Çocuk Terbiyesinde Doğru Zannedilen Yanlışlar
1. Bazı ebeveynler ibadetlere ve tesettüre alıştırma, haramlardan uzak tutma gibi dinî terbiye adına çocuğa verilmesi gereken değerleri bilseler de ileri sürdükleri bir kısım gerekçelerden ötürü çocuklarını buna göre yetiştirmiyorlar.
2. Mesela “Önemli olan çocuğumun ahlaklı olmasıdır” diyerek namaz konusunda gerekli titizliği göstermiyorlar. Veya “İleride açılacaksa şimdiden tesettüre girmesine ne gerek var” diyerek belirli bir yaştan sonra çocuğun kapanması noktasında telkinde bulunmuyorlar.
3. “Mükellefiyet çağından önce yani ergenliğe girmeden makyajını yapsın veya dilediği elbiseyi giysin ki ileride özenci kalmasın!” şeklinde düşünenlerin sayısı da az değil. Bu düşünceden dolayı çocuklarını olabildiğince serbest yetiştiriyor ve bunun doğru olduğunu savunuyorlar.
4. Bu konuda ileri sürülen diğer bir gerekçe de şu: “Henüz reşit olmayan bir çocuğa belirli düşünceleri veya ritüelleri ya da yaşam şeklini telkin etmek ve aşılamak doğru değil. Aklı başı yerine geldikten sonra ne yapacağına kendisi karar versin.”
5. Aynı şekilde, dini kolaylaştırma, çocuğu bıktırmama veya yavaş yavaş alıştırma gibi düşünce ve maksatlarla; mesela çocuklar, uygun yaşa gelmesine rağmen, sabah namazlarına kaldırılmıyor, namazlara sadece farzlarından başlatılıyor ve sünnetleri terk etmesine göz yumuluyor.
6. Sayıları çok olmasa da kız çocukları için, “Günümüzde kapalı kadınların açık olanlara nispetle toplum hayatına girmesi, dinine hizmet etmesi daha zor ve alanları daha dar oluyor. Bu yüzden çocuğumun kapanmasını istemiyorum.“ diyenler dahi var.
7. Bazıları da günümüzdeki kimi tesettürlülerin hal ve tavırlarına, giyim şekillerine veya yaşayışlarına takılarak, “Böyle kapanacaksa hiç kapanmasın, tesettürü tam olmayacaksa ne gerek var kapanmasına” diyebiliyor ve bu konuyu askıya alabiliyor.
8. Son bir örnek olarak da şu düşünceyi gösterebiliriz: “Çocuğumun dürüst, dindar, ahlaklı ve donanımlı biri olmasını istiyorum. Ama henüz yaşı çok küçük. Aklı erince, söylenilenleri anlayacak yaşa gelince ben ona doğruyu yanlışı anlatırım, öğretirim.”
9. Daha farklı yaklaşım ve düşüncelerden de bahsedilebilir. Bu gibi düşüncelerin içinde bir dane-i hakikat bulunduğu inkar edilemez. Fakat bunların hiçbirisi çocuk terbiyesi adına isabetli değildir. İleride ebeveynlerin önüne ağır faturalar halinde düşmesi kuvvetle muhtemeldir.
10. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. “Muhakkak maslahat mevhum mazarrata feda edilmez.” Yani ileride ortaya çıkması muhtemel bir kısım zararlar hesaba katılarak, bugün yapılmasında kesin fayda görülen işler terk edilmez, edilirse peşinen zaten zarara girilmiş olur.
11. Bu yüzden ebeveynin vazifesi, çocuklarına, yaşlarına uygun olarak verilmesi gereken İslami terbiyeyi vermek, onları her türlü zararlı alışkanlıktan ve haramdan uzak tutmak, usulüne uygun bir şekilde ahlaki fiillere ve ibadetlere alıştırmaktır.
12. Maalesef çoğu ebeveyn, alışkanlıkların insan fıtratında nasıl kök saldığını, onları değiştirmenin nasıl zor olduğunu, insanın, ömür boyu çocuklukta kazandığı şuuraltı müktesebatının etkisinden kurtulamadığını yeterince kavrayamıyor.
13. Kavrayamadığı için de, çocuk ergenliğe yaklaştığında veya ergen olduğunda ona istediğini yaptırabileceğini zannediyor. Ne var ki çocuk, o yaşa kadar ne yaptı, ne gördü, ne öğrendiyse ondan sonra da bunları yapmaya devam ediyor.
14. Bu yüzden atalarımız, “Ağaç yaşken eğilir” demişlerdir. Yani çocuk, çocuk iken şekillendirilir, eğitilir, aşılanır, terbiye edilir. Elbette bu süreç ölünceye kadar devam eder. Ama belli bir yaştan sonra verilen eğitim, çocuk iken verilen gibi olmaz.
15. Çocuk anne karnına düştüğü andan itibaren terbiye başlar. Özellikle 0-6 yaş arası dönem çok önemlidir. Anne-baba bu dönemde adeta çocuğun zihin kodlarını yazar ve çocuk da bir ömür boyu bu kodlara göre bir hayat yaşar. Bediüzzamanın şu sözü tam da bu hakikati ifade eder:
16 "Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zattan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki en esaslı, sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi merhum validemden aldığım telkinat ve mânevî derslerdir ki o dersler fıtratmda adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş.
17. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum. Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.”
18. Ahlak ile ibadetler birbirine zıt şeyler değildir. Hatta şuurlu yapılan ibadetler ve kulluk, ahlakı besleyen ve inkişaf ettiren davranışlardır. Dolayısıyla dürüstlük ve ahlakın önemli olduğu öne sürülerek namazın veya diğer ibadetlerin ihmal edilmesinin hiçbir mantığı yoktur.
19. Çocuğa acıdığından dolayı anne-babanın onu belirli bir yaşa geldikten sonra hala namazlara başlatmaması, sabah namazına kaldırmaması veya oruç tutturmaması gibi davranışlar şefkatin suistimal edimesi demektir.
20. Şunu kabul etmek gerekir ki günümüzde, özellikle çocuklarını dini hassasiyete göre yetiştirmek isteyen ebeveynlerin işi, geçmişe nispetle çok daha zor. İtikadî, ahlakî ve dinî problemler hiç olmadığı kadar fazla. Sarsılan sarsılana, kayan kayana, devrilen devrilene…
21. En mütedeyyin ailelerin çocuklarında dahi sekülerleşme, dinden uzaklaşma ve ahlaki yozlaşma gözlemlenebiliyor, hatta bazıları gidip deizm, agnostisizm ve ateiz gibi bataklıklara saplanıp kalabiliyor. Ne yazık ki ailenin elinden de hiçbir şey gelmiyor.
22. Hatta ergenlikten sonra anne-babanın problemin çözümü adına ortaya koydukları çabalar dahi ters tepiyor, aksiyle neticeleniyor. Çocuk, dinden, ahlaktan, değerlerden uzaklaştığı gibi ailesinden de uzaklaşmaya başlıyor.
23. Bütün bunları görüp de insanın kahrolmaması mümkün değil! Dinleri, davaları, idealleri uğruna yaşayan, başkalarının çocuklarının elinden tutmak için çırpınan insanların kendi çocuklarına söz geçirememeleri, onların kayıp gitmesine engel olamamaları ne büyük bir acı!
24. Allah kimseyi böyle bir imtihana maruz bırakmasın! Fakat burada önemli olan, bir çığ veya sel gibi önüne aldığı her şeyi sürükleyip götüren akımların/anlayışların farkına varabilmek ve bunun için zamanında gerekli önlem ve tedbirleri alabilmek.
25. Çocuklara doğru bir terbiye verebilmek ve onları kendi değerlerine bağlı birer birey olarak yetiştirebilmek günümüz müslümanlarının en başta gelen dertlerinden, problemlerinden biri olmalı. Hiçbir şey geç olmadan, “keşke” demeden sorumluluklar yerine getirilmeli.
26. Bazen çocuk terbiyesi adına yapılan her şey yapılmasına rağmen yine de arzu edilen netice alınamayabilir. Zira peygamber yuvasından dahi inançsız biri çıktığına göre hiç kimsenin bu konuda garantisi yok. Burada önemli olan vazifenin yapılmış olmasıdır.
27. Doğumundan itibaren çocuklar adım adım gıdalara alıştırıldığı ve yaşına uygun beslenme tarzı geliştirildiği gibi, manevi olarak da böyle bir metotun takip edilmesi, her yaşa uygun terbiyenin verilebilmesidir.
28. Bu yüzden ebeveynler, çocuklarının sınavlarından, okullarından, kariyerlerinden ve mesleklerinden daha çok onların ahlakıyla, dindarlığıyla, kişiliğiyle ilgilenmeli, önceliği bunlara vermeli ve bu konuda usulüne uygun olarak gerekli terbiyeyi vermelidirler.
29. Şartların olabildiğine değiştiği ve zorlaştığı modern dönemde, çocuk terbiyesi şansa, zamana, ihmale, tesadüflere, vurdumduymazlığa, başkalarının insafına bırakılmayacak kadar önem kazanmıştır.
30. Lokman Aleyhisselam'ın oğluna yaptığı öğütler zaviyesinden çocuğa nasıl bir eğitim verileceğini ele aldığım başka bir flood:
31. Aşağıdaki tweet serisinde de çocuk eğitiminde alışkanlıkların yerine ve önemine dikkat çekmeye çalışmıştım:

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with yüksel çayıroğlu

yüksel çayıroğlu Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @yukselcayiroglu

13 Dec 20
“Yolun Kaderi” ne demektir?

1. Buradaki yoldan maksat peygamber yoludur. Kader’le anlatılmak istenen de bu yolda yürüyen hemen herkesin bir kısım mihnet ve sıkıntılara maruz kalması ve belirli imtihanlardan geçmesidir.
Hakikaten böyle midir? Bunun delili nedir? Peki niçin?
2. Yolun kaderi, bir davaya gönül veren adanmışların, davaları uğruna maruz kaldıkları zulüm ve sıkıntıların hikmetini açıklama, teselli arama, ümitlerini koruma, aşk u şevklerini muhafaza etme, yürünen yolun doğruluğunu gösterme adına çokça kullandıkları kavramlardan biridir.
3. Ne var ki bu tür metafizik izahların, hâdiselere nedensellik ilkesi açısından bakanları yer yer rahatsız ettiği de bir gerçektir. Onlar, “yolun kaderi” denilerek birilerinin yapılan hataların sorumluluğunu kadere yükleyip hesap vermekten kaçtığını düşünüyorlar.
Read 31 tweets
6 Dec 20
1. Allahın kullarına karşı asıl muamelesi kalblerinde ve zihinlerinde yer alan şeylere, yani niyet ve maksatlarına, tasavvur ve tahayyüllerine, azim ve kararlılıklarına, ümit ve beklentilerine göre gerçekleşiyor. Fetih suresinde yer alan şu ayetler buna en güzel misaldir:
2. “Gerçekten Allah o ağacın altında sana biat ettikleri zaman mü’minlerden razı oldu. Onların kalblerindekini bildiği için üzerlerine huzur ve güven indirdi. Onları hemen yakında gerçekleşecek bir zaferle ve alacakları birçok ganimetle mükafatlandırdı. Allah Aziz ve Hakimdir.”
3. “Allah size daha başka birçok ganimet vadetti. Onları ileride alacaksınız. Şimdilik size bunu verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki müminler için Allah’ın teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdoğru yola eriştirsin++
Read 10 tweets
18 Nov 20
Çocukların/gençlerin ezberlemesi veya öğrenmesi için kırk hadis:
1. إنَّما الأَعمالُ بالنِّيَّات، وإِنَّمَا لِكُلِّ امرئٍ مَا نَوَى

“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği kadarı vardır.” (Buhari)

2. الدِّينُ النَّصِيحَةُ

“Din, nasihattır.” (Müslim)
3.أَكْمَلُ المُؤْمنين إِيمَاناً أَحْسنُهُمْ خُلُقاً

“Müminlerin iman bakımından en kamili, ahlakı en güzel olanıdır.” (Tirmizi)

4.خَيْرُ النَّاسِ أَنْفَعُهُمْ للِنَّاسِ

“İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olanıdır.” (Taberani)
5. مَنْ لا يرْحَم النَّاس لا يرْحمْهُ اللَّه

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” Buhari

6. مِنْ حُسْنِ إِسْلامِ الْمَرْءِ تَرْكُهُ مَالاَ يَعْنِيهِ

“Kendini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi bir insanın iyi bir müslüman olduğunu gösterir.” Tirmizi
Read 25 tweets
6 Oct 20
ALLAH HAKKINDA HÜSNÜZAN
1. Şüphe yok ki en büyük ibadetlerden biri, Allah hakkında hüsnüzan beslemek (iyimser düşünmek) olduğu gibi, en büyük günahlardan biri de Allah hakkında suizanna girmektir (kötümser düşünmektir).

PekiNerede Buİnsanlar
2. Çünkü Allah, adil-i mutlaktır, sonsuz merhamet sahibidir, tüm kemal ve cemal sıfatlarıyla muttasıftır, şanına yakışmayacak her türlü noksan ve kötü sıfattan da münezzehtir.
3. Üstelik Allah’ın kullarına muamelesi, kulların O’nun hakkındaki zanlarına göre olabilir. Nitekim kutsi bir hadiste şöyle buyrulur: “Kulum Beni nasıl zannediyorsa Ben öyleyim.” Başka bir hadise ise “Allah’a karşı hüsnüzan besleyin” buyrulur. (Müslim)
Read 16 tweets
28 Sep 20
1. İslamın ilk asırlarında din; bir dünya görüşü sunuyor, yeni bir kültür ve medeniyet inşa ediyor, varlık ve insana karşı yeni bir bakış açısı kazandırıyor, sosyal hayatı tanzim ediyordu. Günümüzde ise salt inanç ilkelerine ve ritüellere indirgenmiş durumda.
SıraSana Gelmeden
2. Bütün boyutlarıyla yaşanmayan bir din hakkında isabetli yorumlar ortaya koyabilmek gerçekten çok zor. Tatbik edilmediği ve hayata taşınmadığı için ne gerçek ihtiyaçlar görülebiliyor ne de söylenilenler anlaşılıyor. Bu yüzden çoğu tartışma, teori ve polemikten öte geçemiyor.
3. Kimileri onu vicdana veya cami duvarları arasına hapsetmeye çalışıyor, kimisi de sadece teorik ve felsefi cephesiyle ele alıyor. Bir türlü bütüncül bir bakış yakalanamıyor, dinin ruhuna vâkıf olunamıyor, zaman ve şartlara uygun yorumlar yapılamıyor.
Read 7 tweets
26 Sep 20
Âlimlerin dünyevî çıkarlar peşinde koşması, savundukları hak ve hakikate gölge düşüreceği gibi, herhangi bir dünyevî otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğmeleri veya onların güdümüne girmeleri de sahip oldukları ilme ihanet demektir.
tr724.com/zalim-yonetici…
Ulema, şunun bunun değil hakikatin sözcüsü olabildiği, zayıf ve mazlumları savunduğu, her tür baskıcı otoriteye meydan okuduğu nispette kendisi olarak kalacaktır.
Âlimler, korkacaklarsa zalim yöneticilerden değil, asıl Allah’tan korkmalıdırlar. Çünkü, “Allah’ın gücü yegâne üstün, cezası da daha şiddetlidir,” (en-Nisa, 4/84).
Read 4 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!