1) Et yiyen insanlar ve toplumlar direnişçi, saldırgan ve zaptedilemez olur. Emperyalist devletler ve küresel güçler et ile beslenen insanların çok olduğu yerleri işgal edince hep büyük direniş ile karşılaştılar. Bu sebeple "uysal insan" için etsiz toplum planı geliştirdiler.
2) Et ile beslenmeyen insan ve toplumlar git gide uysal, yumuşak, baş kaldıramaz, isyan edemez, direnemez hale gelir. Tam da küresel gücün istediği insan tipi. Bu sebeple vejeteryanlığı teşvik edip vegan bir toplum oluşturma projesi başlattılar. Makarna ve yapay gıda toplumu.
3) Hayvan eti yemenin ne kadar gericilik, tiksinç ve vahşilik olduğu küresel medya ve görevli lobiler tarafından hızla yayılmaya başlandı. En büyük baskı da kurban kesen Müslümanlara. Kurban Bayramında hayvan kesip yiyen Müslümanlar hep direnişçi, sağlam kalmıştır. Bu hikmeti.
4) Şuan insanı uysallaştıran yapay et projesi başlatıldı. "Impossible Foods" ve "Beyond Meat" şirketi yapay et üretiyor. Bill Gates bu şirketlere 300 milyon dolar yatırım yaptı. Bingo! Yine Bill Gates!ABD sağlık bakanlığı onay verdi. Burger King ve restoranlar kullanmaya başladı.
5) Impossible Food CEO’su Patrick Brown ise CNBC’ye verdiği bir mülakatta et endüstrisinin geleceği hakkında “Hayvan temelli ürünlerin 15 yıl sonra gıda endüstrisinde yeri olmayacağını düşünüyorum” dedi. Büyük amacı deşifre etti. Yapay et hızla yayılıyor. Tşörtüne bakın.
6) Küresel şirketler destek oluyor. İngiltere merkezli dünyanın en büyük özel yatırım şirketi Coller Capital'in kurucusu Jeremy Coller yapay ete büyük yatırım yaptı. 12 yaşından beri vejeteryan. Çiftlik Hayvanları Yatırım Riski (FAIRR) adlı kurumu kurdu. Amacını şöyle açıklıyor.
7) Jeremy Coller'in bu kurumu, yoğun hayvancılık üretiminin küresel finansal sistem için önemli riskler oluşturduğuna ve sürdürülebilir kalkınmayı önlediğine dikkat çekiyor.Amaç hayvan üretimini durdurmak! FAIRR üyeleri ve bağlantıları dünya çapında 20.4 trilyon doları yönetiyor.
8) Bir el tarafından ABD şirketleri hızla seferber edildi. En son Pepsi şirketi, popüler olan Çinli et şirketi Baicaowei'yi şubat ayında 705 milyon dolara satın aldı. Çin yapay etin hızla yayılıp denendiği yer oldu. Ve şuan tamamen oturtuluyor. Dikkat buyurun.
9) Her şey yapay hale geliyor. Arısız bal, tavuksuz yumurta, ineksiz süt, ağaçsız meyve, sütsüz peynir, hayvansız et, anne babasız çocuk. Tüm bunların sonunda yeni insan tasarlanacak. Yani Allah'ın kodları bulunan gerçek insan tasfiye edilip yeni insan tasarlayacaklar.
10) Bundan önce zihinsel, ideolojik olarak insanları ele geçirdiler. Lakin son adım insana biyolojik olarak hâkim olmak. Bu, insana tam egemen olmaktır! Bu kirli projenin en başında ne Bill Gates ne de büyük aileler var. Onlar piyon. En başta ŞEYTAN var. Nasıl mı?
11) Bakın Nisa suresi 119'da Şeytan ne diyor: "Kullarına emredeceğim Allah'ın yarattığını değiştirecekler!"
Yaratılışı doğallığı bozup insanın, canlıların yaratılışını tamamen değiştirmek Şeytanın projesi. Ana amaç tüm dünya ve insanlığı Allah'ın karşısına dikip intikam almak.
12) Yapmanız gereken şudur. Hayvan yetiştirip kesip ya da et satın alıp pişirerek Erol Taş gibi kemiğinden tutup kemirmeye devam edeceğiz. Uysallaşmayacağız. Direnişçi, Savaşçı olacağız. Zaten kurban neden var ki. Çocuklarımıza da miras bırakacagız. Sote de güzeldir 😉
13) İnstagram hesabıma da beklerim. Bilgi, şuur, düşünce için:
1) Turgut Özal oğluna "İstanbul baronluğunu bitirmeden bu ülke bağımsız olmaz" demişti.
Oğlu "bunlar kim" demişti.
Özal "5 aile Türkiye'yi boğazdan yönetir" demişti.
Türkiye'deki tüm asker, amiral ve vatandaş boğazlar konusunda bunlara savaş açmalı. Gerisi hikaye şov kandırmaca!
2) Bu boğazdaki aileler finanstan medyaya, eğitimden hukuka, sanattan müziğe, gıdadan sağlığa kadar Türkiye'nin emperyalist devletlerin kontrolünde durmasını sağlar. Bu ailelerin isimleri belli. Özal ve diğer hükümetler dahil bunlarla mücadele etmedi. Amiral generaller de etmedi.
3) Montrö ve boğaz konusunda haklı veya haksız bildiri yayınlayan amiraller aynı bildiriyi Türkiye'yi her alanda Batılı emperyalist devletlerin kontrolünde tutan "boğazın sakinleri" için de yayınlamalı. Boğazla ilgili asıl tehlike bu.Yoklar!Gerçekçi olun. Yoksa hiçbir değeri yok.
1) Asıl sorunu anlatan yok. Kurtuluş Savaşında yetişmiş çok insanımızı kaybettik. Ekonomi sıfıra indi.Adam olmadığı için yerine mübadele ile Yunanistan'dan gelen eğitimli, dil bilen, ticaretten, paradan anlayan Sabetayistler getirildi. Bakanlıklara doldular.
2) Türk İstiklal Harbi’nden sonra sanayi ve ticaret boşluğunun yanında, aydın ve okumuş kesimimizin cephelerde kırılması sebebiyle bir “bürokrasi boşluğu” doğmuş, memur yapacak adam sıkıntısı ortaya çıkmıştı. İşte bu boşluğu Selanik’ten gelen eğitimli Yahudiler doldurdu.
3) Hatta devrin başbakanı İsmet
İnönü’nün meşhur bir sözü vardı: “Ankara garında bekler, İstanbul’dan gelen trenden inen her kravatlıyı yakalar, Dışişlerine memur yapardık.” Bir de içeride yaşayanlar vardı. Dönmelerin, Dışişleri Bakanlığına hâkim olmaları bundan kaynaklanacaktı.
1) İsrail ve BAE ittifak kurup Mısır'daki Süveyş Kanalı'nın etkinliğini bitirecek yeni bir kanal açma kararı aldı. Bu durum Mısır'ı ciddi öfkelendirdi. Türkiye ile anlaşma da yapınca kavga kızıştı. Süveyş Kanalı'nı kapatan gemiye bu açıdan bakın. Dikkat.
2) Mısır Süveyş Kanalı'ndan günde 10-15 milyon gelir elde ediyor. Senelik 5 milyar dolardan fazla geliri var. Kanalda yapılan yeniliklerle bu gelir 13 milyara çıkarılıyor. Süveyş Kanalı geliri Mısır'ın en büyük üçüncü döviz girdisidir. İsrail'in yapacağı kanal Mısır'ı bitirecek.
3) İsrail ve BAE'nin yeni kanal-demiryolu projesi Mısır hükümeti içinde öfkeye neden oldu. Mısır yetkilileri: “İsrail ve BAE'nin bu adımının istişare sürecinde olduğunun farkındayız, ancak BAE'nin bu adımı temel olarak bizi sırtımızdan bıçaklamaktır" dedi.
Gerçekten de öyle.
1) ABD-NATO bir yeri işgal eder. Ardından oraya Hristiyan misyonerler gönderilir. Yardım,yaraları sarma karşılığında halkı,gençleri Hristiyanlığa çekerler. ABD Irak'ı işgal edince aynı anda binlerce misyoner de Irak'a gidip faaliyet yaptı. Vatikan da gitti zemin kurdu.
2) Afrika'daki gibi. Önce Batılı güçler Afrika'yı işgal edip sömürdü. Halkı fakir, aç, çaresiz bıraktı. Tam bu aşamada misyonerleri gönderip halkın ekmek, su karşılığında Hristiyan olmasını sağladılar. Zekice bir metot. Bu sebeple Afrika'da Hristiyan nüfus çok fazla.
3) Vatikan'ın medyası çok güçlü. Doğrudan veya dolaylı olarak sahibi olduğu ve yönlendirdiği günlük, haftalık ve aylık 200’den fazla gazete ve dergi, 154 radyo istasyonu ve emisyonu, 49 TV kanalı ve kablolu yayını bulunmaktaydı. Bu yayınlar dünyayı bir ağ gibi sarmakta.
1)TV'lerde araba, ciklet, lastik, beyaz eşya ve birçok üründe kadının cinselliği kullanılarak reklam yapılıyor. Ürünleri kadının vucudu ile pazarlıyorlar. Kadın hakları savunucuları samimiyseler kadının vücudunu pazarlama aracına dönüştüren reklam ve düzene dava açsınlar görelim!
2) Kadının kişiliğini yok edip dişiliğini kullanarak, cinselliği ile ürün reklamı yaparak, kadının vücudu üzerinden dizi, film sektörü oluştururak büyük bir ekonomik güç kurdular. Kadını bunlar değersizleştirdi. Bir cinsel obje ve reklam aracına dönüştürdüler. Buna değinen yok.
3) Önce kadının dişiliğini öne çıkarıp cinsel obje yaptılar. Uluslararası vakıf ve toplum dönüştürme enstitüleri bu cinsel obje üzerinden toplumu dönüştürdüler. Kadınları küresel moda şirketlerinin orduları haline getirdiler. Topraklarımızın kadınını tüm bunlardan korumalıyız.
1) Necmettin Erbakan 1996'da başbakan olunca Batı'nın G-8'ine karşı gelişmiş Müslüman ülkelerle D-8'i kurdu: Türkiye, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Pakistan, İran, Mısır, Nijerya vardı. Ortak para, pazar, teknoloji, ticaret, silah yapacaklardı.Daha sonra sayı 60'a çıkarılacaktı.
2) Üçüncü aşamada ise bu birliğe diğer mazlum milletler, fakir ülkeler de alınacaktı. Din şartı aranmayacaktı. Tüm dünyaya adalet, huzur, refah getirmek ana amaçtı. Emperyalist güçlerin zulmüne son verilecekti. 15 Haziran 1997’de devlet başkanlarının da katılımıyla D-8’i kurdu.
3) Necmettin Erbakan basın toplantısında ortak parayı tanıtmıştı. "Bu para atom bombasından daha güçlü ve tehlikeli" dedi. Paranın arka tarafında Arapça ve İngilizce olarak "Alışveriş helal, faiz yasaktır" yazıyordu. Dolar,faiz,sömürü düzenini bu para çökertecekti. Paranın resmi.