bugün size bir çürümüşlüğü anlatmak istiyorum. doğa katliamı ve dolandırıcılık yapan bir holding. her aşamada onların önünü açan, çevreye ve ülkeye düşman bakanlık, valilik ve kaymakamlık. ve halkın yanında durmak yerine holdinge destek veren bir belediye. olay yeri marmaris.+
geçtiğimiz ağustosta marmaris yangınla mücadele ederken, sinpaş holding'in yasadışı ve dolandırıcı projesine çevre bakanlığı ve muğla valiliği "çed raporu gerekli değil" belgesi verdi. çed = çevresel etki değerlendirmesi. holding normalde bu raporu alamazdı. bürokratları bağladı.
neye dayanarak dolandırıcı diyorum? doğa katliamı bu işin neresinde? bürokratları ve belediyeyi neye dayanarak itham ediyorum? tahmin ettiğiniz üzere, hepsini anlatacağım, belgeleriyle paylaşacağım.
böyle projelerin çevreye zarar vermediğinin onaylanması gerekir. şirketler rüşvet vb yöntemlerle bir şekilde o onayı alır. sinpaş kızılbük projesi o denli çevre düşmanı, o denli yalan dolan sahtecilik içeriyor ki, kurumlarda ne kadar bağlantısı olsa da bu onay raporunu alamazdı.
bakanlık ve valilik imdada yetişti. proje asla çed onayı alamayacağı için "çed gerekli değildir" diye bir belge verdiler. böylece marmaris'in bir güzel koyu daha yeniden inşaata açıldı. şimdiden zeytin ağaçları kesilmiş durumda. ve bütün bunlar bir milli park içerisinde oluyor.
peki belediye ne yaptı? ağaç kesmine ve inşaata göz yumdu. üstelik inşaat yasağı varken ve inşaatın bazı kısımları proje alanı dışında gerçekleşirken. yetmedi, çed tamamlanmadan ruhsat verdi. yetmedi, çed sadece 1. ve 2. etap içinken, belediye 3. ve 4. etap için de ruhsat verdi.
marmaris belediyesi az önce bilgi notu gönderdi. paylaşacağım. bakanlık kararı ve hukuksal durum nedeniyle sorumluluk reddi var. yukarıdaki yanlışlara dair açıklama yok. oysa, projeyi uygun görmüyorlarsa, ruhsatı iptal edebilir. mücadele eden yurttaşlara destek verebilir. yok.
belediye chp'de olduğu için ilişkiler daha şüpheli hale geliyor. eli kolu bağlı gibi davranıyorlar ama geriye dönük kararlara bakınca gayet sinpaş lehine davranmışlar. bu hevesin kaynağı ne? yukarıdan yönlendiren birileri varsa (ki var galiba) öğrenip açıklamaktan çekinmeyeceğim.
marmaris kaymakamının olan biten karşısında nasıl bir tutum aldığını bir örnekle anlatayım. bu talana bu hukuksuzluğa bu dolandırıcılığa karşı mücadele eden yerel sivil toplum kuruluşlarını makam odasında ağırlayıp "bu işleri bırakın size sinpaş'tan sponsorluk ayarlayayım" diyor.
tüm memurlar pisliğin içinde mi? değil. milli parklar müdürlüğü tutanakla 3 kez suç duyurusunda bulunuyor. tarım ve orman müdürü "proje sakıncalıdır" yazısı yazıyor. mahkeme bilirkişi heyeti "çed gerekli değil" kararının iptali yönünde görüş bildiriyor. ancak hepsi yok sayılıyor.
bir düzeltme.. "çed gerekli değil" kararının iptali yönündeki bilirkişi heyet görüşü sinpaş ile ilgili değil. milas'taki başka bir tesis için. bir an marmaris için sandım. sinpaş için bilirkişi görüşü henüz bildirilmiş değil. umarım düzeltmeyi anlamsız kılacak bir sonuç alınır.🙏
bu suça bulaşma bakımından sanırım belediyedeki görevlilerin de tümünü suçlayamayız. sinpaş lehine verilen imar belgesinde sadece 2 yetkili imza var. imar müdürü ve belediye başkan yardımcısı. normalde belgeye imza atması beklenen diğer yetkililerin imzadan kaçındığını anlıyoruz.
şimdi gelelim bu işin dolandırıcılık boyutuna. özellikle sinpaş'ta hissesi olanların ve marmaris'te devremülk satın alanların (daha doğrusu aldığını zannedenlerin) dikkatine..
sinpaş'ın sadece rüşvet ve reklam masrafı var yazmıştım, sildim. onu da vatandaştan karşılıyor olabilirler. çiftlikbank gibi. gayrimenkul projeleri böyledir diyebilirsiniz. bu kadar sahtekarlık azdır. devamında anlatacağım. (bu arada, geçen sürede satış rakamları ikiye katlandı.)
sinpaş devremülk sattığını iddia ediyor. devremülk nedir? basit bir google aramasıyla en az 15 günlük olması gerektiğini görürsünüz. sinpaş aşağıdaki belirsiz ifadesindeki gibi 7 veya 14 gün için satış yapıyor. daha ucuza gelir demeyin. yasal haklar aynı olmuyor. çok mağdur var.
sinpaş şu ana kadar yaklaşık 10bin adet devremülk olmayan devremülk satışı yapmış. üstelik bu inşaatı termal tesis diye duyuruyor. peki ortada bir termal tesis var mı? yok. su sıcaklığı termal tesise uygun mu? değil. böyle bir başvuru bile yapılmamış. gerçekten çiftlikbank gibi.
güya jeotermal kaynak var diye satış yapacaklar ya, göstermelik bir sondaj kuyusu koymuşlar. sondaj falan yok tabii. termal diye pazarladıkları şey bundan ibaret. arkada kısımda ise milli parkı oyarak yaptıkları kamyon park alanını görüyorsunuz.
sinpaş'ın dolandırıcılığını yazmaya başlarken bu haberi bilmiyordum. acayip bir tesadüf oldu. ekte borsa bildirimi var. tam da bugün. şüpheli hareketleri nedeniyle sinpaş kızılbük için borsada yaptırım kararı gelmiş. açığa satış yasağına ilaveten kredili işlem yasağı uygulanıyor.
neredeyse küfür etmeyen biriyim. şu an küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum. sinpaş dolandırıcılık yaparak doğayı katletsin sonra da bize az plastik kullanımı ve tasarruf tavsiye etsin. evet, doğa için bunları yapmalıyız ve sinpaş'ı durdurmalıyız.
seriye devam edeceğim ama sanırım bugünlük bu kadar. yoruldum. konuyla ilgili ek okuma yapmak isteyenler için, benm de faydalandığım bazı haberleri paylaşmak istiyorum. evrensel.net/haber/445166/m…
seçim işleri nasıl bu adama emanet edilir anlamıyorum. acayip yeteneksiz. canlı yayının () tamamını izledim. iki yıl önceki mevzuda bile hâlâ düzgün cümle kuramıyor hâlâ çelişkili konuşuyor. istanbul seçimindeki gibi skandallara imza atacağı şimdiden belli+
ali ihsan yavuz: "istanbul seçimlerinin ikinci gününde 'bu işin arkasında fetö parmağı var, ayrıntılar yavaş yavaş ortaya çıkacak, bunları paylaşacağım.' dedim diye fazladan 10.000 kişi twitter'da beni takibe aldı ve ateş etmeye başladı. 10.000 kişi aynı anda saldırıya geçti."
- bir chp milletvekili vekili var, ismini vermeyeyim, dilerseniz de veririm.
- buyrun verin
- bir chp milletvekili
- hangi chp milletvekili?
- cumhuriyet halk partili bir milletvekili
- hangisi?
- siz de o kadar zorlamayın
- yok isterseniz söylerim deyince
- ehehe
tügva yöneticileri hakkında içeriden gelen bilgileri paylaşacağım. özellikle, çalışmadan aldıkları maaşları ve devlet kurumlarında nasıl koltuk kaptıklarını vurgulayacağım. yanıt hakları saklıdır. yanlışım varsa düzeltebilirler.
ibrahim beşinci ile başlayalım. tügva yönetim kurulu üyesi. yıllardır bağcılar belediyesi'nde "proje sorumlusu" kadrosunda yer alıyor. normalde gururla paylaşabileceği bu bilgiyi herkesten saklar çünkü işe gitmez, çalışmaz, sadece düzenli maaş alır.
yanlış yazdığımı fark ettim, başkası düzeltmeden ben düzelteyim:) "proje sorumlusu" değil "proje uzmanı" olacaktı. diğer bilgiler doğru. bildiğim kadarıyla 6 yıldır böyle takılıyor. @ibrahim_besinci susacaktır. o halde belediye başkanı @LokmanCagirici açıklama yapmalıdır.
tügva belgelerini gazete haberi yapsaydım "paralel devlet yapılanması" başlığı atardım. din istismarına dayalı ordu, emniyet, yargı kadrolaşması başta olmak üzere, fetö diye anlatılan ne varsa, tamamı bunlarda da var. üstelik kişilerin kaydı tutulmuş. kimlik numaralarına kadar.+
excel listesi aslında daha uzun. görsel olarak paylaşabilmek için bir kısmını aldım. umarım okunabiliyordur. isimlere, kimlik numaralarına, telefonlara bant çektim ama bu listelerin başka ellerde de olduğuna eminim. bugün torpiliyle mutlu olanlar, yarın zor zamanlar geçirebilir.
çocukları cemaat yurduna alırsın, tornadan geçirirsin, sonra asker polis kadrolarına gönderirsin. bilindik bir hikaye. yeni sezon. tügva versiyon.
nasıl olur da bir kaymakam mahkeme kararını engellemek için polise talimat verir? ona bunu yaptıran nedir? neye güvenir? neyden korkar? bu soruların peşine düştüm ve berbat bir bürokrat profiliyle tanıştım. sizi de tanıştırayım. mevcut adalar kaymakamı @musayhan'dan bahsediyorum+
şaşırmadınız di mi? adalar kaymakamı milletvekili olmak istiyor. hem suçlarına koruma kalkanı hem daha çok yeme imkânı. yine aday adayı olabilmek için (bence şansını kaybetti) halkın/devletin değil, partinin kaymakamı gibi. peki hangi suça bulaşmış? bunun için mardin'e gideceğiz.
kastamonu üzerinden gidelim. yerel gazeteler bazen şaşırtıcı derecede açık yazıyor. şehrin vekilleri soylu ile görüşüp bu şahsın vali olmasını istiyor ancak erdoğan mardin'e kayyum olarak atamayı uygun görüyor. (yolsuzluk nedeniyle görevden alınan kayyum) aciksoz.com.tr/gundem/mustafa…
özlem zengin'e saldırılar iki gündür aralıksız devam ediyor. kendi mahallesinde linç ediliyor. istifasını veya görevden alınmasını istiyorlar. ben bu konuyu önemsiyorum ve sonucunu merak ediyorum. çünkü ak parti içinde bir yol ayrımı anlamına geldiğini düşünüyorum. biraz açayım.
ne diyorlar? feministlikle suçlayanlar var, fetö ağzıyla konuşuyor diyenler var, reisin altını oyuyor diyenler var, islama uygun davranmadığını söyleyenler var, böyle konuşacaksa başörtüsünü çıkarsın diyenler var.. ve hepsinin ortak amacı, yeni yönetimde görev verilmemesi.
ilginçtir, saldırılar karşısında özlem zengin'i savunması beklenenler çok sessiz. görebildiğim kadarıyla sadece 2 vekil (tuba durgut ve fatih toprak) kendisini destekledi. oysa kısa süre önce tek bir twite karşı hepsi kenetlenmişti. şimdi binlerce twite karşı neden bu sessizlik?
boğaziçi’nde neler oluyor? özetle.. dışarıdan kayyum atandı. üniversite buna itiraz etti. öyle böyle bir itiraz değildi. atanmış rektör ünversite içinden tek 1 destekçi bile bulamadı. işbaşı yapamadı. bu durumun geçici olduğu varsayıldı ama sonradan öyle olmadığı anlaşıldı.
melih bulu atamasına üniversite itiraz etti dedim. bu doğru mu? üniversitenin bir bölümü (veya büyük bölümü) mü demeliydim? sanmıyorum. enteresan bir şey oldu ve üniversitenin tamamı itiraz etti. hoca, öğrenci, çalışan. her kesimden herkes.. siyasi ayrımlar bile devre dışı kaldı.
yanlış bir atama olduğu anlaşıldı. bence herkes anladı. zaten dikkat edin, onca tartışmaya rağmen, melih bulu’nun doğru kişi olduğuna dair yazı okumadınız. en yalaka insanlar bile bunu yapamadı. kimse melih bulu’yu savunamadı. doğru olan, yanlıştan dönmekti. ama bu da yapılamadı.