+ yalan söylüyorsam, sana iftira ediyorsam, hemen yarın bana dava aç, hesaplaşalım, dedim.
Sen zavallı, bana dava açabilmek şöyle dursun, o troll hesabın sahibi ben değilim bile diyemedin, tırıs tırıs kapattın o hesabı.
Benim kullandığım belgelerin tümü, kamuya açık, daha önce her iki tarafın da iddialarını ispatlamak için paylaştığı belgeler ve herkese açık hesaplardan alınma ekran görüntüsü fotoları.
Senin yerinde azıcık utanması olan her normal insan evladı, senin düştüğün rezilliğin+
yarısını bile yaşasa, Twitter'a burnunu çıkarmaya bile arlanır, ama sende öyle bir muşamba pişkinliği var ki maşaallah, hâlâ iddialarımın kanıtı iftiralarını, aynı da troll hesabından kullandığın kelimelerle ortaya saçmaya devam ediyorsun, bana yeni deliller veriyorsun. Aferin.
Ha şimdi, bu iddianı kanıtlayamıyorsan kanıtla buyur. Daha evvel de dedim: eğer kanıtlarsan, ben de senin "sanki siz hepiniz hak ederek mi aldınız o bursları" diyen tweetinde düştüğün aşağılık seviyeden daha da aşağıda olayım. Benim şu sitede bildiğim gördüğüm daha dip yok.
Eğer kanıtlayamıyorsan, sen aşağılık pis bir iftiracı, bir manipülatör, haysiyetsiz, onursuz bir insansın.
Sen savunuculuğuna savunduğun ifşa ve feminist hareketin sırtından kendine maddi çıkar devşirmekten gayrı kaygısı olmayan, bu hareketin sırtındaki asalaklardan birisin.
Buyur kifayetsiz muhteris. Ha şu tweetindeki "adım geçmemiş" debelenmen de senin derdinin dava falan değil, mağdur insanların haklılığından kendine maddi çıkar devşirmek olduğunun ispatıdır.
*Düzeltme: savunucuğuna soyunduğun...
Paçalarından akan pisliğe bakmadan, hâlâ millete etik kütük dersi veriyor, hayrete seza bir vaka gerçekten 😁
Bu da benim mevzuya dalışımın ısınma turu olsun.
Devamı gelir elbet, kısa da olmaz muhtelemen yine, üzgünüm. Mevzu mühim ve çok ağır bir konu.
Yazılan her satırın taşıdığı sorumluluğun bilinciyle, konunun önem ve ağırlığının gerektirdiği özen ve dikkatle kaleme almak gerek.
Bunlar tadımlık, beni artık tanımış olmanız lazım. Yarına bırakırım, yanınıza bırakmam.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1.Bak Bawer Efendi. Ben sizin gibi LGBT-İ’dir şudur budur hak savunuculuğunun şampiyonluğunu kimseye bırakmayan, onu alnına yapıştırıp gezen, bunun etiketiyle yaşayan, başka türlü varoluşunu anlamlandıramayangillerden değilim.
2.Ben 44 yaşında, kendi aklı fikri, kendi duruşu, kendi hayat görüşü olan yetişkin bir insanım. Sizse, geçmişinde leke bulmadığınız insanlara anası babası üzerinden saldırmayı kendine marifet sanan, bunu da millete+
3.FEMİNİZM diye yutturmaya kalkan, despotik, feodal kafada insanlarsanız. Siz, hakları bir kendinize yontan kafanız, modus operandisi harfiyen Şahsım’dan kopya siyasetinizle, yarın eline iktidar ve güç geçse, kendiniz gibi düşünmeyen,
HELVAYA DAİR: Ölenin ardından helva kavurma adeti belki İstanbul'da unutulmuş bir gelenek olabilir, ne var ki Anadolu'da hâlâ yaşıyor. Üstelik, içinde bulunduğumuz bu korkunç pandemi günlerinde, insanların canının parçası yakınlarıyla bir vedalaşamadan ayrıldıklarını,
ölürken elini tutamadıklarını, bir helalleşemediklerini, cenazesini kendi elleri ile toprağa veremediklerini düşünürseniz, yakından gördüğüm kadarıyla bu adet, yakınlarını kaybeden insanlar için her zamankinden daha derin anlam taşıyor.
Siz inançlı olmayabilirsiniz, ancak çoğu durumda, ölen yakınınızın inançlı olduğunu ve böyle duasız, törensiz, vedasız can vermek istemediğini biliyorsunuz. O hastane yoğun bakım odasında onun tek başına çektikleriyle duyulan empati +
1.Valla tam bir déjà vu! Ben bunu daha evvel de yaşadım! Bir şeyi anlıyorsun, adın gibi öyle olduğunu biliyorsun, ama diyemiyorsun! Çünkü kuvvetli sezgini ispatlayabilir belgen olmuyor elinde. Sonra hasbelkader belgesi çıkınca işte böyle;
2.anlıyorsun ki olay senin tahayyüllerinin bile çok ötesinde! Sen garip, sezgi ve mantığınla ancak buzdağının ucunu görebilmişsin. Vay be… Bakın ne güzel hanımefendi kendi kelimeleriyle “tane tane anlatmış” şu tweetteki linkten çıkan+
3.üstteki belgede! AB Komisyonu üyelerine (şuradaki arkadaşlar herhalde: ec.europa.eu/research/marie… ) yollanmış bu 11.07.2020 (14:33) tarihli bu e-postada hanımefendi özetle diyor ki,
Eller askerî tarihi böyle çalışıyor işte. Muharebe alanına gidip itinayla kazarak, tabii ki arkeoloji, kimyagerler hatta fizikçilerle işbirliği içinde.
Şu gördüğünüz yumurta şeklinde taşlar İskoçya'da bulunan Roma dönemi mermileri. MS 2.yy. Mermi evet. Üç çeşidi bulunmuş:
Birincisi 600 gr'lık, kireçtaşı olanlar, ikincisi 50 gr.lık kurşun toplar, bir de 20 gr.lık daha küçük taşlar varmış. Delikli olan 20 gr.lık topların içine zehir konulduğu tahmin ediliyor. Bunları özel dizayn edilmiş mancınıklarla fırlatıyorlarmış. Mesela 50 gr.lık kurşun topları
atan düzeneğin 200 m. menzili varmış ve çarptığı yerde neredeyse 44'lük Magnum'dan ateşlenen kurşunun etkisi oluyormuş.
Bir o değil, öncelikli olan "case"tir, "cause" değil. Kimliği pembe diye mağdur hakkı yiyene, hırsızlık yolsuzluk yapana arka çıkarsanız, "cause"un altını da oyarsınız.
Bir insan hem Cumartesi Annelerinin hem Tansu Çiller'in arkasında olamaz.
Tansu Çiller'i, Akşener'i kadın olduğu için savunacaksanız, kadın oldukları için mağdur edildikleri özel bir durum olması gerekir ancak. Yoksa "kadın kadının yurdudur", diye kayıtsız şartsız arka çıkacaksan, mağdur ettikleri Cumartesi annelerini mağdur edersiniz mesela.
Bu sadece 1 örnek.
Tarihçiyim ben; meslek alışkanlığından belki, ama önceliğim daima "case". O yüzden, iyi niyetinizi anlıyor, hak veriyorum ama beni o slogana etiketlemeyin lütfen; benim 1 "cause"um varsa, o da önce adalet, önce mağdur edilenin hakkı.
Çünkü buralar çok değil bir asır öncesi mandaların yuvarlandığı, insanların çeltik ektikleri, sazlıklarında avcılığa çıktıkları bataklık kumluk arazi üzerine inşa edildi.
Ayrıca: Çarşamba- Dikkaldırım- eski garajın alt tarafında kalan eski göçmen kondu mahalleleri, Altıparmak... buralarda zemin biraz daha iyi olsa da binalar çok eski, çürük. Nedense bu semtlere tıpkı Yıldırım tarafı gibi kentsel dönüşüm hemen hiç uğramadı.