My Authors
Read all threads
Yeni silsile (#FLOOD):
1° ABD Neden kendi vatandaşlarını biyolojik silahla öldürdü?
2° Asırlardır bilinen bir hayvan hastalığından nasıl biyolojik silah yapıldı?
3° Sadece Türkleri, zencileri veya Çinlileri öldüren biyolojik silah yapılabilir mi?
4° ABD’nin gelecekteki planı ne?
Birkaç sene geriye gidelim; ABD’nin kendi toprağında kendi vatandaşlarını biyolojik silahla öldürdüğü günlere. Hukukî mânâda dosya kapandı çünkü sanıklar, yargılanmadan evvel intihar ettiler yahut… ettirildiler. Ama birçok soru cevapsız kaldı.
Sadece üzeri örtülmüş eski bir suç mu? Değil. ABS’deki bio-terör, Irak’ın işgaline sebep olarak gösterildi. Türkiye de dâhil birçok ülkeyi tehdit eden biyolojik silah güvenliği zaafları göz önüne serildi. Bazı özel şirketler ve devlet kurumları gölgeden çıktı… Nedir?
11 Eylül saldırısından bir hafta sonra “teröristler” postayla Anthrax bakterisi (Bacillus anthracis) göndermeye başladılar. “Şarbon hastalığı” diye bildiğimiz hastalık bu. Ciltte siyah lekelere yol açtığı için Fransızca kömür (charbon) denilmiş. Ama askerî versiyonu farklı. Yani?
Bir bakteri askerî amaçla kullanılmak istenirse hem genetik olarak dönüştürülebilir hem de ince toz haline getirilebilir; silisyum gibi tozlarla karıştırılabilir. Ciltte yara açan bu bakterinin “tohumları” solunum yoluyla alınırsa insan için çok büyük tehlike. Amaç ne peki?
Belli bir ırkı, meselâ sadece zencileri veya çekik gözlü erkekleri öldürmek, silahı kullanan “bizim” askere zarar vermeden sadece düşmanı devre dışı bırakmak. Bunun için özel üretilmiş ve sadece “doğru” taraftaki askerlerin kullanacağı bir antibiyotik veya aşı kullanmak…
Anthrax solunum sistemine girdiği zaman tam bir silah. Öldürme oranı %90. Ebola ve veba bile %70’lerde. Üstelik akciğerden vurulan hastada bulaşıcı değil. Yani bakteri ile öldürdüğünüz düşman askerinin cesedi, sizin askeri hasta edemez. Askeri versiyonların özel aşısı da var.
Yani asırlardır bilinen şarbon hastalığının bakterisi ile bu bakterinin askerî versiyonu farklı şeyler. Japonların bu konuda yaptığı araştırmaları ve ABD’nin hangi savaşta kaç kişiyi “askerî” bakterilerle öldürdüğünü şurada anlatmıştık.
Anthrax’ın askerî versiyonları ne kadar tehlikeli olabilir? Bir bölge hatta bütün bir ülke uzun yıllar yaşanmaz hale gelebilir mi? Amerika’daki saldırılarda kullanılan bakteriyi teröristlere kim sattı? Hangi ülke? Bakalım…
İngiltere 1942’de İskoçya’da tehlikeli bir Anthrax türü olan Vollum 14578 ile biyolojik savaş denemesi yaptı. Bütün memeli hayvanlar birkaç günde öldü; toprak o kadar kirlendi ki adayı kurtarmak için 1980-1990 arasında üst toprak tabakası kazındı ve 280 ton formaldehit döküldü.
Soğuk Savaş'ta Ruslar da Anthrax üzerine çalışıyordu. Sovyetler Birliği dağılınca bu bakterinin teröristlerin eline geçmesi gerçek bir risk olarak belirdi. Bu sebeple ABD’deki saldırılarda kullanılan Anthrax’ın, Rus veya İngiliz malı olma ihtimali vardı.
1980’lerde ABD’li araştırmacılar Anthrax türlerinden birini, “Ames”i İngiltere’deki biyolojik silah laboratuvarına göndermişti. Ama başbakan Thatcher bu laboratuvarı özelleştirdi ve Lübnanlı iş adamı Fuad El-Hibri’ye sattı.
Aynı iş adamı, Amerika’da bir biyolojik silah laboratuvarını aldı. Amerikan ordusuna Anthrax aşısı veren TEK laboratuvardı bu. Clinton ailesinin ilişkileri sayesinde bu garip iş kolayca halledilmişti. Devlete ait bir lavoratuvar iken, tekel olan özel bir firma kuruldu: BIOPORT.
Fuad El-Hibri’nin BIOPORT ortağı? ABD Genel Kurmay başkanı Amiral William J. Crowe. Bu adam doğal olarak ABD başkanının güvenlik danışmanları içinde en ön sıradaydı. Saddam’ın elinde Anthrax olması ihtimaline karşı bütün ABD ordusunu aşılattı. Tabi ortağı BIOPORT sattı aşıları!
Bu arada İngilizler bazı istihbarat raporlarına dayanarak ABD’nin yanında Irak’a saldırmaya hazırlanıyorlardı. BM’nin bio-silah uzmanı David Kelly bunların yalan olduğunu söyledi. Kısa bir süre sonra bir ormanda intihar ettirilmiş olarak bulundu.
İngilizler yutmadı; Tony Blair yandaş hâkimlerden birine düzmece bir rapor hazırlattı. Sorgulanan insanlar ifade verirken yemin bile etmemişti. Onlarca tıp doktoru “intihar” tezine itiraz etti. Tony Blair elindeki kanı yıkayamıyordu.
Damarlarını kestiği iddia edilen Kelly’nin parmak izleri bıçak sapında yoktu. Bıçak darbeleri ters yöndeydi yani kendini kesmiş bir insanda olması gerekenin ters yönünde. Tesadüfler(!) saymakla bitmez.
Kelly’nin ölümü Irak’a saldırmak isteyen Blair dışında kime yaradı? Kelly Porton Down’ın, İngilizlerin en önemli bio-silah laboratuvarının başkanıydı ve tam o sırada polis 1939-1989 arasında bio-silahlar için kobay olarak kullanılan İngiliz askerleri üzerine soruşturma yapıyordu.
1939-1989 dönemi önemli zira ABD, Kanada ve İngiltere birlikte çalışıyordu: Araştırmayı İngilizler, üretimi Amerikalılar, denemeleri ise Kanadalılar yapıyordu. Ekipler arasındaki koordinasyonu sağlayan Franck Olson’un şüpheli intiharını şurada anlatmıştık:
11 Eylül sonrasında oluşan nefret ve korku ortamına geri dönelim. Amerikalılar 11 Eylül saldırısından sonra deliye dönmüşlerdi. Hastalık yayan zarfların dolaşıma girmesi ise tam bir psikoz başlattı. Artık ölüm her yerden geliyordu; posta kutusundaki bir zarftan bile!
Gerçekte 5 kişi öldü; 17 kişinin sağlığı ciddi (?kalıcı) biçimde zarar gördü. ABD’de her gün en az 3 masum insan polis kurşunuyla ölürken Anthrax’la ölen 5 kişi nedir ki? Ama medyanın şişirmesi ile Amerikalılar sabah akşam bio-terör konuşmaya başladılar.
ABD için kıyamet koptu; anayasal özgürlükleri iptal eden kanunlar yaptılar. (Patriot Act, Homeland Security Act, …). Tutukluluk süresi uzatıldı; seyahat özgürlüğü kısıtlandı. Telefon dinleme, ev arama, özel eşyalara el koyma gibi fiillerde savcı kararı mecburiyeti iptal edildi…
FBI birkaç yıl sürecek olan bir soruşturma başlattı; 1000 (yazıyla bin) müfettiş görevlendirildi. Dönemin başkanı G.W. Bush Irak’a saldırmak için Anthrax bulaştıran zarfları bahane gösterdi. Kitle imha silahlarına sahip(!) olan Saddam, yok edilmeliydi.
“Biyolojik silah” denince çılgın bilim adamlarını ve teröristleri ilgilendiren bir saha zannetmeyin. Gerçekte bütün “cici” ülkeler biyolojik silah geliştirir ama bunun “savunma amaçlı” olduğunu söyler. 1972 tarihli Biyolojik Silahlar Sözleşmesi’ni (BWC) imzaladıkları halde…
Bu son “ayrıntı” önemli; unutmayın. ABD’deki bio-terörü terörünü anlamak için gerekli bir kaç önemli bilgi daha: ABD, savaşta sinekleri virüs yayma aracı olarak kullanmayı düşünüyordu. 1956’da Florida’nın kuzeyindeki Georgia eyaleti üzerine uçakla sinek bırakarak testler yapıldı.
1968’de benzer amaçla maymunlara virüs enjekte edildi ve Pasifik okyanusundaki ada halkları kobay gibi kullanıldı. 1972 biyolojik silah yasaklama anlaşmasından önce ABD’nin elinde 90 kilo Anthrax sporu vardı. Hükümet bunların imha edildiğini resmen ilân etti. Ama…
CIA patronu William Colby ve selefi Richard Helms'ın Senato’daki sorgusu neticesinde CIA’nın biyolojik mühimmat stokunu elinde tuttuğu ve ilgili belgeleri imha ettiği ortaya çıktı.
Başka bir “ayrıntı: 1970’lerde Zimbabwe’de sömürgeci beyazlar ve zenciler savaştı. Sebep? Kömür, krom, asbest, altın, nikel, bakır, demir, vanadyum, lityum, kalay, platin. Savaş sırasında sadece zencileri öldüren bir Anthrax türü yüzlerce can aldı; koyun ve ineklerini de öldürdü.
Zimbabwe doğumlu bir gazeteci olan Bob Coen, Zimbabwe iç savaşında CNN muhabiriydi ve Anthrax’ın zencilere karşı kullanıldığını açıkça beyan eden sömürgeci generallerle röportaj yapmıştı. ABD’de saldırılar başlayınca topa girdi: ABD’deki Anthrax alt türü Amerikan malı “Ames” idi.
Oysa tam ters yöne giden FBI soruşturmayı “yalnız çalışan bir terörist” tezi üzerine oturttu: Bir deli yahut El Kaide teröristi bu tozu tek başına üretiyor ve zarfa koyup gönderiyordu. El Kaide… Neden?
Bazı zarflarda “ABD ve İsrail’e ölüm; Allahu Ekber” yazan mektuplar çıkmıştı. Ama “penisilin alın” da yazıyordu. Garip… Sanki terörist insanları öldürmek değil korkutmak/uyarmak istiyordu.
Bir diğer gariplik, ilk Anthrax saldırısından birkaç gün evvel başkan yardımcısı Dick Cheney ve ekibine çok güçlü bir antibiyotik olan Ciprofloxacine’in gizlice dağıtılması. İçeriden birileri, bio-terör saldırısının geleceği biliyordu ama halka haber vermeden tedbir alıyordu.
FBI’ın tek kişilik terör örgütü tezini kimse beğenmedi. Neden? Teknik olarak çok karmaşık bir üretim süreci ve zor bulunan uzmanlıklar gerekliydi… ki uzman bir ekip için bile zor bir işti… Açalım…
ABD’nin biyolojik silah ürettiği Fort Detrick’te araştırmacı ve Birleşmiş Milletler’in Irak biyolojik silah müfettişi Richard Spertzel:
"...Zarflardaki Anthrax sporu 1.5 mikron (milimetrenin binde biri) ve bunu sadece Amerikan ordusunun üretebilir...".
Sporların her biri “poliglas” denen bir madde ile kaplanmıştı. Bu madde her bir sporu silis tozuna yapıştırmaya yarıyordu. Silis ve poliglas ile birleştirme yapılmasaydı sporların çok azı havada uçabilirdi ve akciğere inebilirdi yani Anthrax saldırısı öldürücü olmazdı.
Spertzel’e göre Fort Detrick’te bile bunu üretecek malzeme yoktu; bu sporlar daha gelişmiş bir laboratuvardan geliyordu. Biyolojik silah uzmanı Stuart Jacaobsen, bu silahın kesinlikle tek bir kişi tarafından, garajda yahut mutfakta üretilemeyeceğini ısrarla söyledi. Çünkü…
Farklı dallarda uzmanların birlikte çalışmış olması gerekliydi: Biyolog bakteri türünü ve alt varyantını seçmeli, bir kimyacı bakteriyi çoğaltacak fermantasyonu hazırlamalı, sporları ayırmak ve yoğunlaştırmak için başka kimyacılar eşgüdüm içinde çalışmalıydı.
Bu ancak güçlü devlet imkânlarıyla yapılabilecek bir üretimdi. Buna rağmen FBI birkaç ay arayla Fort Detrick’te çalışan teknisyenleri hedef aldı; taciz etti; özel bilgilerini basına sızdırdı. Hayatları alt üst olan bu insanlar alkolik oldular; boşandılar; intihar eden de oldu.
FBI bu intiharları delil gibi gösterdi; “yargıdan kaçmak için kendilerini öldürdüler” diyerek dosyayı kapattı. Bruce Edwards Ivins gibi birkaç kişi günah keçisi olarak kullanıldı.
Kime yaradı? ABD, Anthrax saldırılarından sonra biyolojik silah savunması için ayırdığı bütçeyi 91 milyon $'dan (1998) 5 milyar $'a yükseltti. Özel şirketler, lobiler, bal tutup parmağını yalayan bürokratlar virüs gibi çoğaldı. Homeland Security Act için bütçe 30 milyar $ idi!
ABD sömüremediği bütün ülkeleri “şeytan ekseni” diye etiketleyip aynı çuvala koydu: Irak, Libya, Kuzey Kore, Küba…
2008 krizinde bile Lübnanlı iş adamı Fuad El-Hibri’nin şirketi Emergent BioSolutions %250 değer kazandı. Neden? ABD ordusunun Anthrax aşı tedarikinde tekel olduğu için. Emergent BioSolutions BIPORT’un yeni ismi. ABD ordusuna 440 milyon $ karşılığında 18 milyon doz aşı sattı.
Aşı sıkıntılı çünkü çocukların sakat doğmasına, kansere ve hafıza kaybına yol açıyor. Buna rağmen ABD hükümeti 14 milyon doz için anlaşma yaptı; itiraz eden askerleri ordudan kovuyor.
Yakında ABD sivilleri de Anthrax aşısına mecbur edecek: Polis, itfaiyeci, sağlık personeli. Özel kanun yapıldı. Ama devlet ve aşı tedarikçisi Emergent BioSolutions, aşı olan insanlarda meydana gelecek sağlık sorunlarından mes'ul tutulamayacak; aleyhte dava açılamayacak.
Amerikan ordusu bütün askerlerine Anthrax aşısı yaptırdı ve dünyanın her hangi bir ülkesine Anthrax saldırısı yapacak kadar mühimmat stokladı. Kongre tutanaklarında saldırı planları ve simülasyonlarından bahsediliyor. Gizli bir şey yok.
Tavsiye okuma için 3 silsile...
Biyolojik silahların ve karşı tedbirlerin üretildiği laboratuarlar nasıl çalışır? Bunların savaş ve terör riski bulunan bölgelere kurulması neden yasak? Fransa’nın Suudi Arabistan’a sattığı laboratuarın Yemen’deki salgın hastalıklarla ilgisi ne?
İsrail'in İran'a gizlice kimyasal ve biyolojik silah satabilmesi için hangi Avrupa kentinin hava alanı kullanılıyordu? Gerçek nasıl ortaya çıktı? Olayı örtmek için MOSSAD nasıl bir algı operasyonu yaptı? İsrail'in biyolojik silah deposu nerede?
Japonların biyolojik silah uzmanları neden Amerikan ordusuna çalıştı? Amerikalılar bu silahları hangi halkın üzerinde kullandı?
Vesselâm :)
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Derin Düşünce .Org

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Trending hashtags

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!