Rusya, Ukrayna Savaşı'nda nasıl başarısız oldu? Çin pozisyon mu değiştiriyor? Hindistan ve Türkiye'yi bekleyen tehlike ne? Savaşta şimdiye kadar neler oldu ve şimdi ne olacak? Büyük bir yıkım yaklaşıyor.
Gelin anlatayım.
1* Rusya sürecin en başında, diplomasi masasının kilitleneceğini ve sahaya ineceğini tahmin ediyordu. Bu nedenle tüm stratejisini Donbas'ı tanımak ve akabinde Zelenski'yi devirip Rus yanlısı bir hükümet getirmek üzerine kurmuştu.
2* Süreç tam da beklendiği gibi gerçekleşti. Rusya, Ukrayna ordusunu devre dışı bırakacak türden hava taarruzu ve siber saldırı başlatıp kilit şehirlere yüklendi.
Hesaplamalara göre 5-7 gün içerisinde kilit şehirler düşecek ve hükümet devrilecekti.
3* İşin ilginç yanı, ABD de tam olarak bunun olmasında çıkar görüyordu. Çünkü ABD ve AB arasında ciddi bir uyumsuzluk vardı ve bu uyumsuzluğun giderilmesi için doğuda ciddi bir tehlikenin ortaya çıkması gerekiyordu: Rus işgali!
4* Filmi biraz önceye saralım. Pek çok kimse Rusya'nın saldırıyı elverişsiz bir dönemde başlattığını düşünüyor. Halbuki gerçekler öyle değil. Rusya'nın saldırı için güzel bir zamanlama tercih etti.
Bunu anlamak için Batı dünyasının son 5-6 yılına bakmak gerek. Bakalım.
5* Trump seçildiğinde ABD'nin uluslararası konumu büyük ölçüde sarsıldı. Trump önce bazı uluslararası anlaşmalardan çekildi. Akabinde Rusya ile ılımlı bir siyaset izlemeye başladı. Fransa ve Almanya ile sorun yaşadı.
Yani ABD-AB ilişkileri ile NATO düzeni bozulmaya başladı.
6* Öte yandan 2020 yılında pandemi başladı. Küresel ekonomik denge bozuldu. Avrupa ve ABD'de yüksek enflasyon baş gösterdi. Enerji fiyatları yükseldi. En önemlisi, AB'nin "özerklik arayışının" artmasıydı.
7* Olaya Rusya cephesinden bakılırsa durum daha da netleşiyor. Batı, 2014'te Ukrayna için hamle yapmış ve kaybetmişti. Fakat tehlike geçmiş değildi. Rusya'nın Ukrayna krizini çözmesi ve ülkeyi ele geçirmesi gerekiyordu.
Batı ise oldukça hazırlıksız bir durumdaydı.
8* ABD'nin hem AB'yle ilişkileri bozulmuştu hem de NATO içinde büyük çatlaklar vardı. 2020'den itibaren de küresel ekonomik sorun baş göstermişti. Ve enerji fiyatlarının yükselmesi, Rusya'nın gelirleri açısından önemliydi.
9* Ukrayna'da ise eski bir komedyen liderliğe geçmişti ve kriz anlarında ülkeyi başarılı şekilde idare etmesi zor görünüyordu. Özetle:
Dağınık bir Batı, olumsuz ekonomik gelişmeler ve sallantıdaki Ukrayna... Rusya için şartlar hazırdı.
10* Rusya'ya göre ekonomik sorunlarla boğuşan dağınık bir Batı, eski bir komedyen tarafından yönetilen sallantıdaki bir Ukrayna'ya yapılacak ani bir taarruzu engelleyemezdi.
Şartlar bu kadar elverişli iken Rusya'nın fırsatı değerlendirmemesi büyük hata olurdu.
11* Yani Rusya için zamanlama oldukça iyiydi. Fakat hesapları bozan ABD dışişlerinin krize verdiği refleksti.
ABD, Rusya'nın saldırganlığını bir tür fırsata çevirmek için çok önemli üç hamle yaptı. Önce, Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini açıkladı.
12* Bu arada söylemekte yarar var. ABD'nin Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini açıklaması bir tercih değil realitedir. Çünkü 3. Dünya Savaşı'nı başlatma riski taşır.
Fakat ABD'nin her defasında asker göndermeyeceğini açıklaması Rusya'yı iyiden iyiye teşvik etti.
13* ABD'nin attığı ikinci kritik adım Ukrayna ordusuna verilen askeri destektir.
Bazı anti-Amerikancılar ABD'nin Ukrayna'yı satıp ortada bıraktığını iddia ediyor. Fakat bu doğru değil. Evet, ABD kullanıp atmakla ünlüdür. Ama bu kez bunu yapmadılar.
14* ABD, 2014 yılında bölük pörçük durumda olan zayıf Ukrayna ordusuna ciddi destek verdi. Ordu bu süreçte gücünü toparladı. Ek olarak ABD önemli silah desteğinde bulundu.
Bu silah desteğinin kapsamı ve amacını biraz sonra anlatacağım.
15* Ve ABD'nin attığı en kritik adım, "pasif caydırıcılık" üzerine kurulu bilgi savaşını çok iyi yönetmesidir.
ABD tehlikenin yaklaşmasını istiyordu ve yaklaşan tehlikeyi adeta her gün bağırdı. Böylece AB'ye yoğun bir tehdit algısı aşıladı.
16* ABD zaten ne yaparsa yapsın Rusya'nın işgalini engelleyemezdi. Putin açıkça Ukrayna diye bir devletin olmadığını ilan etmişti. Bu ABD'nin yapabileceği yaklaşan tehlikeden istifade edip Batı dünyasındaki çatlakları onarmaktı.
Tam olarak bunu yaptılar ve çok başarılı yaptılar.
17* Sürecin başında özerk hareket eden Fransa ve Rusya'ya karşı pozisyon almak istemeyen bir Almanya vardı. Swift yaptırımından silah desteğine kadar pek çok Avrupa ülkesi kararsızdı.
ABD tüm bu kararsızlıkları bitirmeyi başardı. Batı'yı birleştirdi ve peşine taktı.
18* Almanya uzun süredir devam eden Rus politikasını bozdu. AB iyiden iyiye ABD'nin politikalarına uyum sağladı. Öyle ki İsviçre bile tarihsel tarafsızlık tutumunu değiştirdi.
Batı dünyası ABD komutanlığında bir araya geldi. İşte, ABD'nin Rus işgalinden sağladığı çıkar budur.
19* Ruslar tetiği çektiğinde, Washington alacağı elverişli pozisyonu çoktan almıştı. Konsolidasyonu sağlanan Batı dünyası seri yaptırım ve silah yardımına başladı.
Bu refleksin tek bir amacı vardı: Ani Rus saldırısını "şimdilik" durdurmak.
20* İşte bu noktada devreye ABD'nin bir süredir Ukrayna'ya yaptığı yardımlar giriyor.
ABD'nin bu süreçte yaptığı askeri yardımın iki yönü mevcut. İlki, Rus saldırılarına direnmek için gerekli silahları sağlamaktı. Ama ikincisi daha önemli!
21* Ruslar, yukarıda bahsettiğim gibi 5-7 gün içinde Zelenski'yi düşürebilecek işgali başlattığında devreye Amerikan silahları girdi.
Ukrayna ordusu Ruslarla açık alanda savaşamazdı. Fakat Rus ilerlemesini sekteye uğratacak bir tür kaçak dövüş Rus planlarını bozabilirdi.
22* ABD'nin sağladığı silahlar, Rus tanklarını, uçaklarını ve zırhlı araçlarını gafil avlamayı başardı. Böylece 5. güne geldiğinde Rus ordusu tahmin edilenden çok az ilerleme kaydetmişti ve çok fazla kayıp vermişti.
Bu noktada Zelenski'ye parantez açmak gerekiyor.
23* Eski bir komedyen olan ve ne politika ne de savaş konusunda tecrübesi bulunmayan Zelenski bu süreçte başkenti terk etmeyerek muazzam bir karizma kazandı.
Moral, savaşlarda oldukça önemlidir ve Zelenski'nin beliren kahramanlığı sürpriz şekilde Ukrayna ordusunu toparladı.
24* Sonuçta, Rusya amaçlarına ulaşamadı. 7. gün gelmesine rağmen kritik şehirler ele geçirilememiş ve Rus ordusu Odesa limanına ulaşamamıştı.
Ruslar o kadar kötü durumdaydı ki Putin "darbe çağrısına" yeltenmek zorunda bile kalmıştı.
25* Ukrayna ordusunun direnişi ve Zelenski'nin kahramanlaşması dışında Rusya'nın başarısız olmasındaki en temel etkenlerden biri Rus ordusunun havada üstünlük kuramamasıydı.
Bu oldukça beklenmedik bir gelişmeydi. Bunun da bazı nedenleri var.
26* Pentagon tam emin olmamakla birlikte Rusların hava hakimiyeti sağlayamamasını bazı nedenlere dayandırıyor:
Rusya hava taarruzlarına ağırlık vermedi. Bunun nedenleri arasında pilotların tecrübesizliği, yakıt tasarrufu ve uçakları riske etmemek gibi etkenler tahmin ediliyor.
27* Ruslar belki de işgalin başarıyla gerçekleşeceğine fazla bel bağlamış olabilir. Fakat hava hakimiyetinin sağlanamaması sürpriz bir oyuncuyu sahneye sürükledi:
SİHA'lar!
Türk sihaları, hava hakimiyetinin sağlanamadığı ortamda oldukça elverişli bir ortam yakaladı.
28* Böylece 7. günün sonunda Rusya'nın "ani bir işgal" ile kritik şehirleri ele geçirerek Zelenski'yi devirme planı başarısız oldu.
Fakat bu durum Rusların yenildiği anlamına gelmiyor. Sırada B planı var:
32* Şayet B planı başarıya ulaşırsa, Ukrayna savunması çökecek ve kritik şehirler Rus hakimiyetine geçecektir.
Askeri çevreler Rusya'nın bunu başarma ihtimalini yüksek görüyor. ABD bu realiteyi çoktan kabullenmiş olabilir. Hatta hazırlığını bile yapmış durumda.
33* Rusların hedefi kanlı bir saldırıyla kritik şehirleri ele geçirmek ve Ukrayna savunmasını tamamen çökertip hükümeti devirmektir. Böylece Rus yanlısı bir hükümet başa geçecek.
34* Şayet Ukrayna toplumu yaşanan kanlı saldırılara reaksiyon gösterirse, Rus yanlısı yeni hükümet Rus askeri gücünü davet eder. Tıpkı Belarus ve Kazakistan'da olduğu gibi...
Ukrayna savunmasının çökmesi nedeniyle toplumun direnme ihtimali çok çok düşük. İmkansız gibi.
35* Rusya bu noktada iki kritik manevra yaptı. Sivil tahliyesi için geçici ateşkes talep etti ve süreci oyalamak için diplomatik açıklamalar yaptı.
Fakat tüm bu manevralar, geçmişte Suriye'de olduğu gibi büyük bir kanlı saldırı için ortam hazırlamaktan ibarettir.
36* Rusya tüm hamlelerini B planının başarıya ulaşması için atıyor. Öte yandan ABD ise bunların tamamını öngörüyordu. Ve tüm hazırlığını "kanlı bir saldırı" neticesinde şehirlerin işgal edilmesi ihtimaline odakladı.
37* Yukarıda ABD'nin askeri destek sağlarken iki önemli adım attığını söyledim. İlki silah yardımıydı. İkincisi ise çok daha önemliydi.
ABD bir süredir Ukrayna'da şehir savaşları için çatışacak paramiliter güçlerin eğitimi için adımlar atıyor.
38* Ruslar B planı gereğince kanlı bir saldırı başlattığında kritik şehirler büyük ihtimalle düşecek. ABD bunu tahmin ediyor.
İşte, tam olarak o noktada Ukrayna savunmasının dağılmaması için tüm hazırlıklar yapıldı: Sokak Savaşları!
40* ABD'nin eğittiği Ukraynalı paramiliter güçler dışında muhtemelen dünyanın pek çok bölgesinden gelecek savaşçılar Ukrayna'ya doluşacak. Böylece kanlı bir boğuşma başlayacak.
Zelenski belki de bu duruma düşmemek için ABD'den ısrarla bir talepte bulundu: Uçuşa kapalı bölge
41* Uçuşa kapalı bölgenin sağlanması halinde Ukrayna ordusu avantajlı bir konuma geçecekti. Fakat ABD bu teklifi kabul etmedi. Haksız da sayılmazlar. Bu talebin kabul edilmesi ABD-NATO ile Rusya arasında savaş riski doğurabilir ki bu ABD'nin -haklı olarak- istemeyeceği bir şey.
42* Sonuç olarak önümüzdeki günlerde ciddi bir Rus saldırısı izlemek şaşırtıcı olmaz. Şehirlerin düşüşü de...
Bu noktada Ukrayna savunması güçlü kalabilirse sokak savaşları başlayacak. Sokak sokak, ev ev, hatta oda oda savaş... Kanlı ve uzun...
43* Böylece -bana göre- ABD en başından bu yana amaçladığı ortamı sağlamış olacak. Ukranya'nın işgali ve sokak savaşlarında gerçekleşen sivil kıyımı, Batı dünyasını tamamen Rus karşıtı konuma sokacak. ABD bu noktada elverişli bir komutan statüsü elde edecek.
44* Rus ekonomisi, Batı dünyasının uyguladığı güçlü yaptırımlarla büyük yaralar alacak ve Rus ordusu Ukrayna'da tam olarak bataklığa saplanacak.
ABD, Batı dünyasını büyük oranda yönetiyor ama şu an için istediği konumda değil.
45* Yaptırımlarda büyük yol kat etmeyi başardılar. Fakat en öldürücü yaptırım konusunda AB hazır değil. Çünkü AB, enerjisinin önemli bir kısmını Rusya'dan temin ediyor.
Enerji yaptırımlarına şimdiye kadar ilişilmedi. Çünkü bu, AB için sert ekonomik zararlara neden olabilir.
46* Fakat bugün, Rusya'ya enerji yaptırımları uygulanması konusunda tartışmalar başladı. En olmayacak yaptırımlar bile tartışılıyor.
ABD, sağladığı pozisyonla bunu başarıyor. Sokak savaşları ve sivil ölümleri başlarsa Rusya'ya enerji yaptırımları gelmesi işten bile değildir.
47* ABD'nin diğer bir çekincesi, Çin'in yaptırımlara katılmayarak yaptırımları yumuşatma kabiliyetiydi. Bu durumda ABD'nin Çin'e de yaptırım uygulaması gerekecekti ki AB'yi buna ikna etmek kolay değildi.
48* Fakat sokak savaşları ve sivil ölümlerinin ABD'ye sağlayacağı pozisyon, AB'yi Çin'e uygulanacak yaptırımları bile kabul ettirebilir.
Öte yandan Çin'de ciddi bir politik savrulma görülmesi mümkün. Çünkü onları da rahatsız eden şeyler var.
49* Çin sürecin en başında Rusya'ya politik destek sundu. Muhtemelen Rusya'nın A planında başarılı olacağını ve Ukrayna krizinin 7 günde sonuçlanacağına ikna olmuşlardı.
Fakat sürecin uzaması Çin'in politikasını değiştirebilir.
50* Çin çevreleri bir süredir hafif retorik değişim yaşıyor. Pekin'de tarafları müzakereye davet eden diplomatik bir çağrı dalgası başladı.
Çin, Rusya'nın B planının başarısız olması halinde sokak savaşlarına onay vermeyebilir ve Putin'i yalnız bırakabilir.
51* Çin en başından bu yana bir tür küresel kamplaşma yaratacak krizlere sıcak bakmıyordu. Ukrayna krizi sokak savaşlarına evrilirse ABD bu kamplaşmayı yaratacak güce erişecek. Bu, Çin için bir tür erken hesaplaşma olacaktır ki buna razı gelmeleri zor.
52* Özetle sokak savaşlarının başlaması Çin'i kritik bir yol ayrımına getirecek.
Ve sadece Çin'in değil... Sürecin başından bu yana tarafsızlığını koruyan Türkiye ve Hindistan da böyle bir yol ayrımına gelecek.
53* Hindistan, Çin'le gergin ilişkilere sahip ve batısındaki Pakistan'ın Çin'le giderek iyileşen ilişkileri tedirginliğin boyutunu artırıyor. Rusya'nın Hindistan ilişkileri soğuk savaştan bu yana iyi sayılır. Rusya bu süreçte Hindistan'a önemli askeri yardımlar yaptı.
54* Delhi, coğrafi olarak tamamen çevrilmemek adına Rus ilişkilerine önem verdi. Bu nedenle Hindistan, Ukrayna krizinde tarafsız kaldı. Fakat ABD, bir süre sonra Delhi'yi taraf seçmeye zorlayacaktır. Ve Delhi, Çin'e karşı ABD desteğine muhtaçtır.
55* Türkiye'nin durumu daha kritik. Türkiye bir NATO üyesidir ve sokak savaşlarının başlamasıyla tarafını seçmeye zorlanacaktır.
Ankara şimdiye dek Ukrayna lehine tarafsızlık politikasını yürütmeyi başarsa da sokak savaşları bu politikanın bitmesine neden olabilir.
56* Son olarak, sokak savaşları başlarsa ne olur?
Çok sivilin öleceği ve şehirlerin harabeye dönüşeceği neredeyse kesin gibi. Sonucunda ise üç önemli senaryo mevcut.
57* Sarı senaryoya göre Rusya sokak savaşlarını da kazanarak Pirus Zaferi elde eder. Ülkeyi ele geçirir fakat kontrol edip edemeyeceği şüphelidir. Moskova'ya büyük bir küresel tepki oluşur. Muhtemelen yaptırımlar da devam eder.
58* Turuncu senaryoya göre Rusya sokak savaşlarını kısmen kazanır. Zelenski hükümeti ülkenin batısına konuşlanır. Böylece Ukrayna fiilen üçe bölünür. Doğuda bağımsız Donbas, ortada Rus yanlısı Kiev hükümeti ve Batıda ABD yanlısı Lviv hükümeti...
59* Kırmızı senaryoya iç ve dış savaşçılar sokak savaşlarını kazanır. Pirus Zaferi'nin sahibi Zelenski olur ve Rusya büyük bir hezimetle çevrelenir. Bu durumda Kafkasya ve Orta Asya hareketlenecektir.
Ukrayna ise artık Batı saflarına katılacaktır.
60* Şunu unutmamak gerek: ABD en başından beri sürecin bu noktaya geleceğini biliyordu. Hazırlıklar bugüne yapılmıştı. Artık kanlı bir kıyımın başlaması an meselesi. Dileyelim de bir sürpriz olsun ve savaş bitsin.
Son Söz: Yurtta ve cihanda sulhun kıymetini bilelim.
Bilgisel sona ermiştir. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Patreon sayfamda desteklerinizi beklerim. patreon.com/consinov
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Yüz yıl önce Milli Eğitim'i ABD'ye verebilmek için önce ortada Milli Eğitim olması lazım. Bu palavraları bir kenara bırakalım. Size gerçekleri yazayım.
Eğitim Bakanlığı'nın 1893 tarihli raporuna göre o tarihte Osmanlı genelinde 4572 MİSYONER okulu bulunuyor.
1* Osmanlı Devleti 1830'lardan itibaren adeta MİSYONER pazarı haline geldi. İngiltere ve Fransız misyoner teşkilatları ülke genelinde okullar üzerinden adeta işgal başlattı.
1893'e gelindiğinde toplam okul sayısı 4572 oldu. Belgesini de vereyim. Sonra lafı edilmesin.
2* Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin Yıldız Perakende Maârif Nezareti Maruzatı'ndaki 3 numaralı dosyasının 31 numaralı gömleğinde yer bu araştırmaya ilişkin rapor yazılı.
1900 yılında ABD'nin sadece Anadolu'da 417 okulu ve 17556 öğrencisi vardı. Ve bunlar sıradan okullar değil.
ABD, iki ay önceye kadar Rusya'ya karşı pozisyon almakta tereddüt eden AB'yi pek çok yaptırıma ortak ederek Moskova karşısında konumlandırmayı başardı.
Ama asıl mesele Rusya'ya enerji yaptırımı uygulamak ve Rusya'ya destek vermesi halinde Çin'e ikincil yaptırım uygulamak. Zor.
ABD-AB olur da vites artırarak, Rusya'ya enerji yaptırım uygulasa bile Çin, Rusya'nın alıcısı olmayı (elbette AB'nin ödediğinden daha düşük bir bedel üzerinden) kabul edebilir.
Bu durumda ABD-AB'nin vitesi yeniden artırması ve Çin'e de ikincil yaptırım uygulaması gerekecek.
Fakat şimdilik bu ihtimaller çok düşük. Çünkü böyle bir durumda AB'nin tam olarak resesyona gireceği konuşuluyor. Çarşıyı ciddi halde karıştıracak ihtimaller bunlar.
Ama Ukrayna direnmeyi başarır ve Putin Kiev'i Halep'e çevirirse o zaman neler olabilir meçhul.
Rıfat Börekçi çok mert, çok şahsiyetli ama bir o kadar da talihsiz biri. Atatürk'e karşı olmadığı için dini çevreler tarafından adı anılmıyor. Atatürkçü çevreler de niyeyse onun kıymetini anlayabilmiş değil. Haliyle adı tarihe karışıyor. Öne çıkarılmıyor.
Bugün ölüm yıl dönümü.
Rıfat Efendi Atatürk'ün Ankara'ya geldiği dönemde ona destek veriyor. Topladığı parayı maddi sıkıntı yaşayan Milli Mücadele grubuna bağışlıyor. İdam fetvasına karşı Ankara Fetvası'nı yayınlatarak karşı duruyor.
Parayı bağışladığı anı da çok ilgi çekicidir.
Atatürk, paranın mali işlere bakan Mazhar Müfit Bey'e teslim edilmesini istiyor. Rıfat Efendi teslim için gittiğinde Müfit Bey'in çekmecesinde sadece iki şeker kalmıştır.
Müfit Bey bu nedenle "sanırsam kahve sevmezsiniz" diye latife yapıyor.
Sene 1937.. O dönem, Hitler Almanyası, Çekoslovakya'nın Südet bölgesine göz koymuş durumda. Prag ise direniyor. Tüm Avrupa, krizin savaşa neden olmasından tedirgin. En çok da savaşın başlamasıyla yutulacağının farkında olan Romanya..
O günlerde Romanya kralı Atatürk'e geliyor.
Romanya Kralı Karol, Atatürk'le görüşmesinde Südet krizinden bahsediyor ve bir ricada bulunuyor: Çekoslovak lider Beneş'le görüşmesini ve Südet'i Almanlara bırakmasını nasihat etmesini istiyor.
Böylece kriz çözülecek, savaş riski dağılacak ve Romanya tehditten kurtulacaktır.
Esasen bir kralın, uluslararası bir sorunu çözebilmek için Atatürk'ten yardım talep etmesi, Atatürk'ün o dönem için nasıl itibar sahibi olduğunu yansıtmak açısından önemlidir.
Fskat Atatürk bu ricayı duyduğunda şaşırıyor. Şöyle söylüyor:
#Bergen'in ölümünü hiçbir zaman sadece "bir kadının öldürülmesi" olarak görmedim.
O, toplumsal yozlaşmadan çarpık aile yapısına, kadını ikinci sınıf gören zihniyetten sanatı ahlaksızlık kabul eden anlayışa uzanan çürümenin cesaretlendirdiği bir cani tarafından katledildi.
Bergen çocukluğundan itibaren ailenin sağlayabileceği maddi ve manevi katkıdan yoksun büyüyor. Tutkulu olduğu mesleğe yönelirken hep bunun eksikliğini yaşıyor.
Hatta icra ettiği sanat nedeniyle dışlandığı bile oluyor.
En verimli çağında kadını ikinci sınıf gören zihniyetin yetiştirdiği bir cani tarafından aldatılıyor. "Kadının kariyeri üzerinde söz hakkı bulunan erkek" cüretiyle mesleğinden men ediliyor.
2. Dünya Savaşı'ndan sonraki sıkıntılı sürece girdik. Boğazlar'da atacağımız adımlar önümüzdeki on yılları etkileyecek.
Türkiye Ukrayna krizinde nasıl adımlar atmalı, tarafı neresi olmalı? Gelin anlatayım.
1* Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. Bu kriz Türkiye'yi "doğrudan" etkileyen bir krizden çok dolaylı yönden etkileyen bir kriz.
Kriz esasen Doğu Avrupa sorunu, yani Avrupa'nın güvenlik konsepti ve stratejisiyle ilgili. Haliyle mesele evvela Avrupa'yı ilgilendiriyor.
2* Avrupa, 1991'e dek doğuda ciddi bir Rus tehdidiyle yaşadıktan sonra Sovyetler'in dağılmasıyla rahat nefes aldı. Fakat Rusya'nın özellikle 2014'ten sonraki hamleleri tehlikeyi yeniden artırmaya başladı. Şimdilerdeyse ciddi bir sorun haline geldi.