1)1990'ların sonunda CIA görevlileri, Atatürk'ün bağımsız, laik ve çağdaş Türkiye'sine karşı İslamcı, Osmanlıcı yeni bir Türkiye'den (Yeni Osmanlı'dan) söz etmeye başladılar.
2)Hatta CIA'nın eski Ortadoğu Masası Şefi Graham E.Fuller, 2007'de "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" adlı bir kitap yazdı.Graham Fuller kitabında Türkiye'nin Ortadoğulu olduğunu belirterek, Türkiye'nin yönünü Batı'ya çeviren Atatürk'ü eleştiriyor.
3)Fuller, kitabında büyük bir ısrarla "Yeni Türkiye'nin İslam dünyasının liderliğine soyunup Ortadoğu'ya yönelmesini öneriyor. Türkiye'nin Batı'ya yöneldiği sürece "bağımlı", Ortadoğu'ya yöneldiği sürece "bağımsız" ve "lider ülke" olacağını (!) iddia ediyor.
4)Kemalist eğitim, İslam dünyasını ve Ortadoğu'yu kötülediğini, bu nedenle İslam dünyasına ve Ortadoğu'ya yönelmek için önce bu "Kemalist eğitimden kurtulmak" gerektiğini belirtiyor.
5)Fuller, Kemalist Devrimlerini, "Türk kültüründen çok keskin ve gerçekçi olmayan biçimde sapmış aşalıklar" diye adlandırıyor.
6)Atatürk'ün Türkiye'yi İslam ve Osmanlı geçmişinden uzaklaştırıp "bir ulusal hafıza kaybına yol açtığını" iddia ediyor ve buna bir tür "kültürel lobotomi" adını veriyor.
7)Atatürk'ün, İslam öncesi Türk tarihini "ırkçı bir bakışla" yeniden okuyarak "yeni bir milliyetçilik yarattığını" belirtiyor. Atatürk'ün tarih ve dil çalışmalarını eleştiriyor.
8)Harf devrimiyle yeni kuşakların Osmanlı geçmişiyle bağların kesildiğini iddia ediyor. Atatürk'ün din adamlarını tasfiye ettiğini belirtiyor. Kılık kıyafet devrimini eleştirip, "Kadınlar herhangi bir örtü kullanmaktan caydırıldı" diyor.
9)Fuller, halifeliğin kaldırılmasının çok yanlış olduğunu iddia ediyor. "Atatürk, 1924'te halifeliği kaldırarak İslam dünyası ile ilişkilere darbe vurdu" diyor. Halifeliğin kaldırılmasının bütün Müslümanları etkilediğini söylüyor.
10)Hatta, "Halifeliğin kaldırılması bizzat İslam'ın kendisine indirilen bir darbe oldu" diyor. Bugün halifeliğin olmamasının "eksiklik" olduğunu belirterek halifelik istiyor: "Hilafet hâlâ anahtar bir sembol ve siyasal bir makam olup etkileyici bir dini liderin ++
11)+yükselişini beklemektedir" diyor.
Bu tür Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı yakın tarih yalanları ve "şeriat devleti" istekleri bizim siyasal İslamcıların da hep dilindedir. Gördüğünüz gibi Graham Fuller, Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu'dan hiç de geri kalmıyor.
12)Fuller, Kemalistlerin, Sevr paranoyası ile "dış tehdit algısıyla" toplumda baskı kurduklarını iddia ediyor.
"Fuller, "Yeni Türkiye" derken aslında "Yeni Osmanlı"yı kasdediyor. Bir zamanlar Osmanlı'daki fikir akımlarının Osmancılığı "Geleceğe Dönüş" olarak adlandırıyor.
13)Fuller, Türkiye'nin yönünü Ortadoğu'ya çevrilmesinden de çok memnun. Bu memnuniyetini ve AKP'yi övgülerle anlatıyor. "Türkiye'de bugüne kadar gelmiş İslamcı partiler serisinin açık ara en ılımlı, en profesyonel, en başarılısı Akp olmuştur" diyor.
14)Bu rota değişimi konusunda bir çok yerde Ahmet Davutoğlu'nun fikirlerine gönderme yapıyor. Bu arada aynı zamanda İslami bankacılığı övüyor.
15)Fuller, Türkiye'de siyasal İslamcı partilerin güçlenmesinin ülkedeki siyasal, toplumsal ve ekonomik demokratikleşmeyi yansıttığını yazmaktan bile çekinmiyor.
16)Gülen hareketinin "Türk İslam'ın yeni yüzü" olduklarını iddia ediyor. Fuller, "Fetullah Gülen Hareketi" başlığı altında FETÖ'yü yere göğe sığdıramıyor. Gülen hareketinin Said-i Nursi'ye kadar giden köklerini anlatıyor.
17) "Gülen'in karizmatik kişiliği, kendisini Türkiye'nin bir numaralı İslami şahsiyet yapmaktadır" diyor. Gülen'in bazı partilerle ikili ilişkilerinin "Koyu Kemalistlerin arasında daha karanlık kuşkuların yükselmesine sebep olmuştur" diyor.
18)"Koyu Kemalistlerin" bu "karanlık kuşkularında" ne kadar haklı olduğunu 15 Temmuz 2016'da gördük.
Demem o ki❗
19)Atatürk'ün Yeni Türkiye'si; bağımsız, laik ve çağdaş bir Türkiye'dir. Saltanat/ hilafet gibi sırtını dine dayamış tek adam yönetimleri yerine laik cumhuriyetle yönetilen bir Türkiye'dir.
20)Tarikatların, cemaatlerin değil, özgür aklın ve çağdaş bilimin egemen olduğu, kadınlara insanlık onuruna yakışır haklar veren, kendi kendine yeten bir Türkiye'dir.
21)Graman Fuller'in Yeni Türkiye'si ise her şeyden önce Atatürk'e ve onun kurduğu bağımsız, laik ve çağdaş Cumhuriyet'e karşı bir Türkiye'dir. Osmanlıcı bir Türkiye'dir. Tarikatların, cemaatlerin ve FETÖ'nün el üstünde tutulduğu bir Türkiye'dir.
22)Gerçeklerden kopmuş, boş hayaller peşinde koşan bir Türkiye'dir. Yönünü tamamen Ortadoğu'ya dönmüş bir Türkiye'dir.
Atatürk'ün Etkisiyle kurulan "Yeni Türkiye"nin yerine CIA şeflerinin şekillendirdiği bir "Yeni Türkiye" isteniyor.
23)Hangi Yeni Türkiye ❓
Atatürk'ün Yeni Türkiye'si mi, yoksa Graham Fuller'in Yeni Türkiye'si mi❓
Türkiye'nin geleceğini bu tercih belirleyecektir.
Kaynaklar:
Sinan Meydan/Atatürk Etkisi (syf.255-256-257-258-259)
Graham E.Fuller/Yeni Türkiye Cumhuriyeti (syf.35-41-42-43-49-57-58-62-64-67-71-72-75-76-98-100-106-107-117-120-130-135)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Doğu ile Batı arasındaki fark; siyahla beyaz arasındaki fark gibi ayan beyan ortada iken; neden Ortadoğululaşmak için çaba gösterirler anlamak mümkün değil.
‘’Ortadoğululuk nedir bilir misiniz?❓’’
*Ölümü yüceltip; güzel yaşamayı aşağılamaktır.
*Hurafeyi yüceltip; bilime kayıtsız kalmaktır.
*Lideri yüceltip; iyi sistem kurmayı aşağılamaktır.
*Duyguları yüceltip; mantığı küçümsemektir.
*Müteahhidi yüceltip; mühendisi aşağılamaktır.
*Üniversiteleri ile değil; camileriyle gurur duyup, övünmektir.
*İmamları yüceltip; filozofları, öğretmenleri aşağılamaktr.
*Ev kadınlığını yüceltip; kariyer yapan kadını aşağılamaktr.
*Kendi çocuklarını yurt dışında okutup; halk çocuklarını imam hatiplerde okumaya zorlamaktır.
ATATÜRK'ÜN, (KIYTIRIKTAN) DÜŞMANLARI,
İYİ DİNLEYİN ŞU SÖYLEYECEKLERİMİZİ...
BOŞVERİN CENAZELERİNİZE 100.000'LERİN KATILMA DURUMUNU, YABANCI ÜLKELER 3.KATİPLERİNİ GÖNDERİNCE BÜYÜK ADAM OLUYORSUNUZ YA;
ATATÜRK'ÜN CENAZESİNE, SAYGILARINDAN
8 ÜLKE ASKERİ TÖREN BİRLİKLERİNİ GÖNDERDİ.....
OKUYUNDA, GÖRÜN, NE KADAR KÜÇÜKSÜNÜZ!
Yıllar önce bir internet müzayedesinden aldığım 1929 baskılı D. von Mikusch'un ''GAZİ MUSTAFA KEMAL'' kitabının arasından 1938 yılına ait, yani sonradan kesilip konmuş bir gazete kupürü çıkmıştı. Atatürk'ün cenaze törenini takip eden bir Alman gazetecinin haberi.
"Neredesin mağrur Komutan Hacı Anesti❗ Gel de ordularını kurtar ❗
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Yunan orduları Başkomutanı Hacı Anesti, 1922 yılı baharında tüm hazırlıklarını tamamlamıştı. Arkasından hiç eksik etmediği yabancı gazeteciler, fotoğrafçılar, Papazlar ve diğer sık sık davet ettiği kişilerle cepheyi geziyor, mağrur, küstah konuşmalar yapıyordu.
Son taaruzdan evvel, yine böyle bir kalabalıkta cepheyi gezmiş, mevzileri görerek İzmir'e dönmüştü. İzmir Baş Piskoposu Hristotomos, Yunan Başkomutanı için büyük bir karşılama töreni hazırlamış, dini ayinler düzenlemişti.
Kadir Mısıroğlu'na özenen tarikatçı Abdullah Sazoğlu, Vahdettin'in İngilizseverliğini anlatan ünlü tarihçi Sinan MEYDAN'a (@SMEYDAN) bir vidyoyla kafa tutmuş. Hiç tarih bilmiyorsunuz demiş iyi mi❗
Kadir Mısıroğlu'nun peşinden devam eden bu arkadaş Atatürkün Mimber gazetesinde yazdıklarını Atatürk'ü koruma kanunundan dolayı açıklayamıyormuş!
Nedense Atatürkün annesine küfür etmekten çekinmeyenler mevzu belge göstermek olunca bu kanundan çekiniyor.
Bir kere o kanunun ismi Atatürk'ü Koruma kanunu değil. Atatürk aleyhinde işlenen suçlar kanunudur. Kanun Maddelerinde hakaret etmek, iftira atmak suçtur yazar. Belge göstermek yasak yazmaz ama adamlar türlü türlü iftiralarla hakaretler etmekten hiç çekinmez.
1)Dersim Harekâtı sırasında zehirli gaz kullanıldığını iddiası da Dersim isyancısı Nuri Dersimi ile Dersim Harekâtı sırasında Tunceli'de olmadığı halde harekâtı oradaymış gibi anlatan İ.Sabri Çağlayan'a aittir.
2)Nuri Dersim'i, Kürdistan Tarihinde Dersim adlı kitabında şöyle demiştir: "... Bölgeyi top ve uçakların saçtığı zehirli gaz bombardımanları yoğun bir sis tabakası altına almış,yaşayan hiçbir mahluk kalmamıştı.Yanan evler ve ormanlardan, cehennemi bir görüntü yansıyordu..."(791)
3)İ.Sabri Çağlayangil de anılarında, Dersim Harekâtı'nda "...Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi..." demiştir.