TÜRKLER ANADOLU'YA MALAZGİRTLE Mİ GELDİLER?
Sevgili Okurlar
1-Anadolu son buzul çağından itibaren (M.Ö.15.000) Türklerin ana yerleşim merkezlerinden birisi olmuştur.
2-Asya'dan hareket eden Türk Kavimleri Anadolu'ya Ön Asya ve Mezopotamya'ya gelirken Anadolu'dan Hareket eden Türk boyları da hem Asya'ya hemde Avrupa'ya göç etmişlerdir.
3-Nitekim, İsviçreli antropolog Eugène Pittard (1867–1962), “Irklar ve Tarih, tarihe etnolojik giriş” adlı eseri, makale ve bildirileri ile yeni bir çığır oluşturarak Avrupalıların ırkçı yaklaşımları ve Türk tarihi üzerinden yürüttükleri oyunlarına cevap vermiş, +
4-kendi sahasında gelmiş geçmiş en önemli otoritelerden birisidir.
Eugène Pittard davetli olarak katıldığı 2. Türk tarih Kongresine (1937) sunduğu tebliğinde:
5- Eugène Pittard "Anadolu ve Asya’da Türk varlığının aynı zamanda meydana geldiğini Anadolu’nun tarihin ilk devirlerinden itibaren Türk Yurdu olduğunu Anadolu’dan Asya’ya, Asya'dan Anadolu'ya ve Avrupa’ya Türklerin göçleri sayesinde Avrupa’nın Medeniyet kazandığını anlatıyor.+
6-Pittard "Eskiçağ Türk Kavimlerinin değişik isimler taşıdığını şöyle anlatıyor “Türkistan’da adları Türkmen’dir; İran’da Med/Pers’tir; Anadolu’da Türk’tür. Ancak, bunların ırk itibariyle aynı menşeden çıktıkları, hepsinin aynı esasa mensup olduğu pek güzel anlaşılabilir.+
7- Vaktiyle merkezi ve garbi Asya'nın bir kısmında daha ileriye gitmek istemediğimiz için bu hudut içinde kalıyoruz ırk bakımından mütecanis bir insan grubu yaşamıştı; bunların morfolojik diğer evsafı arasında bir mümeyyiz vasıfları daha vardı ki o da brakisefal olmaları idi. +
8-İşte bu insanların bir kısmı ilk önce neolitik çağı takip eden devirde, daha o zamanlar büyük bir medeniyete sahip bulunuyorlardı. Bunlar yalnız hububatı keşif ve yetiştirmekle, hayvanları ehlileştirip yetiştirmekle kalmamışlar; +
9-altın, gümüş, bakır gibi madenleri de kullanmışlardır. Dünya tarihi bakımından mühim bir hadise olarak kaydedelim ki, demirin kaşifinin bu insanlar olduğu görülüyor.”diyor..
10- Pittard "Anadolu'dan Avrupa'ya yapılan göçleri ve M.Ö.7.000'lerden itibaren Avrupa'ya medeniyet getirenlerin Türkler olduğunu" söylüyor devamla “Öyle zannolunabilir ki bu yönetenler (Türkler) gelmemiş olsalardı,
11-Avrupa kıtası, yalnız iklimi ve fonası itibariyle tadile uğrayan ve ancak insan manzaraları noktasından pek değişmeyen aynı genel simayı, paleolitikten evvelki devirlere ait simanın aynını, muhafaza ederek devam edecekti.
12- Pittard (Türkler medeniyet taşıyıcısı olarak dünyaya dağılırken, mağaralarda yaşayan Avrupalıları kastediyor.) Eğer Çin Seddi tarzında yüksek bir duvar Avrupa’yı dünyanın diğer kısımlarından ayırsaydı, biz hatta bugüne kadar köşede bir avcı hayatı içinde yaşayıp duracaktık.
13-İlk gemiciler Avustralya’yı, Malezya’yı ve Amerika’nın bazı topraklarını keşfettikleri zaman, bizim bu farz ve tasavvur ettiğimiz manzaraya benzeyen bir manzara ile karşılaşmışlardır.” Diyor.
14-M.Ö. IV. Binden M.S.4. yüzyıllara kadar Balkanlar'dan kuzey Karadeniz ve Mezopotamya yönlerine kadar Sümerler, Hattiler, Hurriler, Urartular, Gutiler Kasitler, gibi ilk Çağ Türk kavimleri ile +
15-M.Ö 1000-500 yılları arasında Karadeniz’den kuzeyindeki Kıpçak Bozkırı Asya menşeli milletlerin yerleştikleri alan olmuştur.
Bunlara Yunan kaynaklarında Skuthol, Asur kaynaklarında Aşkuzai adı verilmektedir. İskit genel adı ile bilinen bu topluluklar Saka Türkleri’dir
16-M.Ö. VII. yy.’da Kafkasya, Azerbaycan ve Doğu Anadolu’nun İki Büyük Türk Kavim devleti olan Sakalar ve Medler arasında paylaşılamayan bir ülke olduğu görülür. Azerybaycan’daki Saka topluluklarının merkezi olan Sakasan şehri, Utı vilayeti sınırları içindedir.
17- Sakalar’ın efsanevı kahramanı Alper Tunga ile ilgili hatıralara Azerbaycan’ın birçok bölgelerinde rastlamak mümkündür.
Tebriz’in Darvaza-i Sar adlı kapısında Alper Tunga’nın kesik başının defnedildiği, Arran’da Sang-i Surah’ın Alper Tunga’nın son sığınağı olduğu söylenir(1)
18-M. S. Anadolu'ya en erken göç, miladi IV. yüzyılın sonlarına doğru, Hun Türkleri tarafından gerçekleştirilmiştir. (2) Asya Hunları'nın devamı ve torunları Batı Hunları, M. S. 378 yılında Tuna ırmağını geçerek Batı Roma ve Bizans topraklarını istila etmişlerdir.
19-Kafkasya üzerinden Azerbaycan ve Anadolu’ya yapılan diğer bir Türk akını da Asya Hun Türkleri’nin 395 tarihli Anadolu seferidir. Don Nehri bölgesindeki Hun boyları Basık ve Kursık adlı başbuğlarının komutasında Karasu-Fırat vadisi boyunca Malatya ve Çukurova’ya kadar inmişler+
20- Urfa, Antakya, Sur şehirlerini muhasara etmişler ve Kudüs yakınlarına kadar ulaşmışlardı. Sasanileri dehşete düşüren bu sefer, Hunlar’ın gene aynı süratle Orta Anadolu üzerinden Azerbaycan’a ve oradan da üslerine dönmeleriyle sonuçlanmıştı.
21-Üç yıl sonra 398 tarihinde buna benzer ikinci bir Hun seferi daha görülecektir (3)
451 yılında Kafkasya üzerinden gelen Akhunlar Mugan’ın güneyine yerleşmiş ve burada Balasagan adıyla bir de şehir kurmuşlardır.+
22-Kaynaklarında Halandurak, Ermenice olarak Haylendurk şeklinde geçen Akhunlar’a Arap kaynaklarında Kürd (Dağlı) ve Ekrad-ı Bilasagun denilmektedir. 22-Harezmşahlar devrinde kendilerine Mugan Kürdleri veya Mugan Türkmenleri denilen bu topluluklar Akhunlar’ın bakıyeleridir. +
23-Anadolu’ya bir diğer büyük göç dalgası 466 tarihlerinde meydana gelmiş ve Avrupa Hunları’na bağlı Ağaçeri Türk boyları Azerbaycan’a ve Doğu Anadolu’ya yerleşmişlerdir. Sasani kaynakları bunlara Ak-katları, Bizanslılar ise Akatzir adını vermektedirler.+
24-Bu Ağaçeriler’in bir kısmı 1180-1412 yılları arasında Halep ve Şam taraflarına göç etmişler, bir kısım da Güney Azerbaycan’da Erdebil ve çevresinde yurt tutmuşlardır.Bir diğer göç dalgasını Sabirlar meydana getirmiş, 558 yılında Derbent’i, 575 yılında da +
25-Kür nehrini aşarak Bakü icivarına ve Lenkeran’a yerleşmişlerdir. Sabirlar (Savar, Savır, Suvar veya Sibir)’la birlikte “Hazar” adı altında toplanan Bulgar ve Belencar Türkleri de Arran, Mugan, Gılan ve Lenkeran taraflarına yerleşmişlerdi.
(İkinci zincir ile devam ediyoruz)
1- İLBER ORTAYLIYA CEVAP VERİYORUZ
TOPRAKLARIMIZIN HER KARIŞIN DA SAYISIZ ŞEHİDİMİZ YATARKEN, BU KADAR KUTSAL OLAN VATAN TOPRAKLARINDA NÜFUSUMUZUN %12’SİNİ TEŞKİL EDER HALE GELEN SURİYELİLERİN, AFGANLARIN NE İŞİ VAR?
2-BİR SAVAŞ KAYBETSEYDİK BİLE BÖYLE BİR NÜFUS GÖÇÜNE UĞRAMAZDIK!
TÜRKİYE'NİN “AFGAN GÖÇMENLERE İHTİYACI OLDUĞUNU” SÖYLEYEN SAYIN İLBER ORTAYLI HAYAL VE HAMASET ORTAMINDA YAŞIYOR!
BATI'NIN "TÜRKSÜZ ANADOLU" PLANINI İLE İLGİLİ BİR KONUDA OLAYLARI TERS YÜZ EDEREK ANLATMASI ÜZÜCÜDÜR
3- KÖYLÜLER ŞEHİRLERE GÖÇ ETTİYSE BUNA TARIMIN KASITLI OLARAK YOK EDİLMESİ SEBEP OLMUŞTUR.
TÜRK MİLLETİ TARİHİN EN YÜKSEK İŞSİZLİK ORANLARININ PENÇESİNDE KIVRANIRKEN AFGANLILARI VE SURİYELİLERİ NEDEN ÇALIŞTIRALIM?
NEDEN ONLARIN İŞYERLERİNDE ÇALIŞAN DURUMUNA DÜŞELİM!
TÜRKLER ANADOLU'YA MALAZGİRTLE Mİ GELDİLER? II.Flood zincir 25 den devam ediyoruz)
26-Bu Türkler Hazar Türk Devleti’nin teşekkülünde oldukça önemli rol oynayacaklardır. Daha sonra bu Türk devletinin adı Asya’nın en büyük gölüne ad olacaktır: “Hazar”
27-Böylece, 300 yıl süren bir istilalar dönemi yaşanmıştır. Nitekim, Peçenek ve Uz'lar gibi kavimler VIII. - XI. yüzyıllarda önceleri Balkar civarına, aşağı Sır-Derya ile İdil (Volga) boylarına, sonraları ise Güneydoğu Avrupa ve Balkanlar'a yerleşmişlerdir. (4)
28-VII. yy. da yaşamış olan Ermeni tarihçisi Molsey Kagankatvasi, “Agvan Tarihi”, adlı eserinde Doğu Anadolu ve bilhassa Azerbaycan arazisinde yurt tutmuş bazı topluluklardan bahsederken şu önemli bilgileri vermektedir: +
MOSKOVA MUTABAKATI NETİCESİNDE YAPILMASI GEREKENLERİ ANLATIYORUZ..
MOSKOVA MUTABAKATI, ABD’NİN (ULUSLAR ARASI KRİZ GURUBUNUN) 29 ŞUBATTA İSTEDİĞİ “TERÖR ÖRGÜTÜ HTŞ’YE (HEYET-İ TAHRİRU’Ş-ŞAM’A) DOKUNULMASIN M4 KARA YOLUNDA GÜVENLİ KORİDOR TESİS EDİLSİN” ÖNERİSİYLE UYUMLUDUR.+
BURADAN “RUSYA ABD ARASINDA GİZLİ BİR ANLAŞMA MI VARDIR?” SORUSU ORTAYA ÇIKIYOR!
TÜRKİYE BİR AN ÖNCE HŞT VE TÜREVLERİ İLE YOLLARINI AYIRMALI, DIŞ POLİTİKA DA YÜRÜTECEĞİ AKILCI FAALİYETLERLE BÖLGEDEN TEMİZLEMELİDİR!
Değerli Arkadaşlarım,
1937 yılında Akdeniz’de bazı ticaret gemileri kimliği belirsiz denizaltılarca torpillenerek batırılmaktaydı ve ayrıca deniz ulaşım güvenliği de tehlikeye girmişti.
TARİHTE KURDUĞUMUZ TÜM DEVLETLER BİZİM VATANIMIZDIR. TÜRK TARİHİNE İHANET EDENLER TÜRK VATANINA İHANET ETMEKTEDİRLER
BU GÜN TARİHİMİZ ÜZERİNDEN HAKLILIK İDDİA EDENLER ÖNCE ORTAK YÖNETİM DAHA SONRA VATAN TOPRAĞINDAN PAY İSTEMEKTEDİRLER.
HİÇ BİR KONUDA TAVİZİMİZ OLMAMALIDIR..
TARİHİMİZE, TARİHTEKİ TÜRK VARLIĞINA SAHİP ÇIKMAMAYA DEVAM ETMEMİZ, PEÇENEKLER, AVARLAR, UZLAR, KIPÇAKLAR, HAZARLAR, SAFEVİLER VE ONLARCA BÜYÜK TÜRK KAVİM DEVLET VE CİHAN DEVLETLERİNİN BAŞLARINA GELDİĞİ GİBİ SON TÜRK DEVLETİNİN DE TARİH SAHNESİNDEN ÇEKİLMESİ İLE NETİCELENECEKTİR
ARKADAŞLARIMIZIN SORULARI ÜZERİNE SİYASİ KÜRTÇÜLERİN TÜRK TARİHİ ÜZERİNDEN KENDİLERİNE MAL ETMEYE ÇALIŞTIĞI İDDİALARININ BAZILARINI VE SELAHADDİN EYYUBİ İLE İLGİLİ GERÇEKLERİ ANLATIYORUZ.
Su kaynaklarımız az
Olanı da dışarı gid.
80'li yıllarda DSİ Planlama Müd. görevliyken Dicle ve Fırat Nehirlerinin sularını yukarı kotlardan tüm Anadolu'ya yönlendirecek, önce doluluğu az barajları takviye sonra ülkemizi sulayacak bir proje hazırlamıştım!
Elzem bir çılgın proje
O yıllarda projemiz beğenilmiş ancak bazı yerlerin tünel açılarak geçilmesi ve maliyetinin yanında uzun bir süreci kapsayacağı gerektiği için ileri ertelenmişti.
Aradan 35 yıl geçti. Şimdi Tünel açmak çok kolaylaştı. Teknoloji ve kaynak artışı sebebiyle maliyetler azaldı.
Türkiye kuraktır.Nehirlerimiz su kaynaklarımız azdır. En verimli iki nehrimiz Fırat ve Dicledir. Önce Fırat suları Karasu ve Murat seviyesinden alınarak tüm yurda dağıtılabilir. Kuru ovalar bağlık bahçelik olur. Ülkemiz cennet olur paralar boşa değil milletimize gider.
KANAL İSTANBUL, İSTANBULLU VATANDAŞLARIMIZ İÇİN DOĞAL VE DİĞER FELAKETLERİN BAŞLANGICI OLACAK, MUARIZLARIMIZCA MONTRÖ'NÜN İPTALİNE GEREKÇE OLARAK GÖSTERİLECEK, NETİCEDE AMERİKA VE AVRUPA'NIN TÜRKİYEYİ KARADENİZ'DEN KUŞATARAK İSTİLASINA İMKAN TANIYACAKTIR.
Devamını okuyunuz
Değerli Arkadaşlarım,
Kanal İstanbul Montrö'yü Ortadan Kaldıracak, Türkiye'yi ABD kuşatmasına sokarak işgale hazır hale getirecek ve İstanbul'da büyük felaketlere sebep olabilecek çok yanlış bir projedir. Bunu söylemek "müfterilik" değil milli görevdir. @dbdevletbahceli
@dbdevletbahceli Lozan Türkiye'nin tapu senedidir. 1923'de Lozan'ın imzalanması noktasında Boğazlar konusunda fazla ısrar edilmeyerek zamanı kollanmış, 20 Temmuz 1936'nın güçlenmiş Türkiye'sin de mümkün olabilecek tüm şartlar kabul ettirilmiştir.