1-Aslında herkesi huzursuz eden konu aynı “bilmiyoruz” dememiz. İnsanoğlu bildiği sorunlara çabuk adapte olur, hatta gevşer. Burada sorun virüsün yarattığı endişenin hasta sayısından çok daha fazla olması ve virüsün bilinmez seyri #COVID19 #coronatuerkiye
2-Kendi adıma (ben bir çocuk hekimiyim sonuçta), “bence” diye kurduğum cümleleri bu dönem seçerken çok dikkat ediyorum, mümkün olduğunca bilimsel verilerin ışığında, kendi süzgecimden geçiriyorum olup biteni.
3-Çok sayıda soru, temenni ile birlikte mebzul miktarda eleştiri ve küfür de geliyor. Sosyal medyanın diğer dinamiklerini bilmem ama hekimler için bu zaten yaşam biçimi gibi.
4-COVID19 denilen hastalık üç aylık bir dönemdir dünyamızda, kimselere benzemiyor eskilerden. Nasıl seyredeceğini kimse bilmiyor, tüm bilimsel kurullar anlık takip ediyor, Çin’den İtalya’dan İran’dan, önlem alan almayan ülkelerden.
5-“Papağan gibi aynı şeyleri söylüyorsunuz” diyorsunuz ama aklın yolu bir, Bilim Kurulu’nun ve dünya sağlık otoritelerinin önerileri açık ve net. Kendinizi ve sevdiklerinizi izole edin ve koruyun.
6-İmkanı olan herkes evde kalsın, ellerinizi sık sık yıkayın, kişiler ile aranızda 3-4 adım mesafe bırakın, hasta iseniz maske takın diyor tüm otoriteler. 14 gün kuralına dikkat edin.
7-“Karantina olsun, sokağa çıkma yasağı olsun” deyip, bireysel sorumluluğu niye bir başkasına bırakalım ki, gerekirse zaten yapılacaktır, ama kendi kendine sokağa çıkma yasağı koyabilirsin medeni bir birey olarak.
8-Hastamız yoktu, 97 hasta var, kaybedilen bir kişi var, yakında yaşadığı şehirler, altta yatan hastalıkları, yoğun bakım gereksinimi oranları da gelecektir Bilim Kurulu’ndan.
9-Şimdiye kadar sağlık kuruluşlarına gelip mutlaka bir ilaç, serum alma ve iyileşme üzerinden işleyen sistem bu kez farklı, yok bu kez ilaçlarımız, sadece yatan hastalarda kullanılacak yeni denenen ilaçlar var.
10-“Daha çok test yapılsın” deniyor, diyoruz, çok test yapıldığından hastalar ortaya çıkınca bu kez hasta sayısında ki artış çok değil mi kaygısı başlıyor, bir sarmalın içerisine alıyor virüsün yarattığı endişe hepimizi.
11-Hep talep eden tarafta olmanın avantajı da tehlikeli, İran sınırı kapatılsın, İtalya sınırı kapatılsın, okullar kapatılsın, işyerleri kapatılsın… Ama “eve kapanmamız gerek” denince uyum ne yazık ki çok düşük.
12-Aşı “12-18 ayı bulur” dediğimizde, kızıp “insanlar o zamana kadar ne olacak” deniyor, aşı 1 ayda çıkmış olsaydı şubatta, “aşısını hazırladılar hastalığı icat ettiler” ekibi hazırolda bekliyordu.
13-En çok alındığım eleştirilerden birisi de “bu kadar kişisiniz bir aşı, ilaç üretemediniz, boşuna oturuyorsunuz o koltuklarda” denmesi ama ne yazsam anlatmaya yetmez.
14-Bireysel olarak salgın için endişe duyabilirsiniz, ama çok şey de yapabilirsiniz. Sadece bir kişinin kendisi, ailesi ve yakın çevresine “evde kalmanın” önemini anlatması çok kıymetli bir dönem.
15-Bir de tüm bu önlemlere ek benim önerim olsun (haddimi aşsam da), “TASARRUF EDİN”, daha az elektrik kullanın mesela, daha az tüketin, uzun soluklu bir yolun başında olabileceğimiz gerçeği var.
