1) PKK ve ASALA, 1982'de Lübnan’da bir araya gelerek bildiri yayınlayıp Türkiye’ye karşı birlik yaptılar. İki terör örgütü Güneydoğu Anadolu'da "Ermeni-Kürt Federe Devleti" kurma kararı aldı. Hem Türkiye hem Azerbaycan'da katliam ve eylemler yaptılar. Anlaşma halâ devam ediyor.
2) Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından ”Büyük Ermenistan hayali fikrine katkılarından dolayı” birliğin onur üyeliğine seçildi. Daha sonra "Ermeni halk hareketi" bünyesinde bir ”Kürdistan” komitesi oluşturuldu. Hala PKK-ASALA ortak eyleme devam ediyor.
3) Ermeni çeteler 1915'te Van merkezi basıp istisnasız tüm Müslümanları öldürdüler. Öyle ki Rus ordusu Van'a girince bir tek Müslüman kalmadığını görünce şaştılar. On binlerce Kürdün işkenceye uğramış cesetleri yerlerde yatıyordu. Sağ kalan Kürtler çok üzülmüştü.
4) Bugün HDP sözde Ermeni soykırımını kabul ederek kandırdığı Kürtleri uluslararası kirli bir propagandaya alet etmektedir. Halbuki Ermeni çeteler Kürtlerin çocuğunu, karısını öldürüp evlerini yıkmıştı.Ermenileri Türklere düşman eden akıl Kürtleri de etmek istiyor.Dikkat buyurun.
5) HDP'nin Ermeni milletvekili Garo Paylan 2016'da meclis konuşmasında Osmanlı'da Abdülhamit'i indirenlerden Ermeni örgüt lideri ve İttihatçıların vekili olan Karekin Pastırmacıyan'ın resmini gösterip övmüştü. Osmanlı'nın ona ne kada zulüm ettiğini anlatmıştı. Pastırmacıyan kim?
6) Karekin Pastırmacıyan Abdülhamit düşmanıydı. 1908'de meşrutiyet ilan edilince İttihatçılar onu Erzurum'dan vekil olarak meclise soktular. Pastırmacıyan Osmanlı Rus savaşı başlayınca Ermenileri örgütleyip Rusların yanında Osmanlı'ya karşı savaştı. Abdülhamit'i devirenlerdendi.
7) Pastırmacıyan, azılı Ermeni komitacılarından biriydi. Abdülhamit'in sözde Ermeni katliamını durdurup dış ülkelerin dikkatini çekmek için arkadaşları ile birlikte 1896'da Osmanlı Bankası'nı basıp dağıttılar. Abdülhamit'i devirmek için İttihatçılarla birlikteydi.
8) Pastırmacıyan büyük Ermenistan'ın başkenti kabul ettiği Erzurum'da doğmuştu. Taşnak liderlerindendi. İttihat Terakki kadrosundan meclise girdi. Doğunun bölünüp Ermenistan Devleti kurulması için Meclisi Mebusan'da çalışmalar yaptı. Eylemler için Ermeni örgütlenmeyi kurdu.
9) Ruslar, Doğu Anadolu topraklarına saldırınca, Osmanlı Meclisi’nde bulunan Ermeni Milletvekillerinin büyük bir bölümü, Karakin Pastırmacıyan başkanlığında, Erzurum’a koştular. Orada Rus üniforması giyerek ve Ruslarla birleşerek, halkımızı ve ordumuzu arkadan vurdular.
10) HDP Diyarbakır milletvekili Garo Paylan New York Times gazetesine yazdığı makalede Türkiye'nin Azerbeycan'a silah verip Ermenileri katlettiğini savundu. Türkiye'yi ABD'ye şikayet etti. Türkiye'yi suçladı. Müslüman Diyarbakır halkı bu adamı nasıl vekil seçer...
11) HDP vekili Garo Paylan atası Pastırmacıyan'ın görevine soyunup hiç durmaz Erdoğan'ı kötülüyor. Barış Pınarı harekatında da Kürt katletmekle suçlamıştı. Atası Pastırmacıyan da Abdülhamit'e Ermeni katili diktatör diyordu. Hâlbuki Abdülhamit Ermenilere her özgürlüğü vermişti.
12) Gariptir ki 1997'de Ermenistan FETÖ'ye ait Türk Okulu kurulmasına izin veriyor. Ermenistan neden izin vermişti FETÖ okuluna? Bunun için Fetullah Gülen'i tanımak gerekir. Bakın Fetullah Gülen'in soykırımı tanıyan bir mektubunu göstereyim.
13) Gülen 1965'te Kırklareli vaiziyken Ermeni Patriği Şinork Kalutsyan'a mektup yazıyor: "1915 senesinde Ermenilere gerçekleştirilen büyük soykırımı lanetle yad etmeden geçemeyeceğim. Hz.İsa'nın çocuklarının Müslüman geçinen cahiller tarafından katledilmesini esefle kınıyorum."
14) FETÖ Ermeni soykırımı idaasını destekliyor. ABD eyaleti olan Lowa'nın valisi "Reynolds" Ermeni soykırımını kabul etti. Vali FETÖ'ye ciddi destek veriyor. FETÖ'cüler karardan dolayı valiyi destekledi. FETÖ ABD imamı Faruk Taban vali ile ciddi dosttur.Fotoğrafta görüldüğü gibi.
15) FETÖ de ABD ve Avrupa'da Ermeni Lobisine destek veriyor. FETÖ'nün "Nordic Monitör" isimli sitesi Türkiye’nin Ermenistan’a yönelik gizli “Operasyon ALTAY” kod adlı hava harekât bilgilerini paylaştı. Bunlar devlet sırrıydı. Sitede paylaşan firari FETÖ'cü Abdullah Bozkurt'tu.
16) CIA'nın 2016'da erişime açtığı belgelerde PKK-ASALA birliteliğinin belgesini paylaştı. Belgelerde "ASALA, PKK ile ittifak kurduğunu ve Kasım 1980'de PKK ile Fransa'nın Strasbourg şehrindeki Türk Konsolosluğ'una saldırı düzenlediği" yazılıyordu.
17) Osmanlı döneminde Ermeni ayrılıkçı hareketi ve Ermeni çete liderleri ve öncülerinin çoğu ABD kontrolündeki Robert Koleji gibi okullarda yetişti. Balkan ve Ermeni isyancı liderleri Robert Kolejinde okumuştur. Yani ABD en başından beri işin içinde. Ektiği fitneye devam ediyor.
18) İnstagram hesabıma da beklerim. Bilgi, şuur ve düşünce için:
1) Et yiyen insanlar ve toplumlar direnişçi, saldırgan ve zaptedilemez olur. Emperyalist devletler ve küresel güçler et ile beslenen insanların çok olduğu yerleri işgal edince hep büyük direniş ile karşılaştılar. Bu sebeple "uysal insan" için etsiz toplum planı geliştirdiler.
2) Et ile beslenmeyen insan ve toplumlar git gide uysal, yumuşak, baş kaldıramaz, isyan edemez, direnemez hale gelir. Tam da küresel gücün istediği insan tipi. Bu sebeple vejeteryanlığı teşvik edip vegan bir toplum oluşturma projesi başlattılar. Makarna ve yapay gıda toplumu.
3) Hayvan eti yemenin ne kadar gericilik, tiksinç ve vahşilik olduğu küresel medya ve görevli lobiler tarafından hızla yayılmaya başlandı. En büyük baskı da kurban kesen Müslümanlara. Kurban Bayramında hayvan kesip yiyen Müslümanlar hep direnişçi, sağlam kalmıştır. Bu hikmeti.
1) Turgut Özal oğluna "İstanbul baronluğunu bitirmeden bu ülke bağımsız olmaz" demişti.
Oğlu "bunlar kim" demişti.
Özal "5 aile Türkiye'yi boğazdan yönetir" demişti.
Türkiye'deki tüm asker, amiral ve vatandaş boğazlar konusunda bunlara savaş açmalı. Gerisi hikaye şov kandırmaca!
2) Bu boğazdaki aileler finanstan medyaya, eğitimden hukuka, sanattan müziğe, gıdadan sağlığa kadar Türkiye'nin emperyalist devletlerin kontrolünde durmasını sağlar. Bu ailelerin isimleri belli. Özal ve diğer hükümetler dahil bunlarla mücadele etmedi. Amiral generaller de etmedi.
3) Montrö ve boğaz konusunda haklı veya haksız bildiri yayınlayan amiraller aynı bildiriyi Türkiye'yi her alanda Batılı emperyalist devletlerin kontrolünde tutan "boğazın sakinleri" için de yayınlamalı. Boğazla ilgili asıl tehlike bu.Yoklar!Gerçekçi olun. Yoksa hiçbir değeri yok.
1) Asıl sorunu anlatan yok. Kurtuluş Savaşında yetişmiş çok insanımızı kaybettik. Ekonomi sıfıra indi.Adam olmadığı için yerine mübadele ile Yunanistan'dan gelen eğitimli, dil bilen, ticaretten, paradan anlayan Sabetayistler getirildi. Bakanlıklara doldular.
2) Türk İstiklal Harbi’nden sonra sanayi ve ticaret boşluğunun yanında, aydın ve okumuş kesimimizin cephelerde kırılması sebebiyle bir “bürokrasi boşluğu” doğmuş, memur yapacak adam sıkıntısı ortaya çıkmıştı. İşte bu boşluğu Selanik’ten gelen eğitimli Yahudiler doldurdu.
3) Hatta devrin başbakanı İsmet
İnönü’nün meşhur bir sözü vardı: “Ankara garında bekler, İstanbul’dan gelen trenden inen her kravatlıyı yakalar, Dışişlerine memur yapardık.” Bir de içeride yaşayanlar vardı. Dönmelerin, Dışişleri Bakanlığına hâkim olmaları bundan kaynaklanacaktı.
1) İsrail ve BAE ittifak kurup Mısır'daki Süveyş Kanalı'nın etkinliğini bitirecek yeni bir kanal açma kararı aldı. Bu durum Mısır'ı ciddi öfkelendirdi. Türkiye ile anlaşma da yapınca kavga kızıştı. Süveyş Kanalı'nı kapatan gemiye bu açıdan bakın. Dikkat.
2) Mısır Süveyş Kanalı'ndan günde 10-15 milyon gelir elde ediyor. Senelik 5 milyar dolardan fazla geliri var. Kanalda yapılan yeniliklerle bu gelir 13 milyara çıkarılıyor. Süveyş Kanalı geliri Mısır'ın en büyük üçüncü döviz girdisidir. İsrail'in yapacağı kanal Mısır'ı bitirecek.
3) İsrail ve BAE'nin yeni kanal-demiryolu projesi Mısır hükümeti içinde öfkeye neden oldu. Mısır yetkilileri: “İsrail ve BAE'nin bu adımının istişare sürecinde olduğunun farkındayız, ancak BAE'nin bu adımı temel olarak bizi sırtımızdan bıçaklamaktır" dedi.
Gerçekten de öyle.
1) ABD-NATO bir yeri işgal eder. Ardından oraya Hristiyan misyonerler gönderilir. Yardım,yaraları sarma karşılığında halkı,gençleri Hristiyanlığa çekerler. ABD Irak'ı işgal edince aynı anda binlerce misyoner de Irak'a gidip faaliyet yaptı. Vatikan da gitti zemin kurdu.
2) Afrika'daki gibi. Önce Batılı güçler Afrika'yı işgal edip sömürdü. Halkı fakir, aç, çaresiz bıraktı. Tam bu aşamada misyonerleri gönderip halkın ekmek, su karşılığında Hristiyan olmasını sağladılar. Zekice bir metot. Bu sebeple Afrika'da Hristiyan nüfus çok fazla.
3) Vatikan'ın medyası çok güçlü. Doğrudan veya dolaylı olarak sahibi olduğu ve yönlendirdiği günlük, haftalık ve aylık 200’den fazla gazete ve dergi, 154 radyo istasyonu ve emisyonu, 49 TV kanalı ve kablolu yayını bulunmaktaydı. Bu yayınlar dünyayı bir ağ gibi sarmakta.
1)TV'lerde araba, ciklet, lastik, beyaz eşya ve birçok üründe kadının cinselliği kullanılarak reklam yapılıyor. Ürünleri kadının vucudu ile pazarlıyorlar. Kadın hakları savunucuları samimiyseler kadının vücudunu pazarlama aracına dönüştüren reklam ve düzene dava açsınlar görelim!
2) Kadının kişiliğini yok edip dişiliğini kullanarak, cinselliği ile ürün reklamı yaparak, kadının vücudu üzerinden dizi, film sektörü oluştururak büyük bir ekonomik güç kurdular. Kadını bunlar değersizleştirdi. Bir cinsel obje ve reklam aracına dönüştürdüler. Buna değinen yok.
3) Önce kadının dişiliğini öne çıkarıp cinsel obje yaptılar. Uluslararası vakıf ve toplum dönüştürme enstitüleri bu cinsel obje üzerinden toplumu dönüştürdüler. Kadınları küresel moda şirketlerinin orduları haline getirdiler. Topraklarımızın kadınını tüm bunlardan korumalıyız.