1/10- GSYH, sanayi üretimi, kapasite kullanımı, ihracat artarken firmaların kredi kullanımının yavaşladığı görülüyor. Nedeni ne olabilir, olasılıkları değerlendirelim.
2/10-
Yeni borç =
+Net işletme sermayesi yatırımı
+Duran varlık yatırımı
+finansman gideri ve anapara borç ödemesi
+temettü ödemesi ve hisse geri alımı
-(FAVÖK-vergi)
-yeni hisse senedi ihracı
- nakit mevcudu
3/10- Eşitlik bize şunu söylüyor: İşletme sermayesi ve duran varlık yatırımı, finansman gideri ve anapara borç ödemesi, temettü ödemesi ve hisse geri alımı azalırsa; faaliyet karı ve hisse senedi ihracı artarsa, dönem başındaki nakitler kullanılırsa yeni borç ihtiyacı azalıyor.
4/10- Tek tek düşünelim.
Üretimde ve satışlarda artış olduğunu ve maliyetlerin yükseldiğini biliyoruz. İşletme sermayesi ve duran varlık yatırımı azalmış olabilir mi?
5/10- Satışların maliyeti arttıkça işletme sermayesi ihtiyacı artar. Bununla birlikte stok devir hızı, alacak devir hızı artıp, ticari borç ödeme süresinin düşmesi işletme sermayesi ihtiyacını azaltır.
6/10- Fiyatların artış beklentisi ile talebin artması, stokta kalma sürelerinin kısalması, peşin satışların yükselmesi, tahsil sürelerinin kısalması maliyetlerdeki artışa karşılık işletme sermayesi ihtiyacını bir miktar sınırlamış olabilir.
7/10- Borç ödemelerinin ötelenmesi, temettü ödemeleri ve hisse geri alımlarının kısılması finansman ihtiyacını azaltan bir başka unsur olabilir.
8/10- BIST firmaları, ISO ve sektör bilançolarından son dönemde faaliyet kar marjlarının arttığı görülüyor. Borç ihtiyacını azaltan bir başka husus faaliyet karlılığındaki artış olabilir. Yeni hisse senedi ihraçları da kredi kullanımını azaltabilir.
9/10- Son olarak dönem başı nakit kullanımının artması finansman ihtiyacını azaltmış olabilir. Geçen yıl hızlı kredi artışıyla beraber sektör bilançolarından firmaların hazır değerlerinin yükseldiğini görmüştük.
10/10- Sonuç olarak, hızlı büyüme ve maliyet artışına rağmen firma kredi artışının sınırlı kalmasının nedenleri stokta kalma ve tahsil sürelerinin kısalması, faaliyet kar marjlarının artması, yeni hisse senedi ihraçları ve dönem başı nakitlerin kullanımı olabilir.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1/18- Para çarpanı modası geçmiş bir kavram demişler ve bunu tahvil alımları sonucu oluşan fazla rezerv ve yeni para politikası operasyonel çerçevesine bağlamışlar. Yazının büyük kısmına katılmakla birlikte bazı eksiklikleri olduğunu düşünüyorum.
2/18- Rezerv para bildiğiniz gibi banknot ve bankaların merkez bankasındaki mevduat hesaplarından oluşuyor. Modern sistemde merkez bankaları rezerv para elde etme maliyetini yani faizini belirliyor. Bu faizin piyasa faizlerine yansımasını bekliyor.
3/18- Bu şekilde genel finansal koşulları etkileyerek, harcama ve yatırım kararlarını etkilemeyi umuyor. Fazla rezerv denilen şey ise bankaların zorunlu karşılık yükümlülüklerinin üstünde merkez bankasında tuttuğu fazla mevduatı ifade ediyor.
1/4- Kur etkisinden arındırılmış kredilerin yıllık artış oranı %10’lara düştü. Hazine nakit açığının GSYH’ye oranı geçen yıl sonunda %3,6 iken Mayıs’ta %2,3’e geriledi. Kur etkisinden arındırılmış M3 yıllık artış oranı %11 oldu. Yani parasal genişleme yavaşlıyor.
2/4- TCMB reel faizi gerçekleşen enflasyona göre +2,4 puan, beklenen enflasyona göre +6,9 puan. Bununla birlikte risk primi yüksek (371 puan), Türk lirasının reel değeri tarihi dip seviyelerde. Enflasyon beklentileri de yükseliyor (yıl sonu %14,5, 12 ay %12,1).
3/4- Neden? Emtia fiyatları, maliyet baskıları artıyor. Üretici fiyatları yıllık artış oranı %38,3’e çıktı. Gelişmiş ülkelerdeki enflasyon endişeleri ve faiz artışı gelişmekte olan ülkelere finansal kanaldan önemli bir risk. Tamponlar önemli ölçüde tüketilmiş durumda.
1/9- 31 Mart’ta %1,74’e yükselen ABD 10 yıllıkları %1,58’e geri çekildi.
2/9- Halbuki 10 yıllık başabaş enflasyondaki yükseliş devam ediyor. Başabaş enflasyon %2,49’a yükseldi. Başabaş enflasyon, enflasyon beklentisi ve enflasyon belirsizliğini içeriyor.
3/9- Petrol fiyatları da yönünü tekrar yukarıya çevirdi.
1/16- Firmaların satış yapıp kar elde edebilmesi için i. ihracat yapmalı ii. tüketici kredileri artmalı ya da iii. kamu harcamaları artmalıdır. Yurtiçi borçluluk yaratmayan birincisi. Basitleştirerek anlatmaya çalışayım.
2/16- Üretici bankadan üretim maliyetleri için 100₺ kredi kullansın. Ürettiği malı 200₺’ye satmak istesin. 50₺’si faiz gideri, 50₺’si kar olsun. Firma kredi kullandığında hesabına 100₺ geçer.
3/16- Firma harcama yaptıkça kendi mevduat hesabı azalacak vatandaşın mevduatı artacak (üretim maliyetinin emekten oluştuğunu düşünelim). Firma malını 200₺’ye satacak ama vatandaşın hesabında 100₺ var. Açık nasıl kapanacak?