Bilgisel: Bugün sizlere Ortaçağ'daki cadılardan bahsedeceğim... Neden lanetlendiler? Nasıl yakıldılar? Büyü gerçekten var mı? Dilimizdeki "Cadı Avı" terimi nedir? Hepsinin üzerinde duralım ve güzel bir seri olsun... Şimdiden keyifli okumalar.
Şimdi hemen hemen herkesin aklına Tatlı Cadı gelir. Peki bizim bu cadılar gerçekten tatlılar mıdır yoksa sivri burunlu garip şapkalı yaşlı kadınlar mıdır? Şeytanla seks yapıyorlarsa Lucifer seçici değil midir?...
Tarihte cadılar elbette vardır, bizim kültürümüzde onların karşılığı büyücülerdir. Cadı denilince akla hemen kötü amaçla sihir yapan kadınlar gelir. Süpürgesiyle uçar, siyah pelerini vardır, tiz sesleriyle çığlık atarlar vesaire +
Mistisizm'de cadılar hakkında "Kötüdürler, olumsuz ve yıkıcıdırlar" denilir. Orta Çağda halk onlara şeytanın uşakları diyordu. Cadılar tüm olumsuzlukların sorumlusu görüldüler ve engizisyon mahkemelerinde korkunç şekilde öldürüldüler.
Şimdi Orta Çağın o korkunç havasını düşünün. Bütün efsanelerin gerçek olduğuna inanın. Kasabanızda biri parçalanarak öldürüldü. Kim yaptı bunu? Kardeş kavgası mı, elbette hayır. Saçmalama be olum ne kardeş kavgası kurt adam yaptı. Baksana paramparça olmuş adamcağız...
İşte böyle bir ortam. O dönemde Türk ordularında meleklerin savaştığına inanılırdı. Osmanlı delilere kanat takar akın yaptırırdı, Avrupalı garibanlar da "WTF is that Angel" deyip çığlık çığlık kaçıyorlardı. Böyle bir dünya yani... İnsanlar birçok şeyden korkuyor.
Cadılar da aynı böyle muamma. Savaşlar, salgınlar, açlık ve sefaletin hüküm sürdüğü bir çağdır orta çağ. Vebayı anlamak için coronayı belki 1000'le çarpmak lazım. Günümüzde bile bir sene evde kaldık herkes gergin, herkes agresif. Bir de orta çağ vahşiliğini düşünün...
Herkesin ötekini düşman bildiği bir dönem. Antik çağların kutsal büyücüleri de artık cadı oluvermiş. Kiliseye düşman ama eski gelenekleri öldüremezsiniz. Fal, büyü, enerji bunları silemezsin. Oysa büyücüler çok tanrılı dönemde halkların en bilge kesimlerinden birini oluştururlar.
Farklı kaynaklarda cadıları kilise yarattı denir. Efsuncuların, şifacıların da cadı olduğuna inanılır. Radyonun içinde cinler konuşuyor deniyordu ya bizde aynı hesap işte. Anlam veremezsen salla gitsin. Geçenlerde bir imam twitterda cinlerin yönettiği hesaplar var demişti ya hani
Her neyse... Kitab-ı Mukaddesi açalım. Çıkış 22:18'de der ki, "Efsuncu kadını yaşatmayacaksın" belki niceleri ne hastalıklara çözüm buldu ama yakıldı bu hüküm yüzünden. İşte geri kalmanın sebeplerinden biri bu hüküm.
Aziz Augustin der ki, "semavi güçler" olan şeytanlar göklerden aşağı süzülür ve kadınlarla seks yaparlar. İşte cadılar bu ilişkinin meyveleriymiş. Bir kadını yakmışlardı bu yüzden. Sebebi şeytanla seks yapması. Baya ateşli değil mi kim istemez ki? :)
300 yıl önce cadılık yaptığı gerekçesiyle işkence gören kadının canlandırılan yüzü.

Lilias Adie, “itiraflarına” göre cadı olmak ve şeytanla seks yapmak suçundan yakılmadan önce 1704 yılında hapishanede öldü. İnsanlar kadını mezardan çıkamasın diye büyük bir taşın altına gömdü.
Sadece bu teyzecik de değil, o kadar ileriye gittiler ki kafalarına göre cadı saptamaya başladılar. Eğer vücudunda bir yara veya doğum leken varsa cadısındır. Cadı olduğuna göre şeytanla işbirliği içindesin ve cezalandırılmak zorundasın.+
Yaşlı kadınların olduğu bir yerde salgın bir hastalık başgösterirse çocuklar hastalanırsa bunun sebebi oradaki yaşlı kadınların cadılık yapması mesela. Birçok kadın bu yüzden yakılıyor veya sürülüyordu. Zaten kocası ölmüş dul kadınları kimse istemiyor ve ölüme terkediyorlardı.
Daha da trajedik olanları var. Kilisede ayin sırasında kadın esnerse yandığının kanıtıdır. Nedeni kadının ruhundaki cinin kutsal sözlerden korkup kadının ağzını açıp kaçmaya çalışıyor olması... Geçmiş olsun kadını yaktılar. İçindeki kötü ruhla beraber ölsün diye.
Bunun gibi onlarca absürt yöntemle cadı tespiti yapılıyor. Türlü işkenceler, idamlar... İtiraf etmeleri için günlerce sürüyor. Sorular şeytanla nasıl konuştun, beraber oldun, içindeki cinler sana ne söylüyor? Sırf kilisede esnedin diye sorulan sorular ve işkenceler bunlar.
Engizisyon dini bir oluşumdur, cadılık bu dönemde kilisenin en korkunç silahı oluyor. Çağlar boyunca bu işkenceler ve iftiralar sürüp gidiyor. Sonrasında biranda değişiyor. Bu defada böyle düşünenlerin şeytanla işbirliği yaptığına inanılıyor.
1606'da Shakespeare'in yazdıklarında büyü malzemeleri anlatılır. Batıdan ve kiliseden olmayanlar şeytanileştirilir. Bu malzemeler, kurt dişi, yahudi ciğeri, Türk burnu, Tatar dudağı, orospudan doğmuş çocuk parmağı ve saf temiz bebek kanı...
O dönemlerde halen cadı avı devam ediyor. Linç edilen ilk cadı İskenderiyeli Hypatia sadece alımlı değil, bilgin ve bilgeydi. Ve erkekler tarafından cadı ilan edildi. Cadı dinden olmayandır. Hypatia'nın hayatını bir okuyun. Kadın filozof, matematikçi, astronom ama öldürüldü.
Onun hayatını size bir gün anlatırım. Büyücülere ve falcılara düşmanlık insanın doğayla arasına kültürel bir duvar çekmesiyle başladı aslında. Eski Ahit'te Talut'a akıl hocalığı eden Endor Cadısı kaynaklarda adı geçen ilk cadıdır.
"İsrailoğulları da, Yehova'dan başka Tanrılar adına gelecekten haber verenleri yakmakla ünlüdür." Yakıyorsunuz da ben size bir fal açarım aklınız durur yani. Yukarıda bahsettiğim Çıkış 22:18'deki Cadıları yakacaksın hükmü bunun dogmatik bahanesini oluşturdu.
Ünlü "Su sınaması"nınsa daha Hammurabi döneminde Babil'de uygulandığı bilinir. Temizliğin simgesi olan suyun, pisliğe bulaşmış bir ruhu içine almayacağına inanırdı insanlar.
Buna göre cadı olduğu düşünülen kişi bağlanır ve suya atılırdı. Eğer batarsa ruhu saf ve temizdir ama batmazsa cadı olduğuna hükmedilir ve yakılırdı. Tabi cadı olmadığını "kanıtlayan" binlerce zavallı kadın bu yüzden boğularak hayatını kaybetmiş oldu.
Pandora'dan beri kötülüğe kılıf arayanlar da hep kadınları göstermesi korkunç. Anaerkil dediğimiz düzende bile kadını kötü gösterdi her toplum. Beğenmediğin kadına iftira at cadı de yok edilsin. İşte cadı avı terimi buradan geliyor.
Kim hoşuna gitmiyorsa hapşırdı cadı, burnunu çekti cadı, dudağı ince, gözünün üstünde kaşı var cadı. Bir enteresan baktı bana kesin cadı. Nasıl olsa iftiradan sonra izi kalır ve kendini savunmaya asla hakkı olmaz. Adı çıksa yeter.
Yazık o dönemlerde bu korkuyla yaşamış olan kadınlara, hayatlara. Ve onlara bu dehşeti yaşatan gerçek iblislere. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Olabildiğince içten yazmaya çalıştım. Her zamanki gibi tarih ve sanatla kalınız.📜💜

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Tarih Sanat Mitoloji📜🏛🔱

Tarih Sanat Mitoloji📜🏛🔱 Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @tarihsanatmit

25 Feb
Dün birçok sayfa ve kişi ölüm yıldönümünde meşhur Kaplumbağa Terbiyecisinin ressamı Osman Hamdi Beyi andı. Ancak onun hikayesi aslında pek de bize öğretilen gibi parlak değil ve sanat tarihimizin yüz karalıklarıyla dolu...
Örneğin kendisi Pensilvanya Üniversitesi'nden fahri doktora aldıktan hemen sonra Assos eserlerinin Boston ABD'ye gönderilmesine izin verir... Kendisi 1881~1910 arasında eserleri korumakla görevliydi. '84 yılında yürürlüğe giren Eser Yasası tarihi mirasın çalınmasını engelliyordu.
Yasanın uygulayıcısı konumunda bizim Osman Hamdi Bey bulunuyordu. Tabi Fransızlara tablolarını binlerce franka sattığında yasayı uygulamayı pek istemiyordu. Onlarca eser onun gözetiminde taşındı ve bu durumdan gayet memnundu ki itiraz sesi hiç çıkmadı.
Read 5 tweets
13 Feb
📌Flood: İskandinav Mitolojisinde Dünyamızın Yaratılışı🌍 Odin'in çocukları toplanın...

Başlangıçtan önce hiçbir şey yoktu: Ne toprak vardı ne gök kubbe, ne yıldızlar vardı ne gökyüzü. Şekilsiz ve şemalsiz, sisten bir alemle, durmadan yanan ateşten bir alemdi var olan...⤵️
Kuzeyde karanlık alem Niflheim uzanır. Orada on bir zehirli nehir, sisi boylu boyunca keser ve hepsinin kaynağı da ortalarında bulunan, gürüldeyen girdap Hvergelmir’dir, Niflheim soğuktan da soğuktur ve her şeyi gölgeleyen kasvetli sis burada çok yoğundur.
Sis gökleri saklarken, serin pus ise toprağı gölgeler. Güneyde Muspell vardır. Ateştendir. Oradaki her şey korlaşmış ve yanmıştır. Niflheim’ın karanlığında Muspell ışıktır, puslar diyarının buz tuttuğu yerde onun erimiş lavları vardır.
Read 32 tweets
10 Feb
📌Bugün sizlere Balkan Türklerinin uğradığı korkunç soykırımlardan bahsedeceğim. İnanın okurken kiminiz ağlayacak, kiminizin tüyleri diken diken olacak, kiminizse şaşkınlık içinde kalacaktır. Bu bilgiselin tamamını akademik kaynaklarla yayınlıyorum ve yazı içinde belirteceğim..⤵️
Mısır’ın ünlü şairi Ahmet Şevki katliamları anlattığı şiirinde şu sözlere yer veriyor:
“Yeryüzü yetmedi onlara, dar geldi
Ve gökyüzüne gömdüler şehitlerini...”
İşte bilgisel fikrini bana veren en büyük ilham bu sözdü aslında... Başlayalım...
📌10 bin üzerinde Türk öldürüldü. Paralarını sakladığı şüphe edilen tutsaklar işkence edildi. Kolları ve bacakları kesildi ve ateşin üzerinde yavaş yavaş kızartıldılar. Hamile olan kadınların karınları kesildi, kafaları kesildi ve köpek kafaları bacaklarının arasına sokuldu...
Read 23 tweets
8 Feb
Bu adam gerçekten dânâlar dânâsı. Dil ailesi gruplandırması saçmalığını da savunuyor. Şimdi Farsça ve Türkçe iki cümle yazacağım.

🇮🇷Men ferdâ behemmam revem.(Hint-Avrupa)
🇹🇷Ben yarın hamama gideceğim.(Ural-Altay)

Şimdiyse Arapça ve Fransızca örneğine bakıp bu çapsızı yerelim..
🇸🇦Bukra, ene seezhebu ile’l-hammam. (Sami)
🇫🇷Demain, j’irai au bain. (Hint-Avrupa)

Tenkit ve örneklerle devam edelim... Ne kadar zayıf bir dil teorisi olduğunu akademik olarak kanıtlayacağım. Bunun gibi tarihçi müsveddelerinin suratına vurursunuz.
Hint-Avrupa terimi, ilk defa 1813 yılında İsa’nın dualarının çeviri metinlerini karşılaştırarak dünya dilleri arasındaki dil benzerliklerini ortaya koymayı amaçlayan Adelung’un çok ciltli Mithridates’ini gözden geçiren Thomas Young tarafından ortaya atılan bir saçmalıktır...++
Read 24 tweets
7 Feb
📌Flood: Osmanlı İmparatorluğu’nda Soylu evlerinde eşcinsel partiler, gay ilişkiler ve lezbiyenler.

(internette çok dolaşan zincir ilişkinin çevirisiyle birlikte)...⤵️⤵️⤵️
Yavuz Sultan Selim dönemin şeyhülislamı Kemal Paşazade’ye bir seks kitabı yazdırmış. Osmanlı döneminde padişahların gerek yazdırdığı gerek çevirtip okuttuğu bu kitaplara bahname (kamasutra benzeri kitaplar) ismi verilmekte. Bahnamelerde küçük uzuvların nasıl büyüyeceğinden,
gebelik pozisyonlarına kadar farklı konular işlenmekte. Yavuz Sultan Selim’in yazdırdığı bahname bu konuların dışında oğlancılığa dair bir çok minyatür barındırmakta. (elbette diğer bahnamelerde de oğlancılıkla ilgili minyatürker ve metinler bulunmaktadır.)
Read 23 tweets
2 Feb
Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersof’un Abdülhamit’in baskı dönemine yazdığı “İstibdat” şiiri.

Ey kirli baskı ve zulüm dönemi, yıkıldın gittin amma
Milletin kalbinde silinmez bir kirli hatıra bıraktın!
Atalarımız mezarlarından sesleniyor: "Ey sefil oğullar,
Niçin her gelen cellat binlerce suçsuzu öldürürken,
Son bir ümitsiz çırpınışla da olsa, kimseden bir feryat çıkmıyordu?

Otuz milyon insan üç eşkıyanın böyle mahkûmu
Olup hükümet diye böyle bir uğursuz yükü çeksin!
Zulmü yapanla zulme uğrayanı bir tutsalar utanmaz mıydınız?
Siz ey bu dünyanın insanlık yeteneğinden yoksun çocukları!
Aslı esası olmayan bir gölgeyi göklerden de yüksek tuttunuz!
Read 8 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!