1) Dostlar selam. Şu yazdıklarımı toparlayıp bir zincir yapacağım. Twitter’a gireli 2 yıl oldu. Bundan önce kendi kişisel hesabımla takılıyordum ama bu kadar aktif değildim. “bir şeyler karalarım” amaçlı açtığım Borsanın İzinden, büyüdü, büyüdü, 70bin takipçi oldu. Ne mutlu.
2) Bu işe girmeden önce tabi ki bu kadar büyüyeceğini hayal etmezdim. Sevildik, sayıldık, değer verildik. On numara işler yaptık, güzel insanlarla tanıştık. Öyle ya da böyle, artık Twitter hayatımın bir parçası haline geldi.
3) Sadece aldığım hayır dualar, her gün atılan minnet mesajları bile doğru yolda olduğumu gösteriyor. Ben de bu yolda yürümeye devam ediyorum. Ancak belki dikkat ediyorsunuz, diğer çok takipçili kişilerle diyaloğum sıfıra yakın.
4) Neden? Çünkü hepsi olmasa bile, gördüğüm gözlemlediğim bu çok takipçili hesaplar ne yazık ki ortalama kalitenin altında insanlar. (mutlaka istisnaları var, lütfen alınmasın değerli arkadaşlar). Egolarının esiri olmuş, aptal saptal mevzuları dert edinmiş boş adamlar.
5) Benim de zaten kontrollü asosyal yapımdan dolayı en başından beri kimseyle çok ileriye gidecek bir muhabbet oluşsun istemedim. Gün geçtikçe de çok iyi yaptığımı kanıtlarıyla görüyorum. Şimdi ara ara bakıyoruz, Twitter’da kavgalar gürültüler oluyor.
6) Birileri birilerine sataşıyor, diğeri laf sokuyor, başka biri takipçisinin önüne et atar gibi başka birini kitlelerin önüne atıyor. Ben de yapıyorumdur, kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Ancak birileri bunu yapmaktan zevk alıyor.
7) Onları boşverelim, onlar boklarında boğulsunlar, asıl size gelelim. Bazı sevdiğim takipçileri bu kavgaların altına yorum yazarken görüyorum, bazı sevdiğim takipçiler DM’den bana mesaj atıyorlar vesaire. Bakın çok net söylüyorum, olay aslında şu:
8) Ya bu gladyatör dövüşünün şakşakçısı olarak tribünde boğaz patlatır, geçici coşkulara kapılır, hırs yapar zaman öldürürsünüz, ya da “manyak bunlar, bana yararı ne ki?” deyip ekranı kapatıp, yerine bir grafik ekranı açar ders çalışırsınız.
9) Bu kadar net mi ayrım? Vallahi bu kadar net. At gözlüğünüzü takacak ve sizi başarılı hale getirene kadar zaman harcayacaksınız. Başka hiç bir şeyle, hele ki böyle boş tartışmalarla uğraşmayacaksınız. Kim ne yapıyorsa yapsın.
10) Bunları düşünmek bile boş. Bir takım egosantrik abiler, ego krizlerine girip odadaki eşyaları parçalıyorlar, eline aldıkları sandalyeleri diğer çok takipçili egosantrik abilere fırlatıyorlar, siz de pencereden içeriyi seyrediyorsunuz öyle mi?
11) Ne için, kim için? Bunun size ne yararı var? Piyasa açıldığında bu size para kazandıracak mı? Kaç para kazanacaksınız, neyin peşinden gideceksiniz? Zamanın bir değeri olduğunu, paradan bile değerli olduğunu kaçınız biliyor?
12) Parayı kaybeder tekrar kazanırsınız, kaybetiğiniz zamanı hangi dükkandan satın alacaksınız? Kaç para vereceksiniz de başka biri çıkıp size “alın size 1 saat, hayatınıza ekstradan 1 saat ekliyorum” diyecek? Kendinize gelin dostlar.
13) Mahallede kavgaları yorumlayıp çekirdek çitleyen (çok afedersiniz) kocakarılardan farkınız ne? Kişisel gelişiminize bu nasıl bir katkı sağlayacak? “aslansın üstadım, kim sizi sinirlendirdi bu kadar, gösterin hemen saldıralım”la mı geçecek hayatınız?
14) Bir tebaya, bir topluluğa dahil olmayın. Kimseye biat etmeyin, kimsenin gösterdiği hedefe sorgusuz sualsiz saldırmayın. Dik durun, karakterli durun. Kendinizi öyle geliştirin ki, kimseyi takmayacak kıvama gelin. Öyle çalışın ki, fark edilmemeniz imkansız olsun.
15) O değerli zamanınızı ancak kendinize ayırarak bu hayatta bir yerlere gelebilirsiniz. Hiç bir yere köklenmeden, hiç bir şeyin esiri olmadan yürümeniz gerekiyor. Bunun da yolu Twitter’da boş sohbetlere saatlerinizi ayırmak değil.
16) Hiç bir şey bilmeyen, sürekli birilerine saldıran, sizden alkış bekleyen, herkesi engelleyen, Twitter kapansa hayatında tek becerisi emekli olmuş olması olan boş adamları takip etmek hiç değil. Twitter takipçi listeniz sizsiniz. Özenle tek tek üzerinde dura dura seçeceksiniz
17) Bir sürü kitap var, bir sürü site var, bir sürü video var, kağıdı kalemi alıp 1 saat çalışsanız, şu salak kavgalara ayırdığınız zamanda neler neler yaparsınız. Bir düşünün. Piyasaya hazırlanın. At gözlüğü hep kötü algısı olan bir kelimedir değil mi?
18) Aslında doğru zamanda takılan bir at gözlüğü çok gereklidir. At gözlüğünüzü takın, sadece önünüze bakın. Geçen hafta kaç saat çalıştınız, kaç grafik baktınız, kaç grafik çizdiniz, kaç demo hesap patlattınız, kaç pozisyon açtınız?
19) Kaçı karlıydı, kaçı zararlıydı, kaçından ne öğrendiniz, kaçından ders aldınız? Bunları kendinize sormadığınız gibi, değerli zamanınızı iki gerizekalının tartışmasına tribün yapmakla harcıyorsunuz. Aklınızı başınıza alın beyler.
20) Bu piyasa sürekli akan bir fırsatlar dünyası. Para akıyor para. Tek yapmanız gereken doğru kovayı, doğru zamanda, doğru akışın altına koymak. Başka bir şey değil. Zor mu? Eğer zamanınızı böyle saçma şeylerle harcasanız zor tabi.
21) Ama zamanınızı iyi yönetirseniz, milletin size pazarladığı kadar zor değil. Herkes yalnız doğar, yalnız ölür. Bunu unutmayın. Kimseye tribün yapmayın. Kendinize çalışın.
Eyyorlamam bu kadar. Biraz parite bakayım ben. Sizleri seviyor, sayıyorum. Bol kazançlar :)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) Dostlar, başlıyorum. RT ve FAV desteğinizi esirgemeyin.
Bildiğiniz gibi, ekseriyetle, bu işte teknik bilgi kadar önemli başka bir şeyden, trade psikolojisinden bahsediyorum size. Bu yetkinlik olmadan, en olumlu piyasada bile para kaybedebilirsiniz diyorum. Altını çize çize.
2) Ben Trade Psikolojisi konusunda, şu ana kadar okuduğum, öğrendiğim, piyasada tecrübe ettiğim ve bildiğim şeylerin bir kısmını kendi sitemizde, borsaninizinden.com’da yazıyorum. Sitemiz bu konuda, Türkçe dilinde internetteki sayılı kaynaklardan biri.
3) O yüzden, öncelikle, eğer okumadıysanız, bu konuda yazdığım yazılara şu aşağıya bıraktığım linke tıklayarak göz gezdirebilirsiniz. Tüm yazıların en başından en sonuna kadar mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum. Buyrun, link burada: borsaninizinden.com/category/psiko…
1) Arkadaşlar günaydın. Hafta sonu okumalarımız hazır. Yine eskilerden, muhtemelen gözünüzden kaçmış, az okunan ama benim oldukça fazla değer verdiğim yazıları paylaşacağım. Aşağıdaki yazıyla başlayalım:
2) Stoploss konusu derya deniz, bir sürü alt başlığı var, bu konuyla ilgili de çok yazı yazmadım, ama yazdığım tek yazıda da olayı olabildiğince basite indirgedim: Eksiyi kes, artıyı tut. Buyrun: borsaninizinden.com/eksiyi-kes-art…
3) Bir Trader olarak, piyasanın bir oyuncusu olarak dikkat ediyorsanız, çoğu zaman yaptığımız hatalar aynı. Bir insan yaptığının hatalı olduğunu bile bile aynı hataları yapar mı? Peki bunun önüne nasıl geçebiliriz? Bunu yazdım: borsaninizinden.com/neden-hep-ayni…
1) Dostlar, herkese merhaba. Yine, yeni bir yazıyla birlikteyiz. Arayı açmıştık, hızla kapatalım. Yazacak öyle çok konu birikti ki. Bir yerden başlamak gerek. RT ve FAV çok makbule geçer, yapmayanın da canı sağolsun. Başlıyorum.
2) Bu yazımın konusu Bitcoin maceram olacak. Belki biliyorsunuz, Kripto Para piyasalarına uzaktım. Şu son işlemime kadar da, hiç işlem yapmamıştım. Uzak olma nedenim, bu piyasaya inanmamak filan değil. Sadece, borsa, viop, fx derken buna sıra gelmedi diyelim.
3) Ancak, özellikle yeni takipçilerin “hocam bitcoin yorumunuz nedir” diye ısrarlı mention’larından sonra, Bitcoin’i Tradingview’deki takip listeme almış ve her hafta sonu, tüm hisseleri taradığım gibi, aynı zamanda bitcoin’i de taramaya başlamıştım.
1) Dostlar, kısa bir zincir yapacağım sizlere. Son zamanlarda sıkça şu soru geliyor DM'den:
-Hocam, son 5-6 aydır borsa ile ilgileniyorum. Çok da iyi kazandım. Bu piyasa bu kadar kolay mı, yoksa şanslı mıyım? Yorumunuz nedir.
Buyrun buna cevap arayalım.
2) Bazı şeyleri direkt masaya koymakta yarar var. Şu çok net: 10 yılı geçkindir bu piyasada aktif olarak işlem yapıyorum. Hiç bir dönemde, son 1 yıldaki gibi bolca para dağıtılan, her kağıdın, özellikle yan tahtaların bu kadar yükseldiği döneme denk gelmedim.
3) Evet, zaman zaman sağlam ralliler oldu. 2008 Krizi sonrası 1 yıl süren 2009 rallisi, yine ortalama 1 yıl süren 2017 rallisi bunlara örnek gösterilebilir. Bu ralliler de bayağı para kazandırdı. Ancak bu sefer olay biraz daha farklı.
1) #USDCAD paritesinde LONG pozisyon açtım. Peki neden? Hangi teknik gerekçelere dayanarak? Hızlıca üzerinden geçeceğim. İlk olarak tertemiz ekranda mumlara baktım. Bir Bullish Engulfing ve ardından teyidini gördüm. (Teyit mumu yeni bir "yüksek" yapsa daha iyiydi ama, bu da iyi)
2) Sonrasında aşağıdaki A'dan B'ye bir fibo çektim. Bu Engulfing'in kritik bölgede, yani fibo 0.61 düzeltmesinde oluştuğunu gördüm. Attım cebe. Devam ediyorum.
3) Sonra yine haftalıkta, en tepeden bir düşen çiziyorum. Düşen MART ayında kırılmış. Tekrar onaya gelmiş ve onaya geldiği noktada iyi bir mum bırakmış. Devam.
1) Arkadaşlar selam. Etkileşimlerden anladığım kadarıyla çok fazla kişi yok ama, sanki uzun süredir Trade Psikolojisi üzerine yazmamışım gibi hissettim. Arayı uzatmayalım değil mi? Bugün size biraz kendinizden, kendi içinizdeki “diğer sizden” bahsedeceğim. Başlayalım!
2) Jesse Livermore, Bir Borsa Spekülatörünün Anıları kitabında şöyle diyor:
”Borsada yapılan hatalar insanı iki nazik yerinden vurur: cebinden ve gururundan. Bir borsacı hata yaptığını bile bile o hatayı tekrar yapabilir.”
3) Peki neden bir borsacı, hata yaptığını bile bile o hatayı yapabilir? Çünkü bir borsacı için savaşılan tek şey ekrandaki grafikler, çizgiler veya piyasanın diğer oyuncuları değildir. Bir borsacı aynı zamanda içeride, kendi kendiyle de savaşır.