1/ 2020'de #covid19 kapanmalarının da katkısıyla farklı alanlarda güzel kitaplar okudum.
Bunlardan bir grubu, Türkiye tarih yazınında pek ele alınmayan, Osmanlı Devletinin jeopolitik boyutu ve küresel güç mücadelesindeki sınır/ötesi bölgelere yönelik politikaları hakkındaydı.
2/ Aynı konunun devamı sayılabilecek, Osmanlı'nın Orta Avrupa ve Akdeniz'de güç mücadelesine giriştiği Habsburglar'la ilişkisinin askeri-stratejik boyutlarına da bakma fırsatı buldum bu yıl.
3/ Uzunca bir süredir Bizans'a bakmak istiyordum; tamamen farklı bir makale ("Turkey's Grand Strategy") için çalışırken denk geldiğim Luttwak'ın kitabı esas ilgilendiğim savaş, strateji ve diplomasi konularında. Henüz okumadığım diğer iki kitapla şimdilik bu alanı kapatacağım.
4/ Uzak tarihte bu yıl baktığım bir diğer dönem "orta çağ" oldu; klasik tarihçiliğin anlattığı gibi, ya da o kadar (!) "karanlık" olmadığını görmek için gerekliydi.
5/ Daha yakın döneme gelince, İngiliz İmparatorluğu'nun çıkarları çerçevesinde 20. Yüzyıl Ortadoğu'sunun sınırlarını şekillendirirken birbiriyle de mücadele halinde olan Sykes, Lawrence ve Bell'in hayatları hakkındaki kitaplar göz açıcı nitelikteydi.
6/ Dönemin Koloniler Bakanı, II. Dünya Savaşında ise Başbakan olan Churchill'in önemli bir siyaset ve diplomasi aracına dönüştürdüğü sofrası ile yemek, içki ve puro alışkanlıklarını anlatan kitap, 20. yüzyıl İngiltere politikasına damgasını vuran liderin farklı yönlerini sunuyor.
7/ Bu kadar tarihten sonra, yine tarihi bir dönemde geçerken biraz da dünyada neler olduğunu anlamaya çalıştım.
1/ Uİ dergisi 2020 çalışma raporu yayınlandı. Katkı sunan ve ilgi gösteren herkese teşekkür ederiz. Önümüzdeki yılların hedefi derginin etki değerini yükseltmetir. Bu sadece dergi ekibinin değil, tüm Türkiye #Uluslararasıİlişkiler camiasının ortak çalışması gereken bir konudur.
2/ Derginin bu noktaya gelmesinde çok kişinin emeği var. Bugüne kadar dergide 37 editör, yayın kurulunda 20 ve uluslararası danışma kurulunda 40'ın üzerinde farklı akademisyen ile onlarca yardımcı personel ve asistan arkadaşımızla birlikte çalıştık.
3/ Gelinen noktada yaşanan en önemli sorun, özellikle Türkçe yayımlanan makalelerin uluslararası alanda gerektiği kadar atıf almamasıdır. TRIP araştırmaları da göstermektedir ki, TR kökenli yazarlar İngilizce yayımladıkları yazılarında Türkçe makalelere atıf vermemektedirler.
1/ #Uluslararasıİlişkiler'in #güvenlikleştirme yaklaşımını bilmeyenler S400 alımı gibi konuları "egemenlik" çerçevesinde ele alarak, hükümete her istediği konuyu "milli güvenlik" veya "egemenlik" konusu gibi sunma imkanı verdiklerini elbette fark edemezler. +
2/ Bu olduğunda orta-uzun vadede hükümet politikalarını eleştiremez hale geldiklerini/geleceklerini de fark edemezler. Tabii ortaya çıkacak "ulusal güvenlik devleti" yapısının siyasetin alanını daraltarak eleştiri ve tartışma ortamını boğacağını da öngöremezler.
3/ Gerçekten konuyla ilgilenenler #Güvenlikleştirme konusunda @guvenlikportali2nda yayımlanan @sinemacikmese'den şu kısa videoyu izleyebilirler:
1/ Türkiye'ye yönelebilecek #CAATSA yaptırımlarıyla ilgili olarak 10 Temmuz 2019'da hazırladığım bilgiseli, yaptırım direktifinin dün ABD Başkanı tarafından imzalanması üzerine yeniden aşağıda dikkatinize sunuyorum. Ek düşüncelerimi ayrıca ekleyeceğim.
2/ Temmuz 2019 bilgiselinin 4, 5, 6. maddelerinde belirtilen yaptırım türleri seçilerek uygulanmıştır. Bunların tek seferde açıklanmış olmaları "tek yaptırım olduğu ve 5 tamamlanıncaya kadar devamının geleceği" şeklinde yorumlanamaz. Başkan seçmesi gereken yaptırımları seçmiştir.
3/ Elbette bu Başkanın "yaptırımların yeterli olmadığını veya dikkate alınmadığını" düşünmesi halinde yeni yaptırımlar yürürlüğe koymasına engel değil. Güncel durumda örneğin Rusya'dan 2. grup S-400 bataryası ya da farklı silah sistemleri alımı bunu gündeme getirebilir.
1/ Gerçek çevrimiçi (online) eğitim ile şu anda tüm üniversitelerin ve diğer eğitim kurumlarının yapmaya çalıştıkları "acil uzaktan ders verme" arasındaki farkları gayet iyi anlatmış.👇
2/ Yıllar içinde gelişen farklı uzaktan eğitim modelleri (distance learning, distributed learning, blended learning, online learning, mobile learning, vb) ile şu anda eğitim kurumlarının acil durum nedeniyle geliştirmek zorunda kaldıkları çözümlerin birbiriyle pek alakası yok.
3/ #koronavirüs gibi ne zaman sona ereceği belli olmayan mevcut acil durum öğretim personelini ve akademik kurum yöneticilerini standart çözümler dışında yaratıcı ama kaçınılmaz olarak ideal olmayan eğitim modelleri bulmaya zorluyor. Bunu çevrimiçi eğitimle karıştırmamak lazım.
1/ S400 füzelerinin gelişi iyice yaklaştı. Bununla bağlantılı olarak ABD’den Türkiye'ye yönelebilecek yaptırımlar konusunda ise kafa karışıklığı devam ediyor. Konuyu biraz açmak için uzunca bir bilgisel hazırlamaya çalıştım.
Öncelikle 2 farklı yaptırım grubu söz konusu.
2/ İlki ABD Kongresinde gündeme gelen, S400 alımı ile TR’ye F35 uçakları gönderilmesine engel olma ve/veya TR’nin projeden çıkartılmasını ilişkilendiren yasa tasarıları. Şimdilik 4’ü bütçeyle ilgili 5 tasarı bu konuyu ele alınıyor; bunlar üzerinde Başkanın müdahale imkanı yok.
3/ 2. grup (CAATSA), Ağustos 2017 tarihli ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasasından kaynaklanan yaptırımlar. Burada süreç karmaşık & yasa dilinin muğlaklığı nedeniyle yaptırımları neyin başlatacağı konusunda tartışma var.