1.Bak Bawer Efendi. Ben sizin gibi LGBT-İ’dir şudur budur hak savunuculuğunun şampiyonluğunu kimseye bırakmayan, onu alnına yapıştırıp gezen, bunun etiketiyle yaşayan, başka türlü varoluşunu anlamlandıramayangillerden değilim.
2.Ben 44 yaşında, kendi aklı fikri, kendi duruşu, kendi hayat görüşü olan yetişkin bir insanım. Sizse, geçmişinde leke bulmadığınız insanlara anası babası üzerinden saldırmayı kendine marifet sanan, bunu da millete+
3.FEMİNİZM diye yutturmaya kalkan, despotik, feodal kafada insanlarsanız. Siz, hakları bir kendinize yontan kafanız, modus operandisi harfiyen Şahsım’dan kopya siyasetinizle, yarın eline iktidar ve güç geçse, kendiniz gibi düşünmeyen,
4. âli fikriyatınızı sorgulayan herkesin mabadına cop sokacak, o copu da millete, “hak savunuculuğu” diye satmaya kalkacak pişkinlik ve yüzsüzlükte insanlarsınız.
5.Bakın, “siz” diyorum, çünkü #BawerYalnızDeğildir. Dikkat ederseniz, BİYOLOJİNİN “B”sini, AİLE’nin “A”sını, SOSYALin “S”sini duyduğu zaman su kaynatan bu taife, maşallah bugünlerde soy-sop- kan bağı sürmeye başladılar.
6. O kadar yakışıyor ki size… alayınıza, bunu kendini iş edinenlere, RTleyenlere, beğenenlere, hepinize. Babam katil olabilir, şu olabilir, bu olabilir, fakat siz yetişkin insanları aileleri üzerinden yargılayamazsınız.
7. Kaldı ki, babam Twitter’da yok, yokluğunda atıp tutmak kolay tabii. Sende o yürek ne gezer de, bunları babamın yüzüne, onun olduğu yerde söyle maçan yiyorsa.
8.Babamı savunacak olan ben değilim, yüreğiniz varsa kendine bunları söylerseniz, o da hakkıyla kendini savunur DA; yazdıkların, hele hele adam fişlemekmiş falan, bunlar DOĞRU DEĞİL. Fakat sen sefilin bu alıntıladıklarının kaynağı (AKİT) tam işte sizin kafanıza çok yakışıyor.
9.Tüm bunlar, senin ve senin ipini tutan asıl kuyruğuna bastıklarımın hiçbir etik değer tanımadıklarının en güzel ispatıdır. Aferin, siz busunuz işte.
10. ARMUT da sensin, DİP de bulunduğun yerdir @baweraunnehir Efendi.
11.Ve sen öyle de sefil bir korkaksın ki, beni blokladığın yetmiyor, bu yazdıklarını da ortaya saldıktan sonra, ödlekliğinden hesabı kilitliyorsun, yazık sana. Tırsma o kadar, sen bana ufak gelirsin @bawerunnehir .
12. Ben seni üstüme salanların, senin gibi bir dünya tetikçiye bu akılları öğretenlerin, her biri köşe başlarını tutmuş, bu marifetlerinizi izleyenlerin izindeyim, peşindeyim.
13.Aha bu da topa girmiş, eksik kalmasın. Haziran’cığım, benim yazdığım 200 TW’de özel olan, halihazırda kamuya açık olmayan hiçbir şey yok. Hem sen o peşinde yalakalık yapıp duran arkadaşına sor istersen:
14. dediğine göre, zaten adamla bir ilişkisi yokmuş. Demek ki kendisinin sanık olduğu davada, mahkemeye sunulduğu ortaya yazılmış olan o belgelerde de zaten özel bir şey de yok o zaman, öyle değil mi?
15.Hem ne diyordu, “personal is political”/ özel olan politiktir, o babda sayıversin ötesini de.
16.İki gün evvel söyledim. Bir daha söylüyorum. Aha siz şurada, ben de burada oldukça alayınızın bir nefes gerinizde, peşinizdeyim; YARINA BIRAKIRIM, YANINIZA BIRAKMAM, bırakmayacağım. Anlayın, idraksiz kafalarınıza sokun bunu artık.
+ yalan söylüyorsam, sana iftira ediyorsam, hemen yarın bana dava aç, hesaplaşalım, dedim.
Sen zavallı, bana dava açabilmek şöyle dursun, o troll hesabın sahibi ben değilim bile diyemedin, tırıs tırıs kapattın o hesabı.
Benim kullandığım belgelerin tümü, kamuya açık, daha önce her iki tarafın da iddialarını ispatlamak için paylaştığı belgeler ve herkese açık hesaplardan alınma ekran görüntüsü fotoları.
Senin yerinde azıcık utanması olan her normal insan evladı, senin düştüğün rezilliğin+
HELVAYA DAİR: Ölenin ardından helva kavurma adeti belki İstanbul'da unutulmuş bir gelenek olabilir, ne var ki Anadolu'da hâlâ yaşıyor. Üstelik, içinde bulunduğumuz bu korkunç pandemi günlerinde, insanların canının parçası yakınlarıyla bir vedalaşamadan ayrıldıklarını,
ölürken elini tutamadıklarını, bir helalleşemediklerini, cenazesini kendi elleri ile toprağa veremediklerini düşünürseniz, yakından gördüğüm kadarıyla bu adet, yakınlarını kaybeden insanlar için her zamankinden daha derin anlam taşıyor.
Siz inançlı olmayabilirsiniz, ancak çoğu durumda, ölen yakınınızın inançlı olduğunu ve böyle duasız, törensiz, vedasız can vermek istemediğini biliyorsunuz. O hastane yoğun bakım odasında onun tek başına çektikleriyle duyulan empati +
1.Valla tam bir déjà vu! Ben bunu daha evvel de yaşadım! Bir şeyi anlıyorsun, adın gibi öyle olduğunu biliyorsun, ama diyemiyorsun! Çünkü kuvvetli sezgini ispatlayabilir belgen olmuyor elinde. Sonra hasbelkader belgesi çıkınca işte böyle;
2.anlıyorsun ki olay senin tahayyüllerinin bile çok ötesinde! Sen garip, sezgi ve mantığınla ancak buzdağının ucunu görebilmişsin. Vay be… Bakın ne güzel hanımefendi kendi kelimeleriyle “tane tane anlatmış” şu tweetteki linkten çıkan+
3.üstteki belgede! AB Komisyonu üyelerine (şuradaki arkadaşlar herhalde: ec.europa.eu/research/marie… ) yollanmış bu 11.07.2020 (14:33) tarihli bu e-postada hanımefendi özetle diyor ki,
Eller askerî tarihi böyle çalışıyor işte. Muharebe alanına gidip itinayla kazarak, tabii ki arkeoloji, kimyagerler hatta fizikçilerle işbirliği içinde.
Şu gördüğünüz yumurta şeklinde taşlar İskoçya'da bulunan Roma dönemi mermileri. MS 2.yy. Mermi evet. Üç çeşidi bulunmuş:
Birincisi 600 gr'lık, kireçtaşı olanlar, ikincisi 50 gr.lık kurşun toplar, bir de 20 gr.lık daha küçük taşlar varmış. Delikli olan 20 gr.lık topların içine zehir konulduğu tahmin ediliyor. Bunları özel dizayn edilmiş mancınıklarla fırlatıyorlarmış. Mesela 50 gr.lık kurşun topları
atan düzeneğin 200 m. menzili varmış ve çarptığı yerde neredeyse 44'lük Magnum'dan ateşlenen kurşunun etkisi oluyormuş.
Bir o değil, öncelikli olan "case"tir, "cause" değil. Kimliği pembe diye mağdur hakkı yiyene, hırsızlık yolsuzluk yapana arka çıkarsanız, "cause"un altını da oyarsınız.
Bir insan hem Cumartesi Annelerinin hem Tansu Çiller'in arkasında olamaz.
Tansu Çiller'i, Akşener'i kadın olduğu için savunacaksanız, kadın oldukları için mağdur edildikleri özel bir durum olması gerekir ancak. Yoksa "kadın kadının yurdudur", diye kayıtsız şartsız arka çıkacaksan, mağdur ettikleri Cumartesi annelerini mağdur edersiniz mesela.
Bu sadece 1 örnek.
Tarihçiyim ben; meslek alışkanlığından belki, ama önceliğim daima "case". O yüzden, iyi niyetinizi anlıyor, hak veriyorum ama beni o slogana etiketlemeyin lütfen; benim 1 "cause"um varsa, o da önce adalet, önce mağdur edilenin hakkı.
Çünkü buralar çok değil bir asır öncesi mandaların yuvarlandığı, insanların çeltik ektikleri, sazlıklarında avcılığa çıktıkları bataklık kumluk arazi üzerine inşa edildi.
Ayrıca: Çarşamba- Dikkaldırım- eski garajın alt tarafında kalan eski göçmen kondu mahalleleri, Altıparmak... buralarda zemin biraz daha iyi olsa da binalar çok eski, çürük. Nedense bu semtlere tıpkı Yıldırım tarafı gibi kentsel dönüşüm hemen hiç uğramadı.