Thread by @GrigorySivkov

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tüm adanın hava sahasını Rusya'ya kapatması, KKTC'nin adadaki varlığının inkârı niteliğinde. Tek başına tüm adanın hava sahası üzerine karar verme tumumunun, KKTC deniz sahasında hak iddia etmekten en küçük bir farkı yok.

Türkiye bu konuda net bir baskı uygulayamadı. Bunda kendince haklı sebepleri de var. Çünkü GKRY yönetimine yönelik bu mesele üzerinden gösterilecek tepki, GKRY yönetimi tarafından Türkiye'nin Batı'nın Rusya'ya yönelik yaptırımlarını zayıflatma girişimi olarak lanse edilebilir.

Bununla birlikte -nasıl olur bilemem- GKRY'nin bu "ben merkezci" tutumuna diplomatik arenada mutlaka karşı bir politik argüman geliştirilmeli.

Öte yandan KKTC'nin Rusya'ya yönelik bu tutumu, Rusya'nın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilk kez adıyla ve önüne "sözde" ifadesi koymadan anmasıyla atbaşı şekilde hayat buldu. Bunun da Türkiye açısından bir takım artıları ve eksileri var.

Lavrov, Donetsk ve Lugansk'ı tanıma yönündeki kararı anlatırken; "Birleşmiş Milletler'in ele aldığı bir ihtilafta Batı, doğrudan diyaloga giren ülkelerin ilkesini reddetmez. Kıbrıs'a bakın. Kuzeyde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tek taraflı olarak ilan edildi.

BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymayı reddediyor, ancak kimse Kuzey Kıbrıs temsilcilerinin diyaloğun bir parçası olma hakkını inkâr etmiyor.” açıklamasında bulunmuştu.
Bu açıklama sonrası GKRY, Lavrova verilen onur nişanının iadesini dillendirmeye başladı.

Bu, Türkiye'nin KKTC politikası için manevra alanı açıyor. Ama... Aması var. Rusya bunu havuç-sopa siyaseti olarak kullanıyor. Başka bir deyişle bir yandan KKTC'yi kendi adıyla anarken, diğer yandan Lugansk ve Donetsk ile aynılaştırarak tartışmaya açmış oluyor.

Dünya ülkelerinin Rusya karşıtlıkları ve Lugansk ve Donetsk'e bakışları göz önüne alındığında Lavrov'un bu ifadesinin Türkiye ve KKTC açısından ters tepmesi ihtimali de hayli yüksek. Ve fakat Rusya'nın uluslararası bir devlet olarak KKTC'yi adıyla zikretmesinin artıları da var.

Buradaki bir başka hassas nokta ise, Rusya'nın Türkiye ve KKTC'ye "Lugansk ve Donetsk'in tanınmasına karşı KKTC'nin tanınması" gibi son derece karmaşık ve riskler barındıran bir önerinin kapısını ima yoluyla dahi olsa açmış olması.

Hatırlayanlar olacaktır -en azından öyle ümit ediyorum- Miçotakis'in geçen yıl Rusya ziyareti öncesi Rusya-Yunanistan ililişkilerinin gerileceğini ve bunun Türkiye için fırsatlar sunabileceğini yazmıştım:👇

https://twitter.com/GrigorySivkov/status/1467868416430288902

Çok benzer örnekler olmadığını peşinen söylemekle birlikte, ilerleyen dönemde Çin'in Tayvan'a yönelik adımları sonrası da KKTC adını duymamız sürpriz olmayacaktır.