3. Derindunya Yazarlarından, Dostumuz-Kardeşimiz Sevgili Recep Özbay’la konuştuk Şubatın 15’i sabahında. Dedi ki Recep: Ahmet abi, ne olacak şu Çin’in hali? Çin derken; esasında, Yüzyılcılarla Binyılcıların hali de diyebiliriz esasında..."
4. Biz de cevaben… Çin, zannedildiği kadar korkutucu değil... Bir yıldan beri, içine içine patlamalar başladı malum... Zaten, Kraliçe’nin mülküydü hala öyle hatta daha çok öyle. Trump döneminde; Pekin’i, Amerika'ya karşı kışkırtan da Haminneydi.
5. Bir nevi, “Cumhuriyetçi Trump-Komünist Şi Tiyatrosu” oynansın istedi. Tabii ki hedef, Binyılcı Liberal Çin’di. Yaşlı Nine, başardı da bunu… Yani “Tiennanmen Darbesi”nin rövanşı alınmış oldu. Londra cihetinden vaziyetin tarifi bu.
6. Aynı Haminne ve Şi ortaklığıyla Çin, bundan sonra da "Biden ABD'si"ni kontrol ve terbiye etmede kullanılmaya devam edeilcek.
7. Zaten Çin ve Yeni Amerika kontrol altına alınmış ki Kraliçe’nin Majestik Aklı ve Galler Masası, Büyük Türkiye'nin düğmesine fiilen bastı. Ve işaretini "AYDEDE"den verdi. Hem de Erdoğan'a yardımcı olarak, "Eski Binyılcı, Yeni Yüzyılcı Elon Musk"ı tayin ederek.
8. Bitmedi... Doğu Akdeniz’in de Kralı ilan etti Türkiye’yi, Kuzey Kıbrıs’sa yaptırdığı Resmi Ziyaretle... Ve tabii, "Türk İngiliz Ticaret/Gümrük Birliği Antlaşması"yla "Kuzey Avrupa Birliği"nin temelini, teorik anlamda attığını da ekleyelim buraya...
***
9. Sevgili Recep dedi ki: “Ahmet abi… Konuyu, 21. Yüzyılın üzerine bina edecek olursak… O halde, bu Yüzyılın galibi, kim olmaya daha yakın? Bu meseleyi, tüm boyutlarıyla konuşalım mı?
10. Bir bakıma; bu zamana kadar “Ezberbozan Derindünya”nın tümden özeti ya da kısa toparlaması olsun! Ve Derindünya takipçileri de meselenin ebatlarını, bir çırpıda okuyarak, kendi yorumlar ile de zenginleştirsin!
11. Yani nihai durumu toparlayıcı bir çalışmaya acil ihtiyaç olduğunu söylemek istiyorum. Bu konuda, bir makale ya da video iyi olur bence!”
***
Eyvallah Recepciim!
12. Burada yazdıkların devamı ve senin “Toparlayıcı Makale önerinin” bir köşesini toparlama babından, ezcümle şunu demek istiyoruz: Türkiye, Chatem Hause'den sonra Bilderberg'in de gözdesi; Elon Musk görüşmesinden sonra CFR'nin de umudu durumunda...
13. Yani kafalarda şekillenmeye başlayan "Dijital Soğuk Savaş" başlıyor. Eskisinde olduğu üzere, yine "Ay" üzerinden... Ve bu kez; "Apollo"nun hatta “Soyuz”un patronunun, Türkiye olacağı anlaşıldı gibi geliyor fakire.
14. “Peki Ankara’nın karşısına kim konuyor?” sorusu üzerinde duralım.
15. Yukarıda söz ettiğimiz "Capcanlı Hafta" içinde, Fezaya işaret eden bir haber daha yansımıştı ekranlara... Çin için, “Beş yıl önce yolladığı Uzay Yolcusundan, ilk Mars fotoğraflarını almaya başladı." dendi.
16. Dikkat ettiniz mi? Uzay Yolcusu Roketin adı da manidar: Tiennanmen'dı galiba… Anlaşılan o ki Çin roketini, Mars’a gönderen, beş yıl öncesinin Binyılcı Liberalleriydi. Kendileri çöktü, Roketleri kaldı yadigar!
17. Bunun gibi, “Çekik Gözlüler; birkaç yıl önce de “Ayın Arka/Karanlık Yüzü”ne inmişlerdi ki o da Liberal Binyıl Çin’in işiydi. Peki; Komo Çin, ne kadar hakim; “Diğer Çin”in, özellikle Uzayı alakadar eden plan ve projelerine… Bizce hiç!
18. Mars’tan gelen fotoğraflara bakıp Kraliçe’ye yani Hong Kong Ekolüne mesajlayana kadar hakim olsalar gerek.
19. Uzayla devam edelim… Yine… Bir iki gün önce Amerika'dan, benzeri bir haber geldi: ABD, Ay'da silah fabrikaları kuracağını ve dünyada olmayan madenlerden yeni silahlar üreteceğini duyurdu.
20. Bağlantılı olarak, bir haber de Hindistan'dan verelim: İki hafta kadar önce, çıldırmış gibi davranan bir Hind Donanması Amirali, "Ülkemiz, Yunanistan'la ilişki kurmalı. Akdeniz’e gemi indirmeli. Pakistan-Türkiye İttifakına karşı çıkmalı!" mealinde bir şeyler dedi.
21.Üstte Türkiye’nin Ay malumatının arkasından saydığımız üç haberde de görüldüğü gibi…"Neo Dijital Soğuk Savaş"ın ilk adayı belli: 2023’te Ay’a inecek/indirilecek olan Türkiye... Bu durumda; belli olmayan ikinci adayın kimliği... İkinci Blok; Çin mi, ABD mi yoksa Hindistan mı?
22. Dikkat ettiyseniz bunların aralarında Rusya yok, onun ipi çekilmeye namzet zira. Hatırlayın, tam da bu sırada AB'den, Rusya'ya yeni yaptırım önerisi ve tehdidi düştü gündeme . Hem de Cermenlerin hakim olduğu AB'den... İyi mi?!
23. AB denişken; bu arada, bir ay kadar önce, Makron'un “Ankara Mektubu”nu da ekleyelim buraya...
Ve siz de sorun:
Neler oluyor abi?
24. Biz de bir daha diyelim ki… “2023-25’le birlikte, Galler’in Rahibesi; “Dijital Soğuk Savaş” devresinin, eskisine benzer “Sovyet-Kripto ABD”sinin bir benzerini oluşturmakta. Bu kez, -ve galiba- hem ABD ve hem de Sovyet rolünü, Ankara oynayacakmış gibi bir hazırlık var.
25. Karşı taraftaki “Soğuk Blok”u ise yukarıda dendiği üzere; “Çin mi, Hindistan mı yoksa ABD mi?” oluşturacak suali çıkmakta karşımıza. O halde bir tartalım bakalım, acaba hangisi?
26. Yukarıdaki son iki cümlede de “ABD” adı geçmekte, niye? “İki Amerika” var ya ondan. Hala mı var? Elbette! Ama bu sefer arka planda yüzde yüz tiyatro, yüzde eli elli değil…
27. Dediğimiz “Hem ABD ve hem de Sovyet rolünü Ankara oynayacak…” ifadesindeki ABD, “Orijinal Yüzyılcı” yani Windsorun ahırdaki atı... Ve “21.Yy. Soğuk Savaşı adayı olarak ABD…” ise “Embedlenmiş ABD” yani Biden Amerikası veya artık ona “Kelt Ekolü ABD”si diyelim gitsin.
***
28.Bu yazının içeriğine uygun olmak üzere, geçenlerde; Kardeşlerimizden Ertuğrul Sarı dedi ki:“Abi; Amerikan Binyılcılıği yenildiği için Dijital Bilginin/Şifrenin yarısını yerin altına soktu dedin ya! Peki, bunlar; 2100'e doğru, bir daha piyasaya çıkarlar mı Kronik iddialarıyla?”
29 Evet, “Binyılcıların Ezoterik Akılcıları”nın, henüz hayata geçirilmemiş Dijital Şifrelerle yer altına çekildiğini/saklandığını tahmin ettiğimizi söylemiştik.
30. Son yirmi yıl içinde yaşanan “Binyıl-Yüzyıl Savaşı” sonunda Yüzyılcılar; hayata geçirilmiş Dijital Şifrelerin beyni diyebileceğimiz, Devşirilmiş Seküler Binyılcıları, bu kez kendilerine devşirdiler yani Yüzyılcılaştırmışlar görünüyor. Onların en meşhuru ise Elon Musk!
31. Birkaç gün önce, -kanaatimizce Kraliçe- Elon Mask ile Erdoğan'ı; buluşturdu. Ve ardından Erdoğan; 2023'te Ay’a, Türklerin ayak basacağını söyledi ya.
32. Yani son bir ay içerisinde; -nice zamandan beri, söyleyegeldiğimiz- Türkiye’nin büyütülmesi ameliyesi, pratik/fiili olarak başladı diyesimiz var.
33. Dönelim Ertuğryul’un mesajına…
Evet; “Bir yüz yıllığına, Sızıntıcılar; yeraltına çekilip son bir hamle yapmaya hazırlanıyorlar!” diyebiliriz. Ancak yerüstündeki Yüzyılcılar adına Kraliçe de boş durmuyor hani. Sızıntıcıların bu hamlesine karşı, Türkiye'yi donatıyor.
34. Hem de bir “Dijital Türkiye” şeklinde! Onun için Aşı başarısı, onun için Elon Mask ve Aydede vs… Girdiğimiz bu Yüzyılın, önümüzdeki 50 yıllık süresi içerisinde Günümüz Amerika'sının yerini, Türkiye'nin alma ihtimali çok yüksek.
35. Yani yeraltına çekilen Binyılcılar; kendilerini, son bir modifiyeden geçirdikten sonra, yerüstüne çıkıp yarım kalan Binyıl-Yüzyıl Savaşı”nın ikinci devresini başlattıklarında da dünyanın her tarafına dağılmış olan Türklerle karşılaşacaklar.
36. Şunu, herkes biliyor: “Taşlanmış Satan’ın Çocukları” olan “Ezoterik Binyılcıların can düşmanı Türkler! Bundan bin yıl evvel Selçuklu Kılıçarslanlar; Haçlı Seferleri'nin Binyılcılarını, 200 yıl içerisinde çökertmiş ve planlarını boşa çıkarmıştı.
37. Ondan bin küsur yıl öncesinin Binyılcı Şövalyesi, Aristo’nun yetiştirdiği Makedon İskender’e ilk ve son yenilgisini tattırarak, onun üç yıl içinde kurduğu “Dünya Krallığı”nın, üç ayda paramparça olmasını sağlayan da Bozkırlın Hanif Bahadırlarıydı…
38. Ve tabii, bu yüzyılın “Kılıçarslan Türkleri” de 15 Temmuz'da ilk yenilgiyi tattırdılar Ezoterik Neo-Binyıl Sızıntılarına. Zaten Sızıntıcıların yeraltına çekilme süreci, o yenilgiden sonra başladı.
39. Dolayısıyla bu yüzyılın 75’inden itibaren, bir daha ortaya çıkmalarında, karşılarında yine 15 Temmuzcu Çılgın Türkleri bulacaklar.
40. Cumhurbaşkanının; birkaç gün evvel sözünü ettiği “Çılgın Türkleri Durduramazsınız!” sözü; işte, oraya işaret olsun diye söylendi yoksa Yunanistan'a karşı değil kanaatimizce.
41. Kısaca; 21. Yyın Dijital Soğuk Savaşında, “Soğuk Tahteravalli”nin ikinci Bloku/Kutbu, Amerika olmasa gerek!
Bu durumda, kalıyor Çin ve Hindistan…
42. En yukarıda söylediklerimize ilaveten, evvela Çin’in durumunu tartalım… Fasla girmeden; yazımızın başlığını, bir daha hatırlayalım: “Çılgın Türkler, Nereye çıkıyor? Ay’a mı, İmparatorlar Ligi'nin Şampiyonluk Tahtına mı?”
43. “Tam çıkışının üzerinden, bir yıl geçen Korona-Covid-19 Virüsü ve oluşturduğu Pandemik Fırtına; en çok kime zarar verdi?” sorusunun cevabı olarak diyebiliriz ki...
44. Bir: Covit’i ürettiğine inandığımız, Amerikan Sızıntısının İnternational Fetö Gücü yani Liberal Çin Lobisi, en büyük darbeyi aldı ve Çin'deki tüfeyli Liberal Devlet yapısının canını çıkarttı Covid.
45. İki: Bizatihi, Çin Komün Devleti'ni de kendini toparlayamaz hale getirdi.
“O halde, üçüncü sırada kim var, Çin mi?” diye tanımlayalım bu faslı.
46. Fakat şu notu da düşelim araya: 19 Numaralı Covid, salt “İki Çin”i vurmakla kalmadı. Ya? Son 300 yıldır, dev zannettiğimiz Batı’nın, en Batı’sı da ölümcül bir darbe ile kan kaybediyor.
47. İşte Amerika... Ve İngiltere, Fransa, Almanya yani Avrupa Birliğinin de içi boş birer heyula kovan olduğu gerçeği hem kendilerine hem de dünyaya gösterilmiş oldu.
Ya kazanan sorusunun tek cevabı var: Türkiye…
Neyse dönelim asıl meselemize…
Yani Çin’e!
48. 1990’a kadar, acından ölen; içi oyulmuş komünist bir devletti Çin Halk Cumhuriyeti. Onu, bu hale getiren Hong Kong'un Kraliçesiydi yani 2. Elizabeth. Hong Kong Kraliçesi'nin, Çin'in karşısında, “Milliyetçi Çin” olarak bilinen Tayvan Adası Devleti vardı.
49. Orası da 2. Dünya Savaşı'nda oluşturulmuş bir Binyılcı üssüydü hattı zatında. Hatta bu anlamda; Binyılcıların, hususi Birleşmiş Milletlerinde, Çin Halk Cumhuriyeti’nin sandalyesi yoktu. Çin Kıtasını, minyatür Tayvan temsil ediyordu.
50. Yani Çin Kıtası, hala “Afyon” ve “Mao Kültür İhtilali Uykusu”ndaydı. Ve de Hong Kong ile Tayvan eyatlerinden; Yüzyılcı Kraliçe ve Binyılcılar karşıtlığında, bir gizli savaşın masum ve hantal “Fil’i gibiydi.
51. Yeri gelmişken şunu da söyleyelim buraya ek: Binyılcılar; Çin'in güneyi, Hindistan'ın doğusundaki Çin + Hint Bölgesine de “Singapur”da konuşlandırmışlardı “Binyıl Beyni”ni ve yarımadanın üzerine çökmüşlerdi. Buradan, Seylan Adasına uzanan hat üzerinden Hindistan’ı…
52. Yine Singapur’dan Tayvan’a uzanan hat üzerinden de Çin’i gölüyorlardı. Yani 2. Dünya Savaşı'nın sonunda, Asya'ya kimin hakim olacağının gizli savaşının, minyatür başkentleriydi Hong Kong ve Tayvan ile Singapur.
53. 1945'te başlayan Çin Kıtası üzerindeki egemenlik savaşı, 1990'a kadar sürdü. Daha önce birkaç kere anlattık; 1993 Yılında, Amerikan Binyılcıları, Çin'de bir darbe yapıp Pekin’i ve Kraliçe’yi, orada bir Liberal Çin inşasına razı ettiler.
54. Böylece “Tiananmen Liberal Çin”i doğmuş oldu. Ve böylece Çin Kıtası; dünya ile para ile zenginlikle tanıştı. Yani kıta, Afyon Savaşları'ndan itibaren ilk defa uyandı.
55. Ve ardından başlayan “Yüzyıl-Binyıl Savaşı” sürecinin 20. Yılına yani 2020'ye varıldığında her şey altüst oldu. Liberal Çin çöktü. Artık Çin’e zenginliği taşıyan “Yüksek ve Ulusüstü Sermaye” orada fiiliyatta değil.
56. 30 Yıllık Üretimüssü fabrikalar stop etmiş, oralarda üretilen Ticari Zincirler kopmuş ve Finans Mekezleri kasalarını kapatmış durumda.
57. Eğer; ABD 2020 Kasım Seçimlerini Cumhuriyetçiler almış olsaydı Binyılcılar, Amerika'yı ilelebet terk edip Çin'e gidecek… Ve ne yapıp edip Pekin Yönetimini ikna ederek, idareyi Binyılcılaştıracak ve ülkede, Liberal Çin Devletini yeniden hayata geçireceklerdi.
58. Ama Amerikan Seçimini, Biyılcılar kazandı ya da şöyle mi desek: “Sarı Dev”in son hamlesini önlemek için Kraliçe, Amerikan Seçimlerine hile karıştırılmasının yolunu görmezden geleceğini Demokrat Siyasetçilere duyurdu. Onlar da gereğini yaptılar malum!
59. Eski ABD Başkanı Trump, gerçeği haykırdı ama onu dinleyen kim! Ya da şöyle mi desek: Kraliçe, Trump’ı uyardı ve bağırttı. Böylece Biden’in kurtarıcısı oldu. Yani Yeni Başkanın, Kraliçe'ye vefa borcu var artık.
Her neyse!
60. 3 Kasım Zaferi, Binyılcıların Amerika'da kalma kararının gerekçesi oldu. Onların Amerika'da kalma kararı, Çin’i, baykuşlara terk etmek anlamına geliyordu/geldi.
61. Bu durumda, zannedildiği gibi bir “Sarı Dev” tehlikesi yok! Çin, Binyılcı Fabrikaları, üç 30 paraya satın aldı; kendi işletecek deniyor. Lakin Komünist Çin'in, Liberal kafayla mal üretmesinin imkansızlığı bir yana...
62. Haydi üretti diyeli. Bu ürünleri satacak, ticaret yollarını tıkamak, Galler Masası için çok kolay. Malum; Çin mallarının büyük pazarı, Asya'nın batısı ve Avrupa’ydı.
63. İpek Demiryolunun bu anlamda; inşa edildiğini de biliyorsunuz. Lakin Kraliçe istemediği müddetçe, Çin’den kalkan hiçbir Çin Treni, Londra'ya ulaşamaz.
64. Hani diyorlar ya… “Acaba, Türkiye'nin karşısında, “Çin Soğuk Devi mi inşa ediliyor?” diye… Hayır! Türkiye istemediği sürece, hiçbir Çin Katarı, Anadolu'dan geçip İstanbul'a, oradan da Avrupa'ya gidemez.
65. Yani ne İngiltere, ne Türkiye kendi dirliğine kast etmiş Çin’in, ticaretinin güzergahı olma akılsızlığını gösterecek değil. Ha; şunu araya girelim: 2019’un sonu itibariyle hatta ne Avrupa Birliği; Çin’le yakın görüşmeler yaparak, Ticareti canlandırma kararı almıştı ya hani…
66. Bu da o masada kaldı. Çünkü Pekin’den kalkan hiçbir tren, Türkiye üzerinden geçemediği gibi Akdeniz’den, Yunanistan’a bağlanamaz.
67. Zira Türkiye ile ittifak görüntüsü veren Irak arazisi bir yana, Doğu Akdeniz’den Batı Akdeniz’e adım attırmazlar adama. Dedik ya yukarıda, artık Doğu Akdeniz’de de söz sahibi Ankara…
68. Sadece, bu değil Çin'in başının belası! Bir de Dolar Meselesi var ya… 30 Yıllık, Liberal Çin döneminde kazanılan trilyonlarca paranın, Dolar cinsinden oluşu; bu kazanımın anlamsızlığının da tercümesi durumunda. Bu konuyu; Çin Stratejisi yazımızda, uzun uzun anlattık zaten.
69. İki çift laf daha ederek, yazının Çin Faslının eksiğini tamamlayalım! Şayet, geçtiğimiz ay; Tayland'da yaşanan Askeri Darbenin arkasında Çin var ise. İşte, bir paragraf üstteki sebeple var!
70. Yani Batıya giden Pekin yollarının tıkandığını tıkanacağını fark eden Komünist Yönetim, Çin'in güneyine inecek olan “2. İpek Demir Yolu”nu açık tutmak için Tayland'da bir darbe planlamış olabilir mi?
71. Evvela şunu söyleyelim: Eğer ki böyle bir darbe planlamışsa Çin'in Siyasetini, Kraliçe Aklından bağımsız bir “B Planı”n olduğu anlaşılabilir.
72. Ancak bu arada; şu da anlaşılmış olur: Malum; Tayland'daki Yönetim, Amerikan Lobisinin İktidarıydı yani “Singapur Pas-Com Binyılcı Masası”na bağlı bir konseptin sahibiydi. Çin, bir “B Planı içinde, böyle bir hamle yapmışsa şayet …
73. Bu demektir ki… Amerika'daki Biden İktidarı da Kraliçenin kotardığı bir “Kukla Demokratlık”tan öteye gidemez. Peki, Çin'in; Tayland'da denediği ve başarılı olduğu bu Darbe, Liberal Çin Konseptindeki Ticaretin önünü açabilir mi? Hayır!
74. Zira bölgede; hem Amerikan, hem de son zamanlardaki hegemonyası sebebiyle Komünist Çin'e karşı olan ülkeler de var. En azından; bölgenin, en büyük ve zengin iki ülkesi olan Endonezya ve Malezya, Çin Ticaretine cevaz verecek bir noktada durmuyor kanaatimizce.
75. Hülasa… Myanmar Darbesinin arkasında Çin varsa eğer, onun da arkasında Kraliçe var demekten çekinmeyeceğiz burada. Çünkü bölge, "Büyük Britanya Kolonileri"nin doğudaki parçalarından biriydi. Bakmayın bağımsızlığına... Hala Londra'nın ağzına bakan sürüden...
76. Yani “kafasında kırk bin tilki dolaşan çakal diye sıfatlanabilecek Kraliçe Majestikası; Çin eliyle Singapur ve Tayvan merkezine bağlı, Uzakdoğu Pasifik Binyılcı uzantılarını da teker teker çökertiyor olsa gerek.
77. Tıpkı, Amerika'daki Demokratlara seçim kazandırarak Binyılcılığı çökerttiği gibi...
Ve o halde soralım: 21. Yy. Dijital Soğuk Savaşı'nda; Türkiye'nin, bir tarafına oturduğu “Tahterevalli Siyaseti”nin karşı tarafına, Çin oturabilir mi? Hayır!
78. Oturursa eğer; bu da bir tiyatronun parçası olabilir ancak. “Senaryosunda, Türkiye'nin de katkısı olan bir tiyatro…” diyelim biz buna.
***
Geriye kalıyor Hindistan!
79. Evet; Derindünya çalışmamızın başında ilk yaptığımız videolardan biriydi Çin Videosu gibi Hindistan Videosu da. Demiştik ki orada; “2025 itibariyle kendisine verilen görev sona erecek olan Amerika Birleşik Devletleri'nin yerine Kraliçe, Hindistan'ı koyacak gibi geliyor bize.
80. ” Bu düşüncemizde hala sabitiz! Lakin zamanlamada hata yaptığımızı itiraf edelim. 2025’ten itibaren, Amerika'nın yerini alacak bir Hindistan, hala oluşturulamadı zira. Bu gecikmenin büyük handikapı ise Hindistan'ın “Kast Sistemi” olduğunu daha önce söylemiştik.
81. Eğer Kraliçe; hala Hindistan üzerinden, bir gelecek bina etmeyi düşünüyorsa… Bunun için Hintlilerin, bir yüz yıl daha beklemesi icabedecek.
82. Bu arada da Kast Sistemi'nin tedavülden kalkması şart! Yoksa “Kadercilik”te dibe vurmuş “Gnostik Din Brahmanizm” İnancının sadık bekçiler olan Kast katmanları, olgörüp herhangi bir ideal oluşturamıyorlar.
83. Hem kişisel ideal oluşturmaya izin vermiyor Kast, hem de Milletin ve Devletin, bir dünya ideali oluşturmasının yolunu tıkıyor.
84. Yani Hindistanlı “Çılgın Amiral” her ne kadar, Akdeniz'e gemi çıkartıp Yunanistan’la birlikte, Türkiye'nin “TAP/Türkiye+Azerbaycan+Pakistan Birliği”ne karşı çıkmaktan söz etse de bu çıkışın, bir idealin yansıması olduğu kanaatinde değiliz.
85. Hatta o Amiralin, iki yıl evvel Seylan Adasındaki patlamalarla birlikte, kıtaya çıkmayı tasarlayan, Binyılcıların takipçisi olduğu kanaatimizi de belirtelim. O çilgın, zannediyor ki Seylan'a çıkan ve Hindistan'a sızmayı tasarlayan Binyılcılar, hala aynı idealin peşinde. Yo!
86. Amerikan Seçimleri, Binyılcı Hindistan Projesini de tedavülden kaldırmış durumda. Kraliçe bu! Tapulu mülküne “Gecekondu” yaptıracak biri gibi görünmüyor, ta, 1882’den beri…
87. O halde 21. Yy: Soğuk Savaşı'nda; “Galler Siyaset Tahterevallisi”nde; Türkiye'nin karşısına kim oturacak? Bu sorunun tek cevabı; yine Galler Masasının, Binyılcı Hanedanlarına ve aynı Hanedanlarla birlikte, Binyılcı Şövalyelerin mülkü olan Fransa'ya kalacak gibi görünüyor.
88. (Fakat bir şartla sanki: Şövalye Macron’un Elissee Sarayından tard edilmesi ya da Rodschidlerin Fransız böcüğünün öldürülmesi…)
89. Devamla… Yani Yuvarlak Masada; daha önce sözünü ettiğimiz, “2 Avrupa Birliği”ne doğru bir gidişat olabilir mi? Eh işte! Bu anlamda; Avrupa Birliği'nin kuzeyi Türkiye-İngiliz kontrolünde, bir yeni AB’ye gebe gibi duruyor demiştik ya!
90. Doğal olarak; bunun karşısında da mevcut AB, yeniden İngiliz Keltleri-Bavyera Almanyası-Fransa ve hatta Türkiye Yörüngesinden koparmaları, zayıf bir ihtimal olan İtalya'yla konuşulabilir. Hatırlayın; 2015 Yılında, Roma’nı karşısındaki Ventotene Adası'ndaki Üçlü Zirveyi…
91. Ve arkasından, Bratıslava’daki AB toplantısını… Bağlayın bu iki zirveyi; Vatikan'da, Papa'nın bir araya getirdiği AB Başkanları çay saatini...
92. Ve bütün bunlarla ilintili olarak; Papa’nı huzurunda masaya yatırılan, “Katolik ve Calvenist AB”nin, Yeni Yüzyılın Soğuk Savaşı'nda karşıt Blok/Pakt olma ihtimalini çok da uzak görmediğimizi söyleyelim fakir de.
93. Yoksa Galler Masasının ve Kraliçe’nin, “2 Kutuplu Soğuk Savaş Dünyası” kurmasının oyuncuları eksik kalıyor. Elbette fakir, “Tek Kutuplu Dünya”dan yanayız! İhtimal Türk Devleti de… Yani Hanif Türklerin, Adil Dünyasında tek kutup yeter diyoruz.
94. Ancak krizden beslenenlere; “Tek Kutuplu Dünya” yetmiyor; az geliyor. İlla onlar için “İki Kutup” olacak ve bu İki Kutup üzerinden, dünyayı gererek; kendi iktidarlarını baki kılacaklar. Anladığımız o ki…
95. Ankara da Siyaseten, Ticareten ve Askeriyeten güçlenince ye kadar,”Krizperestler”in bu arzularına muvazi olarak hareket etme gereğine inanmış durumda. Ya da görünüyor diyelim! Ve ekleyelim: İnşallah görünüyordur inanıyor değil!
***
96. Son Fasıl olarak… Son ay içerisinde, Türkiye siyasetinde olup bitenler; bize, şu ünlü “Tandoğan Planı”mızın yürürlükte olduğunu gösterdi. Malum gündemdeki CHP Yönetimi; CHP'liler tarafından bile, bölünüp parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı yönünde uyarıldı.
97. “Kürt Solcuları”nın zeminine bina edilmiş olan HDP ise paçaları tutuşmuş gibi diğer Muhalefet Partilerinin kapısında, kendilerine hayat dileniyor gibiler. Bu anlamda dememiz o ki…
98. Devlet Aklının, bizzat ve ciddiyetle üzerinde durduğu “Tandoğan Planı”nda bu sefer, kesinlikle başarılı olacağı hususunda emareler var. Devletin kuracağı, dikenleri ayıklanmış bir “Tandoğan Siyaseti”nin kokusunun yayıldığı Ankara ortamında, Yeni Anayasa’nın da sözü ediliyor.
99. Ve boşuna değil bu çıkış! bir Ak Partilinin deyişiyle “Devletin 2. Kuruluşunun Anayasası!”nın “Vakti geldi!” dedi ya Erdoğan. Bütün bunlar gösteriyor ki istikbal için öylesine korkacak pekbir şey yok gibi!
100. Ama azami; 2033, olmadı 2053’e kadar, Devletin köprüdeki yürüyüşünde, ayıyla yoldaş olmak durumunda kalmak mukadder. Ancak köprü o kadar uzun değil! Enaz 10, ençok 30 yıl içerisinde geçilecek kısalıkta bir güzergah.
101. Ondan sonra ne ayı kalacak, ne sırtlan, ne de çakal! 2071’deyse hepsinin kuyruğu kopacak kanaatindeyiz. Allahualem ve İnşallah diyelim!
***
102. Son paragraf için konumuzun başlığına dönsek iyi olacak! Ne demiştik: “Çılgın Türkler Ay’a mı çıkıyor? Yoksa İmparatorlar Ligi'nin Tahtına mı?
103. Cevaben diyelim ki ikisi birden! İmparatorlar Ligi'ne çıkıp Şampiyon olmanın önünde duran 21.Yy. soğuk Savaşı'nda; anlaşılan o ki 20. Yy. Soğuk Savaşı'nda yaşananlara benzer bir usul tekrar edilecek. Yani önce Uzay Savaşları!
104. Bu nedenle Türkiye, önce 2023'te kendi “Yuri Gagarin”i uzaya çıkartmayı planlıyor olsa gerek. Peşi sıra; 2025'te de Ay’a kendi “Nil Armstrong”nu indirecek. Zira 20.Yy. örneğinde olduğu gibi “Soğuk Savaş”lar uzayda oluyor/uzayda olacak. Ve Ay’a ayak basan kazanacak.
105. İlk çıkanın Türkiye olma ihtimali yüksek. Çünkü dedik ya arkasında NASA+SOVYET Birimi olsa gerek. Unutmayın; Sovyetlerin fırlatma üssü Kazakistan’daydı, o üs hala faal…
106. Hani bir iddia var ya: “Aslında, Ay’a çıkmadılar!” diye. Eğer, o iddiada hakikat Payı varsa, çıkamama işlerinin nedeni, o günkü teknolojinin yeterli gelmemesiyle ilgili olsa gerekti.
107. Fakat günümüz “Uzay Bilimi” 60 yıl öncesinin Bilgi, Birikim ve Teknolojisini binlere katladı. Bu sefer çıkmama ihtimali yok! Lakin Teknoloji yetmiyor, her sabah kahvaltıda yürek yemek lazım! Bu iş için cesaret, asıl sermaye!
108. İşte o nedenle “Mangal Gibi Yürek”i göğsünde taşıyan Türkler, aya ayak basmak da hiç tereddüt etmeyecekler. Zaten, Komşu Ay’ı, kafaya koyanlar da Milletimizdeki bu cesaret sebebiyle Uydu’muzda bir Türk görmek istiyorlar. Kore Kunuri'deki gibi!
109. Artık O şanslı Türk-Türkmen, kim ise ona, Selam olsun şimdiden!
***
110. Efendim! Konuyu burada noktalayalım. Ve her zaman olduğu gibi diyelim ki… Fakir, yine bir Pinokyo masalı anlattık siz büyüklere. Oysa hakîkati, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
2. Unutulan Türkmen Öksüzleri
ALEVİLİĞİN TARİHİ FOTOĞRAFI
Ahmet YOZGAT
3. Çok sevdiğimiz, değerli kardeşlerimizden Remzi Usta; “Selamun Aleyküm! Ahmet abi…” diye giriyor mektubuna. Ve diyor ki; “Nisan 2017 günü sanal alemde paylaştığınız "Çaldıran'ı Ya Şah İsmail Kazansaydı!" makalenizi okuyunca, ..............
3. İlaveten; Çin'in üzerinden de çok buldozerler geldi, geçti. En önemlisi Çin, aklını yeniledi. 3000 Yıllık “Tarihi Çin Aklı” hapsedildiği “Yasak Şehrin Zindanları”dan çıktı ve devletin değer verdiği bir konuma yerleşti. Görünürde hala bir “Komünist Çin “Akılsızlığı” var.
4. Da… Bundan sonrasının Çin’inin yol haritasını çizilecek olan, “Tarihi Akıl” olacak kanaatimizce.
Bu durumu; dünya fark etmedi; doğal olarak, bizde de fark edilmiş değil.
5. Lakin ne kadar saklarsa saklasın, Çin'in akıl değiştirdiğini, Galler Masası ve o masanın etrafında, gittikçe çoğalan halkalarıı oluşturanlar çok iyi biliyorlar. Onlar; durumu gördü ve ona göre formatladılar/formatlıyorlar kendilerini.
Amerikan Seçimlerinin Ardından...
BİDEN RÜZGARI
Ahmet Yozgat
1. Bugün, # 17 Kasım 2020 #Salı. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz. Yeniden merhaba… Bir mola için buradayız. Bir buçuk ay kadar yoktuk malum.
***
3. ABD Seçimlerinin ikinci haftasındayız… Amerikan Rejim Sistematiği, 1861-65 yılları aralığındaki iç savaş/Kuzey-Güney Yankee Savaşı'nın akabinde kurulmuştu.
101. Ama ondan önce, “Londra Britanik Masası Senaryosu”nda fark etmişti, Kraliçe’nin gözünde, ne anlama geldiğini: O bir Neo Napolyon’du! Zaten, o toplantıdan beri de “Dünyanın Yeni ve Galip Napolyon”u olmaya can atan bir Macron var Paris Tahtında.
102. Hatırlayın lütfen, Londra Masasının resmini: Kadrajın ortasında bizim Boris Johnson vardı ve kendini, “Britanik Dünyasının Merkezi” yapmış, gururla duruyordu. Tabii ki Kraliçe’yi temsilen… Onun sol yanında Erdoğan, sağ yanında Macron dikilmişti.
103. Erdoğan'ın solunda, Merkel ve onun da solunda; galiba Kara Kıtayı temsil eden, Cezayir Cumhurbaşkanı duruyordu, yanlış hatırlamıyorsak. Şövalye Macron’un sağında kimler mi vardı? Valla unutmuş durumdayız. Ama dişe dokunur birileri yoktu galiba, aklımızda yer etmediğine göre.