Cumhuriyetin ilanından sonra hükümet yetkilileri Türkiye’deki siyasi, hukuki ve kültürel değişimi Batıya tanıtmak amacıyla bir projeyi gündemine aldı, yıl 1926’dır.
Tanıtım projesini ortaya atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisiydi.
Proje 1 yıl boyunca maddi yetersizlikler engeline takılır.
Bu projenin gerekliliğine yürekten inanan Ticaret Bakanı Ali Cenani Bey Türkiye’yi Dünyaya tanıtacak gezici bir sergi gemisini meclise önerir.
Meclis bu organizasyon için bütçeden 100.000 lira ayrılmasına karar verir.
İstanbul Ticaret Odası da sergiye 500.000 lira katkıda bulunacaktır.
İngiliz korsan gemisi White Lion, 1619 yılı Ağustos ayı sonlarında Amerika’nın doğu kıyısındaki Chesapeake Körfezi’nin ağzındaki Comfort Burnu’na demir attı.
Gemi, el yazması kayıtlara göre Meksika’ya gitmekte olan bir Portekiz gemisinden zorla alıkonulan
20’den fazla Afrikalı’yı Comfort Burnu’na bıraktı.
Bu tutsaklar, koloni döneminde Virginia’ya ayak basan ilk Afrikalılar’dı.
Antik dönemlerde köleler genellikle savaş esirlerinden veya ülke dışında fethedilen yerlerin sakinlerinden seçilirdi.
Kölelik eski dönemlerin iktisadi hayatının zaruri bir unsuru olarak görülmekteydi.
Aristoteles gibi bazı Yunan düşünürleri köleliği şiddetle savunmuşlardı.
Toplumların genişlemesi, medeniyetin ilerlemesi köleliği ortadan kaldırmadı.
3 Haziran 1906’da ABD’de, Missouri’de dünyaya gelir.
Daha çok küçüktü ırkçılık ile tanıştığında. Yıllarca da kendisine maymun diyen insanlarla uğraşacaktı.
Anne ve babası küçük barlarda gösteriler yaparak geçimlerini kazanıyorlardı ama babasın onları terk etmesiyle
zor olan yaşam koşulları daha da ağırlaştı.
Josephine Baker, tam adıyla Freda Josephine McDonald Carson Baker.
12 yaşından itibaren beyazların evlerinde yatılı bakıcı ve kulüplerde garson olarak çalışmaya başlar.
1917’de, 17 yaşındayken kışkırtılmış beyazlar, yaşadığı siyahların mahallesini basar. Yaklaşık 100 kadar kişi ölür. Böylece şiddet, hayat mücadelesi ve ırkçılıkla erkenden tanışır.
13 ve 15 yaşında daha çocukken iki kısa süreli evlilik yapar.
Yazar Halide Edip Adıvar ”Şarkı söylediğinde tanrı onu dinlemek için aşağı inerdi" der.
Anadolu’da mesafe tanımaksızın köy köy dolaşarak, halkların söylediği müzikleri toplayan ve notaya geçiren ilk sanatçıdır.
1869 yılında Kütahya’da doğar.
Soğomon Soğomonyan (sonradan Gomidas ismini alır). Çocukluğu kederli ve yoksunlukla geçer.
Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti ve bakımını akrabaları üstlendi.
1881’de daha 12 yaşındayken Kütahya’da G. Dertsakyan adında bir papazın Echmiadzin’e psikopos olarak atanmasıyla birlikte, sesinin güzel olması sebebiyle Gomidas da psikoposla birlikte yeni kurulan ruhban okuluna eğitim almak için Echmiadzin’e gider.
Geçmişe gidelim. Her şeyin başladığı yere.
Milattan önce 4. Yüzyıla kadar… Platon’a…
Bu fikri ilk ortaya atan kendisidir.
Kendisi sağlıklı ve güçlü bireylerin üremesinin devlet eliyle artırılmasını savunuyordu
Öjenik (veya öjeni), 20. yüzyılın ilk yarısında çok sayıda taraftar toplayan bir kuramdı.
Öjenik engelli, hasta, homoseksüel insanların ayıklanması ve sağlıklı bireylerin çoğaltılması yoluyla bir insan ırkının "ıslah edilmesi" anlamına geliyordu.
Bu olayın teorileşmesi ve literatüre girmesi 1900’lü yıllarda olacaktı.
Teorileştiren de Charles Darwin’in kuzeni Francis Galton’du.
1904 yılında öjeniyi "insanın doğum kalitesini arttırma ve en yüksek avantajı sağlama bilimi" olarak tanımladı.
Hun istilalarından kaçanlar tarafından beşinci yüzyılda kurulduğu düşünülüyor.
Bir dönem dünyanın en güçlü ekonomilerinden birisine sahipti.
12-13. yüzyıllarda Avrupa’nın en zengin şehriydi.
Venedik lagünlerinin yerleşimcileri hakkında yapılan ilk kapsamlı betimleme Romalı Cassiodoro tarafından MS 6. yüzyılda yapılmış;
"Kayıklarınızla, geniş kanallarda sanki çayırlardan farkı olmayan kumluklar üzerinde süzülüyor gibisiniz ve
ev kapılarının önüne normalde hayvanlar bağlanırken, sizler saz ve saman kulübelerinizin önüne kayıklarınızı bağlıyorsunuz."
Önce, çevredeki ormanlardan kestikleri kütükleri yüzdürerek getirmişler, sonra çamur adacıklarının arasındaki kanalları derinleştirip