1-KÜRT SORUNU TUZAĞINI ANLATIYORUZ..
OKUYUNUZ OKUTUNUZ
2-ULUSLARARASI EMPERYALİZMİN VE ONUN MAŞASI ABD BAŞTA BATILI ÜLKELERİN CUMHURİYEMİZİ YIKMA, TIPKI BALKANLARDA OLDUĞU GİBİ MİLYONLARCA TÜRK’Ü KATLETME VE ANADOLUYU TÜRKLERDEN ARINDIRILMASIYLA İLGİLİ HANGİ SENARYO HAZIRLANDI ?
İHANETLERİ VE NETİCELERİNİ İBRETLE OKUYUNUZ
OKUTUNUZ
3-Önce Deva ve Gelecek partileri çözüm ve Kürt Sorunu çıkışları Kılıçdaroğlu’nun "Kürt Sorununu en iyi biz çözeriz" deyişi İyi partinin buna sıcak bakışı sıcaklığını korurken, halkın algısını değiştirmek için Televizyon kanallarında "Kürt Sorunu" tartışılmaya başlandı.
4- Arada bir tekrar gündeme getirilen bu konuyu Annemin bir süredir ağırlaşan rahatsızlığı ve vefatı sebebiyle Twitterde cevaplayamadık. Sıcak gündem de sürekli yer alacak bu iddialara cevap verelim diye düşünüyoruz.
5-"Kürt sorununu en iyi biz çözeriz" ile başlayan "Muhatap imralı" (Muhatap Bebek katili demek istiyor) ile devam eden garip bir durum ile karşı karşıyayız!
6-Nedir bu sorun?
Eşit vatandaşlık olan bir ülkede, yatırımlar ve hak bölüşümü yönünden daha iyi imkanlara sahip olan, demokrasi, özgürlük, hukuk devleti, insan hakları, zenginlik, +
7- refah yönünden Batı'daki herhangi bir Türk''ün yaşadığı il ilçe veya köyünden daha geri olmayan Kürt vatandaşlarımız adına kim hangi sorundan bahsediyor ki?
8-Bu sorun denilen şey Kürt kimliğiyle mi ilgili? Yoksa sorunun terör boyutu, emperyalist destek boyutu, Ayrılıkçı terör boyutu da mı var?
9-“Kürt sorunu” olarak tanımlayarak bir sorundan bahsetmek, ülkemizin Türk vatandaşlardan hiç bir ayrıcalığı olmayan Kürt kökenli Türk yurttaşlarına yönelik, Onları sanki sorunmuş gibi gösteren kaba, dışlayıcı, ötekileştirici bir hakaret olmuyor mu?
9.A- Kürtlerle eşit vatandaş olduğumuz, Hatta bir kısmının siyasi iktidar partisi ile yakınlıkları münasebetiyle “mevcut gelir dağılımından nüfuslarına göre daha iyi imkan sağladıklarını hepimiz biliyoruz.
10- Bizlerin ve tüm vatanseverlerin ülkemizin vatandaşı olmamız sebebiyle elde etmemiz gereken hak ve hürriyetler konusunda boynumuz bükük olduğu halde Kürt vatandaşlarımızın hak ve hürriyetler konusnda yeterince yararlandıkları ve hiçbir şikâyetleri olmadıkları bilinen gerçektir
11-Doğu ve Güney Anadolu’da ki yatırımlar Batı’dan fazla olup, Doğu’da ki bir köy, ilçe veya ildeki yokluk ve yoksulluğun Batı’da ki her hangi bir köy ilçe veya ildeki yokluk ve yoksulluktan bir farkı yoktur.
12-Hatta Doğu ve Güneydoğu'da her yıl 35 Milyar(Katrilyon) kaçak elektrik kullanım bedeli Batı'daki vatandaşların faturalarına yansıtılmakta böylece Batı'daki vatandaşlarımız %35 daha fazla elektrik parası ödemek zorunda kalmaktadır.
13-Bunca uğraşılarına rağmen HDP ve PKK'nın bir Kürt kalkışması başlatamamasının sebebi Kürt vatandaşlarımızdan beklediği desteği görememesidir.
14-Güney Doğu'dan PKK'ya katılan gençler ve PKK katliamları Batı'da büyük üzüntüye sebep olmakta vatandaşlarımız "Ülkenin birliği, vatanın bölünmez bütünlüğü" yönünde hareket ederek toplumsal birlik ve dirliğin bozulmasına müsaade etmemektedir.
15-Türkiye’nin parçalanması, Ulusal Birlik ve bütünlüğünün yok edilerek önce “Türksüz Anayasa” arkasından “Türksüz Anadolu” projesini yürütmeleri için dışarıdaki düşmana gerek yok! Başa getirdiklerimiz Türk milletine yeteri kadar zarara devam etmektedir.
16-Değerli arkadaşlarım,
Sürekli "Kürt Sorunu" diyerek dillendirdikleri ancak arada bir sorunun aslı esası olarak ifade ettikleri kısaca Batı dediğimiz Uluslararası emperyalizmin bıçak sırtı ifade edebileceğimiz bir ihanet planıdır.
17-Sürekli Kürt sorunu şeklinde dile getirilen Türkiye'yi önce bölmek daha sonra tıpkı Balkanlarda olduğu gibi “Türkleri Anadolu'da soykırıma uğratarak kalanlarını da çıkarmak isteyen” Batı ile+
18-onlarla işbirliği halinde bulunan PKK ve siyasi uzantısı HDP’nin manivelâ gibi kullandığı ve üzerinde ısrarla durduğu en önemli konulardan başında "Ana dil'de eğitim" gelmektedir.
19-Günümüz modern devlet modellerinin aslî şeklini oluşturan Ulus-Devlet ile birlikte, resmi dil ve ona bağlı olarak resmî eğitim dili fevkalâde büyük bir önem kazanmış durumdadır. Bir ülkede "resmî eğitim dili", o ülkenin sahibi olan milleti belirler.
20-Bu bakımdan bir ülkenin" resmî eğitim dili" ile "resmî dili" fonksiyonellik açısından tam anlamıyla bire bir özdeştir.
21-Bu sebeple, resmi eğitim veya resmi kurumlarda ikinci bir dilin kullanılması talebinde bulunmak, ülkenin tamamının veya sahipliğinin değişimi talebinde bulunmak demektir.
22-Türkiye'yi, "iki dilli, iki halklı" veya AKP’nin çözüm süreci talebinde olduğu gibi veya CHP’li İzmir Belediye başkanının resmi kurumlarda Kürtçe kullanılması talebinde bulunması veya +
23-İstanbul Belediye başkanının Kürtçe Afişleri resmi kurum eliyle bastırarak İstanbul’un muhtelif köşelerine astırması, Muhalefet partilerince hazırlanan sonra inkâr edilen taslaklarda Türksüz ve Çok dilli Anayasa hazırlığı yönünde çalışmalar yapılarak +
24-bir taslak ortaya çıkarılması veya CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kabaoğlu’nun hazırladığı üzerinde CHP Amblemi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ön sözünün yer aldığı kitapçıkta görüldüğü gibi Türksüz, Atatürksüz ve +
25- Kürtçe’nin ikinci bir resmi dil olarak kullanılması, PKK’nın ülkeyi bölmek veya yönetime ortak olmak için için öne sürdüğü talepler ile birebir örtüşmektedir.
26-KÜRTÇE’NİN RESMİ DİL OLMASINDAN SONRAKİ AŞAMALAR
Tek ve bölünmez ulusal toprak üzerinde tek bir ulus inşa etme, ikili bağlılığın ve potansiyel etnik yıkıcılığın ortadan kaldırılması üzerine planlanır.
27-Siyasal topluluğun bütünleşme sürecinde tek bir ulusal dil ya da resmi dil kullanımı önemli bir unsurdur. Bu süreç, azınlık dil haklarına taviz verilmeksizin yönetimi de dahil tüm aktivitelerde resmi dil kullanımını içerir.
28-Fransa’nın devrim sonrası aynı ulusal toprak üzerinde bütünleşmiş bir ulus inşa etme sürecinde uyguladığı bu strateji tüm kıtaya yayıldı. Benzer uygulama Anadolu’da soluksuz bir şekilde dilde tek tipleştirme politikası uygulayan Türk devletinde de oldu.
29-Bu uygulama, Çin’de, Latin Amerika’da da görüldü. Amerika’da kurucu babalarının dili olan İngilizce, Amerikan hayatına tam iştirak etmenin bir koşulu oldu.
30-Tek tip ulus inşa etme sürecinde, farklılıklar arz etmekle birlikte bir ülkenin yıkılması için değişik dillerin resmi dil haline getirilmesinin dayatılması politikaları son yüzyılın önemli uğraşı oldu.
31-Çünkü dil bir iletişim aracı olmakla birlikte, ondan daha fazlası olup sembolik bir güce sahiptir. Onu kullananlar kendilerini tanımlayarak öteki oluştururlar. Bu da bir gruba aidiyet duyma bağlamında bir kolektif kimlik verir.
32-Çünkü diller ortak bir kültürel yapının ve kimliğin oluşumunda ve nesilden nesile aktarılmasında önemli işlev görürler. Dolayısıyla uluslar için dil ulusun kültürünün en önemli deposudur.
33-Toplumda bir çözülmeye ve bir daha telafisi mümkün olmayacak derece kutuplaşmalara giden yolu başlatacak girişimlerden birisi de toplumun tehlikeli bir şekilde karmaşanın motoru olacak şekilde çoklu dillerin resmi dil olarak kullanılması ile gerçekleşmiş olacaktır.
34-PKK 1978 yılından itibaren D.D.K.O olarak Adana’yı pilot bölge olarak seçti. Ülkücü veya devrimci birçok vatanseveri katlederek karşılıklı husumeti körükledi.
35-O yıllarda Adana’da bulunduğumuz için bu ateşten günlerin içinde yaşadık. ( Bebek katili 90’lı yıllarda bir dergiye yaptığı açıklamada 1980 yılına kadar 296 ülkücü ve devrimciyi öldürdüklerini söyledi)
36-PKK’nın Siyasi cinayetlere başladığı o günlerden bu yana geçen 43 yıl boyunca 40.000 günahsız insanın hayatını kaybetmesine sebep olan en önemli gerekçesi Kürtçe’nin resmi kurumlarda kullanılması talebidir.
37-HDP’nin öncelikli talebi de budur. “Kürt Sorunu” adı verilen ve Muhalefet ve iktidar partisi yetkililerince zaman zaman dile getirilen bu talep sâdece bir paravanadır. Asıl maksat, adım adım, kademe-kademe geliştirilecek olan Türkiye’nin bölünmesidir.
38-Bir önceki paylaşımımızda “AKP'de biri yine ‘Türk, Atatürk, Cumhuriyet’ düşmanlığından bahseder, bir diğeri ‘Çözüm sürecini yeniden başlatıyoruz’ derken bir başkası ‘Türksüz Anayasa çalışmalarına kaldığımız yerden devam ediyoruz’ diyebilir!” demiştik.
39-Nitekim geçtiğimiz üç gün içerisinde HDP kanadında çözüm süreci odaklı AKP’ye yönelmenin başladığını gördük. Sonucunu hep beraber izleyeceğiz.
40-CHP İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in masum bir talep gibi öne sürdüğü Resmi Kurumlarda Kürtçe Talebi PKK’nın talebidir. İstanbul Belediyesince hazırlanan Kürtçe afişler veya+
41- AKP’li Sayın Bakanın Belediyelerde Resmi Tabela kullanılmasına müsaade yönündeki beyanları vahim neticeleri olacak adımlardır.
42-Kamu’da ikinci bir resmi dil kabul edildikten sonra artık Türkiye bir üniter ülke değildir. Zira, iki dilli ve iki halklı bir ülkenin hâlâ "üniter" sıfatı taşıdığının iddia edilmesinin hiçbir anlamı kalmayacaktır.
43-1830 yılında tarihteki Yunanlılarla alakası bulunmayan insan toplulukları ile Devlet içinde devlet kurulmasını gerçekleştirerek Osmanlı Devletini yok etmeyi başaran Batının hedefi +
44-geçmişte olduğu gibi Türk devletinin içerisinde bir Kürt Ulusu ve Kürt Devleti Meydana getirmektir. Buna asla Müsaade etmeyiz.
45-Kamu’da ikinci bir resmi dil kabul edildikten sonra artık Türkiye bir üniter ülke değildir. Zira, iki dilli ve iki halklı bir ülkenin hâlâ "üniter" sıfatı taşıdığının iddia edilmesinin hiçbir anlamı kalmayacaktır.
46-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda çok köklü bir tadilat yapılarak şu anlamı taşıyan hükümler konacaktır:
1: Türkiye Cumhuriyeti, Türk ve Kürt halklarından oluşmuş bir devlettir.
2: Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî dilleri Türkçe ve Kürtçe'dir.
47-Türkiye'nin idari yapısının "üniter" (bütüncül) sistemden "federatif" sisteme değiştirilmesi için yeni adımlar atılacaktır. Hem de davulla zurnayla kutlamalarla..
48-DÜŞÜNÜLEN VAHİM SENARYO NEDİR?
Tabii ki kimseye akıl vermiyoruz. Allah göstermesin bu yazdıklarımızın hiç birisinin olmasını da istemiyoruz. Ancak milletler başlarına gelebilecek en kötü senaryoyu hesabederek adım atmazlarsa akıbetleri korkunç olur.
49-Osmanlı Devletinin dağıtılmasının veya parçalanmasının hesabının yapıldığı Meşrutiyet yıllarında o dönemin meşhur entelektüel ve siyasilerinden Prens Sebahattin Adem-i Merkeziyet yasalarını çözüm olarak önermişti.
50- Bizim hükumetlerin 20 yıldır meclislerden geçirmeye ve uygulamaya koymaya çalıştıkları yerel yönetim yasalarından bahsediyoruz.
51-Türk halkını sonu uçurumla bitecek dev bir trene insafsızca bindirecek, o günün siyasileri “Türkiye o kadar büyüdü o kadar büyüdü ki, sormayın gitsin; bir
dev oldu, dev! O, artık - bakınız hele zekânın mertebe ve derecesine - merkezden yönetilemeyecek kadar büyük bir güçtür.+
52-denilecek devlet pasifize edilecek, Olağan-üstü yetkilerle donatılmış Belediyeler, Federasyonlaşma sürecini adım-adım gerçekleştirecek olan motorlar olacaktır.
53-Müstakbel Kürdistan haritasında yer alan her belediye meclisi, resmî veya gayri resmî olarak bir "mahallî parlamento" olacaktır;
54- İşbu mahallî parlamentolar birer "mahallî hükûmet" teşkil edecek bu mahallî yönetimlerle durdurulamaz bir süreç başlatılarak belediyelerden yeni bir devlet çıkarılma senaryosuna başlanacaktır.
55- Bu güne kadar izlendiği kadarıyla Fiilen federasyon olan bu yapıların hukukî bir statüye kavuşturulması ve daha ileri bir aşama olan, "bağımsız devlete” tahvilidir.
56-Bu da Yunan Devletinin 1821-1830 yıllarında kuruluşunda olduğu gibi zorla devlet içinden ikinci bir devlet çıkarılacaktır.
57-Bütün bu mahalli yönetimlerin parlamentoları olağanüstü bir celse akdederek bütün dünyaya bir bildirge yayınlar ve nominal (adsal) federasyon - veya otonomi veya bağımsızlık - statüsüne geçtiklerini ilan edeceklerdir.
58-Merkezî Hükûmet ve Merkezî Parlamento bunu kabul ederse ne âlâ, değilse, buradan kavga, yâni iç-savaş çıkar veya Osmanlı devletinden 35 devlet çıkarıldığı gibi,+
59- sınırımıza 100.000 tır silah yığan ABD ve PKK ile birlikte Türkiye’ye karşı savaşan diğer Batılı ülkeler tarafından haritalar hazırlanır ve Türkiye’ye dayatılır.
60- Bu bildirge ile tebliğ edilen hukukî statüyü tanıyacak çok sayıda devlet bir sinyal beklemektedir. Avrupa Birliği başta olmak üzere! Bu durumda Türkiye, kırk katır ile kırk satırdan birisini beğenmek zorunda kalacaktır.
61-İşte Irak örneği; işte Yugoslavya örneği!
İkinci dili resmi dil olarak kabul ettikten,Türk ve Atatürk sözcüğünü Anayasadan çıkardıktan sonra hangi kaya daha sertse git başını on defa ona vur!
62-Zaten psikoloji ve ekonomik olarak omurgası ezilmiş bir Türkiye'nin yapacağı fazla bir şey de kalmamış olacaktır!
Bu safhadan itibaren, artık "Türkiye", "Türkiye" değildir..
63-Böyle olunca Türkiye Bölününce Kürt soru bitecek mi?
Tabii ki bitmeyecektir. Zira, 60’lı yıllardan bu yana kurulması için çaba gösterilen Kürdistan'ın hâricindeki Türk bölgelerinde kalan Kürtlerin hiçbirisi yerinden kımıldamayacaktır.
64-İstanbul ya da Bursa, Balıkesir dururken Hakkâri'ye kim gider?
Muhtemeldir ki, birçok yerde Kürt kantonları oluşturulacak ve Türk Milleti olarak bütün bu problemleri aynen ve daha daha şiddetli olarak yaşamaya devam edecektir.
65-Bu sorunlar büyüdükçe Batı daha baskıcı davranacak bir yandan İslamcılar, Cemaatler, Tarikatlar Türk gençlerini Türklükten uzaklaştırmaya devam eder Ulusal birlik faaliyetlerin de Türk Milletinin karşısına çıkarmaya devam ederken +
66- diğer tarafta etnik taassup ve Batı ile mücadele edecek güç bile bulunmakta zorluk çekilecektir.
Bu mücadeleler Türkler tıpkı Balkanlarda olduğu gibi katledilene kalanları da Anadolu’dan kanlı bir şekilde çıkarılana kadar devam edecektir.
67- TÜRKSÜZ ANADOLU PLANI SAAT GİBİ İŞLEMEKTEDİR!
Batı desteğinde Türksüz Anadolu planı tıkır tıkır saat gibi işlemektedir. Bölücülerin arkasında Sadece kurdukları Kürdistan değil Avrupa Devletleri ABD ve İsrail gibi ülkeler olacaktır.
68- Hamaset hiç birimizi hiçbir yere götürmeyecektir.
Etnik ve dini taassup iktidara doğru adım adım yürürken kendi kendimizi veya birbirimizi Türk olmamız sebebiyle göklere çıkaran paylaşımlarımızın bize bir yararı olmayacaktır.
69- Milletçe Milli şuur noktasında duyarsızlaştırıldığımız için Türkiye ayaklarımızın altından kayıyor. Yarınlarda vatansız veya esir olacağız kimsenin umurunda değil!
70-Artık iyi olmayan bir sona doğru gidiyoruz. Öncelikle yapılması gereken, Anayasa değişiklikleri ile çözülmeleri yaratacak adımlardan uzak durmak maskesi düşen tüm siyasi partilere bu fırsatı vermemek olmalıdır.
71-Bir kısım siyasiler Türkleri ait bu hakları Etnik ve Dini taassup ile paylaştırarak, Batı'nın tek kurşun patlatmadan Türkleri Anadolu'dan çıkarma "Türksüz Anadolu" planına hizmet ediyor.
72-Bu partiler uluslararası şirketler ABD-AB ekseninde kontrol altındadır. Batı'nın Türkiye'yi silah patlatmadan ele geçirmeleri yönünde faaliyet halindedirler. Türkiye hızla ayaklarımızın altından kayıyor.
73-Bir kısım vatandaşlarımız hamaset sözcükleriyle “Şöyle asarız, böyle keseriz” diyerek hem kendilerini hem de arkadaşlarımızı yanlış yönlendiriyor.
74-Yıllarca iktidar da olanlar veya önündeki cama bakarak güzel güzel bol keseden vatan millet nutku atanlar iş icraata geldi mi tam tersini yapıp geçiyor. Millet aldırmıyor bile. Siyasi Partiler Türk milletinin aleyhine hareket eder hale gelmiştir.
75-Böyle bir ahvalde takım tutar gibi parti tutmanın gerçekleri açıklayanları suçlamanın veya tavır almanın hiç bir manası yoktur.
76-Doğruları söyleyenler tabii ki tribünlere oynamayacak, daha fazla beğeni alma peşinde hoşa gidecek olanları değil başa gelecekleri söyleyecektir.
77-Tek çare bu gidişi durdurmalıyız. Yeniden Tam Bağımsız Ulus Devleti kuracak bir siyasi örgütlenmeye giderek Emperyalizmin kolunu bacağını kırmak, Türk köylüsünü, Türk işçisini, +
78- Türk Memurunu hulasa Türk vatandaşını ülkenin efendisi yapmak gerekiyor. Atatürk 1923'de"Kimse Ecnebi sermayesinin bekçiliğini yaptıramaz” diyordu.
79-Biz şu anda milletçe Ecnebi sermayesinin bekçiliğini yapıyoruz. Yabancılar ithalat rejimi ve marketler vasıtasıyla bile Tarımı ve Hayvancılığı kontrol ediyor. Türkiye üretemiyor. İnsanlarımızın zar zor kazandıkları yabancılara ve hırsızlara soysuzlara gidiyor.
80-Bilge Kağan'ın buyrukların da olduğu gibi "Türk Milleti titreyip kendine gelmeli, Ulusal birlik sağlanarak, Türk gençleri ülkenin dağına, taşına, yer altı ve yer üstü zenginliklerine, Ovasına merasına, sermayesine siyasetine sahip çıkmalı ve sahip olmalıdır.
81-Atatürkçü, Türkçü, Atatürk ilke ve Devrimlerine bağlı, Tam Bağımsızlıkçı Ulus Devletçi, Devrimci, Antiemperyalist 80 yıldır yapılan tüm tahribatları ortadan kaldıracak,
82- Milli Tarım. Hayvancılık ve Sanayi politikaları uygulayacak, İkili üçlü ve diğer anlaşmaları iptal edecek Yeniden çağdaş hatta çağır üzerinde donanıma sahip Tam Bağımsız Ulus Devlet kurulmalı, evlatlarımızın geleceği kurtarılmalıdır.
83-Bizler bunu başaracağız..
Nasılmı?
Hep beraber vatan için el ele vererek başaracağız..
84-Kendisini Atatürkçü, Türkçü, Kemalist, Ülkücü ve diğer şekillerde adlandıran ancak yüreğinde tüm çıkarlardan uzak samimiyetle vatan sevgisi taşıyan arkadaşlarımızla Vatan için el ele verecek,
85- İstiklal Savaşında yendiğimiz Batı’yı ve Batıyla çıkarları örtüşen işbirlikçi - Gizli Ermeni ve Gizli Rum asıllı olduğu halde - etnik ve din taassup maskesi arkasına saklanarak 100 yıl önceki emellerine ulaşmak isteyen hainleri bir defa daha yeneceğiz.
86- Tüm değerli Arkadaşlarımıza sağlıklı, mutlu, başarılı, güzel bir gün diler beğeni yorum ve paylaşımları için teşekkür ederim. Bir sonraki paylaşımımız da görüşmek üzere Sevgiler Saygılar Selamlar.
TANER ÜNAL
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1- İLBER ORTAYLIYA CEVAP VERİYORUZ
TOPRAKLARIMIZIN HER KARIŞIN DA SAYISIZ ŞEHİDİMİZ YATARKEN, BU KADAR KUTSAL OLAN VATAN TOPRAKLARINDA NÜFUSUMUZUN %12’SİNİ TEŞKİL EDER HALE GELEN SURİYELİLERİN, AFGANLARIN NE İŞİ VAR?
2-BİR SAVAŞ KAYBETSEYDİK BİLE BÖYLE BİR NÜFUS GÖÇÜNE UĞRAMAZDIK!
TÜRKİYE'NİN “AFGAN GÖÇMENLERE İHTİYACI OLDUĞUNU” SÖYLEYEN SAYIN İLBER ORTAYLI HAYAL VE HAMASET ORTAMINDA YAŞIYOR!
BATI'NIN "TÜRKSÜZ ANADOLU" PLANINI İLE İLGİLİ BİR KONUDA OLAYLARI TERS YÜZ EDEREK ANLATMASI ÜZÜCÜDÜR
3- KÖYLÜLER ŞEHİRLERE GÖÇ ETTİYSE BUNA TARIMIN KASITLI OLARAK YOK EDİLMESİ SEBEP OLMUŞTUR.
TÜRK MİLLETİ TARİHİN EN YÜKSEK İŞSİZLİK ORANLARININ PENÇESİNDE KIVRANIRKEN AFGANLILARI VE SURİYELİLERİ NEDEN ÇALIŞTIRALIM?
NEDEN ONLARIN İŞYERLERİNDE ÇALIŞAN DURUMUNA DÜŞELİM!
TÜRKLER ANADOLU'YA MALAZGİRTLE Mİ GELDİLER? II.Flood zincir 25 den devam ediyoruz)
26-Bu Türkler Hazar Türk Devleti’nin teşekkülünde oldukça önemli rol oynayacaklardır. Daha sonra bu Türk devletinin adı Asya’nın en büyük gölüne ad olacaktır: “Hazar”
27-Böylece, 300 yıl süren bir istilalar dönemi yaşanmıştır. Nitekim, Peçenek ve Uz'lar gibi kavimler VIII. - XI. yüzyıllarda önceleri Balkar civarına, aşağı Sır-Derya ile İdil (Volga) boylarına, sonraları ise Güneydoğu Avrupa ve Balkanlar'a yerleşmişlerdir. (4)
28-VII. yy. da yaşamış olan Ermeni tarihçisi Molsey Kagankatvasi, “Agvan Tarihi”, adlı eserinde Doğu Anadolu ve bilhassa Azerbaycan arazisinde yurt tutmuş bazı topluluklardan bahsederken şu önemli bilgileri vermektedir: +
TÜRKLER ANADOLU'YA MALAZGİRTLE Mİ GELDİLER?
Sevgili Okurlar
1-Anadolu son buzul çağından itibaren (M.Ö.15.000) Türklerin ana yerleşim merkezlerinden birisi olmuştur.
2-Asya'dan hareket eden Türk Kavimleri Anadolu'ya Ön Asya ve Mezopotamya'ya gelirken Anadolu'dan Hareket eden Türk boyları da hem Asya'ya hemde Avrupa'ya göç etmişlerdir.
3-Nitekim, İsviçreli antropolog Eugène Pittard (1867–1962), “Irklar ve Tarih, tarihe etnolojik giriş” adlı eseri, makale ve bildirileri ile yeni bir çığır oluşturarak Avrupalıların ırkçı yaklaşımları ve Türk tarihi üzerinden yürüttükleri oyunlarına cevap vermiş, +
MOSKOVA MUTABAKATI NETİCESİNDE YAPILMASI GEREKENLERİ ANLATIYORUZ..
MOSKOVA MUTABAKATI, ABD’NİN (ULUSLAR ARASI KRİZ GURUBUNUN) 29 ŞUBATTA İSTEDİĞİ “TERÖR ÖRGÜTÜ HTŞ’YE (HEYET-İ TAHRİRU’Ş-ŞAM’A) DOKUNULMASIN M4 KARA YOLUNDA GÜVENLİ KORİDOR TESİS EDİLSİN” ÖNERİSİYLE UYUMLUDUR.+
BURADAN “RUSYA ABD ARASINDA GİZLİ BİR ANLAŞMA MI VARDIR?” SORUSU ORTAYA ÇIKIYOR!
TÜRKİYE BİR AN ÖNCE HŞT VE TÜREVLERİ İLE YOLLARINI AYIRMALI, DIŞ POLİTİKA DA YÜRÜTECEĞİ AKILCI FAALİYETLERLE BÖLGEDEN TEMİZLEMELİDİR!
Değerli Arkadaşlarım,
1937 yılında Akdeniz’de bazı ticaret gemileri kimliği belirsiz denizaltılarca torpillenerek batırılmaktaydı ve ayrıca deniz ulaşım güvenliği de tehlikeye girmişti.
TARİHTE KURDUĞUMUZ TÜM DEVLETLER BİZİM VATANIMIZDIR. TÜRK TARİHİNE İHANET EDENLER TÜRK VATANINA İHANET ETMEKTEDİRLER
BU GÜN TARİHİMİZ ÜZERİNDEN HAKLILIK İDDİA EDENLER ÖNCE ORTAK YÖNETİM DAHA SONRA VATAN TOPRAĞINDAN PAY İSTEMEKTEDİRLER.
HİÇ BİR KONUDA TAVİZİMİZ OLMAMALIDIR..
TARİHİMİZE, TARİHTEKİ TÜRK VARLIĞINA SAHİP ÇIKMAMAYA DEVAM ETMEMİZ, PEÇENEKLER, AVARLAR, UZLAR, KIPÇAKLAR, HAZARLAR, SAFEVİLER VE ONLARCA BÜYÜK TÜRK KAVİM DEVLET VE CİHAN DEVLETLERİNİN BAŞLARINA GELDİĞİ GİBİ SON TÜRK DEVLETİNİN DE TARİH SAHNESİNDEN ÇEKİLMESİ İLE NETİCELENECEKTİR
ARKADAŞLARIMIZIN SORULARI ÜZERİNE SİYASİ KÜRTÇÜLERİN TÜRK TARİHİ ÜZERİNDEN KENDİLERİNE MAL ETMEYE ÇALIŞTIĞI İDDİALARININ BAZILARINI VE SELAHADDİN EYYUBİ İLE İLGİLİ GERÇEKLERİ ANLATIYORUZ.
Su kaynaklarımız az
Olanı da dışarı gid.
80'li yıllarda DSİ Planlama Müd. görevliyken Dicle ve Fırat Nehirlerinin sularını yukarı kotlardan tüm Anadolu'ya yönlendirecek, önce doluluğu az barajları takviye sonra ülkemizi sulayacak bir proje hazırlamıştım!
Elzem bir çılgın proje
O yıllarda projemiz beğenilmiş ancak bazı yerlerin tünel açılarak geçilmesi ve maliyetinin yanında uzun bir süreci kapsayacağı gerektiği için ileri ertelenmişti.
Aradan 35 yıl geçti. Şimdi Tünel açmak çok kolaylaştı. Teknoloji ve kaynak artışı sebebiyle maliyetler azaldı.
Türkiye kuraktır.Nehirlerimiz su kaynaklarımız azdır. En verimli iki nehrimiz Fırat ve Dicledir. Önce Fırat suları Karasu ve Murat seviyesinden alınarak tüm yurda dağıtılabilir. Kuru ovalar bağlık bahçelik olur. Ülkemiz cennet olur paralar boşa değil milletimize gider.