Cevabı basit aslında;
"Cin Şişeden Çıktı"
Artık Doğu Akdeniz'de dönülmez bir yoldayız.
Abdulhamitcilik döneminden Enver Paşacılığa geçiyoruz.
Nasıl mı?
BM, Ingiltere, Türkiye Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni tek temsilci görürken,
Rusya, Mısır, BAE gibi Arap ülkeleri de Libya Temsilciler Meclisi'ni meşru görüyor.
İç savaş çıktı.
Yabancı güçler için müdahale alanı ortaya çıktı.
Hatta IŞİD, Müslüman Kardeşler gibi örgütler için nefes alanı oldu.
undocs.org/S/RES/2009(201…
Savaşan taraflar silah bulmaktan vazgeçmedi!
Üstüne üstlük petrol ve altın gibi varlıklar diğer ülkelerin iştahlarını kabarttı.
Araplar ise İHVAN yani Müslüman Kardeşler'den çekindi.
İHVAN'ın sahada olabileceği tek yer Libya'ydı.
İtalya ise bu iç savaş devam ederse milyonlarca Libyalı mülteci olarak İtalya'ya Avrupa'ya gelecekti bundan çekiniyordu.
General Hafter ise buraları kurtarmak adına harekete geçeceğini ilan etti.
Trablus merkezli hükümete Müslüman Kardeşler, Tobruk Merkezli hükümete ise İHVAN karşıtı Araplar destek veriyordu.
Velhasıl Türkiye 15 Temmuz sonrası açıkça desteğini Trablus merkezli hükümetten yana kullandı.
Bu yardımlarımız BM tarafından da raporlandı.
Türkiye doğrudan Trablus hükümetine,
Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün ise Tobruk Hükümetine askeri yardım yaptı.
Üstelik BM ambargosuna rağmen.
Libya'da durum Kasım ayına girene kadar böyle devam etti.
Bununla birlikte İtalya- Fransa ve Almanya ise diplomatik çözümler bulmak için ara sıra toplandılar.
Eğer Ulusal Mutabakat Hükümeti kaybederse Akdeniz'de tek ama tek bir tane müttefik adayımız kalmayacaktı.
Türkiye Doğu Akdeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülkeydi ama tek bir iyi komşusu olmadığından Akdeniz'de meşru münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalamamıştı.
Bunun için Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti son şanstı.
Fakat diplomaside kaybetmeyi onurlu yalnızlık sayan iktidar, bu tarihi şansları yitirmişti.
Bunun için Mısır, İsrail, Kıbrıs Cumhuriyeti ( Rum Kesimi), Yunanistan ticari anlaşmalara başlamıştı.
Olay coğrafyadan çıkmış, ekonominin konusuydu.
İşte Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yapılan MEB bu yüzden önemliydi.
Libya'ya asker göndererek ben de masadayım demesi gibi.
Fakat Resmi davet gerekiyordu. Libya UMH hemen Türk askerini davet etti.
7-8 Ocak'ta TBMM'de tezkere çıkacaktı.
Fakat sorun şu ki, artık Doğu Akdeniz, 27 Kasım öncesi gibi değil!
Fakat hepsi BM ambargosu çerçevesinde ve formal olmayan şekilde bulunuyor.
Eğer Türkiye formal şekilde asker gönderir, taraf olursa dengeler aleyhimize değişecek!
Fakat Libya UMH yapılan anlaşma ve tezkerede "Asker eğitimi ve Türkiye'nin Libya'da menfaatlerine yönelik saldırıları bertaraf etmek" gerekçesi var.
Yani alenen savaşa girmiyoruz.
Peki ne zaman göndereceğiz?
Nasıl göndereceğiz?
Dananın kuyruğu 8 Ocak'ta Türk Akımı Projesi açılışı için Türkiye'ye gelecek olan Putin ile görüşmeden sonra kopacak.
Zira Türkiye bu tezkereyi tam Putin geldiği gün gündem yapmak, Putin'e karşı Libya pazarlığı yapmak için 7-8 Ocak'ta çıkaracaktı.
Zira Libya'da ve komşularıyla çıkarı var.
Anladığım kadarıyla ABD ve Trump Libya'da kazanan kim olacak onu bekliyor.
Yine anladığım kadarıyla İsrail her daim kazanana oynadığından bugün anlaşma imzaladığına göre Libya UMH'nin meşruluğu için çanlar çalıyor.
Mutlaka izlemenizi öneririm.
⬇️⬇️⬇️
📺 Libya Bataklı
Aslında basit;
youtube.com/23derece/join üzerinden sembolik desteğiniz olabilir, hiç bir şey yapamıyorsanız Youtube kanalımıza abone olmanız da yeterli...
Gerisi sizin bileceğiniz iş...