, 33 tweets, 4 min read Read on Twitter
1. Batı dünyasında yaşayan müslümanların, Batı medeniyetiyle nasıl bir ilişki kuracakları, Batı’dan ne alıp Batı’ya ne verecekleri, asimile olmadan nasıl entegre olacakları, daha da önemlisi çocuklarını nasıl yetiştirecekleri, üzerinde ciddi düşünülme gereken bir problemdir.
2. Bunun için Batı’nın çok iyi bilinmesi gerekir. Fakat doğru bir strateji belirleyebilmek için Batı’nın sadece görünen yüzünün tanınması yeterli değildir. Mutlaka bugünkü Batı’yı ortaya çıkaran temel düşüncenin, felsefenin ve ideolojilerin de bilinmesine ihtiyaç vardır.
3. Mutlak bir Batı düşmanlığı müslümanları realitelerden koparacağı ve çağ dışına iteceği gibi, körü körüne Batı taklitçiliği de onların sahip oldukları değerlerin yozlaşmasına ve zamanla başkalaşmalarına yol açacaktır. Asıl olan Batıyla diyalektik bir ilişkiye girebilmektir.
4. İnsan, Batı’nın aklın bütün ürünlerini sağarak ve bilimi sonuna kadar kullanarak ortaya çıkardığı medeniyet ürünlerinden ve demokratik değerlerinden istifade ederken, diğer yandan Batının İslam’a muhalif fikirlerinden ve hayat tarzından uzak durmasını bilmelidir.
5. Fakat bilinçli hareket edilmediği ve bazı şeylere karşı farkındalık oluşmadığı takdirde bu hiç de kolay değildir. Zira Batı’nın göz kamaştıran renkli dünyasına ve modernitenin eritici kazanına (melting pot) direnebilme hiç de sanıldığı kadar kolay değildir.
6. “Yeryüzü cenneti” kurma idealiyle yola çıkan modernite büyük oranda bu hedefine ulaşmıştır. Özellikle kendi insanına oldukça rahat ve refah bir hayat bahşetmiştir. Kısa bir süre Batı dünyasında yaşayan bir insanın bu gerçeği farketmesi hiç de zor olmayacaktır.
7. Saygı, hürmet, insana değer verme, nezaket gibi ahlaki değerler (surî de olsa) bir kültür haline geldiğinden, Batı dünyasında yaşayan bir insan insanlığını derinlemesine hissedebiliyor. Demokrasinin şemsiyesi altında özgürlüğün tadını çıkarabiliyor.
8. Gelişen ilim, teknoloji, sanayi ve üretim sayesinde medeniyetin her türlü nimetinden faydalanabiliyor. Kaliteli ürünlerin, lüks yaşamın tadını çıkarabiliyor. Devletin kendisine sağladığı imkanlardan istifade edebiliyor.
9. Sağlam hukuk sistemi sayesinde geleceğine dair korku ve endişelerden kurtuluyor, güven içinde yaşıyor. Ne bir diktatör tarafından mallarına el konulmasından ne de haksız yere veya siyasi sebeplerle hapse girmekten, ceza almaktan korkuyor.
10. Özellikle Avrupa devletlerinde yaşayanlar, sosyal devletin imkanlarına güvendikleri için işlerini kaybedip maişet sıkıntısına maruz kalmaktan korkmuyorlar. İşlerini kaybetseler bile devletlerinin arkalarında olduğunu ve geçimlerini sağlayacağını biliyorlar.
11. Eşitliğin ve sınıfsız bir toplumda yaşamanın verdiği rahatlıkla her türlü kompleksten ve aşağılanma korkusundan da emin oluyorlar. Zira insanlar birbirlerine, mesleklerine veya servetlerine göre değil insanlıklarına göre muamele ediyorlar.
12. Batılı insan, genel itibarıyla giydiği elbiselerle, bindiği arabalarla, oturduğu evlerle, kullandığı eşyalarla, bulunduğu makamlarla başkalarına üstünlük taslamaya çalışmaktan çoktan kurtulmuş. İnsanların hayat standartları arasındaki fark oldukça küçülmüş.
13. Ne bir profesör talebesiyle konuşurken ona üstten bakıyor ne de üst bir mesleğe sahip olan kişi altındakileri küçümsüyor. Muhatabına mesleğine göre muamele yapabileceği düşüncesiyle meslek sormak bile ayıp kabul ediliyor.
14. Emeğin kıymeti var. Çalışan çalıştığının karşılığını alıyor ve aldığıyla da insan gibi yaşayabiliyor. Her şey planlanırken insanın güvenliğine ve refahına öncelik veriliyor. İnsanın canı gerçekten kıymetli.
15. Trafikten sokak ve caddelerin tanzimine, evlerin inşasından şehirlerin planlamasına kadar hayatın her yanında müthiş bir sistem ve düzen göze çarpıyor. Keşmekeşlik, dağınıklık ve düzensizlik olmadığı için hayatın akışı çok daha verimli ve huzurlu oluyor.
16. Kurallara uyma, sisteme ayak uydurma, vergisini düzenli verme alışkanlığı oturmuş. Dolayısıyla suistimallerin, yolsuzlukların, aldatmaların, yalanın dolanın büyük oranda önüne geçilmiş durumda. Şeffaflık ve dürüstlük çok önemseniyor.
17. Eğitime, ilme, uzmanlığa, keşfe, araştırmaya çok değer veriliyor. Dünyanın en başarılı üniversiteleri Batıda. Yapılan akademik çalışamaların çoğu Batı’da üretiliyor. Batı ilimlerden faydalanmak suretiyle sürekli kendini yenilemeye, ilerlemeye, hatalarını düzeltmeye çalışıyor.
18. Bunları arttırmak mümkün. Maksadım Batının mehasinini saymaktan ziyade Batının pek çok alanda önemli mesafeler katettiğini ve pek çok alanda Batı’dan ciddi istifade edilebileceğini göstermeye çalışmak.
19. Fakat bütün bunlar madalyonun bir yüzü. İşte tam da burada çoğu insanın göremediği önemli bir handikap söz konusu. O da nihayetinde Batı medeniyetinin seküler bir proje olması ve bütün himmetlerin mutlu bir dünya hayatı kurmaya odaklanması.
20. Zira Batı, dini daha doğrusu kiliseyi reddederek, kilisenin dogmalarından kurtularak bu seviyeyi ihraz etti. Vahiy yerine aklı referans aldı. Tabir-i caizse Tanrı’yı “öldürerek”, kainatın merkezine insanı koydu, bireycilik ve hümanizm vasıtasıyla adeta insanı tanrılaştırdı.
21. Esasen Batının, akla ve bilime savaş açan, dinin yanında dünyevi otoriteyi de elinde tutmak isteyen, yıllarca totaliter ve baskıcı bir anlayışla insanları idare eden, tam bir zulum ve sömürü sitemi kuran kilisenin karanlık dehlizlerinde yol olmasına imkan da yoktu.
22. Her geçen gün dinin alanı giderek daraldı ve sonunda o, sadece vicdanlara hapsoldu. Hatta vicdanlardaki din düşüncesi de daha ziyade insanın daha mutlu bir hayat yaşaması adına onu teselli eden ve ona kuvvet veren bir araca dönüştürüldü.
23. Elbette Batılının yaşadığı seküler, maddeci ve bireyci hayatın ciddi komplikasyonları da oldu. Her şeyden önce insan yalnızlaştı. Doğal ve tabii çevresinden uzaklaştı. İnsanlar arası ilişkiler samimiyetini yitirdi, resmileşti. Dostluklar, akrabalık ilişkileri ciddi yara aldı.
24. Aile çözülmeye başladı. Boşanma oranları yüzde ellileri buldu. Geniş aile önce çekirdek aileye dönüştü ama şimdi o da dağılma sürecine girdi. Özgürlük adı altında bütün aşırı, marjinal ve gayrifıtri davranışlar normalleşme sürecine girdi.
25. İnsanlar arası yardımlaşma ve dayanışma zayıfladı. Birliktelikler azaldı. İnsanlar, başkalarının problemlerine ve acılarına karşı duyarsızlaştı. Herkes kendi hayatına, kendi zevklerine, kendi menfaatlerine, kendi geleceğine odaklandı.
26. Maddi dünyaya fazla dalma, zevklerin peşinde koşma, hazzı yegane maksat yapma insanı tatmin etmediği için stres ve depresyon baş gösterdi, antidepresan kullanımı arttı, zararlı alışkanlıklar insanları esir aldı, intihar oranları yükseldi, farklı farklı aşırlıklar ortaya çıktı
27. Dünyanın imar edilmesi, ilimlerin inkişaf etmesi, insanın rahat bir hayat yaşaması ve insana yatırım yapılması elbette küçümsenemez. Hatta İslam dünyasının en büyük eksikliği burada. Zira müslümanlar her alanda Batının gerisinde kalmış durumdalar.
28. Ne var ki bir müslümanın tek hedefinin dünya hayatı olamayacağı da muhakkak. Zira İslam’a göre dünyanın ahirete göre programlanması ve dizayn edilmesi esastır. Asıl olan ise murad-ı ilahiye uygun bir hayat yaşayabilmek ve ahirete hazırlanabilmektir.
29. Bir insanın bir taraftan Batı’nın güzelliklerinden istifade edebilmesi, diğer yandan da onun eritici kazanı içerisinde kaybolmadan dinî ideallerine hizmet edebilmesi için mutlaka Batı’yı felsefi arka planıyla birlikte çok iyi okuması, çok iyi bilmesi gerekir.
30. Hem Batı’nın, hayatın her alanında kurmuş olduğu sağlam sistemin ve hayata geçirdiği demokratik değerlerin çok iyi bilinmeli ve istifade edilmeli; hem de kapitalist ahlaktan, hedonist kültürden, aşırı bireycilikten, sekülerizmden, pragmatist hayat tarzından uzak durulmalıdır.
31. Bunların İslami değerler üzerinde ne tür tahribatlar yapabileceği baştan bilinmeli, çocuklar bu konuda bilinçlendirilmeli, onların beslenme kaynaklarıyla irtibatı sıkı tutulmalı, bu hayata özenti hasıl olmaması adına onlarda çok sağlam bir kimlik inşa edilmelidir.
32. Batıya karşı ortaya konulan tepkisel, radikal ve katı tavırlar müslüman dünyaya çok şey kaybettireceği gibi, bilinçsizce Batıyı taklit etmek ve özenti de müslüman muhayyilede kapanması imkansız çatlaklara sebep olacaktır; Osmanlının sonunda ve Cumhuriyetin başında olduğu gibi
33. Bu açıdan bir taraftan kendi değerlerimizi çok iyi öğrenmeli ve bunlara sıkı sıkıya bağlı kalmalı, diğer yandan da başkalarından istifade etmeye açık durmalıyız. Fakat bu istifadenin çerçevesini doğru belirlemeli, neyin alınacağını ve neyin atılacağını iyi tayin edebilmeliyiz
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to yüksel çayıroğlu
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Trending hashtags

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!