Con Sinov Profile picture
Feb 11 44 tweets 6 min read
Görünüşe göre büyük bir sürpriz olmazsa Kılıçdaroğlu aday olacak. Muhalefet tüm stratejiyi "Erdoğan'ı sandıkta devirip parlamenter sisteme dönmek" üzerine kurguluyor. Böylece ülkenin düzlüğe çıkacağı yönünde güçlü bir kabul var. Fakat gerçekler böyle mi?

Gelin anlatayım.
1* Öncelikle, ilginç bir şekilde tarihi tekerrür yaşıyoruz. Atatürk'ün en yakın arkadaşı Salih Bozok anılarını yazarken ilginç bir laf ediyor:

O zamanlar aldandığımız nokta şu idi: Biz sanıyorduk ki meşrutiyet bir amaçtır. Onu kazanınca yapılacak bir şey kalmamıştı.
2* Gerçekten o dönemde tıpkı Salih Bozok'un dediği gibi, muhalefet tüm umudu Abdülhamit'in devrilmesi ve meşrutiyetin ilan edilmesinde görüyordu. Bu iki gelişme yaşandığında ülkenin düzeleceğine inanıyorlardı.
3* Fakat o dönemde İttihatçılar gibi düşünmeyenler de vardı. Genç bir subay 1909 kongresinde bu anlayışı eleştirmişti. Bu genç subaya göre İttihatçılar yanlış düşünüyordu. Çünkü programları yoktu. Liderleri yoktu. İktidar değişikliğini amaç olarak görmek hataydı.
4* Bu genç subay kısa süre sonra pasifize edildi ve Trablusgarp'a gönderildi. Evet, bu genç subay Mustafa Kemal'di.

Tarih onu haklı çıkardı. İTC, iktidarı devralıp meşrutiyeti ilan ettiğinde adeta amaçsız kaldı. Ülke sıkı bir programa sahip olmadığından patinaj çekti.
5* Akabinde siyasi çekişmeler başladı. İktidar bir amaca güdümlenmediği için farklı fikirler meydana çıktı ve dağılma başladı. Sonrası sopalı seçimler ve hükümet devirmek için yapıla Babıali Baskını... Abdülhamit döneminin kuralları kısmen geri dönmüştü.
6* İlginç şekilde muhalefet bu dönemde de benzer eğilimler gösteriyor. Tüm amaç iktidarı sandıkta devirmek ve parlamenter sisteme dönüş üzerine kurgulanıyor. Muhalefetin tamamını yönetebilecek bir liderin doğmasına müsaade edilmiyor.
7* Muhalefetin stratejisine göre iktidar seçimle devrilecek. Akabinde parlamenter sisteme dönülecek. Hukuk reformları yapılacak. İhaleler yeniden düzenlenecek. Basın üzerindeki baskı kalkacak ve ülke bir anda düzelmeye başlayacak. Bunun olacağından emin miyiz?
8* Muhalefetin stratejisine göre iktidar değişince, iktidarın yanlış uygulamaları da son bulacağından pek çok sorun kendiliğinden çözülmüş olacak ve piyasaya sermaye akmaya başlayınca ekonomik problemler de ortadan kalkacak.

Yani bir tür, kendi kendine düzelme yaşayacağız.
9* Bu stratejinin yürümesi için sandıkta Erdoğan'ı devirecek adayın geniş yetkilerinden vazgeçmesi ve gücü başbakana aktarması gerekecek. Yani Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarını sona erdirecek "aday" Çankaya'da bir tür emekli hayatı yaşamayı kabullenmek zorunda.
10* Böylece güç başbakana geçecek. Bir başbakan olabilmesi için de meclisin güçlü olacağı yeni bir parlamenter sistem gerekecek. Seçimi kazanan çok partili muhalefetin bu mecliste uyumlu şekilde çalışması beklenecek.
11* Yani özetle, bir seçim galibiyeti, Erdoğan'ı yenen adayın kenara çekilmesi, parlamenter sistem, yeni bir başbakan ve farklı partilerden oluşan bakanlar kurulu.

Ve ülke bir anda düzelmeye başlayacak. Sizce de bu tablo biraz fazla iyimser değil mi?
12* Bu tablo bana ister istemez Abdülhamit'i devirip meşrutiyet ilan edilince tüm sorunların çözüleceğini düşünen İttihatçı hayalperestliğini hatırlattı. Ve tabi yıllar sonra bu hayallerin sönüp gittiğini acı şekilde yazan Salih Bozok'un anılarını...
13* Türkiye'nin büyük sorunları var. En başta da ekonomik sorunlar geliyor. Borçluyuz. Rezervlerimiz az. Ülkemizde 5 milyondan fazla sığınmacı mevcut ve yenileri gelmeye devam ediyor. Bu sorunların bir seçim ve sistem değişikliğiyle kendiliğinden sona ermesini beklemek yanlış.
14* Üstelik vakti zamanında girdiğimiz ve istesek de hemen çıkamayacağımız yerler mevcut. Suriye'nin kuzeyindeyiz. Irak'ın kuzeyindeyiz. Libya'da sorunlu bir kavganın içindeyiz. Doğu Akdeniz'de gemilerimiz dolanıyor ve bu sorunlar bir seçimle çözülmeyecek.
15* İyi bir eğitim reformuna ihtiyacımız var. Akademik yozlaşma büyük bir sorun halini aldı. Bunlar bir seçimle düzelecek türden sorunlar değil. Bu sorunların çözümü için herkesin onayladığı başarılı bir programa ve bu programı yürütecek bir lidere ihtiyacımız var.
16* Güçlü programlar ve güçlü reformları yapmak zorundayız. Fakat muhalefetin kafasında gücünü büyük ölçüde terk eden bir cumhurbaşkanı, yeni bir başbakan, çok parçalı bir bakanlar kurulu ve iktidarı devirmekle sorunları çözecek hedef var. Ama program? Ondan emin değilim.
17* Muhalefet aynı stratejiyi takip ederek güçlü bir program ortaya atabilir. Fakat bu programı oluşturmaktan daha zor olanı onu uygulamaktır. Zira muhalefet yek vücut değil. Çeşitli partilerden oluşuyor. Üstelik dünyaya bakışı farklı olan partilerden.
18* Erdoğan'a karşı bir araya gelmiş olmalarına rağmen muhalefetin çok büyük farklılıkları var. CHP daha soldayken İyi Parti daha merkezde. Saadet muhafazakar. Bu üç parti bile bu kadar ayrıyken Babacan ve Davutoğlu gibi çok farklı ekollerler de eklemlenmek zorunda kalacak.
19* Erdoğan'a karşı yan yana gelmeye yavaş da olsa başarıyorlar fakat unutmamak gereken çok önemli bir nokta var: Bir program ve bir lider uğruna yan yana gelmiyorlar. Amaç daha çok seçimlerde kazanmak.

Ve amaca ulaşıldığında farklılıklar hızlı bir şekilde ortaya çıkabilir.
20* Muhalefet maalesef hatalı olarak amacı seçime odaklıyor. Böylece farklılıklar canlı bir şekilde bekliyor. Amacın seçim zaferi değil seçim zaferi sonrası sistem, program ve lider olması gerekiyor. Aksi halde seçimden kısa süre sonra aykırı sesler güçlü şekilde çıkmaya başlar.
21* Türkiye şayet güçlü bir ekonomiye ve sağlıklı bir sisteme sahip olsaydı, sığınmacı sorunu gibi soruna sahip olmasaydı ve dış politik çıkmazlarda bulunmasaydı, muhalefetin sistemi güzel bir denge unsuru yaratabilirdi. Ama böyle bir durumda değiliz.
22* Yapılması gereken çok şey var. Atılması gereken çok ciddi adımlar var. Bu adımları birbirinden kopuk ve sadece seçime odaklanan bir muhalefet grubu atamaz. Seçimden sonra konu sığınmacılara geldiğinde ne olacak? Ana dilde eğitime geldiğinde ne olacak? Ya tarikatlara?
23* Üstelik seçimden sonra uyuşmazlıklar ortaya çıktığında iktidarı yeniden devralmak isteyecek hazır, zengin bir muhalefet olacak. Ekonomi kısa sürede beklenen gelişmeyi sağlayamadığında politik bir türbülansa gireceğiz.
24* Sanırım şurasını biraz kaçırıyoruz: İktidarın oylarındaki düşüş politik değil. Ekonomik. Yani halk sandıktan muhalefeti çıkarırsa, bunu ekonomik beklentiler için yapacak. Haliyle güçlü bir ekonomik değişim yaşanmazsa tercihini sorgulamaya başlayacak.
25* Özetle muhalefetin programı büyük ölçüde ekonomik hedeflere ulaşmak zorunda. Üstelik kısa bir sürede... Oysa Türkiye'nin ekonomik sorunları öyle kolayca çözülecek gibi değil. Tweet atanları hapse atmadığımızda Batılı çevrelerin ülkeye dolar yağdıracağını düşünenler yanılıyor.
26* Batı ile kolay kolay çözülemeyecek sorunlarımız var. Suriye'de, Akdeniz'de, Libya'da Batı ile çekişiyoruz. Ekonomik toparlanma için gerekecek sermaye, politik taviz vermeden öyle kolayca gelmeyecektir. Alternatif çözüm yollarına ihtiyacımız olduğu çok açık.
27* Seçimden sonra kısa sürede ekonomik bir başarı sağlanamazsa bu defa iktidarı oluşturan partilerden bazıları bu işin olmayacağını düşünerek, bir sonraki seçimlere yönelip popülizme kayabilir ve iktidar, birbirini suçlayan fraksiyonlara bölünebilir. Hiç de sürpriz olmaz.
28* Tüm bu riskleri minimize etmek için öncelikle çok ama çok güçlü bir programa ihtiyacımız var. Böyle bir programın hayata geçirilebilmesi için de muhalefetin sarsılmaz bir mutabakata varması gerekiyor. Bu hiç de kolay bir iş değil.
29* Bu zorluğun aşılabilmesi için muhalefeti kendi etrafında birleştirebilecek, farklı fikirleri sönümleyecek popüler, dinamik ve karizmatik bir lider gerekir. Lider, seçimi kazandıktan sonra programı harfiyen yürütmek ve tüm parçaları etrafında sürüklemek zorundadır.
30* Seçime böyle bir liderle girildikten sonra, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarını sandıkta deviren büyük bir popülarite ve karizma sahibi olacaktır. Fakat mevcut stratejiye göre bu liderin gücünü bir başbakana terk etmesi ve Çankaya'ya çekilmesi bekleniyor. Bu mümkün mü?
31* Olaya halk yönünden bakıldığında, halk muhtemelen büyük bir umutsuzluk ve kararsızlık içerisinde seçimi kazanan yeni liderin bir şeyleri başarmasını bekleyecek ve tüm odağını o lidere çevirecektir.

Halk bu noktada böyle bir liderin gücünü terk etmesine nasıl bakabilir?
32* Sonuçta toplum siyasi hadiselere siyasetçiler kadar derinden bakamaz. Toplumun bakışı kolaycı ve sonuç odaklıdır. Seçimden başarıyla çıkan lidere odaklanacak ve başarıyı ondan bekleyecektir. Bu liderin gücünü terk etmesi ve başbakana bırakması, bir kırılma yaratacaktır.
33* Şahsi kanaatim, böyle bir lider, o atmosfer içinde, halk desteği arkasında ve Erdoğan'ı yenmenin şanı içerisinde gücünü bırakmaktan vazgeçebilir. Haliyle muhalefet tüm bu cezbedicilik içerisinde Çankaya'ya çekilecek bir lider düşünüyor. Yani, Kılıçdaroğlu.
34* Kılıçdaroğlu, siyasi hırsları olmayan, bürokrat kökenli bir siyasetçi. Siyasi kariyerini 20 yıllık iktidarı devirip Çankaya'ya çekilen bir cumhurbaşkanı olarak sonlandırmayı cazip görebilir. Fakat süreç onu da kendi içine çekebilecek aşil topuklarıyla dolu.
35* Şayet Kılıçdaroğlu seçilir ve gücünü tahmin edildiği üzere başbakan Akşener'e bırakırsa, çok parçalı bakanlar kurulunun sorunlara ve programsızlığa dayalı bölünmeler yaşaması haline, Kılıçdaroğlu duruma el koymak ve sahneye inmek sorumluluğu yaşayacaktır.
36* Yani Kılıçdaroğlu siyasi hırsları bir kenara koyup Çankaya'ya çekilmesi halinde bile süreç, onu tekrar sahneye itebilecek aksiyonlar yaratacak potansiyele sahiptir.

Tüm bu riskler, ancak güçlü lider ve güçlü programla minimize edilebilir.
37* Son olarak, hatırlatmakta fayda var. Ülke büyük bir kutuplaşma yaşıyor ve özellikle gençler siyasi umutlarının sınırında. Muhalefetin alacağı riskler, iktidara yeni bir seçim zaferi kazandırırsa, muhalif gençlerde büyük bir moral çöküntüsü baş gösterecektir.
38* Muhalif gençlerin yaşayacağı bu büyük moral çöküntüsü, riskli hesaplarla seçimi kaybeden muhalefete karşı büyük bir öfkeye dönüşebileceği gibi gençlerin ülkeleriyle bağlarını iyiden iyiye gevşetecek bir hal de alabilir.

Yani, sonuçları her haliyle çok ağır bir seçim var.
39* Tüm bu şartlar içerisinde Kılıçdaroğlu'nun Çankaya'ya çekilmeyi baştan kabullenen bir aday olarak ortaya çıkması ve yönetimi çok parçalı bir bakanlar kurulu ile bir başbakana devretmeye hazır olması, stratejik açıdan iyi bir plan olmayabilir.
40* Üstelik, ülkemizi yüksek faizle borç sarmalında izleyen Batılı piyasa çevreleri, seçimi kazanan muhalefetin içine düşeceği fikir ayrılıklarını politik taviz koparmak için fazlasıyla kullanacaktır. Bundan asla şüpheniz olmasın.
41* Tüm bu ihtimallerden ortaya tek bir sonuç çıkıyor: Seçim bir amaç değil araçtır. Amaç Türkiye'nin sorunlarını çözmek olmalı. Haliyle çözüm, seçimi kazanmaya değil sorunları çözmeye odaklanmalı. Aksi halde muhalefet için büyük bir pişmanlık gelebilir.
42* Son söz: Türkiye'nin güçlü bir programa ihtiyacı var. Türkiye'nin bu bölünük siyasi atmosferde, böyle bir programı yürütecek demokrat, bilge ve barışçıl lidere ihtiyacı var. Ve biraz da şanslıysak, toplumun siyasetçileri bu hizaya sokabilecek farkındalığına muhtacız.
Okuduğunuz için teşekkürler. Hatam olduysa affola. Amacım, ileriye dönük fikirler ortaya atmaktır. Bunun gibi pek çok çalışmayı barındıran patreon sayfamda desteklerinizi beklerim. Abone olursanız sizi zengin bir içerik bekliyor:

patreon.com/consinov

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Con Sinov

Con Sinov Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @lordsinov

Feb 12
Ukrayna ve Rusya savaşa hiç olmadığı kadar yakın. Macron'un savaşı önleme girişimini ABD ilginç şekilde sabote etti. Ruslar Ukrayna'yla nasıl savaşacağını büyük oranda belirledi. Karadeniz ısınacak.

Türkiye, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük riski yaşıyor. Gelin anlatayım. Image
1* Kısa süre önce gerilimin tarihsel sebeplerini, Putin'in isteklerini, ABD'nin tavrını ve AB'nin amaçlarını anlatmıştım. Bilmeyenler bu bilgiseli okumadan önce aşağıdaki bilgiseli okuyabilir. Bu bilgiselden sonra çok önemli gelişmeler oldu.

2* Biden, bir süredir bana göre çok güzel bir strateji uyguladı. Rusya'nın savaşı başlatmasının çok yakın olduğunu, provokasyon yapacağını, savaş için bahane üreteceğini, hükümeti darbe ile devireceğini söyleyerek bir tür "pasif caydırıcılık" taktiği uyguladı. Çünkü bir amacı var
Read 59 tweets
Feb 4
Atatürk karşıtları her daim İzmir Suikasti yargılamaları üzerinden Atatürk'ü eleştirip Karabekir, Cebesoy ve diğerlerine haksızlık yapıldığını iddia eder. Maalesef bazı Atatürkçüler de bu konuda Atatürk'ü haksız bulur.

Bu konuda yazmak şart oldu. Toplanın, anlatıyorum.
1* Olay tam olarak 1925'in ilk günlerinde başlıyor. O dönemde Milli Mücadele kahramanlarından bazıları muhalefete geçmiş durumda. Bunlar Ankara'da tuttukları bir kulüpte vakit geçirip toplantılar yapıyor. Bir sabah Erzincan vekili Sabit Bey kulübe gelip Rauf Bey'i uyandırıyor.
2* Sabit Bey önceki gece İzmit vekili Şükrü ile oturup laflamış. Alkol alınmış. Şükrü Bey bir noktadan sonra Atatürk'e suikast yapılacağından bahsetmiş. Tertibin gizlice hazırlandığını söylemiş. İşin içinde (eski vekil) Ziya Hurşit'in de olduğunu anlatmış.
Read 73 tweets
Jan 31
Rusya, Ukrayna'yı neredeyse işgal etmek üzere. Bu gidişat basit bir toprak kavgası veya bölgesel bir kriz değil. Konu Ukrayna'nın çok ötesinde. Sovyetler'in dağılmasından sonra oluşan güç dengesi çatırdıyor. Türkiye de topun ağzında.

Size neler olup bittiğini anlatmak istiyorum.
1* Bugün, Avrupa'daki güç dengesi görece Sovyetler dağıldıktan sonra oluştu. O dönemde ABD tek büyük güçtü. Avrupa büyük ölçüde ABD'ye bağımlıydı. Çin sönüktü ve Rusya dağılmış bir vaziyette yağmalanıyordu.

Lafın gelişi değil. Rusya'yı bildiğiniz açık açık yağmaladılar.
2* Sovyetler döneminde devlete ait pek çok şirket genç Rus iş adamları tarafından kelepir fiyatına alındı. Alanlar tabii ki ABD güdümündeki tiplerdi. Bu tipler öyle büyük vurgun yaptı ki onlardan biri olan (Chelsea'nın sahibi) Abramovich parayı yemekle bitiremedi.
Read 105 tweets
Jan 14
#ZübeydeHanım'a vatanı kurtaran adamın annesi gözüyle bakıyoruz hep. Atatürk'ün bize yaşattığı saadetin kaynağı gibi görüyoruz onu. Bu yüzden de büyük bir dramı gözden kaçırıyoruz.

Ömrünü oğluna hasretle geçiren, tam kavuşmuşken hayatını kaybeden bir ananın yarım kalan öyküsü.
Zübeyde Hanım'ın yarım kalan öyküsü aslında aslında Fatma, Ömer ve Ahmet isimli evlatlarını çocuk yaşta kaybetmesiyle başlıyor. Mustafa doğduğunda onun da ölmesinden çok korkuyor ve bu nedenle ona derin bir bağlılık başlıyor.
Fakat çocuklarıyla sınanan Zübeyde Hanım bu defa eşini kaybediyor. Hayatı, derin kayıplarla sürerken Mustafa ve Makbule isimli iki çocuğuyla yaşama tutunmaya çalışıyor.

Nihayetinde oğlu askeri okula gidince bu defa ona olan hasreti başlıyor.
Read 27 tweets
Jan 12
Bu mevzudaki asıl tedirginlik kaynağı, cemaatlerin kendi dini anlayışları üzerinden insanları etkileme kaabiliyetlerindeki sonsuz avantajıdır.

Din faktörü çarpıtıldığı vakit Fetö'yü de ortaya çıkarır, el kaide'yi de ışid'i de.. Buna neden olan işte bu kaabiliyettir. Image
Konuya politik bakanlar ister muhafazakar olsun, ister Kemalist olsun yanlış bakıyor demektir.

Mesela bir Kemalist, cemaatlere gıcık olduğu için bu yurtların kapatılmasını istiyorsa, mevzuyu o da anlamamış demektir.

Şöyle izah edeyim:
Bir üç kağıtçı, kendisine doktor izlenimi vererek sahte muayene ve tedavi adı altında insanları istismar edebilir. Çokça para kazanabilir. Ama bunun bir sınırı vardır. Kimse sahte doktorun lafıyla canlı bomba olmaz.

Çünkü sahte doktor istismarının sınırları vardır.
Read 8 tweets
Dec 9, 2021
Faizler inatla düşürüldü. Enflasyon yükseldi. Dolar sıçradı. Zamlar yağmaya başladı. Finans ve ekonomi uzmanları anlam veremedi. Toplum ekonomik güçlüklerle boğuşurken bir anda "Çin Modeli" kurtuluş formülü olarak ortaya çıktı.

Peki Çin modeli nedir? Şimdi bunu konuşalım.
1* ABD, Soğuk Savaş döneminde baş düşman olarak Sovyetler Birliği'ni görüyordu. Liberalizm ve Komünizm adeta iki düşman gibi çarpışıyordu. Çin, o dönemde komünizmi benimsemişti ve Sovyetler'in potansiyel müttefiki gibiydi. Fakat işler öyle gitmedi.
2* Çin'in komünist lideri Mao ile Sovyetler arasında çeşitli sorunlar yaşandı. Detaya girmiyorum. ABD, düşmanı olan Sovyetler'i yalnız bırakabilmek için Çin'le örtülü bir diplomasi geliştirdi. Bu diplomasinin mimarı ünlü stratejist Kissinger'dı.
Read 60 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

:(