Ne yazık ki, Galatasaray tribününün en özel isimlerinden birini, sevgili arkadaşım Volkan İşcen’i bu sabaha karşı kalp krizinden kaybettik...
O’nu tarihe kaydetmek, bilmeyenlere biraz anlatmak istiyorum..
Galatasaray tribünlerinin en renkli gruplarından Karşı’nın kurucularındandı Volkan...
Sadece tribünü düşünür, arkadaşlarıyla tribünü daha güçlü ve modern kılmak içim kafa patlatırlardı..
Harika bir arkadaş grubuydular... pankartlarını her zaman her maça götürürlerdi... Sürekli birlikteydiler; maçlara öncesinde hazırlanırlar, Kapalı’da hep aynı yerde maç seyrederlerdi..
Tribün Dergisi’nin ilk sayısını çıkardıktan sonra hemen gelip yazı getirmişti ve 2.sayıda yazısını yayınlamıştım..
Harika bir yazıydı. Balıklıova’daki Cimbom Kıraathanesi’ni yazmıştı...
O kahveye yıllar sonra ben de gittim.
Herşey yerli yerinde duruyordu.
O kadar güzel anlatmıştı ki sanki zaten biliyorum gibiydim...
Karşı grubu, Avrupa’daki tribün grupları gibi harika bir fanzin çıkarmaya başlamışlardı.. Başlangıçta ben de katkıda bulunmuştum ama kendileri o kadar muhteşem fanzin yapıyorlardı ki bende tüm Arşivi duruyor.
El emeği gönül işi Pankart fanzin...
K ters yazılmış...
... ve galiba Volkan bu fotoğraftaki...
Güzel insanlar tek tek gidiyor...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1
Terkedişimizin 10. yılında Mecidiyeköy, Stad, Mekanlar, Galatasaray'ın taraftar alt kültürü ve Ali Sami Yen Stadı üzerine bir flood yapmak istiyorum.
Biraz da içimi(zi) dökeceğim(z)....
Buyrun....
2
Stad, şehrin stad kültürünün, ondan neşet eden taraftar alt kültürlerinin en önemli parçalarından biriydi.
Galatasaray Taraftar Alt Kültürü orada doğdu.
Yeni kitabımda o kültürün filizlenişini, yaygınlaşmasını ayrıntılı yazacağım.
Tarihe kalsın; unutulmasın diye....
3
Galatasaray’ın en büyük hatası, dönemin iktidarının-bugün de devam eden- doymak bilmeyen kentsel rant iştahına gücünün yetip engel olamamasıydı.
Böylece, bu kentin kolektif hafızasında 30’lardan beri yer etmiş- aslında kültürel- bir mekan yerini iğrenç gökdelenlere bıraktı.
Fenerbahçe'nin diğer kulüp ürünlerini de kendi mağazasında satmak istemesi, bundan tam 16 yıl önce yaptığımız bir toplantıyı anımsattı.
Tarihe not düşmek için bilinmesinde fayda var.
Belki futbolda ufku olmayan kişilerin hakimiyetinde neden ilerleyemediğimizi de açıklar. (1)
2004'de Bilgi Üniversitesi'n bir toplantı yapıldı.
Dönemin TFF Başkanı Levent Bıçakçı, üniversiteden Türk futbolunun nasıl çağdaş bir yapıya kavuşturulabileceğine dair bir çalışma yapmasını istemiş, üniversite de değişik açılardan bakabilecek isimleri bir araya getirmişti.
Levent Bıçakçı ve arkadaşları, hocalar, gazeteciler, yazarlar yaklaşık 20 kişi o saatlerce konuyu masaya yatırdı.
Herkesi hatırlayamıyorum ama Mehmet Demirkol'dan Tanıl Bora'ya, Atilla Gökçe'den Yiğit Ekmekçi'ye Levent Bıçakçı'dan Aydın Uğur'a geniş bir spektrumdu. (3)
Gece vakti 53 yıldır hala anlaşılamayan bir şarkı ve mana arayışı denemesi:
Bob Dylan ve All Along the Watchtower...
Bob Dylan konuya küt diye giriyor.
Öncesinde ne var filan bilemiyoruz...
İki kişi, Joker, yanındaki Hırsız konuşuyor... Joker, Hırsız'a 'burdan dışarı bir yol olmalı' diyor ve devam ediyor:
"İşler fena karıştı, bir türlü huzur bulamıyorum. Patronlar içer şarabımdan, çiftçiler kazar tarlamı; bu satırdakilerin hiçbiri bilmez bunların değerini'...
Galatasaray’ı iyi yönetmek, bir “namus meselesi” değil, stratejik, uzun vadeli, iyi düşünülmüş bir planlama meselesidir.
Eski usül kavramlarla, ülkenin bir çok konuda ilklerini gerçekleştiren, Batıya açık bir kurumunu tarif etmek, yönetmeye çalışmak, başarsızlık getirir.
Yeni sezon, bir fırsat sunuyor bize.
Futbolda akıllıı bir küçülme, Avrupa’da planmış örneklerinin artık başarıya ulaşmaya başladığını gördüğümüz “yatırım kulüpleri”nin izlediği yolu incelemek için tam zamanı...
Ülkemizdeki koyu partizanlaşmış, futbolu tamamen kapsamış kayırmacılığın egemenliğindeki dünyaya karşı geliştirilebilecek stratejinin en önemli ayağını, daha az bütçeyle daha yetenekli ve cevval, genç bir takım yaratmak oluşturuyor.
1/ Hazır #EvdeKal iken, büyük şair ve sıkı Galatasaray Ülkü Tamer'in ölüm yıldönümünde bize bizzat anlatıp özel fotoğraflarını paylaştığı şu çok güzel maçın hikayesini anlatayım.
Haldun Tanerli, Orhan Kemalli, Erol Günaydınlı, Parçalı formalı Edebiyatçılar-Tiyatrocular maçını...
2
Sağda Galatasaray formasıyla Haldun Taner, solda Orhan Kemal. Hakem Halit Kıvanç..
Yer, Altunizade.. Nazım Hikmet'in oğlu Memet Fuat'ın evinin yanındaki saha..
3
Rahmetli Ülkü Tamer bize "Bazı hafta sonları Altunizade’ye Memet Fuat’ı ziyarete giderdik. Orada piknik yapardık. Ama küçük bir saha da vardı orada ve kendi aramızda futbol oynuyorduk." demişti.
Futbolu seven edebiyatçıların maçları 1950'lerin sonlarında başlamış.