatıyor hala… Buraya, bir virgül koyalım.
143. Ama parantez içinde şu saptamayı da yapmadan atlamayalım: Bu mecburiyeti kıran T.Özal oldu. Ama sermayedar denince onun aklına da Doğulu Ağalar ve daha çok Mistik bağlantılılar geldi. O bağlantı sahipleri de gitti "Alamancılar"ı çarptı.
***
144. Burada da Bir Başlık Değiştirelim…

Soner’in “Efendi”ce Hamlelerinin Hedefi
İSRAİL-SABETAYCI KAVGASI
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
145. Bu faslın başında duralım! Ve bir parantez açalım. (Bir hafta kadar öncemize yapacağımız bir bağlantı ile Türkiye'nin, 21. Yüzyılını ilgilendiren bir “Sırr”ı Deşifre edelim, İnşallah!
146. Malum; geçen hafta yazdığımız (Yafesiler Bloku) başlıklı makalede demiştik ki; 2023 Yılı itibariyle İsrail'deki ömrü tamamlanacak olan Aşkenaz Siyonistler; 20 Yıldır, kendilerine yeni bir “Küçük İsrail” aramaktalar.
147. Bu arama; 2000'li Yılların başında, Kraliçe ile aralarının bozulmasıyla başladı. Zaten bozulma gerekçesi de buydu: Kraliçe, Telaviv Siyoncularına, Siyasi Ömürlerinin, 2023'te dolacağını tebliğ etmişti!
148. Bu anlamda; sözünü ettiğimiz makalede Siyonistlerin; önce Kuzey Irak, ardından Lübnan hatta Ürdün ve bir yıldan beri Karabağ'da, bir Küçük İsrail kurma niyetlerini de yazmıştık. Ve eklemiştik:
Siyonistler, Karabağ'a razı olacak kadar kanaatkar değil.
149. Sanki oradan; Azerbaycan'ı büyütme aldatmacasıyla… Ailesinde Kripto Aşkenazlık olduğu iddia edilen Baycan Başkanı İlham Aliyev’i, arabulucu unvanıyla Erdoğan'ın üzerine salmaya başladılar. “Abi, İlla İsrail'le barışmalısın!” dedirterek.
150. Akılları sıra! Türkiye’yi, ikna ederek; Karabağ’a kondurdukları “Küçük İsrail”i; önce Ermenistan daha sonra Dağıstan ve Çerkezistanı içine alan ve hatta Kırım'dan, Ukrayna'ya kadar uzanan, bir “Yeni Büyük Siyonist İsrail”in tehlikeli düşüncesine alet etmeye kışkartacaklardı.
151. Akıllarının arkasında bu vardı/var.
Burada, konuya; bir ek yapmak durumu zaruri oldu... Üstte 20. Yy'ın Derin Yapısı olan Sabetaycıların; 21 Yüzyıl'da, bir Marmara Trakya Devleti planladıklarını söyledik ya...
152.Bu anlamda, Siyonistler; Kraliçe’yi kandıramadıkları gibi Sabetaycılar da kandıramamış olmalı bir ayağı çukurdaki Haminne’yi.
İşte, bu yüzden 99'da Dönmelerin suyu ısındı. Onların suyunu ısıtan; Kraliçe’den çok Siyonistlerdi aslında. Hatırlayın, 99 Yılının önünü ve arkasını.
153. O yıllar, Sabetayci Kriptoların “Deşifre Edilme” yıllarıydı. Bu işlevde; “İki Yalçın” kullanıldı daha çok. Bu iki “Araştırmacı Yalçın Yazar” peşpeşe “Kriptoların Deşifresi” kitapları yazıyorlardı.
154. Ve fakir de o yılları anlattığımız bir makalemizde, şöyle demiştik: İddia edildiğine göre; 2 Binli Yılar aralığında; Türkiye'deki en Derin Savaş, İsrail Siyonistleri ile Kripto Sabetaycıların "Örtülü Savaş"ı olarak yaşandı.
155. Zaten; o esnada, “Yayınlanan Deşifre Kitapları” da bu savaşın hamleleri olarak kaleme alındı. Yine iddia edildiğine göre; kitapların içeriğinin oluşmasında, MOSSAD ajanlarının Postacı rolü oynamış olmaları lazım. Her neyse; neticede savaşı, İsrail kazandı.
156. Ve Sabetaycılar, 2000 Yılı itibariyle (Kendilerine ait 20 Küsur Bankanın kasasını boşaltarak) Türkiye’yi terk ettiler. (Soru şu: Acaba terk ettiler mi? Yine iddia o ki; “Yerlerine, adı, ‘Boğaziçi Baronları’na çıkan TUSİ’lere ilaveten yeni yeni vekiller bırakarak çekildiler.
157. Demek daha doğru olabilir. O günden beri pusudalar! Geçtiğimiz günlerde yani “Emekli Amirallar Bildirisi” sırasında, Kengeş Akademi’den (Galiba) Murat Öztürk sormuştu: TUSİAD’çılar nerde ve niye suskunlar?” diye.
158. Ona cevap olarak, işin tam ortasındayken, “Saman Altı” olmak, “Duman Altı” olmaktan daha güvenlidir Muratcıım! Diyelim biz de)
159. Ve soralım: 1993’ten başlayıp 2 Binli yıllara kadar devam eden süreçte, Siyonistlerle Sabetaycılar niçin savaştılar?
160. Savaştılar çünkü Sabetaycıların kurmayı planladıkları, “(Marmara ve Trakya) Butik Devleti”ni Siyonistlerin ele geçirip Küçük İsrail olarak oraya çekilme planları devredeydi.
Ve çünkü 2023, hem Türkiye ve hem de İsrail’in kader yılıydı.
161. Ve de her iki ülkenin Devlet Aklı, bu krizden nasıl çıkacağının hesabını yapmaktaydı. Daha doğrusu; böyle bir hesap yapmasın diye Türkiye; çalkanıyor ama buna karşın İsrail, 2023’ü daha kazançlı bir şekilde kapatmanın/atlatmanın planlamasını yapmaktaydı.
162. Bu planların ilki, Türkiye üzerineydi tabii. Bu anlamda yapılan Operasyonlarla birkaç cümle yukarıda sözünü ettiğimiz, “Boğaziçi Dükalığı”nın Oligarklarının” epey bir bölümünün adı, “Kripto Efendi” nitelemesiyle kötüye çıkmıştı.
163. Bu nedenle bazı "Aç ve Açıkgözlüler"in; Türkiye'den gidecekleri artık kesinleşmiş olan Selanik Kriptoları Klanından; Butik Devletin Sanayi Müktesebatını, üç otuza kapattıkları da söylenegeliyor. Ama asıl alıcı başkaydı: Dendiğine göre MOSSAD Patronları...
164. Bu “Al Ver Operasyonu”nda kullanılan, aracının adını da biliyorsunuz: Bursalı Tefeci Nesim Malki! Daha sonra, onun, MOSSAD’ın paralarını işlettiği söylendi. 1995 Yılındaki kuşkulu ölümünün ardından daha da kızıştı savaş.
165. Hülasa… 21. Yy’da çökmek üzere; Siyonistlerin gözü, bütünüyle Türkiye’deydi. Ülke olmazsa Sabataycıların, “Butik Trakya Devleti”ne çöküp 2023'ten sonra, “Küçük İsrail”lerini; Avrupa'nın bir parçası olarak, orada geliştirmeyi de düşünmekteydiler.
166. Neticede, Siyonist Akıl; (Ceplerine 60 ya da 200 Milyar Dolar haçlık koyup) Türkiye’den, Sabetayıcıları gönderdi. Lakin bu arada; Türk Devleti de Siyoncuların bu planını Deşifre etti ve adım adım geçersiz kıldı.
167.İşte,2002'de İktidara gelen,Erdoğan’la İsrail arasındaki Kronik düşmanlığın altında yatan sebepler sıralamasında, bu Trakya Butik Devleti de var.Mesajda sözü edilen Davut'un"İstanbul önünde bekletilen,herhangi bir deprem durumunda, şehri boşaltacak 4 Geminin Srrı"nın biri ...
168. ..... bu olabilir. Yani dedik ya "Siyonizm'in Butik Devlet Planı" hala geçerliliğini korumakta. Bu durumda, Gemilerin Siyocularla ilişkisi aranmalı.
Bir başka "Butik Devlet" plancıları daha var. Onların adını, bu serinin ilk paylaşımında verdik: Bizans Hanedanları.
169. Konuyu ilerleyen bölümlerde buraya bağlayacağız.

2002’de iktidara gelen Erdoğan; 2023'te sona erecek İsrail Devletinin bunca sırrını öğrendikten sonra; Siyonistlerin, bir “Yeni ve Küçük İsrail” kurma planlarının arkasını boş bırakmadı.
170. Siyoncu Aklın; Kuzey Irak, Lübnan, Ürdün ve şimdi de Karabağ üzerinden, Deşt-i Kıpçak’a konma planlarının peşine düşmüş durumda. Bu ay içerisinde, Ankara'yı ziyaret edecek olan İsrail Dışişleri Bakanıyla Erdoğan, bu konuları açık açık ve kıran kırana konuşacak gibi bizce.
171. Burada durup bir Siyasal Resim çizelim; siz de gözünüzün önüne getirin: Ukrayna ve Karabağ Parantezi içindeki Deşti Kıpçak Rusyası grafiğini biliyorsunuz. Yani “Parçalanmak için Kıskaçtaki Rusya” diyelim buna. Ve bu grafiğin iki ucundaki “İki Yahudi” unsuru da malum.
172. Onların arkasında, yer alan Habsburglar ve şimdi anlaşıldığı üzere, Battenbergler… İki sırtlan yani... Bunlar, akrabalıkları nedeniyle iki koldan, Romanofların mirasıyla ilgilenmekteler. Bu kart Sırtlanların önünde de iki çakal…
173. Bunlardan biri yani Aşkenazlar, Hazar Kağanlığının mirasçısı olduğu iddiasında; diğeri Sefaradlar da Kırımçak Yahudilerinin terekesinin peşine düşmüş durumda…
174. Resme şunu da ekleyelim: Kökeni Sefarad olan Sabetaycı Aklın; “Rus İmparatorluğu”na çökme konusunda Sefarad ve Aşkenaz büyüklerini kışkırttığı da bu iki klanı, bir ortak paydada buluşturma ihtimali de küçük kalır lakin daha büyük bir katalizör var. O da:
175. Fakirin; "3.Yahudi ve 2.Firavun" diye etiketlediğimiz Hiksosların Kripto Yahudiliği ve "4. Yahudi" etiketini hakkeden Finans Kapitalin Tefecileri de paralarıyla/pullarıyla/Sızıntı halleriyle dahil bu kumpasa…
176. Çünkü "Parçalanacak Rus İmparatorluğu"na yetecek kadar yağlı kemik çıkacak! Bu arada; "Fillerin tepiştiği ortamdaki "Yavru Fil" ve "Bebek Fil" benzetmemizi de unutmayın! Türkiye ve Ukrayna...
177. Devam edelim... Ve şu anda, Erdoğan'ın; gerek Ukrayna üzerinden, Kırım’a doğru, ağzının suyunu akıtan Seferad kışkırtmasına… Gerekse Siyonistlerin, Azerbaycan üzerinden başlattıkları, Rusya'yı parçalama operasyonuna… Ve gerekse ........
178. Ve gerekse bu “Parantez Komplosu”na destek verenlere- (yani Kuşatmacı Kripto Amerika, Vatikan adına Habsburglar, Battenberg Hanedanı'nın kontrolü altına girmek için gün sayan Londra ve Rusya içerisindeki Başbakan Misuştin Lobisine) karşı; ...............
179. Rus Devleti'nin toprak bütünlüğünü savunmakta olan yeni bir yüzünü göreceğiz. Kimin Erdoğan'ın... Kanaatimiz o ki… Bu konuda; Ankara ile işbirliği yapan, “Birinci Rusya” yani “Putin Ekolü” olmak zorunda.
Niye?
180. Zira Müstakbel Müslüman Kıpçak Türklerinin İmparatorluğunun, sağ salim "Kengeş Türk Devletleri Birliği"ne katılması için! (Aslı Kıpçak olan Kazakistan'ın, son günlerde, "İlla Türk Birliği" diye yanıp tutuşmasını yazdık ya yukarıda bir yerde. İşte sebep bu!)
181. Beri yanda... Erdoğan'ın; bir yandan Ukrayna'ya SİHA verirken, bir yandan da; Putin ile yaptığı telefon görüşmelerinde arayı sıcak tutmasının, öteki yüzü de bu. Allahualem!
182. İşte bu yüzden; (eğer iptal olmazsa) İsrail Dışbakanının Ankara ziyaretinden sonra; Erdoğan ve Putin'in, bir araya gelerek, yüz yüze Tarihi bir karar almaları artık şart oldu. Bu kanaatimizi de yazıya eklemiş olalım.
183. Ha, bu arada; İsrail'in tıkanan Siyasetini çözmek için muhalif Siyonistlerden, bir başka Siyonisti (Yair Lapid miydi unuttuk!) görevlendirildiğini de biliyorsunuz.
184. Söz konusu şahsın görevlendirilmesinde “Londra'nın Yeni Yüzü: Battenberg Prensi”nin etkisi olduğu kanaatimizi de not edelim buraya. Sevgili Ertuğrul Sarı'nın tarafımıza yolladığı mesajda deniyor ki: "Yeni Aday Lapid, Solcu Siyonistlerden, B.Netenyahu ise Sağcı Siyonistti.
185. Lapid, Filistinlilere haklarını vermekten söz ediyor." Buradan anlaşıldığına göre; Sağcı Siyonistler, Filistinlileri yok sayan Politikalarıyla Yeni ABD Yönetimiyle ters düşmüş durumda. Malum; Biden, İki Devletli İsrailden yana...
186. Bu arada kuyruğu, hiç olmadığı kadar sıkışan Siyonistler, "Solcu Sürüm"le Binyılcı Amerika'yı da tarafına çekme hamlesi yapmakta. Akıllıca bir atak... Bunun karşıtı ise Erdo-Putin Dostluğu.... Ve....
***
187. Yeni bir başlıkla devam edelim:
Siyonistlerin Delirmiş Hali
KADİR GECESİNDE KIYAMET
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
188. Bir ara! Devam edeceğiz İnşallah...
189. Yeni bir başlıkla devam edecektik:
Siyonistler İpine Sürüyor!
KADİR GECESİNDE KIYAMET
Ahmet YOZGAT
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
190. Tam da bu yazıyı yazdığımız sabah, Derindünyanın Sevgili Kardeşlerinden Yasin Özba dedi ki: “Ahmet abi, gene İsrail"in Mescidi Aksa baskınını Tv'den film gibi izliyoruz. Bu pervasızlık kanımıza dokunuyor. Bu nasıl Kılıçaslanlık?"
***
191. Yasin haklı tabii! Zaten Ramazan boyunca; Siyonist İsrail güçleri,Gazze Filistinlilerine, bir türlü rahat vermediler; her zaman yaptıkları gibi tabii. Rutin de olsa bu saldırılarla;“Küçük İsrail”arayışlarını, her coğrafyada engelleyen Türkiye'ye gözdağı vermek istiyorlardı.
192. Şimdi ise mesajın zirvesi yolda... Aksa Olaylarıyla demek istiyorlar ki: “Sakın ha, artık yoluma taş koyma! Şayet, Kafkasya hamlemi de engellemeye kalkarsan, neler olacağını gösteririz sana!” der gibiler.
Anlaşılan o ki… Artık ok, yaydan çıkmış durumda.
193. Yani İsrail ve Yahudiler, “Kıyamet Devresi”nin butonuna bastılar.
***
194. Bu durumda, Emri Peygamberi ortada... Buyrulan şu: “Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (galip gelerek) Yahudileri öldürecekler.
195. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; 'Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, hemen gel de öldür onu!' diye haber verecektir. Sadece Gargad ağacı müstesna çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”
196. Evet... Kadim kaynak böyle...
Modern Siyaset’in dediğini de biliyorsunuz artık: O da şu: 1948’de Siyonistlerle devrin İngiliz Kralı arasındaki Antlaşma, 75 Yıl mühleti olan bir İsrail’e müsaade etmekteydi. O süre, 2023’te doluyor.
197. (Aynı masada... Benzeri bir anlaşmayla ABD Binyılcılarına tanınan 75 Yıllık hak da zaten, 2020’de doldu. Zaten bunun için, onlar da Pandemi itirazını/engelini ortaya attılar. Siyonistlerin itirazı da "Aksa" Pandemisi olsun isteniyor.
198. Malum... Bir 2023 daha var: Onun, Türkiye Cumhuriyetinin (Lozan’ın) yenilenme yılı olacağından da haberdarsınız. Bakalım ne olacak? Bunun "Pandemisi"nin de şimdilik 23 Seçimleri olacağı tahmini vardı. Ama şimdi "Aksa" Pandemisi de yola taş döşemeye başladı. Bakalım daha.)
199. Peki, “2023’ten sonra İsrail ne olacak?” sualinin karşılığı olarak diyelim ki…

Önce Trump'ın imzasıyla Kraliçe, ülkeye Seferadları getirmek için çok uğraştı fakat onlar korktu ve gelemedi.
200. İkinci aşamada... Konu, Galler Masasında; ülkeyi, “İki Yahudi”nin Kolektif olarak yönetmesi şeklinde düşünüldü. Lakin bu konuda, Yahudiler arasında anlaşma sağlanamadı.
Bunun üzerine; Siyonistler, “Yeni İsrail” arayışlarını hızlandırdılar.
Seferadlar ise (Habsburglara) Almanlara yamanarak, geleceklerini onlara havale ettiler.
202. Bu durumda; ülke; muhtemelen, Filistinlilere ve “(Falaşlar gibi) İkinci Sınıf” ve yoksul Seferadlı (İstanbul) Musevilerine kalacak gibi...

Batılı Yamyamların, son beyanatlarında, “Filistin” vurgusu yapmalarının nedeni bu; şimdiden yol yapıyorlar.
***
203. Bu arada; “Kıyamet Devresi”ne girmenin eşiğindeki Telaviv, yıllardan beri tıkanık olan, ülke Siyasetinin paslı kilidini açtı. İsrail'deki yeni hükümeti kuracak olan Siyasetçinin adı belli oldu, Yair Lapid…

Bünyamin ve Lapid... “Al birini, vur ötekine!
204. Fakat B.Netenyahu sağcı Siyonist,
Lapid ise Solcu Siyonist…

Yair Lapid, aralarındaki farkı; Filistin-İsrail ilişkilerini düzelteceğini söyleyerek yansıttı. Yine de al birini, vur öbürüne...
205. Yair Lapid'in, İngiltere ile bir ilişkisi var mı? Muhtemelen... Sevgili Ertuğrul'un gönderdiği mesaja bakılırsa... Siyasette Seferadların da bir partisi var ama çok düşük oy alıyorlar. Yine de soralım Ertuğrula; Lapid'in kökeninde İstanbulluluk var mı? Her neyse!
206. Yeni İsrail Hükümetinin kuruluşu için Netanyahu dışında, bir başka Siyonistin öne sürülmesi; sanki Ankara'nın, beklediği israil Dışişleri bakanına verilmesi muhtemel “zılgıt yüklü cevab”ı anlamış olmanın ön hamlesi şeklinde gelişti.
207. Bu atama sayesinde İsrail, “Yeni Politik Yüz”ünü göstermekle birlikte, Kronik saldırıyı da zirveye taşıdı. Yani Derin Siyoncular; “Hedefimiz, doğrudan Mescidi Aksa olacak!” diyerek; Erdoğan’a, peşin peşin mesaj veriyorlar.
208. Bu peşin mesajla da Kıyametin Pimini çektikleri anlaşılıyor.

Bu anlamda, olası bir nahoş durum karşısında, Batılılara (özellikle Amerika’ya) ve Türkiye’ye verecekleri cevap da hazır; “Yeni Lider Lapid yapmadı, eski Başbakan Bünyamin yaptı!” şeklinde olacak muhtemelen.
209. Daha evvelki yazmalarımızda demiştik ya: “Kıyamet’in Pimi; Sefaradların, Kudüs'e dönmesi ve bu dönüşün zorunlu kıldığı, Tapınak’ın üçüncü inşasına başlamalarıyla çekilmiş olacak!” diye.
210. Şunu da belirtmiştik: “Üçüncü Tapınağın inşası ve Kıyamet Savaşı” Siyonistlerin meselesi değil. Ya? Seferadların meselesi... Bu nedenle Eski ABD Başkanı D.Trump'ın, “Kudüs Başkent” açıklamasına Seferadlar, olumlu karşılık vermediler.
211. Zira olumlu karşılığın; omuzlarına, “Kıyametin Tapınağın İnşası Farzı”nı yükleyeceğini biliyorlardı.

Hala öyle biliyor ve bundan çok korkuyorlar.

Elbette, “Farz”ın, Tapınağın inşası olduğunu Siyonist Aşkenazlar de biliyor. Ama onlar için farz değil ...............
212. ...............zira İnançları/İmanları farklı. Fakat bu durumdan, Taktik olarak yararlanmak istedikleri de aşikar. Bu anlamda; şimdilerde Mescidi Aksa'yı yıkarak, Sefaradların; Tapınak’in Yapımı için Kudüs'te toplanmalarını kışkırtıyor ve önce onları “Kıyamet”e zorluyorlar.
213. Bundaki saklı amaçları ne peki? Şu: Bir süreden beri, Sefaradların; Viyana Habsburgları dolayısıyla German Dünyası ile olan ilişkisinin yeni döneminde, Seferadlarla birlikte Habsburgları da Aksa Meselesine dahil etmek ve onları da hedef tahtasına yapıştırmak.
214. (Öleceksek, beraber ölelim, der gibiler!)
Ve tabii, bu anlamda; avlamak istedikleri üçüncü kuş da… Türkiye'nin karşısında; Windsorların Siyaset dışına çekilmesiyle Londra Tahtına geçmesi mukadder hale gelen Battenberglerle Habsburgların beraber hareket etmelerini sağlamak.
215. . Akılları sıra; Avrupa'da oluşturacakları, “Windsor+Habsburg Bloku”nun karşısında Türkiye'nin geri adım atacağını zannediyorlar. (Unutuyorlar... 2023, onlar için nasıl sonsa... Türkiye için de bir başka şekilde son! Yani ateş, herkesi çağırıyor!
216. Burada duralım ve bir süreden beri, Twitter üzerinden DD’yı takip eden Azerbaycanlı kardeşimiz Ceyn u Beyn’in yazdığı şu mesajları da ekleyelim ki mesele, anlaşılmış olsun.
217. Diyor ki Ceyn u Beyn: “Prens Charles'tan icazet alan Rusya Başbakanı Mişustin; Yeni Hazarya Projesi için Derbend'e (Yeni Hazarya'nın Başkentine) gelerek, şehrin özel statüsü için Dağıstan Cumhurbaşkanı Melikyan ile görüştü.
218. Yani Yeni Hazar Musevi Devleti tam hızla yürüyor... Bu arada; Prens Charles; Babası Filip’in ölümünden sonra; Montbatten/Battenberg ailesinin sorumlu ferdi olarak, babasının tüm yetki ve unvanlarını da almıştı.”
219. Baycanlı Kardeşimiz Ceyn, mesajıına Profesör Dr İlyas Kemaloğlu’nun; (Yeni İngiliz Hanedanı) Battenberglerin, Romanof Çarlarıyla olan akraba ilişkisini anlatan mesajını da eklemiş.
220. Diyor ki Kemaloğlu: “İskoç Dükü Prens Philip öldü. Ölen Filip’in Babaannesi, Rus Çarı 1. Nikolay'ın torunu Olga Romanova idi. Annesi ise 2. Nikolay’ın eşi Alexandra Fedorovna'nın yeğeniydi.”
221. Sevgili Ceyn, Kafkasya'daki muhtemel harita yapılanması için “Yahudi değil, İsrail de değil!” diyor. “Yeni Hazar Musevi Devleti” olarak tarif eliyor oluşumu.
Kısmen, doğru sayılabilir.
222. Şöyle ki… Fakir, “Yeni İki Yahudi” oluşumunu; Ukrayna tarafından, Seferatlar adına…
Azerbaycan tarafından Aşkenazlar adına başlatılan, karşılıklı iki hamle diye tarif etmiştik ya...
223. Dolayısıyla bu iki hareketin, Kırım’da birleşecek olması, Galler Masasında sözü edilen “İsrail'i Ortak Yönetme” fikrinin ikinci varyantı olarak, “2 Yahudi Masası”nın Sivastopol’da kurulmasını sağlamak...
Sağlayabilir mi?
Mümkün.
224. Bu anlamda; Seferatları arkalayan Habsburglarla…
Aşkenazların ardında/arkasında duracakları anlaşılan Windso-Battenberg Siyasetinin,
Galler Masasında oluşan çatlağı tamir edeceğini düşünmek de mümkün.
225. Yani Galler Şatosundaki; Kraliçe Planında bir Restorasyon yaşanacak gibi …
Bu da iplerin, hala Windsor Haminnesinde olduğunun işareti sayılabilir.
Buraya kadar tamam…
226. Fakat Sevgili Ceyn’in dediği şekliyle, böylece ortaya çıkacak organizasyonun, uniter “Hazar Musevi Devleti”nden çok.....
Olası sınırların, “İki Yahudi”nin iki ayrı Organizasyonu şeklinde çizileceği kanatindeyiz.
227. Zira hem “İki Yahudi” ayrı ayrı yaşamayı isteyecektir; hem de “İki Hanedan Merkezi, (ya da iki Polis: Habsburg ve Windsor) İki Yahudi’nin karşıtlığından, yine yeni bir “Dualist Politik” odak oluşturacak ve bunun “Bereket”ini kullanma fırsatını kaçırmayacaklardır.
228. Lakin çizdiğimiz, bu resim; aslında bir “Galler Dünya Düzeni” örneği oldu.
Oysa şimdi durum farklı; “Kadim (Mısır-Babil) Dünya Düzeni”ne geçildi, geçilecek.
Bu nedenle çizilen resme; asıl, Vatikan'ın ne diyeceğine bakmak lazım...
229. Zira “3 Papalı Vatikan'”dan “Kripto Papa”nın dışında kalan ve somut olarak görünür olan “İki Papa”nın, iki ayrı Blok'ta tasarladığı, “İki Batıl” odağını yazmıştık ya: Babil Papası ve Kadim Mısır Papası şeklinde...
230. Peki, yeni gelişmeler karşısında; Vatikan'ın, bu (Vindsor-Batten ve Habsburg) danışıklı ikilemi bozma ihtimali ortaya çıkar mı? Çıkar ve resmi Babilli Aşkenaz ve Mısırcı Seferad Ekolüne dönüştürür.

Ancak bir başka seçenek daha gelişiyor artık Siyasette.
231. O da şu:
Şayet, Türk Devlet Aklı; yukarıda sözünü ettiğimiz şekilde; bir, “İstanbul İslam (ve Mazlum Milletler) Bloku” oluşturabilirse tabii ki “İki Batıl”da tek cepheye yerleşecektir.
232. Zaten, onun adı da “altını çize çize geldiğimiz- “Hakk ve Batıl (Dünya) Savaşı” demek olur. Ve bu resmi yırtmak için elinden geleni yapar hatta yırtar.
233. Devam edelim…
Sevgili Yasin’in mesajında haber verdiği; Siyonistlerin, tehlikeli "Aksa Komplosu"nu, tam da “Kadir Günü”nde sahneye koyması, artık Kıyameti tetiklemekten başka bir çarelerinin kalmadığını gösteriyor.
234. Bu nedenle Kadir Gecesi'nde; belki de dünyanın en tehlikeli oyununu oynayarak, bir “Kadir Gecesi Katliamı” yapabileceklerini düşünmek istemiyoruz. Hatta Kadir ve Bayram arasında; Mescidi Aksa'yı yıkma ihtimalleri bile, acil planlarında olabilir...............
235. ....... ama yıkacaklarını da düşünmekten yana değiliz. Bu operasyonla Siyoncular; tüm Müslüman Alemini, ayağa kaldırarak; Vatikan'ın gütmek üzere uyandırdığı, “Küfür Sürüsü”ne karşı S:O.S vermek istiyorlar kendi hesaplarına: “Bakın bakı şunlara... Ve bizi kurtarın!” diye.
236. Beri yanda; ayağa kalkan Müslüman Dünyasının gözlerinin, Ankara'ya dikileceğinin ve onların da “Kösem/Klavuz olarak, Türkiye'yi öne süreceklerinin de tek seçenek olarak görüldüğünü söyleyelim.
237. Zira Ankara’nın cevabı, “Dilsiz Şeytan”ı oynamak olmayacak yahut bundan böyle eli, kolu bağlı bir Türkiye düşünülemez!
238. Kanatimiz o ki… En azından Türk Jetleri uçacak, Türk Tankları yürüyecek… Ancak Jetlerin, bölgeye uçuş yapmasının ortamını hazırlamak hususunda, ayağa kalkan Kripto Müslüman Liderlerin hatta Yerli Liderlerin ve hatta TSK içindeki “Son Uyuyanlar”ın Ankara’yı kışkırtma ......
239. ve derin bir oyun başlatma ihtimallerini de göz ardı etmemek lazım. (Zira Siyoncular, (Türkiye’deki İsrail diye tarif edilen) Sızıntılarını son kez ve en yüksek seviyede harekete geçireceklerdir.
(Yoksa geçirdiler mi?
240. Hani son günlerde yükselen darbe söylentileri grafiği var ya…)
Böyle bir durumda; Türkiye'nin atacağı il adım, Jetleri; Kıbrıs'a kadar uçurup bölgeye konuşlandırmak olacaktır herhalde. Bu esnada Kara Ordusunu, Suriye sınırına yığmakta şart oldu.
En önemlisi donanma!
241.Türk donanması Doğu Akdeniz'e indirilip İsrail Bir nevi ablukaya alınmalı.
Ondan sonrası; ikinci adım olarak, bir süre Diplomasiye havale edilir herhalde. Lakin bu Diplomasi, iki kanallı olmak durumunda:
242. Birincisi… (Ama öncelikle Erdoğan-Putin Diplomasisi…) Ve Batılı devletlere yönelik mekik… Diplomasinin diğer ayağı da İslam Ülkelerine çıkarmalar şeklinde tanzim edilecek zannederiz. Diplomasinin en önemli ayağı ise Papalık ve İngiltere'ye, yönelik olmalı.
243. Konumuz: Halifelik…
Virgül…
Konuyu aşağıda açacağız.
***
244. Şimdi, şuradan devam edelim konumuz… Dedik ya… “İsrail, Kıyameti tetikledi!” Veya avami bir ifadeyle “Yahudiler, belayı satın aldı!”
245. Çünkü 2021 Ramazan'ının Kadir Gecesi başlayan, Mescid-i Aksa'ya Siyonist saldırısı, Hz Davut ve Süleyman Peygamber'in yadigarı; Müslümanların ilk kıblesi olan “Uzaktaki Mescid”in zincirlerinin koparıldığı gün olacak.
246. Çünkü aynı gece; İsrail'de, kendi kendinin can damarını kopartacağı sürecin başlangıcı olacak. Zira Tarihinin başından beri korktuğu Kıyameti tetiklemiş oldu.
247. Bu saldırı; yıllardan beri, Mazlum Filistinlilere yapılan zulmün ötesinde; doğrudan doğruya, Şanı Yüce Allah'ın Sultanlığının, yeryüzündeki mimari işaretlerinden üçüncüsüne/Aksa’ya yapılan, en kötü niyetli tecavüz niteliğinde.
248. Bir bakıma Siyonistler, Cami duvarını kirleten köpek durumunda artık. Şımarık Siyoncular, Cami duvarını kirletmelernin yanı sıra… Kur'an'ın yeryüzüne inzal olduğu gece olan Kadir'in yıldönümünde, tüm Meleklerin ve “Ruh”un, topyekun yeryüzünü ziyaret ettiği, ...............
249. ........ bin yıldan hayırlı bir zaman diliminde, kellelerini “Hakk’ın Kılıç”ının önüne uzatmış oldular. Ya da İdam Fermanlarını, kendi tetik parmaklarıyla onayladılar. Artık doğrudan “Gayretullah”a dokunan bu yolun dönüşü, zinhar kalmadı.
250. Bir bakıma da Yahudiler; kendilerine (tanınması muhtemel olan) “3. Fırsat”ı tepti ve şanslarını kaybettiler. Allahualem!
251. Bir bakıma da Yahudiler; kendilerine (tanınması muhtemel olan) “3. Fırsat”ı tepti ve şanslarını kaybettiler.
Allahualem!
252. Peki, bunun böyle olacağını bilmiyorlar mıydı Siyonistler?
Üç Binyıldan beri hem de…
Zaten; ne yaptılarsa ve ne yapacaklarsa, bile bile yaptılar/yapacaklar!
253. Böylece Şanı Yüce Allah'ın Merhametine sığınacaklarına; Lanetlenmelerine neden olan, “Satan’ın Hükümranlığı”na müracaat ettiler bir kez daha. Bu hamleyle zannediyorlar/dı ki…
254. Üç binyıldır kendilerini kollayan, Yeryüzü Zalimleri, yine geri çevirmeyecekler onları. Bu yüzden; onların, ellerinin altında olmayı tercih etmiş durumdalar. Zira sanıyorlar ki “nasıl olsa” Firavunlar aracılığıyla kurtulacak ve baş tacı edilecekler...
Ama gelin görün ki…
255. Bu sefer öyle olmayacak gali! Galibası yok; zaten, olmayacağı ayan beyan belli! Zira Tarih içerisinde; onları kollayan en merhametli Millet olarak, Türkiye'nin karşısında ve Türkleri yok etme planlarınının bir parçası olarak; esasında, Tam Hedefteler; Tüm Dünyanın Hedefinde.
256. En başta,“Yeni Dünya Siyaset”inin oyun kurucusu olan Papa dahi, Filistinlilere üzüldüğünü beyan ederek; Yahudilerin karşısındaki safta yer alacağını gösterdi. Nerdeyse tüm Batı Hıristiyan Dünyası da Kadir Gecesi saldırılarını ve yaşanan Siyon Zulmünü reddetmiş gibi duruyor.
257. Ne gariptir ki… İslam Dünyasındaki suskunluk ve korkaklık, süklüm püklüm devam ediyor. Bu konuda, Türkiye-Pakistan ve Katar, açık açık Siyonculara tavır alırken; Müslüman Ülkelerin pek çok İdarecileri, Dilsiz Şeytan durumundalar.
258. Önemli değiller zaten! Onların bu, korkak tavırları, “Müslüman Halkları” isyan ettirecek, kaçınılmaz şekilde hem de. Ve “Doğal Lider” olarak; bir kez daha, Türkiye'nin hakkını vereceklerini not edelim.
259. Zaten, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu anlamda verdi Beyanıtını: Kudüs'ün, Türkiye'nin kırmızı çizgisi olduğunu, ta baştan belirtmişti/edegeliyordu malum. Son olarak da şöyle dedi: “Saldırı, bizlere yapılmıştır!
260. Mescidi Aksa başta olmak üzere, Kudüsteki İbadethane ve Müslümanlara yönelik her türlü saldırı, aynı zamanda bizelere de yapılmış demektir. Halkı Müslüman Ülkeleri, harekete geçmeye davet ediyorum!” Müslümanları, böyle diyerek kıyama çağırdı.
261. Kıyamı, Cihad olarak hatta Cihad'ı Ekber olarak da okumak mümkün. Bu anlamda; Türkiye'nin, meseleyi nereye kadar götüreceğini açıklamasını ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptı ve beyanıtında: Ciddi ciddi, İsrail'e asker göndermekten, söz etti.
262. O halde, beklediğimiz şu: Bu beyanatları, Resmi hale dökmek için acilen ve en yüksek perdeden, “İsrail’e Nota” verilmesinin elzem olduğunu söyleyelim.
263. Daha önce de yapılmıştı: yine, İstanbul'da acilen Uluslararası bir “Kudüs ve Mescidi Aksa Konferansı”nın toplanmasını lüzumlu gördüğümüzü de açıklayalım. Doğal olarak; bu konferansta yer alacakların, “Halkı Müslüman Olan Ülkelerin” Toplum Temsilcileri olması çok önemli.
264. Bu toplantının devamı niteliğinde ve aynı zamanda bir “Hilafet Konferansı”na da şiddetle ihtiyaç var.

Bu meselenin etrafını birinci dereceden fırlanan Siyasi Çemberin; Rusya, Esadyanlar Rejimi, Lübnan, Ürdün, Mısır ve Türkiye olduğu malum.
265. Bu nedenle konu; bunların aralığında, yüz yüze konuşulmalı, diye düşünüyoruz. Ve açık açık; bu çemberden yol istenmeli. Çavuşoğlu'nun; Filistin ya da İsrail'e asker gönderme hususundaki açıklamasının, ancak bu çemberin mutabakatı ile hayata geçirilebileceğini söyleyelim.
266. Aksa Saldırılar ile ilgili olarak, Rusya'nın tavrı da “Olumlu” olarak açıklanmıştı zaten.
267. Aksa Saldırılar ile ilgili olarak, Rusya'nın tavrı da “Olumlu” olarak açıklanmıştı zaten.
268. Hülasa… Yukarıda saydıklarımız yeterli mi? Asla! Ankara, açık açık “İsrail’e Savaş İlan Etmeyi” görüşmeli. Hatta Savaş Kararını da almalı. Bir şartla: Bu kararını, istediği yerden ve istedi zamanda uygulayacağını vurgulayarak Diplomasiye dönmeli.
269. Ama ordusunu da bu karar doğrultusunda hazırlamada daha fazla geç kalmamalı…
Ve bir üst segmente geçmeli…
***
270. Yeni bir başlıkla devam edelim:

Kadir Gecesinde Kıyamet!
ŞİMDİ HİLAFETİN TAM ZAMANI

Ahmet YOZGAT

#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
271. Burada bir ara verelim.
Ve diyelim ki: Kısmetse devam ederiz!

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @AhmetyozgatDD

2 May
2. Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU mu KURULUYOR?
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
SAVAŞI BAŞLATAN ŞİFRE: SOYKIRIM
Karadeniz Merkezli Savaş Kapıda mı?
Ahmet YOZGAT
3. Şu cümleyle girelim konuya: Zannedildiği gibi Türkiye, artık bir Bölgesel Güç olma yolunda veya bir Bölgesel Güç değil.
Ya?
Read 489 tweets
19 Apr
1. Bugün, #19Nisan2021 #pazartesi. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz. Hayırlı Ramazan ve Oruçlar!
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#DevletimizinYanındayız
***
2. Derindunyacıların Sordukları ve…
DERİNDUYA’daki KARŞILIĞI
***
Nemrut ve Firavun Çağı Başlıyor mu?
PAPA’nın BABİL VE MISIR SIRRI
Ahmet YOZGAT
3. DD Kardeşlerinden Sevgili Adnan Ardıç: "Ahmet abi, malumunuz; bir süre önce Mısır’da bir müzenin taşınması töreni vardı. Oradaki bir taşınma değil de Olimpiyat Oyunları açılışı yapar gibi bir seramoniydi. Bir de bu konuyu işler misin abi?”
*
Read 46 tweets
9 Apr
1. Bugün, # 9Nisan 2021 # Cuma... Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyor ve Mübarek Cumalar diliyoruz.
2. Üç aylardan, Ramazan’a üç kala, Ölümsüzlüğe uğurladığımız, Şehitlerimizin Şehadedetini tebrik ediyor, yakınlarına ve Milletimize baş sağlığı temenni ediyoruz.
3. Bu arada; belirtmek isteriz ki idrak etmeye üç kala Mübarek Ramazanda yapacağımız dualarımıza ortaksınız. İnşallah!
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
Read 266 tweets
27 Mar
1. Bugün, # 27 Mart 2021 #cumartesi… Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#AhmetyozgatDD
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
2. Beşinci Roma’yı Kim Kuracak?
SORULAR ve KARŞILIKLARI
Ahmet YOZGAT
3. Önce bir düzeltme yapalım: “Bidayette Cermen Dünyası; “ÖstPolitisch Planı”nı ve onun harekatını iki aks üzerinden yapmayı projelendirmişti. Bir: Viyana-Moskova Aksı yani Avrasya… İki: Moskova-İstanbul Aksı yani Turancılık…” şeklinde yazılmıştı, sehven.
Read 290 tweets
24 Mar
1. Bugün, # 24 Mart 2021 #Çarşamba… Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#AhmetyozgatDD
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
2. Herkes, Roma’nın Mirascısı
AMA 4. ROMA’YI KİM KURACAK?
Ahmet YOZGAT
3. Bugün size, bir “Roma Masalı” anlatacağız. Dostlarımızdan, Derindunya Yazarlarından Sevgili Recep Özbay: İlber Ortaylı ve Halil İnalcık'a göre; Osmanlı Devleti, aslında 3. Roma İmparatorluğuydu. Hatta İlber Ortaylı diyor ki: "Türkler, Müslüman Romalılardır."
Read 184 tweets
23 Mar
4. Kanaatimiz, “Bir gün anlaşılacağız!” yönündeydi. Mart başında Papa’nın, Irak’a gidip “Yeni Babil’i kurmaya geldiğini söylemesi, bizi doğrulayan bir kanıt oldu.
5. Zaten son dilimde,“Jargonumuzu ve Terminolojimizi” kullanan ve dolayısıyla “Tezimiz” doğrultusunda yazıp çizenler epey çoğalmıştı. Papa Ziyaretinden sonra ve hızla “Derindunya Tezi”nin yorumcuların reddedemeyeceği aksine düşünce devşireceği bir harman olacak zannımızca. Olsun!
6. Bilginin cimrisi değiliz! Zira Bilgi Şanı Yüce Allah’ındır! Hakkımız helal!
İkinci not: Son bir hafta Facebook DD Sayfamız kapalıydı. Bir Rus Hacker’in saldırısına uğramıştık. Neyse ki Teknik Yönetmenimiz Sevgili Yusuf Kemal açtı.
Read 92 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(