Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(1):
-İtriyum: İsveç'in Ytterby kasabasından.
-Kadmiyum: Fenikeli prens Kadmos'un adından.
-Toryum: İskandinav mitolojisinde tanrı Thor’un adından.
-Küriyum: Marie Curie'nin adından.
-Lutetyum: Paris'in eski adı Lutetia'dan.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(2):
-Niyobyum: Tantalus’un kızı Niobe’den.
-Paladyum: Pallas adlı asteorit. Ayrıca mitolojik bir unvan.
-Helyum: Güneş tanrısı Helios’un adından.
-Magnezyum: Magnesia bölgesinden.(bkz: Manisa)
-İndiyum: Hindistan adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(3):
-Skandiyum: Eski İskandinavya bölgesi Skaney ‘den.(?)
-Titanyum: Yunan mitolojisinde üst tanrı ırkı “Titanlar”dan.
-Vanadyum: İskandinav mit. güzellik tanrıçası Vanadis'in adından.
-Rutenyum: Ruthenia (Rusya) adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(4):
-Kobalt: Efsanevi bir mağara cin grubu olan Goblinler’in adından.
-Nikel: Alman mitolojisindeki bir iblisin adından.
-Germanyum: Germania (Almanya) adından.
-Stronsiyum: İskoçya’nın Strontian bölgesinden.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(5):
-Seryum: Roma tarım tanrıçası Ceres’in adından.
-Prometyum: Tanrılardan ateşi çalan Prometheus’un adından.
-Samaryum: Rus mühendis ve asker Vassili Samarski’nin adından.
-Evropiyum: Avrupa adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(6):
-Gadolinyum: Finlandiyalı mineralog Johan Gadolin’in adından.
-Terbiyum: İsveç'in Ytterby kasabasından.
-Holmiyum: Stockholm adından.
-Erbiyum: İsveç'in Ytterby kasabasından.
-Polonyum: Polonya adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(7):
-Tulyum: Metaforik bir ada/bölge olan Thule’den. Kuzeydeki en uç kara parçasını ifade eder.
-İterbiyum: İsveç'in Ytterby kasabasından.
-Hafniyum: Hafnia (Kopenhag) adından.
-Renyum: Avrupa’da bir nehir olan “Ren”den.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(8):
-Tantal: Mitolojide ebedi doyumsuzlukla cezalandırılan kral Tantalos’un adından.
-İridyum: Gökkuşağı tanrıçası İris’in adından.
-Fransiyum: Fransa adından.
-Amerikyum: Amerika adından.
-Nobelyum: A. Nobel’in adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(9):
-Kopernikyum: Nikolas Kopernik’in adından.
-Röntgenyum: Wilhelm Röntgen’in adından.
-Darmstadtiyum: Almanya’nın Darmstadt bölgesinden.
-Uranyum: Yunan mitolojisinde tanrıların atası Uranüs’ün adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(10):
-Neptünyum: Roma mitolojisinde denizler tanrısı Neptün’ün adından.
-Plütonyum: Roma mit. ölüler diyarının tanrısı Pluto adından.
-Nihonyum: Japonya’nın Nihon bölgesinden.
-Kalay: Kuala veya Kuala Lumpur şehrinden.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(11):
-Fermiyum: İtalyan fizikçi Enrico Fermi’nin adından.
-Berkelyum: ABD’de bir bölge ve üniversite “Berkeley” adından.
-Kaliforniyum: Kaliforniya bölgesinin adından.
-Einsteinium: Albert Einstein’ın adından.
Elementlerin adlarını borçlu oldukları isimler/bölgeler(12):
-Mendelevyum: Rus kimyager Dmitri Mendeleyev’in adından.
-Nobelyum: Alfred Nobel’in adından.
-Lavrensiyum: Ernest Lawrence’ın adından.
-Rutherfordiyum: Yeni Zelandalı fizikçi Ernest Rutherford’un adından.
Biraz uzun bir zincir oldu, akışı işgal ettim kusura bakmayın.🌼
Özel isimler üzerinden adlandırılan ve eksik kalan elementleri yazmayı size bırakıyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Türkçe ve Farsça kaynaklar ışığında "Türkçeden Farsçaya Geçen Kelimeler" başlıklı bir liste hazırladım. Listede bazı kelimelerin Farsçaya geçerken nasıl bir anlam değişimi yaşadığını da görebilirsiniz. 🇹🇷🇮🇷
Bazı kelimelerde ihtilaflar söz konusudur. Çift, kaz, çoban gibi kelimeler Türkçe ve Farsça kaynaklarda (?) olarak görülmüştür. Örneğin "kaz" bazı kaynaklarda "Eski Türkçe" gösterilirken bazı kaynaklarda "Farsça" kökenli verilmiştir. Bu her iki tarafta da muğlaktır.
Arkadaşlar şu paylaşımlarda bayrağa takılma durumunu cidden anlayamıyorum. Her seferinde izah ediyorum ama hala aynı gereksiz yorumlar devam ediyor.
BU PAYLAŞIMLARDA BAYRAK KULLANMA SEBEBİ GÖRSELİ RENKLİ VE İLGİ ÇEKİCİ KILMAKTIR. TÜRKÇENİN SADECE TR'DE KONUŞULMADIĞINI BİLİYORUZ.
Hadi en şaşırdığınız etimolojik bilgiyi yazın da biraz neşelenelim. :)
Benim en şaşırdığım "algoritma"ydı. Büyük matematikçi Ebû Ca'fer Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî'nin geliştirdiği yöntem onun adıyla dünya dillerine yerleşmiş.
Ama en duygusal etimolojik bilgi bence "yankı" anlamındaki "eko" idi. Neler neler gelmişti güzel perinin başına...
En sevdiklerimden biri de fesleğen ve bazilika arasındaki bağdır. Her ikisi de krallara yaraşır özelliktedir.
Sizlerle uzun soluklu bir zincire başlayalım. Konumuz:
"Arapçadan İngilizceye Geçen Kelimeler ve Türkçedeki Yansımaları"
Bu başlık altında günde en az iki kelime paylaşıp kökenlerini, hikâyelerini, ilgili kelimelerin Türkçedeki kullanımlarını inceleyeceğim.
İlk kelimemiz "Cebir - Algebra":
Özellikle büyüklerimizden duyduğumuz “cebir” kelimesi Türkçeye Arapça cebr “kırık kemiğin kaynaması, sentez, matematikte cebir, güç, zor, kuvvet, üstünlük” kelimesinden geçmiştir.
Avrupa dillerine de geçen bu kelimenin babası Muhammed b. Mûsâ al- Hârizmî’dir. Arapça al-cebr kelimesi Latinceye, Latinceden de İngilizceye geçmiş ve “algebra” halini almıştır.
Hafta kelimesi Farsça heft "yedi" kelimesine dayanmaktadır. Sümerlerden bu yana birçok kültür haftayı yedi gün olarak taksim etmiştir. Çoğunlukla gökteki yedi felek -bilinen beş gezegen, Güneş ve Ay- adlarıyla taksim edilen haftanın günleriyle ilgili mini bir zincir yapalım.
Pazar: Önceleri haftanın ilk günü ve dinlenme günü olan "pazar" dilimize Farsça'dan geçen bir kelimedir. Pazar, Fransızca dimanche "Tanrı'nın günü", İngilizcede sunday "güneş günü" olarak ele alınmıştır.
Pazartesi: Farsça pazar ve Türkçe erte kelimelerinin birleşimiyle oluşturulan pazartesi "pazar sonrası, pazardan sonraki sabah" demektir. Bu gün Latince "luna" yani "ay, ay günü" olarak verilir ve Avrupa dillerine de bu mantıkla geçmiştir. İngilizce "monday" = "moon day".
Etimolojiyle bağlantılı hüzünlü bir mitolojik hikaye anlatalım:
Irmak tanrı Maiandros'un oğlu Kalamos, Zephyros'un oğlu Karpos'a tutkunmuş. İki genç bir gün gezintiye çıktıklarında nehirde yüzmeye karar vermişler.
Soyunup suya giren iki genç şakalaşıyor, gönüllerince eğleniyorlarmış. En nihayetinde yarışa tutuşmaya karar vermişler. Derken yüzme yarışı başlamış, Kalamos arkadaşını geçmeye başlamış. Karpos ona yetişmeye çalışmış ve akıntıya kapılmış.
Derken akıntı hızlandıkça hızlanmış ve Karpos suların içinde yitip gitmiş. Kalamos ne kadar çabalasa da arkadaşına yetişememiş, Karpos köpüren suların arasında can vermiş.
Dente'nin "Cehennem"inde "kaina" adında bir bölüm bulunmaktadır. Akrabalarına ihanet edenlerin cezalandırıldığı yer olarak tasavvur edilen kaina, adını kardeşi Habil'i öldüren "Kain (Kabil)"den alır.
Dante'nin "Cehennem"inde beni en çok etkileyen bölüm intihar etmiş insanların böğürtlen ağacına çevrilmiş ruhlarından bahsedilen bölümdü. Daima inleyen bu ağaçların dallarından biri kırıldığında kan gibi mor bir sıvı akar ve ağaca çevrilen ruh durmadan feryat eder.
Dante'nin "Cehennem"indeki ilginç cezalardan biri Nemrud'a verilmiştir. Nemrud sürekli olarak "Raphael may amech zabi almi" diye haykırır ancak bu sözler hiçbir anlam ifade etmez. Babil Kulesi'ni yaparak dillerin karışmasına sebep olan Nemrud "anlaşılamamak"la cezalandırılmıştır.