1. Hayatın anlamı nedir? Nasıl bir değeri vardır? Örneğin onu verip karşılığında ne alabilirsiniz?
2. 2200 yılında, milyar qubit'lik kuantum bilgisayarlarla çalışan birkaç bilim insanının geleceği tahmin için BigBang'den günümüze koşturduğu bir simülasyonun aparatları olma ihtimalimiz var mı?
3. 2200 yılında Kardashev'in ikinci seviye medeniyetine ulaşmış medeniyetin koşturduğu yazılım agent'leri olma ihtimalinizi yok sayabilir misiniz? 24 dünya saatinde 13,7 milyar evren yılını simüle etmek...
4. Norbert Weiner'in Cybernetics'inde (1948) ifade ettiği 'Evrenin temel yapı taşının enerji değil, bilginin dönüşümü olduğu' önermesi üzerine ne kadar düşündük?
5. Veya Konrad Zuse 1967 yılında, evrenin bir sayısal bilgisayar üzerinde işlendiğini varsaydığı önermesi size ne kadar mantıklı geliyor?
6. Edward Fredkin'in 1980'lerin başlarında, gerçekliğin taneciklerden ve kuvvetlerden değil, bilgi işlem kurallarına göre değiştirilen veri birimlerinden oluştuğu iddiası üzerine zaman harcayan kaç kişi vardır?
7. ...
8. Seth Lloyd, David Deutsch, Vlatko Vedral evreni açık bir sistem ve aynı zamanda kuantum bilgisayar olarak tanımlamaya çalışırken yapmak istedikleri bilgi tanımı neydi?
9. En azından Ray Kurzweil ve 'Law of Accelerating Returns - İvmelenen Getiriler Yasası' diyelim ve teknolojinin 'S curve' ilerlemesi üzerine düşünürken Bitcoin fiyatlarının all time grafiklerine bakalım. (Google'a Kurzweil S Curve yazıp çıkan grafiğe bakınız). Her şey çok açık.
10. Değil mi?
11. Bitcoin'in ilk günden bugüne çizdiği grafik üstel bir fonksiyonu tanımlar ki (Law of Accelerating Returns), bu durum 2040'larda bir Bitcoin fiyatını belirlemek için dünyanın ürettiği her şeyi 21 milyona bölmeyi gerektirir (ÜTOPYA - Singularity).
12. Uçuştan kaçışa, doğumdan ölüme, vidadan uçağa her şeyi qubit ile tanımlamak imkansız mı diyorsunuz? O zaman evrenin çalışma prensiplerine saygı duymuyorsunuz.
13. Bitcoin'in yükselişini üstel fonksiyon dışına çıkarabilmenin tek yolu Blockchain'i ilkel duruma sokacak yeni nesil ağlardır ki bu ihtimal göz ardı edilmemelidir (Çin - Amerika Savaş Alanı). Ara not olarak önemli.
14. Elon Musk'ları (Silicon Valley&Wall Street) izah amacında 120 bine yakın kelime yakan İkaros'un Sayıklamaları (Özellikle ikinci kitap) yol açıcı olmalıydı, diye düşünüyorum, bazen.
15. Burada bulunuş amacımız, tabiri diğerle hayatın anlamı, kendimizden daha zeki 'aparatlar', 'canlılar', 'sistemler', 'işleyişler' üretmektir ki şuan olan tam da budur. Blockchain bir üst Kardashev medeniyetine geçişte ara form. Evrenin işletim sistemini saygı ile selamlıyoruz.
16. Bu flood hunharca ziplenmiş olup 30 civarı kitaba atıf yapmakta (Daha önceleri bu hesaptan verilen okuma tavsiyeleri ışığında), daha fazlası için yorgunum. Saygılar.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1. Yakın gelecekte hepimiz Mars’tan taş toprak satın alacağız. Gram bazında ayarlanmış fiyatlarla…
2. Hayır, Mars’ı kolonileştirme projesinden bahsetmiyorum. Orada koloni kurma meselesinin ciddiye alınacak bir tarafı yok.
3. Çünkü buna bir sebep yok. Ne olacak? Yellowstone süpervolkanı patlayacak veya birkaç kilometre yarıçaplı meteor düşecek ve dünya insanoğlu için yaşanmaz olacak, neslimiz tükenecek.
1. Akılla tanış olabilmiş insanoğlu için tarihteki iki bilimsel gelişme önce varoluş sorunsalını ortaya çıkardı, sonra da problemi içinden çıkılmaz hallere soktu.
2. Bu gelişmelerden ilki evrenin büyüklüğünü ve bulunduğumuz noktayı kavrayışımızdır.
3. Binlerce yıl boyunca insanlar kafalarını kaldırdıklarında etraflarında dönen bir evren görüyorlardı. Bu sebepledir ki ilk insanların kendilerini evrenin merkezinde kabul etmeleri şaşılacak bir durum değil.
1. Bir tahta kaşık, dört saniyelik hatırlanmayan rüya, aniden bastıran sağanak, boş bir kola şişesi veya yarısına kadar dolu buzdolabı kaç bitlik bilgi taşır?
2. Bizler maddeyi keşfedeli çok oldu. Empedokles 2500 sene önce hava, su, toprak ve ateşi `şeylerin doğası´ olarak gördü ve onları element kabul etti.
3. Enerjiyi keşif sonraki meseledir. Bir şey yere düşerken, ok atarken, mızrak sallarken, bir şeylerin olduğu hissedilmekle beraber enerji on sekizinci yüzyıl keşfidir.
1. Gelecekte bizleri neler bekliyor? Dijital dünya tasarımcılarının bir sonraki adımı ne olacaktır? Bu sorunun cevabı önemli.
2.Önemli,çünkü konu 'Bilgi' ve bu yüzden istisnasız herkesi ilgilendirir. Toplumun devinim hızı,coşkulu zaferlerle ulaşılan farklı bilgilerin kafalara boca edilmesi sonucu ivmeli artış gösterir. Bu artış insanlar arası sürtünmeyi/sürtüşmeyi artırarak toplumdaki harareti yükseltir
3. Bu durum,kapasitesinin üzerindeki hızlara çıkabilmek için sürekli sınır hızlarda ilerlemeye çalışan araba motoruna benzer. Arabanın her bir aksamı bir süre sonra aşırı sürtünme ve yorulma sonucu işlevinden vazgeçecektir. Çare,daha verimli ve güçlü motorun araca montelenmesidir
1. Antik çağda beynin fonksiyonları katapult ile açıklanıyordu. Freud, beyni hidrolik ve elektromanyetik bir sistem olarak tanımlamaya çalışmıştı. Leibniz, beynin çalışma prensiplerini değirmenin çalışma prensipleriyle izah etmişti.
2. Kepler Tanrı'nın geometrici olduğuna inanıyordu. Galileo Tanrı'nın matematikçi olduğunu düşünüyordu. Newton Tanrı'nın doğa kanunlarını yaratan bir fizikçi olduğunda ısrarcıydı. 20 sene önce Tanrı'nın iyi bir algoritma yazılımcısı olduğunu düşünüyorduk.
3. Beyin nasıl çalışır? Tanrı nedir? gibi sorulara sürekli cevaplar giydirmeye çalışıyoruz. Giydirmeye çalıştığımız cevapların ise orasından burasından çekiştirmek zorunda kalıyoruz. Çünkü bu cevaplar soruları başarıyla örtmüyor.
1. Devasa büyüklükteki bir okyanusun içindeki küçücük bir adada yaşıyoruz. Bu ada bildiğimiz bilinenlerden (known knowns – örneğin sabah 8’deki toplantı) ve bildiğimiz bilinmeyenlerden (known unknowns – örneğin İstanbul depremi) oluşuyor.
2. Etrafımızı çevreleyen okyanus ise bilmediğimiz bilinmeyenlerden (unknown unknowns) müteşekkil. Bilgilerimizin ve tahminlerimizin, bilmediklerimiz ve asla bilemeyeceklerimize kıyasla bu büyük okyanustaki küçücük bir ada olması beklenen bir durum.
3. Büyük kısmımız bu adayı ezberleriyle daha büyük ve ihtişamlı malikanelere, ibadethanelere çevirmişler. Hatta ezberler o kadar büyümüş ki okyanusun varlığından dahi habersizler. Ezber filizlenen topraklara Vasatistan, ezber sahiplerine vasatist diyoruz.