Thread by @selcuksalih

Rusya, yarından itibaren her an Ukrayna'yı işgal edebilir. Ondan sonra olacaklarla, zaten değişmekte olan Dünya, yeni istikamette çok daha hızlı ilerleyebilir. Bu istikametin ne olduğu çok iyi anlaşılmak zorunda, yoksa umutsuzluk/çaresizlik/kaos yaşanabilir... >>

İyi anlaşılması gereken, galiba şu:
2019'a geri dönüş yok.
Artık başka bir Dünya.
Eski hamam eski tas devam etmesi için uğraşanlar peşinen -kendi iyilikleri için- bundan vazgeçmeliler.
Eski usûl "muktediriyet" hükmen sona eriyor. Devamı, kollektif bir şey..
#KonstantiniyeNotları

Yeni dönemin özelliklerinin başında "bilinmezlik" ve "ani değişimler" olacak gibi görünüyor. Bunu (elektrik kesintileri gibi) "irili ufaklı sürprizler" ve (sosyal alanda) "devrimler" diye okumak bile mümkün.
Savaşın Türkiye'yi de etkileyeceği kesin, sadece boyutu belirsiz...

Durumun vahameti bakımından birlaç ön bilgi:
Rusya saldırırsa, 1939'dan beri Avrupa'da ilk kez bir ülke diğerini işgal etmiş olacak. Uydu görüntülerine göre sınırdaki Rus askeri birlikleri, 1945'de Berlin'e karşı hareketlenen Kızılordu birliklerinden daha fazla...

Ukrayna sınırındaki Rus ordusunun mevcudu Ukrayna'yı işgale yetmiyor ama Belarus'da üslenmiş askerleriyle birlikte hareket ederlerse, Odessa'ya kadar tüm doğu Ukrayna'yı işgal edebilirler. Bu, sadece Türkiye'ye değil, doğrudan Avrupa'ya da bir tehdit...

Rusların yaptığı ve sonra aleyhlerine dönebilecek bir hataları var (benzerini İslamcılar modern Cumhuriyete karşı yaptılar). Ruslar Avrupa'nın değerlerini küçümsüyor, ne zamandır Avrupa'yı "zayıf" sayıyorlar (islamcılar da seküler/laik Cumhuriyet değerlerini küçümsemişlerdi)...

Avrupa'yı güçlü kılan, onca (kötü ve iyi) yaşanmışlığın ardından oluşan ve esasen II. Dünya Savaşı'ndan sonra (özellikle de son 20 yılda) 'Değerler'. Tıpkı Türkiye'yi güçlü ve bölgesinde benzersiz kılanın, halkının özümsediği o değerler (-in buralı versiyonu) olması gibi...

Yeni bir istikamete doğru yol alırken, yola nereden çıktığımıza dikkat ediyoruz, çünkü o noktadan, çılgın bir derenin öbür tarafına geçerken arkamıza bakmayacağız, çünkü karşıya geçmek için en sığ ve en az tehlikeli güzergah orası olacak...

Yola nereden çıkıldığı, bundan sonraki güzergahı kolaylaştırırken, nehrin karşısında nereye çıkılacağını da belirliyor. Ama şunu şimdiden söylemek gerek: Öbür tarafa geçildikten sonra, yola nereden çıkıldığından çok, bulunulan konum önemli olacak, nehrin diğer yakası değil...

Geleceği belirleyen sosyal değerlerin başında birbiriyle bağlantılı karşılıklı yardımlaşma ve birlikte hareket gelecek. Hiyerarşiler önemli ölçüde iptal olacak. Bunun tersini deneyip ağzının üzerine çakılan ülkeler de olacak elbette, ama Türkiye öyle değil; -hızla öğreniyor... <<