Antik Yunan tarihçilerinin bahsettiği efsanesi M.Ö. 12. yüzyıla kadar dayanıyor.
Truvalı Helen ve Paris‘in, Truva Savaşı’ndan önce burada mahsur kaldıklarına inanılıyor.
Herkül‘ün kendine başka isim takarak şehri ziyaret ettiği de söylenir.
Antik metinlerde ve arkeologlar tarafından bulunan birkaç yazıtta Thonis (Mısır adı) ya da Heracleion (Yunan adı) olarak geçen isimlerin aynı şehre ait olduğu dahi uzun bir süre onaylanamamıştı.
Antik tarihçiler Herodotus, Diodorus ve Strabo da bu efsanevi şehirden bahseder.
Heredot’un Mısır’ı ziyaretinden dört asır sonra, coğrafyacı Strabo, Herakles tapınağına sahip şehrin,
Nil nehrinin Kanopik kolunun ağzındaki Conopus şehrinin doğusunda yer aldığına dair gözlemini belirtiyordu.
Asırlardır bir efsane olarak bilinen Heracleion antik kenti , 2000 yılında Fransız su altı arkeoloğu Franck Goddio aracılığıyla keşfedildi.
Thonis olarak da bilinen İskenderiye yakınındaki bu antik şehir, şu an kıyıdan 2.5 km uzakta ve suyun 10 metre altında.
1200 yıl önce aniden ortadan kaybolan bu antik şehrin büyük depremler ve seller nedeniyle kum ve çamur altına gömüldüğü tahmin ediliyordu.
M.Ö. 8. yy'da Mısır'da kurulmuş bir liman şehri olan Heracleion'un Mısır'ın giriş kapısı olduğu düşünülmektedir.
Buraya girecek olan tüm gemilerin de bu kapıdan giriş yapmak durumunda olduğu söylenir.
Yapılan kazılar sonucu ortaya çıkan çok sayıda gemi kalıntısı da kentin önemli bir deniz ticaretine sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Antik şehir aynı zamanda Amun Tapınağı’na ev sahipliği yaptığından dini bir öneme de sahipti.
Heracleion, bir uçtan bir uca 11 ile 15 km araştırma alanına sahip.
Sualtı arkeologları batık kenti keşfettikleri 2000 yılından beri Heracleion'da muhtelif arkeolojik kalıntılar keşfettiler
Heracleion yakınlarında yer alan Canopus adlı bir diğer sualtı şehrinde yapılan dalışlarda ise Batlamyus ve Bizans döneminden kalan sikkeler, küpeler ve yüzükler bulundu.
Arkeolog Franck Goddio, o zamandan beri bu yerde devasa heykeller, yazıtlar, mimari öğeler, mücevherler ve madeni paralar, ritüel nesneler ve seramikler çıkardı.
Firavun ve kraliçelere dair eserlerin yanı sıra, kırmızı granite oyulmuş, uzunluğu 30 metreden fazla olan tanrı ve tanrıça heykelleri de mevcut.
Şimdiye kadar alanın yalnızca yüzde 5'inin keşfedildiği tahmin ediliyor.
"İstifa etmeyeceğim. Bütün ulusun önünde silahlı kuvvetler mensupları olarak vermiş oldukları sözde durmayan ve yükümlülüklerini reddeden askerlerin, bu akıl almaz davranışlarını şiddetle kınıyorum.
Haksız bir davranışla ve sadece kaba kuvvete dayanarak hareket edenlere karşı tarihe geçecek bir örnek olması için, her yola başvurarak yaşamım pahasına bile olsa direneceğim."
Seçimle iktidara gelen ilk Marksist devlet başkanıydı Allende.
26 Temmuz 1908. Şili-Valparaiso’da burjuva bir ailenin, Salvador-Dona Laura çiftinin bir oğulları oldu.
Salvador’un Marksizm’le tanışması ise lise yıllarında oldu. Eduardo de la Barra Lisesi’nde okurken, hem dersleriyle ilgilendi,
Geliştirilme sürecini tamamlayan farmakolojik maddelerin ilaç olarak sınıflandırılabilmeleri için bilimsel yöntemlerle test edilmeleri gerekir.
İlaç olmaya aday materyal içeriğindeki bileşenlerin, insan türü üzerindeki olası yan etkilerinin belirlenebilmesi için hayvanlar ve
insanlar üzerinde bir dizi deney yapılması tıbbi açıdan zorunludur.
1957’de Chemie Grünenthal isimli Alman ilaç firması, Thalidomide bileşiğini keşfeder.
Bileşik üzerinde çeşitli ancak yeterli olmayan testler yapar
Thalidomide, özellikle antiemetik (kusmayı önleyici) ve sakinleştirici etkilerinin keşfedilmesi sayesinde, 1957 yılında Contergan ticari ismiyle Batı Almanya’da piyasaya sürüldü.
Reçetesiz kullanım için ruhsat alabildiği ülkelerde,
Zekası ve fikirleri çağının çok ötesinde olan, inançları uğruna yaşayıp kimsenin karşısında eğilip bükülmeyen bir filozof ;
Celal Yalınız , nam-ı diğer Sakallı Celal...
İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkeleri askeri ve ekonomik olarak kötü durumdadır.
Savaştan galip çıkan Sovyetler Birliği ise güçlenmiştir.
Artan Sovyet baskısını gören ABD, Avrupalı devletlerin Sovyetlerin eksenine girmesinden endişe ederek,
Avrupalı devletlerin kalkınmasını sağlamak amacıyla bir plan hazırladı.
ABD kesenin ağzını açmış, ekonomisi çöküntüye giren ülkeleri Sovyetler’e kaptırmamak için Marshall planını devreye sokmuştu.
5 Haziran 1947 günü Harvard üniversitesinde konuşma yapan ABD Dışişleri Bakanı George Marshall, konuşmasında bu plandan bahsetti.
Marshall Planı 11 Eylül 1947 yılında ABD kongresi tarafından onaylanmıştır.
Psikolog Bertram Forer, 1948 yılında öğrencileri üstünde bir araştırma yapar. Forer ilk olarak öğrencilerine bir kişilik testi verir. Kişilik testini tamamlayan öğrencilerine ise bir süre sonra zarf içinde kişiliklerinin yorumlandığı kağıtlar dağıtır.
Forer öğrencilerinden kişilikleriyle ilgili yorumların ne kadar doğru olduğunu puanlamalarını ister. Puanlama 0 ve 5 arasındadır. (0 = Tamamen Yanlış, 5 = Tamamen Doğru). Sonuçta öğrenciler kişilik yorumlarına ortalama 4.26 puan verir.
Forer'ın çalışmasındaki kişilik yorumları aslında rastgele bir gazetede yer alan astroloji sayfasından alınmıştır. Ayrıca her öğrenciye aynı yorum verilmiştir.
Nasıl oluyor da aynı yorumları okuyan öğrenciler bu yorumların kendilerine bu kadar uygun olduğunu söyleyebilir.
Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi;
30 Ocak 1923 tarihinde Lozan’da yapılan ve resmi adı “Yunan ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin sözleşme ve protokol” olan sözleşme uyarınca,
Türkiye ve Yunanistan’ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tutmasına, bir başka deyişle azınlıklarından “değiş tokuş yöntemi” ile kurtulmalarına verilen addır. Göçe tabi tutulan kişilere ise “mübadil” denmiştir.
– “Anadolu’da yaşayan 1.200.000 Rum (buna Mersin yöresindeki, Hıristiyan olan ve Türkçe konuşan Gagavuzlar ile Karamanlı Ortodokslar da dahildir), Yunanistan’a,
– Yunanistan’da yaşayan 750.000 Müslüman Türk kökenlinin