3. İlaveten; Çin'in üzerinden de çok buldozerler geldi, geçti. En önemlisi Çin, aklını yeniledi. 3000 Yıllık “Tarihi Çin Aklı” hapsedildiği “Yasak Şehrin Zindanları”dan çıktı ve devletin değer verdiği bir konuma yerleşti. Görünürde hala bir “Komünist Çin “Akılsızlığı” var.
4. Da… Bundan sonrasının Çin’inin yol haritasını çizilecek olan, “Tarihi Akıl” olacak kanaatimizce.
Bu durumu; dünya fark etmedi; doğal olarak, bizde de fark edilmiş değil.
5. Lakin ne kadar saklarsa saklasın, Çin'in akıl değiştirdiğini, Galler Masası ve o masanın etrafında, gittikçe çoğalan halkalarıı oluşturanlar çok iyi biliyorlar. Onlar; durumu gördü ve ona göre formatladılar/formatlıyorlar kendilerini.
6. Batı'daki yeni oluşumlara paralel olarak, Çin’e saldırılar da arttı. Ama bu saldırıların temel nedeninin; bir komplo planı dairesinde, “Çin’i, cami duvarına işetmeye zorlamak!” olduğunu da söyleyelim.
7. Bu sözü, şu şekilde değiştirmek de mümkün: “Çin’i, Kilise duvarına işetmeye zorlamak!” Daha önce yaptığımız Çin videosunda şişirilen bir balondan söz etmiştik. Şimdi ise “Cami Duvarına Pislemesi” için kışkırtılan bir Çin var karşımızda.
8. Hani der ya bir atasözümüz: “Caminin mumunu yiyen kedinin, gözü bozarır!” diye… O hesap yani! Yeni Çin örneğinde, “Mum Yiyen Kedi” değil “Pisleyen Kedi” var… Yani Çin'in işi, "Balon Hali"nden çok daha zor ve tehlikeli...
9. Bu kısa girizgahın arkasından, geniş Spektrumlu bir yazı kaleme almak niyetindeyiz. Temel konu Çin ve o bağlamda dünyanın her köşesi olacak diyelim.
10. Çünkü Derindünyanın kardeşlerinden, Kengeş Akademi'nin yazarı Sevgili Mehmet Aktan şöyle diyor:

“Ahmet abi… Kraliçe, neden farklı bir eksene atladı? Çin, bakış açısını neden değişti?
11. Türkiye, Eski Başkan Trump, dolayısı ile Cumhuriyetci Amerika ile Yüzyıl İttifakının sacayağı gibi görünür iken, birdenbire nasıl oldu da İngilizlerle birlikte, ‘Bir yol, bir kuşak demir yolu projesi”nin kalbi oluverdik? Çin, nereye koşuyor/koşacak/koşturulacak?”
***
12. Efendim! Bir genel geçer olarak: Batı Aklı, kendi insanına benzemeyeni sevmiyor. Hatta nefret ediyor diyebiliriz. Kendine benzemeyi İnanç, yaşam ve renk değil vücut biçimi gibi alanlarda da daraltmak ve genişletmek mümkün.
13. Mesela Batı, Siyahi Dünyadan nefret etti tarih boyunca. Renginden dolayı, bu sebeple Afrikalı Zencileri kaçırıp köle yaptı. Amerika'da ve Avrupa'da… Üstelik Yüzyıllar boyunca hem de ve zerrece vicdanı sızlamadı.
14. Günümüzde “Afro-Amerikalılar” diye tarif edilen köle Afrikalıların torunları, artık köle sayılmıyor. Zira kölelik kalkalı, 150 yıla uzanan bir takvim var. Buna rağmen; Siyahilere, köle muamelesi yapılmaya devam ediyor.
15. Sadece, Bilalileri köle yapmak doyurmuyor Batılı Dünyayı. Bu anlamda, yakın geleceğin nefret insanı Çinli olacak diyebiliriz; şimdiden başladılar Batı cihetinde, nefret örgüsüne. Neden mi? Sadece çekik gözlerinden ötürü...
16. Bu yüzden; “Çinliden, Efendi olmaz! O, ancak ve ancak köleliğe layık görülür. Ne yazık ki durum bu!

Aslında, Çin Aklı da Batılıların bu yaklaşımını biliyor. Onun için hedefinde Afrika var.
17. Buna “Kölenin halinden ancak köle adayı anlar mı?” diyelim yoksa Çinliler, Batılıların izine basa basa işin kolayına mı kaçıyorlar? İkisi de olabilir. Çekik gözlü Çinliler, bir miktar para kazandı diye, kolayına kaçıp geçmişi köleliğe dayanan Afrika'ya çöke dursa da...
18. Hülasa... Bu gidişle Çin, dünyaya sığmayacak sığdırılmayacak!
19. Aranızda hatırla yanlarınız vardır: Birkaç yıl önce Çin aya indi. Ama arka yüzüne... Niye arka yüz diye sorarsanız?! Deriz ki: ayın o yüzü, Batının(Batı dünyasının mülkü de ondan. Uydunun, arka yüzü ise karanlık ve sahipsiz...
20. Çin ayın sahipsiz arka yüzünde kurabilir hedefindeki Çin Küresel İmparatorluğu'nu ve Sarı Medeniyetini ancak. İşte, Çin, bunun farkında!
21. Bu nedenle Beyaz Efendinin bölgesine girmeyip arka yerde, kendi "ikinci el efendilik"ini hayata geçireceği Afrika’yı veya Ay’ın karanlığını tercih ediyor. Hülasa Çin; bu fırsatı yakaladığı halde, Dünyada Efendi olma ihtimalini göremediği için Ay'a gitti diyebiliriz.
22. Malum oldu üzere; dünyanın tüm masalarında, Çin konuşuluyor nice zamandan beri. Bu anlamda; Trump Amerika'sı, Çine karşıydı. Hatta adına “Ticaret Savaşı” denilen bir yeni nesil harp taktiği de denemekteydi.
23. 3 Kasım Seçimleri ile Trump'ın koltuğuna oturan “Yeni Başkan Biden ve onun Binyılcı Demokratları, Amerikan Devletinin politikalarını sürdürüp Çine düşmanlık mı edecek? Yoksa...
24. Yoksa Binyılcı Derinliğin kurduğu Liberal #Çin üzerindeki haklarını korumak üzere, yeni ve ılıman bir politika mı geliştirecek?” sorusu muğlak. Zira Galler Masası ile Binyılcıların arasındaki pazarlık, tam anlamıyla sonuçlanmış değil.
25. #Trump #Amerika’sının Çin'le kavgasının arkasında da Galler Masası vardı malum.
26. Masanın; Çin karşıtlığının, içgüdüsel bir arkaik durumunu yukarıda izah ettik: Çekik gözlülerden efendi olmaz! #Ekonomik olarak ne kadar büyüse de Batı cihetinde; Çinli, Efendi olarak kabul edilmez. Edilmeyecek de…
27. O halde, niye böyle bir Çin oluşturuldu ya da Çin, niye bu kadar büyütüldü?

Bu bir illüzyon! Hattı zatında büyütülen Çin değil. Ya da Çin'in bu hale gelmesinde emeği, parası ve aklı olanlar Çin’i büyütmediler. Ya?
28. Çin'in vücudunda, bir Ezoterik Asalak olarak yerleşip kendilerini büyüttüler. Fakat göreceli olarak büyüyen, Çin oldu. Durumu, zahiren böyle gören yorumcular, 20. Yüzyılın sonunda şekillenen “Yeni Çin”e bakarak; kıtanın adını, Sarı Dev koymuşlardı.
29. Ve o günden beri Sarı Devin gelişi, dünyayı korkutmakta verimli bir unsur olarak kullanıldı diyebiliriz.
30. Malum; şu konuyu, defaatle yazlık: I Dünya Savaşı'nın sonunda, Osmanlı'nın üzerindeki Ameliyat Savaşı'nda yenilen German World/Alman Dünyası havlu atıp Türklerin İmparatorluğu'nu İngiliz, Fransız ve İtalyan Troykası’na bırakarak geri çekildi.
31. Ancak Alman Aklı için savaşa gitmiş değildi. Bu yüzden, Derin Almanya, B Planına geçti. B Planı; Habsburg ve Bavyera Siyasal Ortaklığında yeni bir yönelişti:
32. 1603 yılında Rurik-Bizans Hanedanlığını devirerek, Cermen kökenli Romanofları tahta geçiren akıl, bir savaşta İngiltereyle birlikte hareket etmesinden hoşlanmamıştı tabii. Bu nedenle Romanofları yıkılarak, onun yerine Komünist bir Derin Cermen Sovyet Rusyası bina edildi...
33. Bu Komünist Devlet,İşçi Paradigmalı bir Proletarya diktatörlüğüydü.İngiliz Aklı da Hagsburgların Proleter Komünizmine karşı, onu dengelemek üzere, Çin'de bir “Köylü Komünizmi” kuracaktı. Bu anlamda Karl Marks, Lenin ve Rusya, Almanya için neyse; Çin de İngilizler için oydu.
34. 2. Dünya Savaşı'nın sonunda, böylece ortaya çıktı Çin Komünizmi. Ama Windsorlar, HonKong’u terk etmediler. Ve o vilayete, 100 yıllığına el koyup Komünist Çin'in kenarında bir “Küçük İngiltere” olarak, Pekin’i gözetlemeye ve Kıtaya sızmaya başladılar.
35. Demiştik, bir daha diyelim: 2. Dünya Savaşında; Şövalye Hitler'e çökerttirdikleri, Windsor saltanatının yeniden kurulması karşılığında, Amerikan Sızıntı Binyılcıları; ABD'nin içinde, bir “İkinci Amerikan Devleti” hakkı ele geçirdiler.
36. Ve bu Devletin,dış dünyadaki uzantısı olarak; tüm dünya Devletlerini kapsayan, bir “Sızıntı Dünya Amerika'sı” da oluşturdular böylece.İki katmanlı Amerika'nın Demokrat Siyaseti, “Ezoterik Binyılcılık”ın, Siyasi alanı oldu. Buna bağlı olarak; Dolar basma hakkı da onlara aitti.
37. Dolayısıyla “Amerikan Milli WASP Devleti Maliyesi” için bastıkları “Milli Dolar”ın dışında, bir “Dünya Doları”ndan da söz etmek mümkün oldu, Dünya Amerika’sında kullanılmak üzere…
38. Bu meseleyi sağlayan,1945 Tarihli Bretten Wood Para Antlaşmasını geçersiz kılan; yine “Binyılcı Dünya Amerika'sı” oldu. Böylece doğan bu “Haydut Amerika” 1970 yılı itibariyle sınırsız bir şekilde, “Sahte/Karşılıksız Dolar basmaya başladı.
39. O; bastığı yeşil boyalı kağıtlarla “Dünyayı satın aldı!” diyebilirsiniz. Ancak satın almakta zorlandığı bir ülke vardı: Çin…
40. Çünkü Çin Devletinin yönetim sistemi olan Komünizm ve Komünizmin direksiyonunu tutan “Derin Honkong Windsorluğu” sebebiyle Binyılcılar bu ülkeye sızmakta zorlandılar. Yani Çin, onlar için yolgeçen Hanı değildi.
41. Oysa Çin Komünizminin kurucu babası Mao Zedung'nun, “Kültür Devrimleri” ile zombileştirenilmiş Çin insanını, gelecek tasavvurularında, “Laboratuvar Kobayı” olarak kullanmak, Binyılcıların önemsediği bir durumdu.
42. Bu nedenle 1993 Yılında, #Tiananmen Meydanı'nda, dünyanın ilk “Renkli Devrimi/Çin Baharı”nı başlattılar. O bir darbeydi aslında. Darbenin sonunda; Çin Komünizmi, çökme noktasına geldi.
43. Bunun üzerine Binyılcılar; Çin Komünistlerini pazarlık masasına oturtup bir “İkinci Çin”in bina edilmesi hususunda onları, ikna ettiler. Böylece Çin'de; Çinlilere ait olmayan bir “Liberal/Ekonomik Devlet” katmanı daha şekillendi.
44. Dışarıdan bakan herkes; bu “Liberal Çin”e yapılan Binyılcı Sermaye”nin yatırımlarıyla ortaya çıkan “Sarı Dev”i, Çinli zannediyordu. Oysa Çinliler; Komünist Devlet tarafından, Liberal Çin'e satılan birer köle/işçi olarak kan ve ter akıtıyordu.
45. Bu Binyılcı Devlet Kartmanı, Derin Akılla bir şekilde, kurduğu bu “Şeytani Sömürü Kapitalizmi”yle Dünya Ticaretine çöküyordu.
46. Sus Payı olarak; Komünist Çin Devletinin, bu ilişkiden elde ettiği çıkarsa akıl almaz ölçekteki Ekonomik ilişkilerin vergileri ve Çarkların döndürülmesi nde kullanılan Çinli işçilerin sırtından kazanılan komisyondu.
47. 30 yıl içerisinde, bu yolla oluşturulan “Sus Parası” üç trilyonluk bir meblağa ulaştığı söyleniyor. Lakin bu para; ne Çinlilerin, ne de Çin Devletinin işine yaradı denilebilir.
48. Zira ülkeye hakim Komünist Sistem, herkesin elini kolunu bağlıyor ve kağıt paranın somut değere dönüşmesini önleye geldi.
49. Bir süre sonra, bankalara dahi sığmayan bu paranın, bir şekilde Amerikan şirketlerine geçtiği ve karşılığında şirket ve devlet tahvili olarak, daha alt bir kağıda dönüştürüldüğü görüldü. Bu stok para; gerek Banknot, gerek Tahvil olarak dursun…
50. Çin; 2001 Yılı itibarı ile başlayan Yüzyılcı-Binyılcı Savaşını ve bu savaşın varıp dayanacağı yeri gördüğünde iş, işten geçmişti.
51. Zaten ve aslında; 1945 Tarihinde, Amerikan Binyılcıları ve Yüzyıl Windsorları arasında yapılan “İki Amerika Pazarlığı” 75 Yıllık olup 2025'te bitecekti. Lakin bu iki taraf arasında, Dolar önemli bir mesele oldu.
52. Esasında Dolar, “Amerikan Milli Devletinin Parası”ydı. Fakat söz konusu anlaşmayla ve sınırlı süreli yani 75 Yıllık ömür için olan bir benzeri, Dünya Doları olarak tedavülde dönmekteydi/dönmüştü. Bu durumda, 2025'te “Dünya Doları” ne olacaktı?
53. Zira iddia edildiğine göre, 250 Trilyonluk bir değere ulaşmıştı ve dönüp duruyordu Dünya Ekonomisi içinde. Antlaşmanın neticesinde de Amerikan Milli Devleti, kendi parasını isteyecekti elbette hatta istiyordu.
54. Eski Başkan #Trump'ın, Doları ülkeye çağırma hamlesi, bu isteğin bir yansımasıydı. Ancak Binyılcılar, Doların; Amerikan Devleti'ne ait kısmının ülke içerisindeki 2 Trilyon Dolarlık emisyonla sınırlı olduğunu iddia ediyordu doğal olarak.
55. Dünyada, fiilen dolaşan 80-100 Trilyon nakit Doların; kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlardı tabi olarak. Binyılcılar, Beyaz ABD Milli Devleti ve Windsor İngilteresi arasındaki, bu tartışma “Yüzyıl-Binyıl Savaşı”nı tetikleyen sebeplerden biri oldu. Olursa olsun!Olsun da…
56. Binyılcı Akıl, bu problemden çıkışın yolunu, ta “Haçlı Seferleri” esnasında bulmuşlardı Teorik olarak.
57. O Teorinin, gerçekleştirilmesi ise Dijitalizmin keşfiyle sağlanmıştı zaten. Ve bu akıl; şimdi de 250 Trilyon Dolarını, “Dijital Dünya Parası”na dönüştürüp ortaklarının elinden çekip almak üzere harekete geçmişti bile… Geçerse geçsin! Geçsin de…
58. Beyaz Amerika’nın (Ve tabii ki Windsorların) buna cevabı ise şeklen, bir “Yeni Dolar”a geçerek, mevcut Dolarları vurmak/geçersiz kılmak tehdidi olarak verildi. Verilirse verilsin!
59. Bu durumda; “olsun, geçsin, verilsin” ammavelakin, bu gelişmeler, sadece Beyazı ve Binyılcısıyla ABD’yi ve de Windsorları vurmakla kalmayacak; Hazinelerinde Dolar bulunduran bütün Devletleri (Hatta yastığını altında Dolar saklayan insanları bile) vuracak/iflas ettirecekti.
60. Bu minvalde, Doların büyük problem olduğu Devletlerin başında da Çin geliyordu.

Binyılcı-Yüzyılcı Savaşı'nın sonunda; icat ettikleri Dijital Paraya dönüşüm, Binyılcılar açısından zararı önlemenin yolu olarak görülünce… Çin tutuştu......
61. ...ve beyninden vurulmuşa döndü. Binyılcılar tarafından aldaltıldığını, satılmak üzere olduğunu anladı ve bunu İntikam Defterine yazdı.
62. Ve devamla Binyılcıları, bu ataklarına karşı, şekli değiştirilecek olan Yeni Doları öne sürme tehdidini yapan Beyaz Amerika ve onun patronu, Windsorlar tarafından da (Kuşak ve Yol’da) ihanete uğradığını anladı. Çin bir kez daha tutuştu ve beyninden vuruldu.
63. Tabii, bunu da İntikam Defterine yazdı. Zira elindeki trilyonlarca dolar böyle bir durumda anlamsız tuvalet kağıtlarına dönüşecekti.
64. İlk önlem olarak, Çin; elindeki Dolarları eritmek için harekete geçti. Bu yüzden; son bir kaç yıldır, ne bulursa satın almak için yeryüzüne dağılmış durumda… Bu manada hedef, #Afrika görünüyor.
65. Yani yukarıdaki izah ettiğimiz, “Tarihi Kölelik” sebebinden ötürü, Afrika; Çin yönetimi tarafından da kolay bir av olarak telakki edilmekte. Fakat dünyayı satın alarak, Dolara bağlı nakit parasını mülke çevirmek isteyen, sadece Çin değil elbette.
55. Onun gibi Japonya da ve elinde Dolar tutan tüm devletler, kendi ölçekleri içerisinde, bu yükten kurtulmak için dünyada satılacak mülk, altın ve maden avına çıkmış durumda. Mesele bununla kalsa iyi...
56. Öte yandan; Amerikan Binyılcıları, ikinci bir fırsat yaratıp sınırsız bir şekilde Dolar basmayı sürdürerek, dünyayı satın alma işlemlerini hızlandırmış durumdalar. Onlar için Pandenin; bu kapıyı, sonuna kadar araladığını söyleyelim.
57. Bu aralıkta bastıkları ve satın alımlarla erittikleri Dolar miktarının, 8-10 Trilyon Dolar olduğu iddia edilmekte. Hatta son alımların, #ABD içine yönelik olduğunu da ekleyelim.
***
58. Ve… 2019 Yılının Aralık Ayında; Çin'de, #Korona saldırısı başladı. Bu sırada bir şey öğrendik: Belki nüfusunun, aşırı çok oluşu ve gıda üretimi azlığı sebebiyle belki, Kültürel bir kalıtım olarak; Çinlilerin, açlığını gidermek konusunda her şeyi yediğini…
59. Canlı maymun beyninden tutun da köpek etine, oradan yarasa çorbasına kadar her şey… Dediğine göre; evcil-vahşi demeden, her türü yiyen Çinlilerin, Wuhan kentinde, bu yiyeceklerin satıldığı bir pazardan yayılmıştı Corona Pandemisi.
60. Yani suçlu yarasaydı! Lakin buna kimse inanmadı. Çünkü dünyada, buna benzer “Ekstrem Pandemiler” sebebiyle suçlanan bir güruh, geçtiğimiz yıllarda kuş gribi, domuz gribi, sars, ebola hatta daha öncelerde AIDS gibi antidoğal illetleri, laboratuvarlarda üreterek, ..............
61. yeni tür “Biyo -Savaşın ilk denemelerini yapmıştı. Evet, sabıkalı küreselciler di ya da bizim Binyılcılar dediğimiz Dijitalizm mucitleri…

Gerçekten mi? Bu konu, hala muğlak biliyor musunuz?!
62. Eğer, laboratuvarda Genetiği değiştirilmiş Koronavirüs, Binyılcıların eseri olmasına rağmen, ilk kurduğu değerde Liberal Çin'deki Ulusüstü Endüstri, Sınai, finansal, ticari sermayeyi vurdu. Acaba Küreselci Binyılcılar, böyle olacağını düşünememiş miydi?
63. Yani Ava giderken avlandılar mi? Ya da onlara, düşman bir başka grup böyle olacağını öngörerek #3Pandemi yi taammüden Çin'de mi başlattı? O kim?
64. Sabık ABD Başkanı Trump'a sorarsanız, bu işin suçlusu Çin’di. Hatta #Covit-19'un adını Çin virüsü koymuştu Eski Başkanı. Trump'ın; “Çin Virüsü” dediği illeti atan, Liberal Çin'in Patronu Binyılcı Amerika^nın Libarelleri miydi yoksa #Komünist Çin mi?
65. Velhasıl, 2019 bu bilinmezlik içinde, hay huyla kapandı; Çin'de çekilen akıl almaz görüntülerle süslenerek. Arkasından; Virüs, Çin'in yakın ilişkiler içerisinde olduğu İran ve İtalya'da ortaya çıktı. Özellikle İtalya, çok etkilendi bu durumdan. Öyle etkilendi ki…
66. İtalyan Katolizmi çöktü dense yeridir. Bu manada; o günlerde dendiğine göre; İtalyan Hükümetinin kararıyla Vatikan kuşatıldı ve Papa gözaltına alındı. İtalyanlar; Müslümanlar gibi secdelere kapandılar.
67. İtalyan Devleti; Türkiye'nin ittifakı olacak ölçekte, Avrupa Birliği'nden nefret etti. Zira çizme ülkesini AB Ülkeleri görmezden gelirken; oraya, ilk yardım elini uzatan Çin ve Türkiye olmuştu.
68. İtalya tükenmek üzereyken; İngiltere'de, Almanya'da ve diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte Türkiye'de de göründü Pandemi. Birinci Pandemi günlerinde; Çin dahil, vurgunu yiyen herkes, hazırlıksız yakalanmıştı. Tuhaf bir şekilde; tek hazırlıklı ülkenin Türkiye olduğu görüldü.
69. Bu nedenle o günlerde; Türkiye, 104 ülkeye, maske ve sağlık araç-gereçleri yardımı yapacak kadar rahat ve cömertti. Tam 104 ülke dedik! Garip bir rastlantı olarak; Malta Tarikatını, Devlet gibi gören ve oralarda Diplomatik Misyon noktaları açan ülkelerin sayısı da 104'ü.
70. Ve bir başka raslantı olarak şunu da ekleyelim: Malta Tarikatının adı da 900 sene evvel, “Hospitalyenler” yani “Hastaneciler”di.
71. Bu manada; sözü edilen 900 yıllık süre zarfında, dünyadaki sağlık hizmetlerinin, Tıbbın ve İlaç Biliminin uzmanları da Malta Hastaneci Şövalyeleri oldu diyebiliriz.
72. Tarih boyunca; Türklerin düşmanı olan bu Şövalyeler, 80’lerde, Rahmetli Cumhurbaşkanı T.Özal'a, Şövalye nişanı vererek Türkiye ile 1980'lerden beri gizli bir dostluk içinde geliştirmişlerdir ilişkilerini.
73. Konuyu, “Şövalye Tarikatlarının Sırrı”nda yazmış ve konuşmuştuk. O kaydı, bu bilgiler ışığında, bir daha dinlerseniz iyi olur kanaatindeyiz. Her neyse!
***
74. Devam edelim… 2020 İlkbahar-Yaz aralığında, Avrupa'da vurgun yiyen, İkinci büyük ülke, İtalya misali, yine latinlerin ispanyası oldu. Bu arada; Çin, hızlı bir şekilde normalleşti hala normal!
75. Bu esnada, 2021 Yılının Ocak Ayının son on günlerindeyiz. Bugün Televizyonda verilen habere göre; Wuhan şehrinde gündüz ve gece hayatı dik yapmış durumda. Yani Wuhan başta olam üzere, tüm Çin’de, Virüse dair hiçbir belirti yok!
76. Ve bugünkü bir başka haberde; iddiaya göre, virüsü icat eden ve aynı zamanda, “Çip”inde mucidi ve müsebbibi olarak gösterilen Bill Gates de aşı yaptırdığı açıklandı. Bir başka haber ise İngiltere Başbakanının açıklaması...
77. Dendiğine göre, bugün 1410 kişinin öldüğü İngiltere'de; virüsün, üçüncü bir mutasyonla daha öldürücü olarak kendini formatladığı açıklandı.

Dönelim tekrar, 2000 Yılının Bahar-Yaz aralığına... Avrupa’dan sonra Virüs, Amerika'da ortaya çıktı.
78. Avrupa ve Türkiye, Yaz Mevsimini ve Sonbaharın başlangıcını rahat geçirdi. Lakin Amerika'da virüs, hiç ara vermedi. Tam bir savaş halinde devam etti salgın. Şimdilerde ölü sayısı, 200 Binin üstüne çıkmış durumda. 2020’nin Kasım Ayı Başkanlık Seçiminden, D. Trump yenik çıktı.
79. Lakin Eski Başkan, “Virüsün, kendini tahttan indirmek için yapıldığı iddiasını ve seçimlere hile karıştırıldığını…” söyleye söyleye tamamladı Kasım-Ocak ara bölgesini.
80. Ve Devir Teslime iki hafta kala, “Kongre Baskını”nın kışkırtıcısı olarak ilan edildi. Hakkındaki Azil Davası sürüyor.
81. 2020 ile 21 aralığında beklenen oldu ve “Birinci Mutasyon”u geçirdiği açıklanan Virüs, İngiltere'de açığa çıktı. Salgının ikinci dönemi, böyle başladı. Lakin tuhaf olan şey; Virüs, Britanya Adasının tamanıda değil de ............
82. ....... sadece Windsorların Anglosakson bölgesinde ve Galler’de görüldü. Ada dışında görüldüğü diğer yerler de Windsor Ekolündeki ülkeler: Belçika, Hollanda ve Güney Afrika Cumhuriyeti… Oldukça manidar bir sonuç değil mi?
83. Mutasyonlu Virüs; Windsor coğrafyasından, yine başta İtalya'yı vurmak üzere dışarıyı sıçramış intiba verdi. Peşi sıra Fransa ve Almanya'da da etkisini gösterdi. Bugünlerde, İkinci Pandeminin Avrupa’daki durumu, Birinci Pandeminin kopyası gibi...
84. Avrupa başarısız; Türkiye, yine başarılı... Manidar!

Manidar olan bir başka husus da… Son bir yıl içerisinde; Çin'den sonra, Virüsün en aktif olarak görüldüğü yerler Amerika ve Batı Avrupa olarak işaretlenebilir.
85. Ortadoğu ve Afrika'da, ciddi bir vaka kaydına rastlanılmadığını söyleyelim; neredeyse yok gibi... Çin, İran, Hindistan ve kısmen Türkiye dışında kalan Asya da rahat! Güney Amerika'da ise Brezilya'nın dışında vaka yok dense yeri var.
86. Yukarıda adı geçen Rusya'daki saldırı da Batı Avrupa ülkelerinin gerisinde olup Asya Rusya'sında bir şey yok... Bununla birlikte; Doğu Avrupa ülkelerinde, oldukça sakin bir durum söz konusu…
87. Üstte çizilen haritadan anlaşıldığına göre; Virüsün tam anlamıyla vurduğu ülke olarak; Amerika karşımıza çıkıyor. Yani Binyılcılar ile Yüzyılcıların Savaş alanının bir numaralı bölgesi olarak işaretlediğimiz yer olarak Amerika.
88. Ve buna ilaveten, yine Binyılcılık ve Yüzyılcılığın en aktif coğrafyası olarak Batı Avrupa ülkeleri savaş alanı gibi. Tuhaf olan bir başka husus olarak, ..............
89. Türkiye'deki İkinci Pandemi zamanındaki hasarın, tıpkı ilk dönemdeki gibi BinyılcI-Yüzyılcı Devletlerin gerisinde kaldığını, bir daha söyleyelim.
90. Ve diyelim ki… Sanki Ankara, zoraki hastalanmak ve Pandemiyi memleketin birinci meselesi yapmak ya da öyle yansıtmak hususunda, elinden geleni ardına koymayan bir ajandanın sahibi gibi davranıyor.
91. Buna bağlı olarak “Aşı” konusunda da son derece atak ve öncü bir role soyunmuş durumda. Birkaç gün önce ve “Aşı Günleri”nin en başında Cumhurbaşkanı; Çin'den gelen aşıyı, kamera karşısında vurundu…
92. Ancak Derindünyanın muhalif kardeşi Ayhan'ın iddialarına göre; Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı'nın aşılanması esnasında, siyah uçlu enjektörün el çabukluğuyla turuncu renkli enjektörle değiştirildiği görülmekte.
93. Kardeşimizin dediğine göre; “Devlet Ricali” kendisine bir başka aşıyı yaptırırken yakalanmış durumda… Yani “Sçilmişler, halkın aşısını değil; özel bir aşıyı kullandılar diyor Ayhan. Biz de onu yalancısıyız…
Her neyse!
***
94. Şimdi, dönelim tekrar Çin konusuna… Yıllar evvel, bir Çin videosu yapmıştık. Orada söylediğimizin özeti, kısaca şuydu: 300 yıldır, dünyayı kendi Medeniyeti ile yöneten Batılı Akıl, Çin’i patlatmak üzere, onu bir balon gibi şişiriyor.
95. Dememiz o ki… “Sarı Dev”in geldiği geleceği yok! Orada oynanan oyun; patlatılacak balonun, önceden olabildiğince şişirilmesi ameliyesinden başka bir şey değil. Zira Anglosakson Medeniyetinin sahibi olan güç; 2025’den sonra, Amerika'nın yerine #Hindistan'ı hazırlamakta.
96. Bu hazırlığın önünde duracak muhtemel engel olarak Çin’i, küçültmek için büyütüyor. Evet, böyle demiştik! Yazının giriş bölümünde de buna benzer sözler sarf ettik zaten. Yani düşüncemiz değişmiş değil.
97. İzah edelim: Düşüncemiz, neden değişmiş değil ve neden değişemez? İnsanlığın önüne, Tarihin başlangıcından beri “İki Yol” kondu/konmuştur. Bunun, Rahmani bir temeli olduğunu biliyorsunuz: Adem ve Şeytan ikileminden söz ediyoruz.
98. Bu ikilemin yansıması olsun gibisinden de dünyadaki Siyaset, hep “İki Aks” üzerinden hareket etti ya da yükseldi. Bu manzara, Tarihin başlangıcından beri böyle... Hatta Tarih öncesinde de böyleydi. Şayet, Batılı Efsanelerdeki “Atlantis ve Mu” önermeleri doğruysa…
99. Orada da karşımıza çıkmıştı bu Dilemma/İkilem. Bu yüzden; Tufan dahi, bu iki güç yani Atlantis ve Mu ya da buna benzer “İki Karşıt Güç”ün onulmaz mücadelesine karşı “Dur!” demenin Rahmani yansıması olarak gerçekleşti.
100. Malum, daha önce yazdık bu konuyu ve demiştik ki “Tufan, dünyaya hükmeden, “Yoldan Çıkmış İki Güç”e karşı duran; “Hakikatin 3. Yolu”nun, Nuh Peygamber üzerinden tecellisinin de sonucu değiştirmeyeceği anlaşılınca, “İlahi Projenin Nuh Ümmeti Dönemi” Tufan’la kapatıldı........
101. .......... ve “Muhammed Ümmeti” dönemine geçildi.

Madem; İnsanlığı Ümmetler üzerinden kategorize ettik o halde geri dönelim ve ta başlangıca yani “Adem Ümmeti”ne gidelim…
102. Ümmetler Kategorizasyonundan anlaşılacağı üzre, bir “Peygamberi Yol”ve onun karşısında duran bir başka güce ait“Satanik yol”dan söz etmek durumundayız.Bu iki aksın, Şanı Yüce Rahman'ın huzurunda ve ta Cennette ortaya çıkan iki tercih olduğu da Kur’anla sabit olduğu da malum.
103. Bu iki tercihe daha sonra; günah-sevap, iyilik-kötülük ve benzeri ikilemlerden hareketle “Hakk ve Batıl” dendiğni de biliyoruz. Ancak dünya Siyasetinin seyrettiği “İki Aks/İki Yol”un bu olmadığının atlandığını söyleyelim.
104. Şöyle ki… Ta Cennette belirlenen, Rahmaniyeti; Mülkün Sahibinin dışındaki bir “Aldatıcı Odak”ın bir başka ikilem şeklinde kurguladığına tanıklık ediyor Tarih ve Efsaneler.
105. Yani Zamanlar boyunca Siyasi işleyiş; “Hakk ve Batıl” şeklinde değil de ama yine “Hak ve Batıl” görünümlü olarak “Batıl artı Batıl/İki Batıl” biçiminde oluşturdu tez ve antitezini.
105. Tabii ki “Batıl+Batıl” dayatmasının kabulü için aynı Odak; “Hakk”ı kararttı, işlevsiz hale getirdi, olabildiğince küçülttü, dönüştüre dönüştüre minyatürleştirdi, gücünü eritti. “Batıl+Batıl”ın iki kampına payanda yaptı.
106. Böylece Siyaset ve Hayat sahasında “Hakk” önemsiz ve hatta yok sayıldı... Zaten onbinlerce Peygamber, hükümsüzlştirilen “Hakk”ı, insanlığa tekrar tekrar hatırlatmak, “Peygamber Yolu”nu yeniden tanzim etmek ve “Tevhidi” sahneye taşımak göreviyle geldi.
107. Peygamberlerin hayatta olduğu dönemlerde bu Tanzimat başarılı oldu. Lakin Resul ve Nebilerin vefatları akabinde durum, yine eskiye döndürüldü ve “Batıl+Batıl” terazisinde/dengesinde/karşıtlığında bina edildi #Diyanet ve #Siyaset.
108. Bu dönüşüm ve oluşumda Mesiyanik anlayışların, önemli görevler ifa ettiğini de kaydedelim. Ve diyelim ki… “İki Batıl”a karşı; Hakkı/Peygamberi anlayışı temsil eden “Üçüncü Yol” her seferinde “Hakk’ın Kurtarıcısı” sahteciliğyle tıkandı.
109. Son Kurtarıcı Hz. Muhammed'in geldiği esnada dünya, Yine “Batıl+Batıl Siyaset”in Arenasıydı. “Batıl’ın İki Yolu”ndan birisini Roma; diğerini Persiyan Emperyalizm temsil ediyordu.
110. Hattızatında bu iki temsiliyet, Hz. Muhammed Ümmeti Döneminin, Batıl Roma ve Batıl İran Emperyalleri; esasında, “Tarih Devresi İki Proto Batıl”ı olan “Batıl Mısır'ın ve Batıl Babil”in temsilcileriydi.
111. Şanı Yüce Rahman; birbirinin karşıtı gibi konuşlanmış olan Ahirzamanın/Son Dönemin, Teatral İki Batılının ortasındaki bir “Ümmi Koza”da hayata hazırlamaktaydı “Son Hakk”ı: Mekke'de!
112. Ve “Üçüncü Yolun Son İşletim Sistemi” olan “Haniflik” Hz İbrahim'in oğlu İsmail Peygamberin sulbünden oluşturulan, “Ümmi Hanif ve Anti Ezoterik” bir soy içinde 1500 seneyi geçkin bir süre kozasında bekletildi.
113. “3. Yolun İlk Hanifleri” Batıl Mısır'ın Roması ile Batıl Babil'in Pers/İran merkezlerinin aralarındaki mücadele neticesinde en yorgun zamanında ortaya çıktı.
114. Böylece tekamül etmiş Tevhid İnancının ilk “Hanif Muhammed”i Sahabelerinden oluşan “Mücahit Ordusu” Batıl+Batıl’ı peşpeşe düşürdü. Yani “Hak geldi, Batıl(ın iki aksı da) zail oldu.” Fakat Hakk’a karşı yapılan Batıl saldırıları; İki koldan başlatıldı.
115. Bu manada; Hakkyol olan İslam'a sızan İki Batılın, Mistik güçleri tarafından Hakk, hedef tahtasına konmakta zorlanmadı da. Çünkü İki Batıl, bu konuda çok tecrübeliydiler.
116. Lakin Şanı Yüce Allah'ın, “Son Hakk Anlayışının İlahi Projesi” olan İslamiyeti koruma muradı ile birlikte, Kur'an'ın dokunulmazlık zırhıyla korunduğunu görüyoruz. Yani bu kez; İki Batılın Ezoteryal sızıntısı ve Askeri saldırıları, “Üçüncü Yolu” tıkamaya yetmeyecekti.
117. Sahiden yetmeyecek miydi?

Son sualin ışığı altında şöyle söylemek lazım: “Üçüncü Yol” Siyaseten tıkandı ama Teolojik olarak değil.
118. Dememiz o ki:İslam Tarihi içinde, İki Batıl’ın Mistik saldırılarıyla “Arap Hanifliği”nin çöküşü,Peygamberin vefatından 30 sene sonra başladı. Önce Emeviler eliyle Ümmetin Adil Yönetimi,Sultanata evrildi. Emeviler, Dört Halifenin, İki Batıla karşı başlattığı yıkımı tamamladı.
119. Böylece Babil ve Roma’nın Batılının Merkezi olan Mısır, İslam Coğrafyasına ilhak edildi. Dolayısıyla İran ve Mısır’ın Batıl Aklı da… Böylece Batıl’ın “Suret’i Hakk’tan görünmesi ve İslamiyete sızması kolaylaşmış oldu.
120. Bu nedenle Ortadoğu'daki, 90 yıllık Emevi Saltanatını devirenlerin işbaşına koyduğu Abbasilerin Dönemi, (Batıl Sızmacılığının en sinsi silahı olan) Mistisizmin hakim olduğu bir Saabileştirme sürecine zemin gibi oldu diyebiliriz.
121. Bu süreç tamamlandığında, Arapların Hanif rolü de tamamlanmış oldu. Artık onlardan hayır gelmezdi. Bu hayırsızlık, “İlahi Koruma Muradı”nın harekete geçmesini beraberinde getirdi.
122. Böylece yeni bir “Hanif Güç/Ümmi İkinci Hanifler”, İslam'ın korunma muradının görevlileri olarak sahaya indiler: Oğuzlu Bozkır Haniflerinden söz ediyoruz:
123. Lakin Üçoklu Selçuk öncülüğünde, “Hakk ve Batıl”ın mücadele sahasına inen “Hanif Bozkırlılar”ın içerisine, Deşt-i Kıpçak cihetinden yapılan bir “Anti Ümmi Sızıntı Batınizmi”nin kimse farkına varamadı.
124. Buna rağmen; Selçukoğlu Tuğrul ve Alparslan Dönemleri, İslam coğrafyasının kuzeyine hakim olmuş olan (Şii, Batıncı, Babil Sabileri diyebileceğimiz) Büveyhiler; .......................
125. aynı Felsefe türünden olmak üzere, ortanca coğrafyanın doğusunu karartmış olan, (Sünni Babil Batıncıları olan) Karamartiler ve yine orta coğrafyanın batısı ile Mısır’ı ele geçirmiş olan (Babil+Mısır Batıncılığının Temsilcis olan) Fatımilerin esareti altındaydı.
126. Yani Birinci Nesil Müslümanlar olarak “Arap+K.Afrikalı+Kürt+Farisi”erin oluşturduğu tebanın yaşadığı İslam coğrafyası “Batıl+Batıl ve İşbirlikçileri”nin daracağında sallanmaktaydı.
127. İkinci Nesil Hanifler olarak, İran da Türkmenleşen Selçukoğulları, Batıl+Batıl”a karşı Tuğrul ve Alparslan Döneminde, “İhlaslı” bir mücadeleye başladıklarının ve bunun semeresini Büveyh Oğulları Saltanatını ortadan kaldırmalarının akabinde, beklenen o çok önemli şey oldu:
128. Batıl+Batıl, Hakk’ın Haniflerine karşı birleşti. Zaten hep öyle olurdu malum... Bu nedenle “İkinci Nesil Hanifler”in mücadelesi de yarım kaldı; Büyük Selçukilerin. Batıl+Batılın birleşmiş modeli, Hasan Sabbah Nizariliği olarak ortaya çıktığında Selçuklular şaşırdı.
129. Kökeni Şia Mistizmi'nin, Birinci Batıl Babil’ine dayanan Hasan Sabah; İkinci Batıl Mısır'a gidip Firavun Batıniliğinin felsefesiyle bütünleşmişti. Hakk'a karşı "İki Batıl tekleşmekten çekinmedi. Zaten öyle yaparlardı.

(Bugünler, tam da o günler!)
130. Bu durumda, Selçukiler de yeni bir tercihle karşı karşıya kaldılar. Ne yazık ki onlar; Batıl+Batılın şahsında ittifak ettiği Sabbahiyenin Fedaiyan Gücüne karşı Haniflikte sabitlenmek yerine, Abbasi Mistizmini tercih ettiler. Bu nedenle başarılı olamadılar.
131. Çok geçmeden; "Hanif Görev"leri pörsüdü, maalesef Saltanatlarının derdine düştüler.

Hatırlıyor musunuz? Daha önce, bir makalemizde; Cengiz'in, Hanif olduğunu yazmıştık. (Sevgili Cemil hatırlar!)
132. Cengizlilerin, İslam dünyasına hücumlarının altında yatan gerekçe; Batıl karşısında, kısa bir mücadele dönemi sonunda Mistizme kaymış olan “Öncü Oğuzlu Selçuklular”ı ..................
133. ve onların mücadele ettiği Babil-Mısır İttifakının temsilcisi saydığımız Sabbahçıların Antihanifçiliğin/Müslüman Saabilinin iki ucuna konuşlanmalarıydı kanaatimizce.

Allahualem…
134. Bu nedenle Asya’dan inen “İkinci Nesil Ümmi Hanif Oğuzlar”ın Kengeş Toyunda Kağanlığa atadıkları Cengiz ve ardılları, AntiHanifliğin sağını ve solunu ayırt etmeden, her ikisini de ortadan kaldırdı.
135. Bu noktaya kadar, İki Batılın karşı yakasındaki İhtiyat gücü… Yani Mısır Firavunluğunun Roması ile Babil Nemrutluğunun Doğu Roması, beklemedeydi.
136. Daha doğrusu; #İslamiyet içine sızmış olan Müslüman görünümlü Batıl+Batıl’ın Mistik Ordusunun, Selçuki Hanifliğini absorbe edeceğini ve “Hakk’ın Muhammediliğinin 3. Yolu”nu tarümar edeceği kanaatindeydiler.
Büveyhi telefatına rağmen öyle de oldu.
137. Lakin unuttukları bir şey vardı: “Hakk’ın Kur’an Yolu”nun İlahi Plandaki korunacağı garantisi… Bu garantinin gereğini, Selçukilerin hanif karekterinin izalesinden sonra, Asyadaki “Hanif Depo” harekete geçti ............
138. ve “İkinci Hanif Oğuzlu Dalga” Cengizlilerin komutasında sahaya sürüldü. Niye Cengiz? Tarihçiler hep saklar; Aslında Büyük Selçuklu Devletini yıkılışın eşiğine getirenler Cengiz Dalgası değil; “Oğuzlu İsyanları”ydı. Lakin bu isyanlar sonuç almaya yetmedi ........
139. .... zira Oğuzlular, bir “Zorlu Lider” çıkaramadılar. Bunun üzerine o “Zorlu Lider” bulundu: Cengiz! Ve Cengiz ve Oğul ve Torunları Liderliğindeki “Yeni Nesil Ümmi Oğuzlu Gücü” Sabileşmiş olan Müslüman dünyayı, Sünnisiyle Şiisiyle darmadağın etti.
140. İşte, o esnada “Suyun karşı yakasında bekleyen Hristiyan Dünyanın, Batılın iki pençesindeki Romalı ve ardılları, harekete geçti. Böylece mücadele, askeri sahaya rücu etti. Gnostik Hristiyan Batınileri Haçlı paydası altında Bizim coğrafyaya indiler.
141. Bu sebeple bölge, 200 yıl, kazan gibi kaynadı. Batıl+Batıl ve kaldığı kadarıyla Hakk, ölümüne vuruştu. Ve gide gide birbirine karıştı. Kimin ne olduğu anlaşılamaz oldu ya da kim ne olduğunu anlayamaz/bilemez hale geldi.
142. Bunun üzerine; Batıl+Batılın Üst Aklı, Haçlı askerlerini sahadan çekti. Ve bölgeye, Mısır’ın en uzak kozasında uykuda olan, “Endülüs Mistikleri”ne yol açtı. Endülüs Mistik hayatı; Babilci Emevi artıklarıyla Mısırcı Sefarat Kabalaizminin harmanlandığı bir Ekol olarak geldi.
143. Ve başarılı oldu. Yani artık hak ve batıl mücadelesinde batıl artı batıl yine tanzim edildi. Lakin Babil'in batıl II bu sefer müslümanlaşmış bir aklı hatırlattı ve İslam coğrafyası onu 3 hakkın yolu zannına kapıldığı yüzlerce sene.
144. Sormuştuk ya “Osmanlı Devleti Hanif miydi?” diye. Cevaben demiştik ki Hanif olsa yıkılmazdı...
145. Dönelim tekrar Çin’e. Dedik ya günümüzün Batıl+Batılı, Derindunya terminolojisinde Binyılcı+Yüzyılcı olarak tarif ediliyor, birkaç yıldan beri. Ve yine yukarıda dedik ya… Ne zaman “Hakk” Hanif bir anlayışla doğrulsa Batıl+Batıl düşmanlıktan vazgeçerek müttefik olur.
146. Bu manada; Binyılcı Batıl ile Yüzyıl Batılının; Müslümanlığa değil, Hanif Muhammedikle kökten düşman olduğunu yazarak mevzunun bir başka tarafına geçelim.
147. Tamam, Binyılcı ve yüzyılcıların Hakk’a ve onun Müslüman temsilcileri olan Hanif Muhammedilere düşmanlıkları Baki de Çin’e karşıtlıkları nereden geliyor?
148. Mısır ve Babil ikileminin, her daim yansıması olarak Batının temsil ettiği Batıl+Batıl karşısında, Mısır’ı ve Babil’i tanımayan bir “3. Batıl” daha doğuyor; Çin. İşte, Batılı Batıl+Batılcılar, “3. Batıl Çin”in ortaya çıkmasına asla müsaade etmeyeceklerdir/etmiyorlar.
149. Böyle bir sonun yaklaştığını görüyorlardı aslında. Bu nedenle son 200 yıldır Çin, (ve Hindistan'ı da bu kategoride değerlendirmek lazım.) önce Babil Yüzyıl Batılcıları tarafından 19. Yüzyılda esir alındı. Evet, İngilizlerin, Çin’i köleleştirmesinden söz ediyoruz.
150. Lakin 30 yıl evvel Batılı Batıl+Batılın başlattığı Binyıl-Yüzyıl Savaşı'na önlem Binyılcıların da bir Çin hamlesi oldu: 1993'teki Tiananmen Darbesinden söz ediyoruz. Böylece İkinci Batıl Çin oluşturuldu: Yüzyılcı Batıl Çin, Binyılcı Batıl Çin… Veya Komünizm ve Liberal Çin!
151. Her şeyin “Çin Teorisi”nin Ayakizi
YENİ ÇİN’in DEŞİFRESİ
Ahmet YOZGAT

Devam edeceğiz inşallah...
151. İşte, Batıl+Batılın yanlışı burada yapıldı kanaatimizce. Ve Çin, buradan kırmak istiyor şimdi zincirlerini. Bilmiyorum diyor batılın Çin’e yüklediği maddi imkan ve ticaret yolları, Komünist Çin'in Tarihi Aklının eline geçmiş durumda.
152. Yukarıda anlattık ya… “Korona Hadisesi, bu durumun tetikleyicisi oldu!” diye. O halde, burada soralım: Korona Virüsün mucitlerinin Binyılcı Dijitalistleri olduğu hususunda kamuoyu mutabık gibi.
153. De… Amerika'daki laboratuvarlarda proto hali yapılıp Çin'deki laboratuvar fabrikalarında çoğaltmak üzere getirilen Koronayı; fabrika dışına çıkartanlar ingilizlerin kendisi miydi?
154. Yine Allahualem diyerek verelim cevabı: Çin, daha doğrusu “Tarihi Çin Aklı” dedik ya yazının en üstünde: Binyılcılar, kendilerine ait Liberal Çin'in yıkılmasına neden olan virüsü niye atsınlar ki yeryüzüne?!
155. Çinliler, Virüsü yaygınlaştırarak, Liberal Çin’i çökerttiler öncelikle. Ancak bu hususta; Komünist Çin'in patronu olan Kraliçe, kendilerine yardım etmiş olmalı. Zira Çin ajanları; Virüs Formülünü, İngiltere'ye de verdiler.
156. Bu konuda, Türkiye ile de temas içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Buraya, koyalım bir virgül! Nedenini ilerleyen satırlarda açıklanacak.
157. Tarih Çin Aklı, Binyılcıların sırrını ele geçirdi. Ve bununla kalmadı… O sırrı, İngiltere'ye verdi. Fakat vermediği bir şey var; Aşının formülü. Şu anda; tek sağlam aşının, Çin Aşısı olduğunu söyleyebiliriz.
158. Ama Çin dışına satılacak Korona Aşısının, Wuhan Aşısı olduğu hususunda kuşkumuz var. O nedenle Çin, rahat ve Virüsün zararlarından ilelebet korunmuş durumda.
159. Burada; Çin'in ilk önce, Türkiye'ye; hem de milyonlarca aşıyı bir kalemde verebildiğince ucuz vermesinin altında yatan Gerekçe nedir?
160. Bu sualinin cevabı olarak… Yukarıdaki virgülü de buraya katarak diyebiliriz ki: liberal Çin'in sabit varlıklarını, üç otuz paraya ele geçiren ve aynı Binyılcıların; Biyolojik silahı ve aşısının şifresine el koyan…
161. Bununla birlikte; Yüzyılcıların (belki Binyılcıların) dahi bilmediği, ileri derecedeki Dijital Teknolojik bilgilere de sahip olan “Çin Tarihi Aklı,” artık kendi Küreselizm’ine oynuyor.
162. Bu manada; hem Binyılcılara karşı, hem Yüzyılcılara karşı bir hazırlık içerisinde; sinsi bir hazırlık. Lakin bu hazırlığın savaşını başlatmadan önce; bu “İki Başat Güç”ün Türkiye ile savaşması gibi Arkaik bir plana da sahip olsa gerek.
163. Buradan hareketle diyebiliriz ki: Çin Tarihi Aklı, Türkiye'ye ne vermişse ve ne verecekse ülkemizi, “Batıl+Batıl”a bir kalkan olarak kullanmak üzere veriyor/verecek.
164. Böylece “Batıl+Batıl”ı, Hanif Muhammedi Potansiyel taşıyan Türkiye ile ortadan kaldırırken; aynı Türkiye'ye, “Yorgun Savaşçı” haline getirerek, “Üçüncü Batıl” olarak kendisinin konuşlanacağı alanı temizletmek istiyor diyesimiz var.
165. Amerikan Seçimlerinin sonucunda, Kraliçe; Biden'ın tahta oturtulması karşılığında “Binyılcı Batılı”yla anlaşmış oldu. Daha önce; Galler Masası bağlamında, “Batıl Mısır Hanedanları+Batıl Babil Hanedanları”nı, kendisine ortak ettiği gibi...
166. Böylece oluşturulmuş olan “Kümülatif Batı Batılı” Batıl Dünyanın 3. Savaşçısı olmak üzere, (Komünist varlığını geçersiz kılmasına rağmen, yine de koruyarak) üçbin yıllık Tarihi zemininde, kendini konuşlandıran Çin'e karşı, Trump eliyle “Ticaret Savaşları”nı başlatmıştı.
167. (Böylece Sevgili Ertuğrul Sarı'nın sorusuna da cevap vermiş olduk: Demişti ki Ertuğrul; “Madem Trump, Kraliçe’nin adamı; o halde, neden Çin’e savaş açıyor? Kuşak ve Yol Projesinde İngiltere ile Çin'in ortaklığına rağmen!) İşte, Kraliçe Aklı böyle bir şey yani çok katmanlı!
138. Adamının üzerinden, Çin’e Savaş açarken; Honkong ve eski bağlantılar üzerinden Çin’i ir İpek atla Londra’nın kapısına getirip tahtının tokasına bağlamayı da becerebiliyor.

Komünist Çin anlamasa da Tarihi Çin, şunu çok iyi bilir: “Batılı, Batıl”ın Megalomanlığını…
169. Bu bilgi ışığında; bir “Küresel Çin İmparatoru”na, çekik gözleri sebebiyle asla müsaade etmeyeceğini fark ettiği için de ara yere, Türkleri koymak niyetinde ya zaten.
170. Bunun için de “Virüs Bilgisi”ni ve “Aşı Şifresi”ni vererek, Ankara'nın “Birinci Corona Saldırısı”ndaki başarısını, yineletmek istiyor.
171. Lakin tekrar edelim: Çin Aşısının; Türkiye'nin başarısını, orta yerde durduracak bir iç şifre hatası taşıma ihtimalinin kuşkusu içimizde baki.
172. Atlamadan şunu da söyleyelim: Çin'in bu planına karşı; Amerikan Temsilciler Meclisi, Trump'la el ele vererek Uygurları, Türk-Çin ortaklığının ortasına, bir çıbanbaşı gibi koymak niyetinde olduğunu deklare etmişti.
173. Bu hamlede, başarılı olduğunu da söyleyebiliriz. Zira Çin ve Türkiye, hangi masada görüşürse görüşsün; masanın engelleyici unsuru olarak olarak, Uygur Problemi, her zaman var olacak.
174. Ama Ankara, bunu bir problem olarak değil; içimizde/içinde taşıdığı kuşkunun emniyet supabı olarak görmeli ve ona göre davranmalıdır, diyelim. Zaten davranıyordur da…
175. İşte, Ankara'nın bu iç çekincesini gören veya farkında olan Çin, bu sebeple “Batılı İki Batıl”a karşı Türklerin, kendisine kalkan olmayacağı kanaatini de taşımaktadır kesinlikle.
176. Bunu engellemek üzere; bir Doğu Türkistan atağı yaparak, bölge üzerindeki kahredici elini çekip soydaşlarımıza daha özgür bir alan açabilir mi? Bu mümkün! Önümüzdeki dilimde, böyle bir atak beklediğimizi kayda geçmiş olalım.
177. Fakat bu atağa, Kraliçe Aklının/Politiğinin, izin verip vermeyeceği hususunda ikircikli olduğumuzu da kaydedelim.
178. Bununla paralel olmak üzere; Türkiye üzerinden, “Gelecek Komplosu” tasarlayan Çin Tarihi Aklının, Türkiye'nin ensesinde yer tutacak olan potansiyel bir İran formatlama olasılığının da mümkünatının altını çizelim.
179. Ve diyelim ki; İran'ın Nükleerinin bundan sonrası, Çin'in kontrolün de olabilir. Pakistan Nükleerinin, Türkiye ile yakınlaşmasının kolaylığını sağlayanın Kraliçe olduğu da inkar edilemez. İşte, Çin’in bu minvaldeki bir Pers Formatlamasına karşı!
180. Madem laf buraya geldi, hemen şunu da ekleyelim: Ocak 2020’nin son haftasının başında; “20. Yy. Uyuşuğu Kraliçe’nin tapulu mülkü olan Hindistan”dan bir general dedi ki: “Türk-Pakstan Nükleer oyununu bozmak için ülkemiz, Yunanistan’la anlaşmalı ..............
181. ......... ve Hint Donanması, Akdenize çıkmalı!” Bu beyanattan bir önce, Milgem’in son eserinin denize indirilme töreni vardı. Biliyorsunuz; Pakistan Donanmasının ihtiyaçları da Milgem’den karşılanmakta. Galiba, tören sırasında, bu siparişe binaen, bir gemi de tezgaha kondu.
182. Lakin aynı süreç içinde; Nijeryalı Korsanlar, bir Türk gemisine baskın yaptı ve 15 Denizciyi kaçırdı. Öldürülen bir gemici, manidar bir şekilde Baycanlı… İşin en tuhaf tarafı da geminin rotası: Kraliçe’nin tapulu mülkü olan G.Afrika Cumhuriyeti…
183. Bu işler, ABD Seçimlerinden olsa, işin arkasında Binyılcı Sızıntısını arayacaktık. Eğer, bu işlerin arkasında, yine Binyılcılık varsa oyunun kurucusu olarak… O durumda, ABD Seçimlerini Binyılcılar kazanmış, Yüzyılcılar kaybetmiş anlamı çıkar.
184. Lakin biz bunun tersini iddia ediyoruz ya! O halde arkada kim var? Galler!Unutmayın ki Yeni Dünya Galler Siyaseti de “Kelt Ekolü”ve “Anglosakson Ekolü” karşıtlığında kurulmakta… Yani aynı Satranç Masasındaki oyun,“İki Siyasi Kimlik” üzerinden ve tek adam eliyle oynanıyor.
185. Dönelim Çin’e… Her şeye rağmen; bir Küresel Çin Jandarmalığının; hem Batıl+Batıl tarafından, hem Türk ve Müslüman Dünya tarafından kabul görmeyeceği aşikar. Ve Çin de bunu biliyor dedik yukarıda. Hatta Çin'in, bu sebeple Afrika'ya yöneldiğini de söyledik.
186. Ancak aynı Afrika'ya, Türkiye'nin de ve belki aynı sebeplerle ilgi duyduğu da malum... Bu, iki taraf için de handikap… Lakin bu handikabın; Türkiye açısından, şöyle bir kazancı da beraberinde getireceğini de söyleyebiliriz:
187. Afrika üzerinde çalışanlar, sadece Türk ve Çin Devletleri değil elbette. Bunların dışında; Amerika ve Fransa da “Kara Kıta”da bir derin hesabın peşinde.
188. Fakat bu iki yapının, antipatik “Beyaz Adam”ı temsil ediyor olmaları sebebiyle “Bilaliler” arasında, mühim bir geleceklerinin olma ihtimali yok!
189. Amerikan Binyılcıları, bunu bildiği için Fetö Gnostizmini; Müslümanlık adı altında bölgeye indirmişti. 15 Temmuz, bu ihtimali yok etti malum.
190. Geldiğimiz an itibariyle… Galler Masasında, önce Batıl+Batılın Hanedanları… Şimdi de aynı Batılın Siyasi İkilisi olarak, Binyıl ve Yüzyıcılar birleşmiş durumdalar.
191. Bu birleşmenin, iki sebebinden öncelikli olan “Üçüncü Batıl Yol”u bina etmeye kalkanın Çin olduğunu söyleye geliyoruz yukarıdan aşağıya. İşte, bundan sebep, “Kümülatif Galler Masası” Afrika'nın anahtarını, Çin’den kaçırmak adına Ankara'ya teslim edebilir.
192. Fransız Şövalye Macron'un, Erdoğan'a mektup yazarak “Zeytindalı” uzatmasının amaçlarından biri, Galler Masasındaki Kümülatif Batıl toplulaşmasının, bir gizli Afrika kararı olsa gerek.
193. Dolayısıyla Ankara; duygusallığı bir yana bırakarak, bir an evvel müspet bir karşılık vererek, Mösyö’nün, Afrika'daki haklarını teslim alma hususunda; Kraliçe’nin teminat mektubuna ulaşıp onu ortaya koymalı, diye düşünüyoruz.
194. Aynı gerekçelerle Türkiye-Rusya yakınlaşmasına/yakınlaştırılmasına da bakmak lazım... Zira “İki yıl kadar evvel, Çinli Lider Şi, Moskova'yı ziyaret ettiğinde, bundan Kraliçe’nin haberi ve izni var mıydı?” sorusunun cevabı olarak diyebiliriz ki: Hayır!
195. İşte, bu sebeple Türkiye, “Üçüncü Çin Batılı”nın lehine, Rusya'yı kaybetmemek için “Batılı İki Batıl”ın cömert eline muhatap olabilir. Bu konuda da “Habsburg ve Alman Milli Aklı”nın teminat mektubunu, Putin'in önüne koymalıdır, diye düşünüyoruz.
196. Peki, böylesi iki atağı yapma ihtimali olan Türkiye'nin, bu davranışının sebebini, Çin çözmeyecek mi? Elbette çözecek hatta çözmüştür bile. İşte, bu hususta; Çin’den beklenecek yöneliş şu olmalı: Müslümanlaşan Çin!
197. Tıpkı, “Müslüman Rusya” gibi... Malum, “Müstakbel Müslümanlar” mevzuunda, Rusya'nın, bu Yüzyılı çıkarmadan Müslümanlaşacağı iddiamızı ortaya atmıştık?
198. Şınu da söyleyelim: Geçen Yüzyılı Komünizm altında geçirmiş toplumlar, geçirmemiş toplumlar karşısında Ümmi sayılır. Ve Müslümanlaşması daha kolay olur.
199. Bu minvalde, “Yitik Türk Yurtları” video kaydımızı bir daha dinleyin bakalım. Orada demiştik ki; Rus Milleti, içine Slav/Moskof tohumu ekilmiş Bozkırlı Yitik Kıpçak/Kuman soydaşlarımızdır hattı zatında. Rusya'nın Müslümanlaşma ihtimalinin birinci nedeni bu...
200. İkincisi ise… “Dünya Türklüğünün, üç Dini vardır.” Dense yalan olmaz dedik ya... Bunlar yineleyelim: Oğuzluların Müslümanlığı, çeşitli Kıpçak/Kuman ve yine bir kısım Oğuzlu unsurların Ortodoksluğu…
201. Ve buna ilaveten, şunu da söylemenin zamanı geldi artık: Kuzeyli Han Çinlilerinin Kofüçyanist Budistliği de bu sıralamaya dahil. Dememiz o ki… “Yitik Türk Yurtları”nın Doğu kısmını teşkil eden “Deşti Karluk Bölgesi'nin Uygurları” iki bin yıldan beri Çinlileştirilmekteler.
202. Ülkenin kuzey yarısını teşkil eden, “Han Çinlileri”nin kökeni, Bozkırlı Karluk-Uygur ve Doğu Oğuzlularından müteşekkil “Cungırın” artığı bir halktır hattı zatında. Tıpkı; Rusların, Kıpçak-Kuman kökenli oluşları gibi…
203. İşte, bu nedenle Ankara; gerek Kıpçak kanlı Rusların, gerek Karluklu Han Çinlilerin üzerinden, bir Müslümanlaşma önermelidir bu iki devlete.
204. İşte, o zaman; İki Batılın karşısında, “3. Batıl” versiyonlarının anlamsızlığı da anlatılır ve Galler’de kümeleşen “2 Batıl”ın karşısında olması gereken “Üçüncü Yolun Hakk”ı ortaya çıkar.
205. Peki, Çin bunu kabul eder mi? Rusya eder/ediyor bile! Ancak kolay olmaya kolay da... Yine de Çin için aynı kanaatte değiliz Müslümanlaşma hususunda.
206. "Yine de Şanı Yüce Rahman bilir!" diyelim.
207. Gözleri çekik de olsa Çin, böyle bir Küreselleşmeyi deneyecek gibi görünüyor. Bu da Çin'in çöküşü olacak zaten.
208. Çin'in çöküşü kümeleşmiş “2 Batıl”ın kan ve güç tazelemiş olarak, Hakk’ın potansiyelini taşıyan Türkiye'nin üzerine yükleneceği kanaatimizi bir kere daha kayda geçelim ve diyelim ki… Tüm bunlara karşı, Türkiye de lazım olan hazırlığını yapmalı.
209. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi: Türkiye, neticede İngilizlerle de bir büyük kapışmanın içinde bulacak kendisini. Ama artık bu cümlemizi, şöyle değiştirelim: Batılı Mısırcı ve Babilci tüm Batıl unsurlar, Galler Masasının, -şu oranda veya bu oranda- ortakları durumundalar.
210. Dolayısıyla Türkler; 15 Temmuz’larını, “Bütüncül Galler”e karşı Batılın iki tarafına ve “Üçüncü Batıl” olmaya hazırlanan Çin'e karşı yapmak durumunda kalacak. Amma sıralamada; biri önce olur, biri sonra olur… Bu pek fark etmiyor.
211. Neticede, “Hakk’ın Kaderi” “İlahi Masa”da planlandığı gibi olmak durumunda! Ahirzamanda, korunma garantisi verilen sadece İslamiyet değil: onunla birlikte Ümmilik, Haniflik ve Batıl’ın karşısında Hakk!
212. Daralan zamanla ilgili olarak “İlahi Garanti”nin olabilirliği ve olma sıklığı gittikçe daralmakta/daralacak! Bir kardeşin itirazındaki; “2053, olmazsa 2071’de Hanif Türkmenler şahlanacak!’ beklentisi Rantabıl değil’ Bu gidişle o tarihe kadar; ne Hanif kalır, ne de Türkmen!”
213. Bu görüş; tamamen yanlış! Tam bir korkak ve umutsuz insan teslimiyeti!

Benzeri bir ifadeyle 2015 sularında bir kardeşimiz de şöyle sitem etmişti fakire; “Ahlağın bu kadar yozlaştığı, insanımızın tabana vurduğu bir ortamda umut pompalıyorsun da… Mümkünatı yok!”
214. Mealen böyle diyen kardeşimizi çok geçmedi ki 15 Temmuz yalancı çıkardı. Şu sözümüzü bir kez daha tekrarlayalım: Her daim; dünyanın ücra bir köşesinde, Şanı Yüce Allah’ın, bir grup “Ümmi ve Hanif Kulları” ihtiyat gücü ve huruç kuvveti olarak saklı tutulur.
215. Vakti geldiğinde ortaya çıkar/çıkartılır. Onlar, bir avuç tohumdur ve ambardaki hububatı tohumlar. Onlar “Zemzem Damlası”dır, bir galon suyu mayalar ve anında zemzeme dönüştürür. Örneği var tarihte: Onlar, on bir senede ancak kırk kişi olabildiler ..............
216. ..... ama akabindeki on iki senede, koca bir cezireyi mayaladı ve Hanif Muhammedileştirdiler. Akabindeki on iki senede de vaktin “İki Batılı/Mısır ve İran”ı yer ile yeksan ettiler! Yani Hakk gelince Batıl illaki zail olur! Toplam da 23 sene artı 10... Yani 33 sene...
217. Bu anlamda, 2053'e tam 33 sene var!

Her neyse devam edelim… Dolayısıyle böyle bir neticeyi, yani “Hakk gelince Batılın zail” olacağını
Galler’de “Küfrün Tek Millet”i olarak” kümeleşmiş olan “İki Klasik Batıl” ve “3. Batıl” olmaya hazırlanan Çin de biliyor.
218. Ve belki “4. Batıl” olmayı kafasına koymuş “Derin Moskofya”da farkında.

Lakin Türkiye farkında mı? Galiba değil! Zira Devlet ve Millet, Hakk’ı temsil etmek adına Hanifleşme konusunda, negatif bir kararın peşine takılmış gidiyor gibi sanki.
219. Ve o sorumuzu tekrar edelim burada: “Osmanlı Devleti Hanif bir imparatorluk muydu?” Cevaben demiştik ki olsa yıkılmazdı! Sorunun devamında “Ya Türkiye Cumhuriyeti…” diye sormuştuk. Ve bunun için de şöyle söylemiştik: Galiba değil!
220. Şimdi de sualin ikinci bölümüne karşılık olarak şunu ekleyelim: Galiba değil lakin 2023 Yılı itibariyle “Cumhuriyetin İkinci Versiyonu”na geçecek olan Yeni Türkiye'nin önünde, Hanifleşme konusunda bir fırsat doğuyor.
221. Bu yüzden Ankara, bu hususu değerlendirip kendini çekin etmeli. Peki edebilir mi? Zor görünüyor! Ya edemezse yaşar mı? Evet, “21. Yüzyıl Uykusu”na yatarak yaşama ihtimali var. Fakat Sevgili Peygamberimizin şu hadisini hatırlatarak kapatalım bu faslı: ...........
222. “İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar!” Haddimizi aşarak, bu Hadisin şu anlamda bir uyarısını kayda geçelim mi? Türk(men)ler; eğer (21.Yy'da da) uykudaysalar ölünce uyanırlar(nasıl olsa)!
Türkmenin ölümü, Aryanlaşmak!
223. Ve bu durumda fakir, kendi duruşumuzu da tarif edelim: Her kim uyursa uyusun; biz uyumayacak ve Hanif Muhammediliği talim ede ede, “Cihanşümul (Küresel) Empergam Teori”mizi anlatmayı sürdüreceğiz.
224. ANAdolu'da ve “Son Ümmi Ümmet” olduğuna inandığımız Afrika’da…

(Not: Vakıf çalışmamızın temel hedefinin ANA-Afrikacılık Projesini hayata geçirmek olacağını söylemiş miydik? ANA-Afrikacılık yani ANAdolu eksenindeki Turkuvaz Afrika... Hanif Muhammedi; Maturidi...
225. Kun Medemiyetinin Afrika'sı. Ve devamla ANA-GüneyAmerika Projesi... 1000+ Yıllık bir Empergam Medeniyet tasavvuru...
Allahualem ve İnşallah!)
226. Yani dememiz o ki: Türkiye, bir “Sabi Uyku”ya yatırlırsa elbet, “Her daim; dünyanın ücra bir köşesinde, Şanı Yüce Allah’ın, bir grup “Ümmi ve Hanif Kulları” ihtiyat gücü ve huruç kuvveti olarak saklı tutulur. Vakti geldiğinde ortaya çıkar/çıkartılır.”
227. Lakin biz istiyoruz ki “Ümmi ve Hanif İhtiyat Gücü” bu coğrafyadan çıksın yani Nuh Peygamberin ülkesinden; “Nuh’un Gemisi Anadolu”dan…
Çıkacak İnşallah!
228. Ve bu fasılda, son cümlemiz de şöyle olsun istiyoruz: Bilindiği üzere, zamanın ahirindeyiz. Yani İnsanlığın/insanların vakti yok! Bu nedenle aynı masada toplaşmış olan “İki Batıl”ın ortadan kaldırılması, tüm zamanlarda olduğundan daha kolay!
229. Galler Masasındaki Batıl toplulaşması ve bu toplulaşmayı fırsat bilen 3. ve 4. Batıl denemeleri ve de Hakk’ı bir daha gömme hazırlıkları hükümsüz! Zira her şeye rağmen, Hanif Muhammedilik -kanaatimizce- Türkmenler üzerinden İnsanlığın “Son Adil Hamle”sini yapacak!
230. Ancak anlaşılan o ki Türklerin Ülkesi, henüz buna hazır değil. Neye hazır değilseniz onunla idare edilmezsiniz düsturundan hareketle diyebiliriz ki… “21. Yüzyıl Uykusu" da gerekli görülüyor olsa gerek İlahi Planda.
231. Biliyorsunuz; “Töton Yüzyılları”nı, her asrın, 75'inde bitiriyor bu planın kurucuları. Yani 21. Yüzyılın bitimine 55 sene var. Yeni Katastrof, 2075’de başlayacak. O halde, hiç olmazsa diyelim ki…
232. Henüz hazır olmayan devlete: bu 55 yılı, gerçekten uyuyarak değil de tilki uykusunda, bir sonraki yüzyıla hazırlık ve güç devşirme olarak harcamak lazım.
233. Yoksa Hanif Potansiyel, Anadolu'dan alınır ve dünyanın bir başka köşesinde beklemekte olan İhtiyat Haniflerine verilir ise bize de nal toplamak mı düşecek? Düşmez İnşallah!
***
234. Konu ile ilgili olarak bir iki notu daha düşelim buraya: Eğer Çin, “3. Neo-Batıl” olmaya yeltenmeseydi; Amerika'nın 3 Kasım Seçimlerinden, zaferle çıkacak olan Cumhuriyetçiler ve D.Trump, tekrar Başkan olabilirdi.
235. O durumda, Demokrat Binyılcı Amerika, tüm gücüyle Çin'in yanında yer alır ve Pekin’i ayartmanın düğmesine basardı.
236. Galler Masası; galiba, öyle bir durumu önlemek için Seçimlerin, Binyılcılar tarafından kazanmasını sağlayan şaibeleri yakından takip ederek, sahtekarlığa yol verdi.
237. Seçimlerden sonra; Trump’ın iddialarıyla halkı galeyana getiren, Meclis Baskınını ayarlayan ve böylece Biden'in yolunu -bir bakıma- kapatan ve sonunda açanın da Galler Aklı olduğu hususunda kanaatimiz var.
238. Ve bu süreçte olan bitenin haberdarı olarak olarak, Galeri Masasının, pazarlık toplantılarında “Şaibe Dosyaları”nı Biden’in (dolayısıyla Demokratların) önüne koyduğu ihtimalini de söyleyelim.
***
239. Yaptığımız, geniş spektrumlu bu analizin işaret ettiği bir husus da; Türkiye'nin Politik değerinin daha da artmış durumda oluşu... Bu anlamda; Çin ile İngiltere arasındaki “Kuşak ve Yol Projesi”nin ana üssünün, Türkiye olma şansı daha da belirginleşmiş görünüyor.
240. Bu da Türkiye'nin; “Dünyanın Merkez Ülkesi” olma ihtimalini artırmakta. Bu itibarla en önemlisi; Türkiye, Galler’in ve Pekin'in ortasında bir yerde ve iki tarafı da kontrol eden bir durakta konuşlanacak demektir.
241. Buradan çıkartılacak sonuç: Böylesi bir “Merkezi Konuş” Türkiye'nin bağımsızlığının da garantisi olacaktır kanaatimizce.
242. Üst paragrafta anlattığımız Türkiye'ye, şans bahşeden şartlar; Rusya için de geçerli diyebiliriz. Velakin sıralamada, Türkiye'nin arkasında yer alacak bir Rusya'nın varlığını da haber verelim.
Son yıllarda; Türkiye'nin karizması yükselirken, Rusya'nın ki düşmekte.
243. Eğer; Moskofya, bunu bir onur meselesi saymazsa Türkiye ile yapacağı taktik bir birliktelik, her iki ülkenin konumunu ikiye katlayan bir etki yapabilir.
***
244. Bir başka zorlayıcı husus, “İki Yahudi” meselesi! Nereye sığacak bu iki Kavim, tüm dünyayı zorlamakta...
245. Yani “Tarihi İki Aks/İki Yol Teorisi”ni geçersiz kılmaya namzet, yeni gelişmeler karşısında; “Küfrün Tek Millet”i ya da “Tek Batıl” olmaya karar veren “Mavi Masa” kurucularının, ..............
246. “Yeni Dünya Paradigması”nda, Galler Masasının sorunlarından biri olan, “2 Yahudi”nin nereye yerleştirileceği hususu, orada da sıcaklığını koruyor.
247. Konuyla ilgili olarak; en son, “2 Yahudi”nin, Galler Konseptinde buluşturulmuş olma ihtimalinden söz etmiştik.
248. Bu bağlamda “2 Yahudi” temsilcilerinin; 2023’te tasarlanacak Yeni İsrail'in Antisiyonist bir çizgiye çekilerek, Devlet İdaresinin, Sefarad+Aşkenaz ortaklığınca deruhte edilmesi düşüncesi ile Galler Masasına çağırıldığı yönündeydi.
249. Bu Çağrı'nın neticesinde; Sefaradların, eski ortakları Habsburgların yanındaki sandalyede oturmayı tercih etmiş olabileceğini öngörmüştük.
250. “İki Yahudi Ortaklığı” konusunda, Sefaradlar sessizliği tercih ederken; Aşkenazların böyle bir şeye evet demeyecekleri, “tıkanan Telaviv Siyaseti ve ülkedeki kronik kaos/karmaşayla ortaya çıktı.
251. Kanaatimizce; Aşkenazlar, Galler Masasındaki sandalyesini hala koruyor olmasına rağmen; Siyonist Aklının, yeni bir vasi aradıkları da siyaset verilerinden gözlemlenmekte.
252. Hatta bu anlamda; Kafkasya Sorunu ve Karabağ Savaşı sırasında, Telaviv’in; Bakü’yle olan “Samanaltı Dostluğu” sebebiyle kendini “2 Türkmen Oğuzlusu”nun müttefiki gibi konuşlandırması ve akabinde, Ankara’yla yakınlaşma çabalarını manidar buluyoruz.
253. Belki de İsrail; Ankara-Bakü İttifakın görülmez elemanı olma yolunda epey bir mesafe kat etmiş de olabilir. Çünkü Karabağ’ın hemen arkasından; İ.Aliyev'in Ankara ve Telaviv arasında arabulucu olarak harekete geçtiği de haberlere yansımıştı.
254. Cumhurbaşkanının konuya dair yaklaşımı da olumsuz değildi hatırlanacağı gibi... Bu bağlamda; dün, İsrail Enerji Bakanının; “D.Akdeniz Gaz Birliği”ne Ankara’yı daveti de iki nokta üst üste oldu.
255. Cumhurbaşkanının konuya dair yaklaşımı da olumsuz değildi hatırlanacağı gibi... Bu bağlamda; dün, İsrail Enerji Bakanının; “D.Akdeniz Gaz Birliği”ne Ankara’yı daveti de iki nokta üst üste oldu.
256. (Bu araya, bir soruyu ve şu iki haberi de sıkıştırma ihtiyacı hissettik nedense!?
Soru şu: Peki, bütün bunlar olurken, İki Yahudinin Seferadları ne yapmakta? Haberler de şunlar: Bu süreçte; Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu üyelerinden birine, masadan yol verildi.
257. Ondan kısa bir süre önce de Bogaziçi’ndeki Vani Mehmet Camii yanmıştı biliyorsunuz. Her neyse!?)
258. Devam edelim… İsrail’in Türkiye’ye yaklaşımı; Siyonistlerin, Çin tarafına kaymasını önleme açısından, Galler Masasının tavsiyesi olma ihtimali yüksek. Yuvarlak Masanın; “İki Yahudi”yi nereye yerleştireceği hususundaki probleminin çözümüne bir öneri olarak diyebiliriz ki…,
259. Ankara’yla yakınlaşma çabalarına rağmen; Aşkenazların, şimdilik orta yerde duran Rusya'ya… Sefaradların da Türkiye'nin göz hapsine verilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz.
260. Zira bu yerleştirmenin “Kun Medeniyeti”nin temel meselesi olan “İleri Dijitalin Ana Şifreleri”nin Türkiye'ye intikali hususunda işe yarar bir konuşlandırma olacağının da altını çizmek istiyoruz.
***
261. Bu arada, “2 Yahudi Sorunu” misali gibi, çözümlenmesi gereken, bir de “İran Meselesi” var.

Malum olduğu üzre; Türkiye'nin, Karabağ Operasyonu ve bu Operasyonun sonundaki başarısı, İran'ı rahatsız etmişti.
262. Baycan Ziyareti esnasında; Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın bir de “Laçin Şiiri” okuması, bardağı taşıran son damla oldu. Ve İran; Türkiye karşıtlığında, Medyatik bir saldırı dönemine girdi bilindiği gibi.
263. Daha önce söylemiştik: “İran'ın derinliğinde, İmam Humeyni’den kalma bir Fransız etkisi var!” diye! 2021 Yılının başı itibariyle Türk-Fransız çatışmasını tavsatan hatta belki de sonlandıran; Fransız Şövalye Macron'un, Erdoğan'a yazdığı mektup haberini hatırlıyor olmalısınız.
264. Şövalye’nin hareketlerini dikkatle izliyoruz, izleyeceğiz zira epey bir ipucu saklamakta. Bu minvalden olam üzere; Fransız Liderin, Galler Masası Politikalarına bağlı olduğunu tahmin ettiğimiz Türkiye yakınlaşması, İran'ı da Türkiye yaklaştıracak mı Paris bağlantılı olarak?
265. Ya da yok! İran, Karabağ zaferinden duyduğu rahatsızlığını sürdürecek mi? Eğer ikinci durum hasıl olursa iran'ın, Çin safına geçti anlamını çıkartabiliriz.
266. O durumda, Galler Masasının Küfrün/Batılın Kümülatif ortaklığında, -Fransa'nın da içinde olduğu- bir Anti-İrancılık geliştirilebilir.
267. Bu durumda da ABD’deki J.Biden Hükümeti; Sabık Başkan Trump'ın, sona yaklaştığı günlerde yaptığı; “İran'la barışabiliriz!” açıklamasına rağmen, İran karşıtlığını sürdürürse Galler Masası Politikasına paralel bir duruşun yansıması olarak algılıyor olabileceğiz bu durumu. Yok!
268. Şayet tersi olursa da Biden üzerinde, “Obama Etkisi”nin dolayısıyla “Binyılcı Etki”nin yeniden hortladığı şeklinde okuyabiliriz zaziyeti. Bu da yeniden Binyıl-Yüzyıl Savaşı'nın yeni şeklini hatırlatır bize…
269. ABD Eski Başkanı D.Trump ve Cumhuriyetçi Hükümetin başlattığı “Anti-Çin Politika” Biden ve Demokrat Hükümet tarafından da devam ettirilirse bir Binyılcı-Yüzyılcı ortaklığından söz etmenin somutlaştırılmış olduğunu fark etmiş olacağız.
Yok!
270. Aksine, Biden Hükümeti, Ticaret Savaşı'nı bitirerek; Çin'e yaklaşırsa Binyıl-Yüzyıl Savaşı devam ediyor demektir. Yani Galler Masası, Binyılcılara diz çöktürememiş ve Amerikan Seçimlerini gerçekten kaybetmiş anlamı taşıyacak diyebiliriz.
271. Kısaca… Bugünlerde Dünyayı, Dünya Devlerini/Devletlerini ve Dünya Siyasetini çok yakından izleyerek geleceği bir okumanın son ve yeni yeni cümlelerini kurmak gerekecek. Zira bir “Türbülans Devresi”ne girmiş durumdayız.
***
272. Son olarak Rusya ile bağlantılı bir tahmini kurmacayı da masalımıza ekleyelim. Ancak bu fasıl; Sevgili Levent'in, Kengeş Akademi'de yazdığı bir mizansenden alıntı olarak buraya taşındı.
273. Diyor ki Eski Dostum Sevgili Levent: “Eğer; ben, bu ülkeyi yönetiyor olsam nasıl yapardım? Buyurun; size, kendi Stratejimin mizansenini yazayım.”
Konumuz, Libya’da karşımıza çıkan Sovyet (Rusya) güçleri olsun.
274. Onlara derdim ki: "Bak kardeş, (Burada 'kardeş' Rusya oluyor!) Sen, niye iki de bir karşımıza dikiliyorsun.? Nedir sıkıntın?"
275. Herhalde Rusya derdi ki: "Walla abi, benim derdim para! Böyle fırsatlarda ben, para kazanma şansı ve kaybetme riski görürüm. Yani daha açıkçası; Halife Hafter, silahlarını benden alır. Tabii ki parasını da peşin peşin öder!
276. Bu durumda eğer sen, beni karşına alırsan; para işi suya düşer. İşte onun için şey ettim..."

Ben de derim ki: "Lan oolum! Ben, senin para kazanmana bir şey demem. Hatta gel; sana, daha fazla para kazandırayım da önümden çekil!"
277.
Bunun üzerine; Rus’un, çakır gözleri parlar ve sorardı: "Nasıl yani?"

Ben de: "Sen git, silah satmayı Hafter Uşağına teklif et! Bu durumda; o da senden silah almak için BAE’ye gidip para isteyecektir. Sen; silahı verince, paranı alacaksın elbette.
278. Biz Türkiye olarak, buna karşı çıkmayız/çıkamayız. Zira para benim düşmanımın parası, silah ise senin. Satar satar kazanırsın. Ama daha fazla para kazanmak istiyorsan bana; küçük bir bilgi verebilisin. Bu da benim, senden küçük bir ricam olacak."

"Ne gibi bir rica?"
279. "Şöyle ki… Sen; bana, silahları hangi koordinatlara indirdiğinin bilgisini vereceksin. Ben de gidip oraları SİHA’larla vuracağım. Sonra Hafter, yine gelip senden yeni silahlar satın alacak. Tabii ki parası da peşin!"
280. Bu durumda, eminim; Rusların ağzı açık, gülmeye başlar ve bu icraat gerçekleşir de gerçekleşir.

Şimdi; burada biz, Türkiye olarak, ne durumdayız? Kazandık. Rusya ne durumda? Tabii o da kazandı. Peki, kaybeden kim? Darbeci Hafter ve ona bağlı olarak BAE yönetimi. İşte bu!
281. Sevgili Levent’in dediği olur mu bilmiyoruz Ama neden olmasın, belki de olmuştur bile! Çünkü ...............
282. Çünkü Galler Masasının Kraliçesi, “3. Batıl ve Türedi Sarı Güç”ü durdurmak için “Batılı 2 Batıl”ı Yuvarlak Masada toplayarak, Küfrü “Tek Batıl” yaptı ve vakti zamanında Babil-Mısır Karşıtlığında oluşturularak, genel geçer haline getirilmiş .................
283. ......ve “Dünyanın İki Batıl Aks/Yol Siyaseti”nde sabitlenmiş “Kadim Geleneği”ni, yine ikiye indirdi ya Batılılar ve Çin... Doğal olarak, Bu arada, “Deli Putin”inin, Çin’le anlaşarak, “3.Batıl”a destek olmasına ya da bir “4. Türedi Kızıl Batıl”ı ortaya sürmesine razı olmaz.
284. Zira Kuzey’de her daim bu potansiyel ve tehlike var!. O halde Kraliçe ya Rusya’tı da “Mavi Batıl Kümesi”nin ortaklarından biri yapacak ya da Erdoğan-Putin yoldaşlığıyla ağzına bal sürecek.
285. Ama Türkiye’nin, “Slav Moskofya”yı, “Kumantürk Rusya” şekline evirme hususunda bir planının olduğu da aşikar değil zorunlu! O nedenle “Müstakbel Müslümanlar” deyip duruyoruz ya…
286. Bu durumda, yapılacak iş “Putin’e Darbe! Ki bugünlerde konuşulmakta… Tıpkı, “Erdoğan’a Darbe” gibi…

İşte, bu “İki Darbe Tasavvuru” Erdoğan ve Putin arasında var olan “Siyaset Arkadaşlığı”nı, “Kader Arkadaşlığı”na dönüştüren bir etkiye sebep olacak gibi durmakta.
287. Eğer bu durum; Putin’e iyi anlatılır ve Sevgili Levent’in kurmacasında olduğu gibi “Rus Açgözlülüğü”para ile doyurulursa… Şu anda, yine “İki Batıl” formatına sabitlenmiş Dünya Siyasetinde, Türk Rus Dindaşlığından bir Haniflik ve “Hakk’ın 3. Yol/3. Güç”ü koordine edilebilir.
288. Mi? İnşallah! Çünkü “Geleneksel İki Batıl” anlayışı, “Babil-Mısır Münafıklığının Tiyatrosu olarak oynandı Tarih boyunca… Bu kanlı Tiyatro, “Peygamber Zamanları”nın dışında kalan ara devrelerde, her daim “Hakk”ı işlevsiz kıldı.
289. Fakat bu makalenin tezi dairesinde anlatılanlar doğruysa eğer; bugünler itibariyle sahneye çıkan “İki Batıl”ın Kümülatif Galler'i ve Çin bağlamında oluşan karşıtlık, tiyatro değil. Değilse vuruşmaları kıran kırana olacak demektir.
290. Yani “Hakk”ı işlevsiz kılmaya vakitleri yok! O daha sonra. Ama “Neo İki Batıl”ın savaşının sonrası tam bir “Pirus Zaferi” olacaktır diyebiliriz. Yani bu Pirus’un üstüne basa basa, “Hakk gelir, Batıl zail olur!” Mu acaba? Amenna'
291. Ya Galler ve Çin karşıtlığında oluşmakta olan “Yeni İki Batıl”da tiyatro ise… İşte bu tehlikeye karşı, “Türkiye ve Kumania Türkmenliği”ni işaret ediyoruz.
291. Bu konu, Putin’den de ötede “Ortodoks Aklı”yla konuşulmalı. Yoksa konuşulacak mı/konuşulmakta mı? Galiba her ikisi de…
292. Yoksa ABD Seçimlerinin akabinde, Bölgeyi ziyaret eden, ABD Dışişleri eski Bakanı Pompeo’nun, Türkiye’ye gelişin nedenin Fener Ortodoks Patriği ile buluşmasını nasıl okumak lazım? İki şekilde okumaktayız fakir. Biri işte bu! Yani bir karşı atak!
293. Tekrar hatırlatalım: Dünya Bozkırlı Milleti, üç Din üzerine kümelenmiş durumda: Deşti Kıpçak için Ortodoksluk, Deşti Oğuz için Müslümanlık, Deşti Karluk/Uygur içinse Çin Konfüçyanist Budistliği (Hint Budizmi değil)…
294. Buna karşı; Babil ve Mısır Batılının Dini ise Mısırcılık için Katolizm, Babilcilik için Protestanizm…

(Siz buraya, Yahudiliği şu şekilde tasnif edin: Mısırcılık için Seferat, Babilcilik için Aşkenaz…)
295. Bu nedenle Mısır-Babil Batılının Dinlerinin düşmanca tavrı açısından, Müslümanlık neyse; Ortodoksluk ve Çin Konfüço-Budizmi de -aşağı yukarı- o dense yeri var.
296. “Türkmenlik” ise Bozkırlının Müslümanlaşmış olanını adı. Bu sebeple bize düşen; Deşti Kıpçak Ortodoks Bozkırlıları ve Deşti Karluk Budistlerini, Türkmenleştirmek olmalı. O halde öncelikle @Dışişleri ve @Diyanet’e havale edelim…
***
297. Tam da yukarıdaki makaleyi tamamlamıştım ki ve umutsuzluk içnde kıvranırken, Sevgili Arel Batur’un twitini gördük. Nihayet, orada diyordu ki Arel: "Evet, Türkiye Yükselecek...
298. Ama bu noktada, çok sevdiğim Ahmetyozgat abinin makalelerinde de belirttiği ve başka hiçbir analistte görmediğim/duymadığımız bir gerçek var.
299. O gerçeği gözardı eden, neredeyse herkesin, hiç durmadan 'Türk Türk!' diyerek ağzına doladığı şekilde yani "Aryanlaşarak" yükselmeyi istemiyoruz çünkü…" Evet, nihayet meramımızı anlayan bir "Batur/Kahraman" çıktı. Umuda doğru, bir iğne deliği açıldı şükür!
***
300. Efendim! Konuyu burada noktalayalım. Ve her zaman olduğu gibi diyelim ki… Fakir, yine bir Pinokyo Masalı anlattık, siz büyüklere. Oysa hakîkati, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @AhmetyozgatDD

27 Nov 20
Galler Dünya Düzeninin Siyaset Haritası
21. YÜZYIL UYKUSUNA DOĞRU TÜRKİYE
Ahmet YOZGAT

1. Bugün, # 27 Kasım 2020 #Cuma… Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
2. Malum! Yıllardan beri, genel ezberi bozma hususunda, epey çaba sarf ettik. Dolayısıyla bir bakıma, “Derindünya ezberi” diyebileceğimiz bir müktesebat da oluştu böylece.
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
3. Lakin bu süreçte; Siyaset köprülerinin altından, çok seller aktı ve bu yüzden, bazı Derindünya Ezberlerini de bozma vaktinin eşiğindeyiz.
Read 150 tweets
17 Nov 20
Amerikan Seçimlerinin Ardından...
BİDEN RÜZGARI
Ahmet Yozgat

1. Bugün, # 17 Kasım 2020 #Salı. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz. Yeniden merhaba… Bir mola için buradayız. Bir buçuk ay kadar yoktuk malum.
***
2. Bu arada yokluğumuzu hisseden ve bize bunu duyuran kardeşlerimiz için verilmiş bir mola… Hepinizin alnından öpüyoruz!
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
3. ABD Seçimlerinin ikinci haftasındayız… Amerikan Rejim Sistematiği, 1861-65 yılları aralığındaki iç savaş/Kuzey-Güney Yankee Savaşı'nın akabinde kurulmuştu.
Read 244 tweets
5 Oct 20
101. Ama ondan önce, “Londra Britanik Masası Senaryosu”nda fark etmişti, Kraliçe’nin gözünde, ne anlama geldiğini: O bir Neo Napolyon’du! Zaten, o toplantıdan beri de “Dünyanın Yeni ve Galip Napolyon”u olmaya can atan bir Macron var Paris Tahtında.
102. Hatırlayın lütfen, Londra Masasının resmini: Kadrajın ortasında bizim Boris Johnson vardı ve kendini, “Britanik Dünyasının Merkezi” yapmış, gururla duruyordu. Tabii ki Kraliçe’yi temsilen… Onun sol yanında Erdoğan, sağ yanında Macron dikilmişti.
103. Erdoğan'ın solunda, Merkel ve onun da solunda; galiba Kara Kıtayı temsil eden, Cezayir Cumhurbaşkanı duruyordu, yanlış hatırlamıyorsak. Şövalye Macron’un sağında kimler mi vardı? Valla unutmuş durumdayız. Ama dişe dokunur birileri yoktu galiba, aklımızda yer etmediğine göre.
Read 442 tweets
5 Oct 20
Pandora’nın Kafkasya'dan Açılan Kutusu…
Türkmen Delileri, Baycan Sahnesinde!
KARABAĞ SAVAŞININ DEŞİFRESİ
Ahmet YOZGAT

1. Bugün, #5 Ekim 2020 #pazartesi…Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
2. 2020’nin Eylül Ayı bitti…Zaten sıcaktı Temmuz’dan beri Kafkasya… Malum nedenle “İyice ısındı!” demeyeceğiz; birdenbire alev aldı.

#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
#HaddiniziBileceksiniz
#Aleyküm Selam
3. Konuya, üç mesajı girizgah yaparak başlayalım diyoruz. Bunlardan biri; Derindunyalı Dostumuz, Doktorumuz Sevgili Ahmet Bozyiğit’e ait…
Read 100 tweets
27 Sep 20
Bugün, #27Eylül2020 #Pazar Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
Konumuz...
Ekonomik Sorunun Satıraraları
YENİ NORMAL’de SERBEST PAZAR
Ahmet YOZGAT

#Derindunya
#ahmetYozgat
#Azerbaycan
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
2. Derindunya’nın Kardeşlerinden, Dostumuz Sevgili Deniz İnan, gönderdiği mesajda dedi ki: "Ahmet abi… Para Piyasalarında neler oluyor?
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
3. İçinde bulunduğumuz zamansal koridora dair Ekonomik yönergelerde, bu gidişin getirdiği açıklamalarda, bir tuhaflık olduğunu düşünüyorum.
Read 92 tweets
18 Sep 20
2. Derindunya’nın Sevgili Kızkardeşlerinden Nurten Şafak: " Abim üç sorum var… Bir: Altın hesabı için ne düsünüyorsun ve gümüş tabii?... Bunlar; şu anda, çok konuşuluyor da…

#TümTürkiye
#SüleymanSoyludan
#mugeanliyalnizdegildir
3. Abi, ikinci olarak da… Türkiye’nin yönünde bir sapma var mı? Yani Devletin el değiştirmesi yine mümkün olabilir mi?

#Derindunya
#ahmetYozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
Read 18 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!