Kapheros Profile picture
24 Dec, 22 tweets, 15 min read
3 Haziran 1906’da ABD’de, Missouri’de dünyaya gelir.

Daha çok küçüktü ırkçılık ile tanıştığında. Yıllarca da kendisine maymun diyen insanlarla uğraşacaktı.
Anne ve babası küçük barlarda gösteriler yaparak geçimlerini kazanıyorlardı ama babasın onları terk etmesiyle
zor olan yaşam koşulları daha da ağırlaştı.

Josephine Baker, tam adıyla Freda Josephine McDonald Carson Baker.

12 yaşından itibaren beyazların evlerinde yatılı bakıcı ve kulüplerde garson olarak çalışmaya başlar.
1917’de, 17 yaşındayken kışkırtılmış beyazlar, yaşadığı siyahların mahallesini basar. Yaklaşık 100 kadar kişi ölür. Böylece şiddet, hayat mücadelesi ve ırkçılıkla erkenden tanışır.
13 ve 15 yaşında daha çocukken iki kısa süreli evlilik yapar.
Josephine, 16 yaşında Philadelphia’da bir dans topluluğuna girerek dansçılığa adım attı.
Gruplarla çeşitli skeçler sergileyerek ABD’yi dolaşan dansçı bu iş bittiğinde bir koroda yer almak ister.
Bu talebi ‘’sıska ve siyah’’ olduğu gerekçesiyle reddedilince Josephine Baker ırkçılıkla tekrar yüze yüze gelir ve kendisine de ömrü boyu ‘’Maymun’’ lakabı takılır.
1923’te Boston’daki bir gösteriye figüran olarak katıldıktan sonra New York’a gider ve
meşhur Broodway’de ‘’Chocolate Dandies’’ gösterisinde yer alır.
Josephine 1925’te, 19 yaşındayken bir yapımcının teklifi üzerine Paris’e gider ve burada nispeten özgür bir ortam bulur.
Champs Elysees Tiyatrosunda La Revue Nigre ile caz revülerinin Fransa’da tanıtılmasını sağlar.
Yaratıcı dansları, giysileri ve çıplaklığı, erotizmi ile Paris gece hayatında yeni revülerde yer alarak meşhur olur. Muz Dansı özellikle ilgi çeker ve Siyah Venüs adıyla anılır. Büyük şehirlerde şubeleri olan gece kulübü zinciri kurar, gösteriler yapar,
kendi prodüksiyon şirketini kurar, henüz yirmi yaşındayken anılarını yazdırır ve çok satar. Paris’in batısında şık bir mahallede oturur.
Avrupa’da şöhreti giderek yayılmaya başlayan dansçı dünyadaki en çok fotoğraflanın kadınlardan biri olur.
1923’te rol aldığı ‘Shuffle Along’ müzikali sanat dünyasının kapılarını birer birer aralamasına olanak sağlar.
Irkçılık Josephine’nin peşini bırakmaz.
Josephine’nin Viyana’daki gösterisi ‘beyaz ırka hakaret’ olarak algılanır,
Roma’da kiliseler Josephine’yi ‘ahlaksız şeytan’ olarak betimler, Budapeşte’de ise ‘Afrika’ya geri dön’ denilir.
Berlin’de SA birlikleri gösteriyi basar, faşist İtalya’da sahneye çıkması yasaklanır.

Irkçı olduğu bilinen kulüplerde sahneye çıkmayı reddeder.
1930’ların başında Tropik Siren, ZouZou ve Prenses Tam Tam adlı üç filmde yer alarak sinemaya da adım atar.

Josephine Baker teklif üzerine 17 Ocak 1934 yılında İstanbul’da da sahne alır ve ona Fikret Adil rehberlik yapar
1936’da Baker, “Ziegfield Follies” gösterisine katılmak için ABD’ye geri döndüğünde, ona gösterilen düşmanca tavırlar karşısında şok olur. Seyirciler ve basın, boyun eğmeyen ve yakıştırılan rollere uymayan siyahi bir kadını kabul etmez.
Baker, kızgın ve hayal kırıklığına uğramış bir şekilde Paris’e geri döner.
Zenginliğine rağmen onu Fransa’ya getiren Amerikan gemisinin siyahlar için ayırılan alt güvertesinde yolculuk etmek zorunda kalır.
1937’de üçüncü evliliğini Jean Lion ile yaparak Fransız vatandaşlığına geçer.
İkinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde, Baker, Mültecilerin şehir dışına çıkmasına yardım edip müzik notalarında görünmez mürekkeple yazılmış mesajlar taşıyarak Fransız Direnişi’ne katılır.
Askerleri eğlendirir Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yardım amacıyla konserler verir. Savaş bittiğinde tekrar Paris’e döner ve Özgür Fransız Güçleri’nin deniz teğmeni Josephine Baker, Croix de Guerre madalyasını Fransız General Charles de Gaulle’den alır.
Eşi Lion’dan boşanan dansçı 1947’de Fransız orkestra şefi Jo Boillon ile evlenir.

1950’li yıllarda ırkçılığa karşı savaşmak için tekrar Amerika’ya gider ve Sivil Haklar Hareketi’ne destek verir, gösterilere katılır, ırkçılığa karşı üniformasıyla konuşmalar yapar.
Irkçılığa ve milliyetçi çılgınlığa karşı bir simge olarak farklı köken ve milliyetlerden savaş öksüzü ve yoksul 12 çocuğu koruması altına alır, Gökkuşağı ailesi adını verir.

1963’te Martin Luther King’in yanında Washington’daki yürüyüşe katılır.
Maddi durumu giderek kötüleşmeye başlayan Josephine zamanla tüm mal varlığını kaybeder.
Ona zor günlerinde Monaco Prensi Rainier ve Grace Kelly yardımcı olur.
Reddediliş ve ırkçılıkla mücadele ile geçen uzun yılların ardından Josephine,
1973’te New York’taki Carnegie Hall’da ayakta alkışlanır.

8 Nisan 1975’te 50. yıl sanat yılına ulaşan Josephine Baker Paris’teki Bobino Tiyatrosu’ndaki bir gösteriyle kutlanır.

Yalnızca dört gün sonra, 12 Nisan 1975’te Josephine Baker bir kanama nedeniyle hayata gözlerini yumar
Cenaze töreninde Fransız askeri onuruna layık görülen tek Amerikalı kadın oldu.
Monako’da toprağa verilmeden önce Paris’te devlet töreniyle uğurlanır.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Kapheros

Kapheros Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @sigaramcamel

23 Dec
Yazar Halide Edip Adıvar ”Şarkı söylediğinde tanrı onu dinlemek için aşağı inerdi" der.

Anadolu’da mesafe tanımaksızın köy köy dolaşarak, halkların söylediği müzikleri toplayan ve notaya geçiren ilk sanatçıdır.
1869 yılında Kütahya’da doğar.
Soğomon Soğomonyan (sonradan Gomidas ismini alır). Çocukluğu kederli ve yoksunlukla geçer.

Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti ve bakımını akrabaları üstlendi.
1881’de daha 12 yaşındayken Kütahya’da G. Dertsakyan adında bir papazın Echmiadzin’e psikopos olarak atanmasıyla birlikte, sesinin güzel olması sebebiyle Gomidas da psikoposla birlikte yeni kurulan ruhban okuluna eğitim almak için Echmiadzin’e gider.
Read 27 tweets
19 Dec
Geçmişe gidelim. Her şeyin başladığı yere.
Milattan önce 4. Yüzyıla kadar… Platon’a…
Bu fikri ilk ortaya atan kendisidir.
Kendisi sağlıklı ve güçlü bireylerin üremesinin devlet eliyle artırılmasını savunuyordu
Öjenik (veya öjeni), 20. yüzyılın ilk yarısında çok sayıda taraftar toplayan bir kuramdı.
Öjenik engelli, hasta, homoseksüel insanların ayıklanması ve sağlıklı bireylerin çoğaltılması yoluyla bir insan ırkının "ıslah edilmesi" anlamına geliyordu.
Bu olayın teorileşmesi ve literatüre girmesi 1900’lü yıllarda olacaktı.
Teorileştiren de Charles Darwin’in kuzeni Francis Galton’du.
1904 yılında öjeniyi "insanın doğum kalitesini arttırma ve en yüksek avantajı sağlama bilimi" olarak tanımladı.
Read 22 tweets
18 Dec
Hun istilalarından kaçanlar tarafından beşinci yüzyılda kurulduğu düşünülüyor.
Bir dönem dünyanın en güçlü ekonomilerinden birisine sahipti.
12-13. yüzyıllarda Avrupa’nın en zengin şehriydi.
Venedik lagünlerinin yerleşimcileri hakkında yapılan ilk kapsamlı betimleme Romalı Cassiodoro tarafından MS 6. yüzyılda yapılmış;
"Kayıklarınızla, geniş kanallarda sanki çayırlardan farkı olmayan kumluklar üzerinde süzülüyor gibisiniz ve
ev kapılarının önüne normalde hayvanlar bağlanırken, sizler saz ve saman kulübelerinizin önüne kayıklarınızı bağlıyorsunuz."

Önce, çevredeki ormanlardan kestikleri kütükleri yüzdürerek getirmişler, sonra çamur adacıklarının arasındaki kanalları derinleştirip
Read 24 tweets
17 Dec
“Tıp benim resmi nikahlı karım, edebiyat ise metresim” diye tanımlarmış kariyerini.

1860 yılında Rusya’nın bir taşra kenti olan Taganrog’da doğdu.
Babası bakkaldı. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları taşra Rusya’sında geçti. Image
Çocukluğu ve ilk gençliği babasının baskısı altında geçen
Anton Pavloviç Çehov “Çocukluğumuz, ben ve kardeşlerim için gerçek bir acıdır” der.
Yıllar sonra bir yazar olduğunda “Yeteneklerimiz babamızdan, ruhumuz da anamızdan geçti bize” diyecektir. Image
Lise arkadaşları arasında komik öyküler anlatmadaki yeteneğiyle bilinir. En sevdiği hocası ona incelikli nükte yeteneğini görerek “Çehonte” lakabını takar.

Moskova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirir. ImageImage
Read 21 tweets
8 Dec
2 trilyon galaksi yaşadığımız galaksinin etrafını çevreliyor. Bilim insanları sadece Samanyolu’ndaki yıldızların yaşama elverişli bölgelerinde yaklaşık 40 milyar dünya benzeri gezegen olduğunu tahmin ediyor.
Bu sayılara baktığımızda yalnız olduğumuza düşünmek zor.
Bilim insanları, bir medeniyetin büyümesine ve daha gelişmiş hale gelmesine bağlı olarak nüfus artışı ve çeşitli makinelerin enerji gereksinimleri nedeniyle enerji taleplerinin hızla artacağını iddia ediyorlar.
1964’te, kozmik sinyallerle dünya dışı akıllı yaşam arayan Rus astrofizikçisi Nicolai Kardashev, bir kültüre ait uygarlık statüsünün genel olarak iki temel şey üzerinde durduğu fikrini ortaya attı: Enerji ve teknoloji.
Read 22 tweets
7 Dec
Nerede ve ne zaman ortaya çıkmış olduğu tam olarak bilinmiyor.
7. ve 10. yüzyıllar içinde Çin’de ortaya çıkmış olduğu ve 13. yüzyılda Marco Polo tarafınca Avrupa’ya getirilmiş olduğu tahmin ediliyor.
Hindistan’dan ya da Arabistan’dan geldiğini ileri sürenler de var fakat bugünkü şekilleriyle kullanılmalarının 14. yüzyıl Fransa’sına dayandığı düşünülüyor.
Haklarında kesin olan bilgiler yanı sıra, kanıtı olmadığı için gizemini devam ettiren bir çok ilginç teori vardır.
Özellikle kullanılan figürler ve grafikler bazı tarihi kişi, olay ve fikirler ile ilişkilendirilir.

İskambil kağıdının ilk olarak Çin’de ortaya çıktığı düşünülüyor. Kağıt gibi dayanıksız bir malzemeden üretildiği için, o günlerden günümüze ulaşan örnekler yok.
Read 20 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!