1. Bugün, # 24 Mart 2021 #Çarşamba… Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#AhmetyozgatDD
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
2. Herkes, Roma’nın Mirascısı
AMA 4. ROMA’YI KİM KURACAK?
Ahmet YOZGAT
3. Bugün size, bir “Roma Masalı” anlatacağız. Dostlarımızdan, Derindunya Yazarlarından Sevgili Recep Özbay: İlber Ortaylı ve Halil İnalcık'a göre; Osmanlı Devleti, aslında 3. Roma İmparatorluğuydu. Hatta İlber Ortaylı diyor ki: "Türkler, Müslüman Romalılardır."
4. Peki, nereden çıkıyor tüm bu iddialar? Ahmet abi, konu hakkındaki düşüncelerin nelerdir?”
***
5. Sevgili Recep, katılıyorum! 1453 itibariyle Türkmen Kayılı Devleti; İstanbul'a taşınarak, bir Rum Devleti şekline evrilmeye/devrilmeye başladı. “Rum” ismi aslında, “Roma” anlamına, gelmekteydi. Araplar, Roma'ya Diyarı-Rum; tebasına da “Rom/Rum-Rumi” diyorlardı.
6. Ne demiştik? Evet, Sevgili Recep; katılıyorum! Ancak katılmadığım taraf; Roma İmparatorluğu numaralandırmasıdır, diyeyim.

Aslında; Osmanlı; 3. Roma değil, 4. Roma olarak yer aldı Tarihte.
7. Yukarıda adı geçen Muhterem Üstadlar, Batı ve Doğu Romaların arkasından; yıkılan Batı Roma’nın yerine kurulan; bir organizasyonu atlamışlar. “Kutsal Roma-Cermen” adındaki bir İmparatorluk daha var Tarihte.
8. 962 Yılında kurulup 1806’da sonlanan Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu, Papalığın oluruyla bina edilen bir “Cermen Roma”sıydı. Bu İmparatorlukta; Latinlerin kısmi bir ortaklığı vardı. İmparatorlar, Cermen Krallıklarının seçimi ve Papa’nın onayıyla “Kutsal Tacı” takınırlardı.
9. Bunun dışında; Slav Devletinin, 1460-1817 Yılları arasındaki hali de bir gizli Bizans yani Doğu Roma’ydı. Bir daha var: Avrupa Birliği…
10. Bu birlik de Almanya ve Fransa'nın Demir Çelik Birliği ortaklığıyla yürüdü. Fakat kuruluşu Roma Antlaşmasyla ve Papa’nın gözetiminde yapılmıştı. İtalya, daha sonra katıldı bu organizasyona.
11. Ve gide gide bu organizasyon, “Avrupa Birliği” adını aldı; neredeyse tüm Avrupa’yı kapsadı…

Son ikincisi; hadi neyse ama üçüncü sıradaki “Kutsal Roma” unvanlı “Cermen İmparatorluğu, 3. Roma olarak atlanamaz.
12. İstanbul’un Fethiyle birlikte kurulan “Müslüman Roma”nın numarası “4.” olmalıydı zaten. Günümüzde, Papaların da işin içinde olduğu muhtemel Roma’nın numarasının “5” olması icap eder kanaatimizce.
13. O halde, başlık için şöyle diyelim mi?

Herkes, Roma’nın Mirascısı
AMA 5. ROMA’YI KİM KURACAK?
Ahmet YOZGAT
14. 1453 itibariyle Türkmen Kayılı Devleti; İstanbul'a taşınarak; formatsal anlamda,, bir Müslüman Rum İmparatorluğu şekline evrilmeye/devrilmeye başladı. “Rum” ismi aslında, “Roma” anlamına, gelmekteydi. Araplar, Roma'ya Diyarı-Rum; tebasına da “Rom/Rum-Rumi” diyorlardı.
15. Tamam da… Etnik olarak Rum kimdi? Bugünkü haliyle “Kıbrıs Rum Kesimi” örneğinden hareketle soralım: Rumlar Helen miydi yani Yunanlı?

Önce “Hayır!” diyelim, sonra açıklayalım, neden böyle dediğimizi.
16. 1453’le birlikte, Osmanlı’nın “Kurucu Aile/Sülalesi”si, İstanbul'a göçtü ve “Hanedan” oldu. Ama Oğuzlu Türkmen Boyları/Boy Beyleri, Anadolu'da kaldı. Oysa Türkmen Devlet Töresinde “Hanedanlaşmak” yoktu. 12 Bozoklu Boyu; ortalama, 150 şer yıl, Devleti idare ediyordu.
17. “Yeni Hanedan” Balkanlar'dan devşirdiği Hristiyan çocuklarını asker yapıp Batı’ya doğru ilerlemeye başladı.

Bu anlamda; Devlet, ikiye ayrılmış gibiydi. Fatih'in ölümü ile birlikte, Bizanslı Devşirme Paşalar, Mistik eğilimli 2. Bayezit'i Padişah yaptı.
18. Anadolu Beyleri ise Küçük Kardeş Cem Sultan'ın etrafında toplandılar. Durum kötüleşince; Fatih'in kız kardeşi Bibi Sultan/Hatun, iki kardeş arasında arabuluculuk yapmak istedi. Bu, Anadolu tarafının da isteğiydi.
19. Ve şöyleydi: “Devlet, ikiye bölünsün. Avrupa Yakası, Bayezit'in Ailesine bırakılsın... Anadolu Yakası'nda da Cem Sultan; Oğuzlular adına, Konya'da tahta çıksın.”

Bir not düşelim buraya: Yazının konusu olan Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması da böyle bir şeydi zaten.
20. Coğrafyanın genişlemesi ve oluşan yönetim boşluğu nedeniyle bir bakıma, iki başkent oluşturulmuş ve aynı sülalenin ikinci parçası, Konstantinopol’de konuşlandırılmıştı. Olan buydu!
21. Fatih sonrasında oluşan Osmanlının Coğrafi resmi de böyle bir ayrışmayı gerekli kılmaktaydı. Sadece “Coğrafi Hacim” değil. Bir de Katolik Papalık ve İran Şiiliği gerçekliği yani bu iki merkezin, aleyhteki İttifakı vardı.

(O zamandan beri olageldi ve hala var o ittifak.
22. 2021-Mart başında, Papa Fransis’in, Irak Ziyareti; önünde yok gibi görünse de sonunda “O Tarihi İttifak”a varıp dayanacaktır, diyebiliriz.)
23. Bu nedenlerle; Cem’in teklifi, bizce de doğru bir teklifti. Çünkü Roma bir yana; Orta Asya Türk Devletlerinde de böyle oluyordu ve her 150-200 senede bir yaşanan rutindi ayrışma. Kağan ve Yabgu unvanları da bu uygulamanın ürünüydü...
24. Ama Devşirme Paşalar yani Bayezit taraftarları, bu teklife yanaşmadılar. Cem Sultan'ı kıstırıp onu, Rodos-Hastane Şövalyelerine iltica etmek zorunda bıraktılar. Oradan da zamanın Papa’sına sattırdılar ya da satıldı.
25. Cem, bir süre Roma’da kaldı. Hatta orada evlendi, soyunu sürdürdü. Bir vakit sonra onu; Papa'dan, Fransız Kralı istedi. Vermek istemedi Papa fakat zorda kalınca; Cem Sultan’ı zehirleyerek yolcu etti. Zavallı Şehzade, zehrin etkisine dayanamadı ve yarı yolda şehit oldu.
26. Not: "Cemoğulları Hanedanı konulu makalemize bakmış mıydınız?"
27. Bunun üzerine; kanaatim o ki Yahudiler el attı İmparatorluğa. Malum; Bayezid, Seferadların iltica talebini kabul etti. Zaten, Fatih Döneminde Aşkenazlar, Macaristan üzerinden Payitaht’a yönelmişlerdi.
28. Esasında; İmparatorluğu, onlar da ikiye bölmek niyetindeydiler. Balkanlar Sefaradlara, Anadolu Aşkenazlılara... Bu anlamda; Yavuz ikna edildi ve Babası Bayezid’e darbe yaptırdılar. Darbe sonunda tahta geçen Yavuz'dan bu iyiliklerine karşılık Arzı Mevut’u istediler tabii.
29. Yavuz; bu nedenle yani fethetmek düşüncesiyle İran’dan vazgeçti ve Arzı Mevud’a yöneldi. Yani Ortadoğu'ya ve Mısır'a... Bölgeyi fethedip üstüne, bir de Halife olunca; Aşkenazların Arzı Mevud beklentisine sırt çevirdi.
30. Yavuz; aynı zamanda, Anadolu Oğuzlularına da sırt çevirmişti. Bu nedenle Celali İsyanları başladı. (200 yıl sürecekti.) Kanaatimiz o ki 8 Yıl gibi kısa süren bir Saltanatın neticesinde Yavuz, zehirlendi. Muhtemelen Aşkenazilerin zehriyle…
31. Yerine, oğlu Sultan Süleyman geçti. Kanuni’nin gözdesi Hürrem Sultan, Aşkenaz Bölgesinden bir papaz kızıydı. Ukraynalı! Padişahı, 46 Yıl, avcunun içinde tutmayı becermiş biriydi.
32. Kanuni'nin yaşlılığında, iki oğlu kalmıştı: Sarı Selim ve Bayezid… Hürrem Sultan, küçük Şehzadesi Bayezid'e arka çıkmaktaydı.
Ama Sarı Selim'in karısı, bir Seferad Yahudisiydi.
Yahudi Aklı, bu iki şehzadeyi savaştırdı.
Bu karşılaşmada; Bayezid yenildi ve İran’a kaçtı.
33. Kanuni; oğlunu, Şah'tan istedi. Ama teslim almaya gidenler; Sarı Selim'in adamlarıydı. Ve orada boğarak öldürdüler Şehzade Bayezid ve oğullarını. Böylece Kanuniden sonraki dönemde; ülke üzerindeki “2 Yahudi”nin savaşını, Sefaradlar kazanmış oluyordu.
34. Tabii ki Sarı Selim'in karısı üzerinden… Seferadlar; 2. Selim'den de Kıbrıs'ı istediler. Orada, "Yahudi Nassi Hanedanlığı"nı kuracaklardı. Seferadların mali desteğiyle Kıbrıs alındı. Ama Jozef Nassi, "Kıbrıs Kontu" olamadı.
35. Ama Osmaoğlu, Türkmenliğini yaptı; Yani 2. Selim Kıbrıs'ı vermedi, dedesi 1. Selim gibi.
Lakin Yahudiler, bu iki olayı unutmadı ve Osmalı'nın üstünü çizdiler.
Ondan sonrasında İmparatorluk; “2 Yahudi”nin daha sonraki dönemde de Masonların, İktidar kavgasına sahne oldu.
36. Dönelim asıl konuya...1453'ten sonra ülke, Roma'nın mirasçısı olmuştu ya... Bu nedenle Fatih; kendisine, “Rum İmparatoru” diyordu. Çünkü Doğu Roma'nın, Kutsal Tacını almış; Devlet Töresini kabullenmiş, Bürokratlarını kendine bağlamış ve Bizans topraklarında İmparator olmuştu.
37. Sultan’ın Anasının da Ortodoks olmayı sürdürdüğü söylenmekte... Zaten; Anası ölünce, Ortodoks geleneğince defnedildiği kalmış kafamızda. Onun hayrına bir kilise de mi yaptırmıştı; unuttum. Bu arada; Fatih'in; küçüklüğünde birazcık, Anasından etkilendiği iddiaları dahi var.
38. Her neyse! Bunlar önemli değil. Fatih’in gençliğinde “İran Hurifiliği”yle de temas ettiği söylenir. Bütün bunlar; Fatih Sultan Mehmed’in, “Güzel Asker, Güzel Komutan” şeklindeki Peygamberi nitelemeyi kaldırmaz. Asıl olan da bu özellik.
39. Zaten, bu özelliğe istinaden; “Köhne Bizans”ı (Mısır ve Babil’in bu yakasını) devirmiş ve bir “Müslüman Roma” inşa etmişti; 4. Roma yani Bizim Roma…
40. Fatihoğulları kendilerini, “Bizans'ın Mirasçısı” saydılar da... Bizans İmparatorluğunun son Hanedanı olan Paleologoslar da kaçıp “Kiev Slav Düklüğü”ne sığınmışlardı.
41. 1460 Yılında, Slav Prensi ile evlenen Bizans Prensesinden doğan çocuk, Tarihte “Korkunç İvan” adıyla meşhur oldu. O, Rusya Çarlığını kuran adam olacaktı…
42. Böylece Babası Dük olan Korkunç İvan, (Kral bile değil, doğrudan) İmparator olarak Taç giyip kendisini, “Doğu Roma'nın Mirasçısı” ilan etti. Ve ilk defa, Prens/Knez değil, “Çar” adını kullanmaya başladı. İstanbul'a da, “Çargrad” adını verdi yani Çarın Şehri...
43. Ve Korkunç İvan, kendi kızıl elmasını dikti Ayasofya’ya.

Bütün bu hamleler; esasında; Kuzeyde, yeni bir Hanedanlığın doğuşuydu: Paleo-Rurik Hanedanının. Yani “Gizli Bizns Hanedanlığı”nın…
44. Artık “Türk ve Batı Savaşları” ikinci aşamadan sonra, buradan devam edecekti. Birinci aşama, “Türk-Cermen Savaşları”ydı.
45. Bu fasla şu malunatı da ilave edelim: Malum; “Çar” ifadesi, “Kayzer” ifadesinin Slavcasıydı. Bizans İmparatorlarına Kayzer deniyordu. Kayzer'de “Sezar” ifadesinin Rumcasıydı. Zaten, Roma imparatorlarına da “Sezar” deniyordu.
***
46. Sevgili Recep; Gelelim, “4. (Bize göre, 5. ) Romayı kim kuracak?” sorusuna…” dedi ve devam etti: “Belki de bugünün, en büyük kavgası bu görülüyor. Bir yanda Vatikan ve Katolik Dünyası; diğer tarafta rakibi Büyük Britanya ve Angalikan Kilisesi...
47. Burada da biz, Hanif Müslüman Türklerin Kızılelma hedefi: Avrupa yani Vatikan... Gerçi, tam toplanmış değiliz. Şu anda; görünen, Babil Ekolünün Kraliçe’sinin periferisinde gibiyiz, Hatta “İki Ekol”ün arasında kırılıyoruz da diyebiliriz durumumuzu tespit için,
48. Malum; İki Ekol, dünyayı paylaşamıyor. Bu arada; Çin-ABD görüşmeleri de başladı. Esasında; bu görüşmeyi, Yüzyılcılar-Binyılcılar arasında yapılan bir görüşme olarak da okumak mümkün.”
***
49. Efendim… Başlıkta dedik ya: “Herkes, Roma’nın Mirascısı…” diye. Peki, Kim mirascı…
En başta Vatikan…
Ona bağlı olarak, İtalya ve Latinler.
Tabii ki Cermenler ve Habsburglar ve bağlı Hanedanlar…
50. Az buz değil; Habsburglar, 800 Yıl kadar, Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğunu idare ettiler.

Bu yarışta, Birleşik Krallık da var. Onun ilişkisini de anlatıyoruz ya… “Ta, 1600 Yılının ortasında Papa ile İngiltere Tudor Kralı Henri anlaştı!” diye.
51. Roma Satrancında, Amerika olmazsa olmaz… Hiçbir Tarihi gerekçesi olmasa da kafalarına göre; Roma’nın Mirasçısı, ancak kendileri olabilir.’
52. Ya biz?
53. Cevaptan önce, biraz kafa yapalım: Efendim... Zannedildiğinin aksine, Anayurtları; Kuzeydoğu Avrupa, Kuzeybatı Asya ve tümüyle Kuzey Asya olan Prototürk Bozkırlı Halkının, Siyasi hedeflerinin başında, ..............
54. ........... (Günümüzün Ruslarının “Sıcak denizlere inmek” şeklinde İdealize edilen amaçları gibi…) “Sıcak Topraklara” inmek vardı. Bu “Siyasi Hedef”in bir de Teolojik ve İçrek İçgüdüselinden söz edebiliriz. O da “Cihanşumül Nizam-ı Alem” olarak kodluydu Bozkırlının Ruhunda!
55. Tarihçilerin, “Nuhoğulları” diye adlandırdığı, Bozkırlı Boylar topluluğu; “Orta Asya'nın Seyitleri”ydi hatta “Şerifleri” de...
Bu nedenle Haniftiler.
Yani “Hazreti Nuh'un Ahkamı” üzere bir “E/Ahad Allah İnancı”nın sahibiydiler.
56. Şayet, Asya’da rastlanmaktyse; “Şamanizm ve Göktengricilik” gibi yakıştırmaların; sözünü ettiğimiz, “Nuh Resul’ün Ehli Beyti”nden olan bu Seyitler-Şeriflerle ilgili olmadığını söyleyelim bir kez daha.
57. İşte, bu Hanif İnançlı Seyyidler ve Şerifler; her daim Batıya diktikleri gözlerinin, verimli ve sıcak Güney Ülkeleri olduğunu sanıyor olmalarına rağmen…
58. Onların, içrek hedefleri; nerede bir Saabi uyanış varsa oraya gidip o uyanışı, yerinde söndürmek gibi bir “İlahi İdeal” olduğuna inandığımızı da söyleyelim. İçgüdüsel bir yönelişin sahibi olduklarını söylüyoruz.
59. İşte, bu nedenle tasavvurlarındaki ülkelerin fethi ile ilgili olarak; amaçlarını İdealize etmişlerdi. O İdealin sembolü ise “Kızılalma” ifadesinde buluyordu Ruhunu.
60. Bu yüzden; adını duydukları büyükşehirlerin, kale burçlarına; saraylarına, büyük mabetlerinin burcuna çakmışlardı Kızılelmalarını.

Bu nedenle Pekin'in Ulu Pagot’unun aleminde bir Kızılelmaları dikiliydi hep.

İran Ateş Mabetlerinin tepesi, Kızılelmalarla doluydu.
61. Roma İmparatorluğu'nun Anadolu’sunda...

oranın Başkenti İstanbul’daki Ayasofya’nın kubbesinde…

Ve Büyük Başkent Roma’nın St. Paul Katedrali de Kızılelmaların konduğu Fethe muhatap adreslerdi.
62. İşte; Bozkırlılar, bu nedenle atı evcilleştirdi; yetmedi, demiri eritti ve ondan at koşumları yaptı. Böylece dünyanın bir ucundan, öteki ucuna kadar koşuyor da “Bana mısın?” demiyorlardı.
63. Böylesi bir olağanüstü güç donanımına sahip olan her Hanif Asyalı, daha buluğa erdiğinde; kılıcını kuşanıp Kızılelmaların peşine koşuyordu. Bazen tek tek, bazen Boylar halinde...
64. Bu sebeple Kızılelmaların etraflarında, ciddi bir Türk Bozkırlı Popülasyonu yerleşmiş ve çoğalmaya başlamıştı. Bu topraklardan birisi de elbette Anadolu’ydu. Bu nedenle Türkler; Anadolu'ya gelmeden evvel, bu coğrafyada, ciddi bir “Urum Türkü” birikmiş…
65. Ve Bizans'ın, Ortodokslaştırdığı, Bozkırlılar olarak; İmparatorluğa, savaşçı kabiliyetleriyle hizmet ediyorlardı. Yani en iyi bildikleri meslek olan “Paralı Askerlik”le Türkoslar adıyla…
66. Kızılelmaların, en kızılının yerleştiği İstanbul'a; Hazar Denizi'nin kuzeyinden ve güneyinden gidenler; Anadolu'da olduğu gibi Balkanlarda da olağanüstü bir Stepli/Bozkırlı birikimi yapmıştı.
67. Tam bir bir “İmparatorluk Karakteri” taşıyan, bu nedenle günümüzdeki Amerika'yı hatırlatan Roma; vatandaşlarının Etnik kökenine bakmazdı. Tebasının hepsinde; bir “Romalı Ruhu” aramakta ve bu Ruhun oluşmasının gereğini yapmaktaydı.
58. Bu nedenle Avrasya’daki, Doğu Avrupa'daki, Balkanlardaki, Anadolu'daki hatta Doğu Akdeniz Sahillerindeki toprakları işgal eden insanların genel adı Romalıydı. Bunlardan neredeyse tamamına yakınının Bozkırlı olduğu ya da “Kültürel Bozkırlı” olduğunu kabul etmekte Tarihçiler.
59. Biz de burada, altını çizmiş olalım bu anlayışın.

Bu aralıkta; parantez içerisinde, şu malumatı da düşmemiz lazım! Türkiye Tarihçilerinin, tarih derslerde, Sümerlerin ve Etilerin, Türk kökenli olduğu tezinin üstüne vurgu yapmak üzere öğrettikleri bir malumat vardı:
60. Şöyle deniyordu: “Atalarımız, kuraklık sebebiyle Orta Asya'dan kalkıp bu coğrafyalara indiler.” Fakat Yeni Nesil Tarihçiler, bir süreden beri, bu ezberi şöyle bozuyorlar: “Atalarımızın; Orta Asya'dan, İran'a ve oradan Anadolu'ya hatta Ortadoğu'ya geldikleri bir gerçek.
51. Lakin Orta Asya'ya da buradan gittiler.” Bizce de doğru olan bu! Zira Teolojik bilgiler ışığında; Hazreti Nuh'un, günümüz Şırnak'ındaki Cudi Dağına kondurduğu gemiden inen insanlığın, kök atalarının çoğaldığı topraklar; ...................
52. ........... Mezopotamya ve ilerleyen zaman içerisindeyse Anadolu, Suriye, Irak ve Batı İran oldu diyebiliriz. Dolayısıyla çoğalan sayı itibariyle kuzeye çekildiği anlaşılan Proto Türk Unsurlarının, Anadolu'da kalmış olanları da hesaba katmak lazım, deyip parantezi kapatalım.
53. Ve… Çok da uzak olmayan bir tarihte yani 1000 Yıl önce, bölge'ye gelen Oğuzluların; 1071 Yılı itibariyle Anadolu'ya girmelerinin üzerinden, 6 yıl gibi kısa bir müddet geçmeden, bu topraklarda bir devlet kurmalarını neye yormak lazım?
54. Oğuzlulara, bu kolaylığı sağlayan saik; elbette, Türklerin savaşçılığıydı, diyelim… Lakin asıl gerekçe, bölgedeki Türk unsurlarıydı. Yani Kıpçaklar ve çeşitli Oğuz Boylarına mensup “Urum (Rum) Türkleri”ydi.
55. Zaten, Sultan Alparslan'ın, az bir askerle Malazgirt Savaşı'nı kazanmasının en önemli sebebi de Bizans Ordusundaki, “Urum Türkleri”nin; Alparslan'ın yanına geçmesi değil miydi? (Onlardan bir kısmının, “Karamanoslar/Karamanlisler” olarak da anıldığını biliniyor olmalısınız.)
56. Tabii ki “Urum Türkleri” Ortodoks’tu. Daha dün; İran'dan geçerken Müslümanlaşan Oğuzlu Türkmenlerinin, “Urum”larla bir sorunu olmadı. Tarihçiler, iki ayrı Dine mensup bu iki toplumun, birbirlerineden, kız alıp verdiklerini de yazıyor.
57. (Oğuzluların, diğer komşuları olan, Ermenilerle bu kadar yakın olamadıkları da aşikar. Ki onların genetiklerinin en az yarısının Kıpçak Türklüğüne dayandığı, saklı gizli bir şey deği.)
58. Urum Türklerinin İncileri de kendi dillerindeydi yani Türkçe! Bağlı olarak; İbadet Dilinin de Türkçe olduğuna dair kuşku yok.

İşte, bu Ortodoks Urumlar; Genetik kardeşleriyle birlikte, Cumhuriyetin kuruluşuna kadar, “Ortodoks Türkler” olarak huzur içerisinde yaşadılar.
59. Hatta Osmanlı kayıtlarında; Urum Türklerinin Dini hanesinde “Kefere” yazarken; Türk kökenli olmayan Hristiyan unsurların dinlerinin karşısına “Kafir/Gavur” yazıldığını da söylüyor Tarihçiler.
60. Osmanlı Devleti'nin yıkılışına yakın, isyan bayrağını çeken Gayrimüslim tebaanın kimler olduğunu biliyorsunuz. Ama “Urum İsyanları” olmadı buralarda. Neden? Bunu düşünmek lazım!
61. Hatta şu malumatı, daha önce yazdığımızı hatırlıyoruz: Milli Mücadele'ye destek veren tek Gayrımüslimler, Urum Türkleriydi.

Ya da “Papa Eftim” adını hiç duydunuz mu?
62. İşte, o Papa Eftim yani Anadolu Urumlarının Papası; Milli Mücadele'nin yanında yer alan gayrimüslim tebaanın din adamı bir Bozokluydu.
Bu satırların yazarı olan fakirin hemşehrisi…
63. Akdağmadeni'nden. Onların, söz konusu ilçedeki Mabed;i bugün, Kilise Camii adıyla ibadete açık halde.

Bu faslın, son sorusu olarak şunu da soralım: Türkler; Anadolu'ya geldiklerinde burada “Helen Kökenliler” var mıydı?
64. Elbette, özellikle Anadolu’nun batısında… Lakin bütün coğrafyanın baskın nüfusu; Ortodoks Urum Türkleriydi, diyebiliriz. Üstelik onların sayısının da abartılı olmadığını söylüyor Tarihçiler.
65. Hepi topu, tüm Anadolu’da Bir Milyın kadar! Kısacası; Oğuzlular, Anadolu'ya geldiğinde, buralar bomboştu. Bir avuç nüfusu oluşturanlarsa Ortodoks Türklerdi.
66. Yani bu topraklar; zaten, bizim kardeşlerimizin yurduydu. Sonra, atalarımız geldi ve buradan Bizans'ı kovup kendi İmparatorluklarını bina ettiler. Durum bu!
67. Anadolu’daki Bizans Egemenliğinin yıkılması; Bozkırlılar, topraklara yerleştikten itibaren beş-altı yıl gibi kısa bir zamanda gerçekleşti. Lakin Bizans'ın başkenti İstanbul'un ele geçirilmesi ancak 375 yıl sonra olabildi.
68. Buna rağmen; Osmanlılar zamanında; “Bizans Sitesi/Şehir Devleti”nin hem Anadolu ve hem de Rumeli'deki tüm arazileri ele geçirmişti. Fakat Konstantinopolis Şehri, bir türlü düşürülemedi.
69. Ama gerek bu topraklara gelmeden önce, gerek geldikten sonra; Oğuzluların gözleri, hep Ayasofya'nın burcundaki Kızılelmaya takılı kaldı. Zaten, (Her ne hikmetse?!) bu amaçlarına ulaşamadıkları için Bizans Şehrinin altından dolanıp Avrupa'ya geçtiler.
70. Orada da gözleri hep Roma’nın burcundaki Kızılelma'da oldu.

Bozkırlıların, “Ezeli ve Genetik İdeali” Oğuzlar, Müslüman olduktan sonra katlandı. Zira Hazreti Peygamberin; bu iki şehrin alınacağına işaret sayılan buyruğuna, samimiyetle teslim olmuşlardı.
71. Sözü edilen hadiste yer alan, “Güzel Asker, Güzel Komutan” nitelemesine muhatap olmak için yanıp tutuşmayan yoktu; nasip, Sultan 2. Mehmed’in oldu. İşte, Fatih, böyle zor doğdu.
72. Osmanlı'nın “İlk İmparatoru Fatih” Bizans'ı aldıktan sonra; Trabzon Rum İmparatorluğu'na yöneldi. Hattı zatında orası da “İkinci Bizans”tı.
73. “Konstantin Hanedanları”ndan “Kommenoslar”a ait olan, “Trabzon Roma Tacı”nı da başına koyan Fatih; artık “Müslüman Doğu Roma'nın İmparatoru”ydu. Şeksiz ve şüphesiz. Hala şüphe yok bu hususta da "Gizli Planlar var.
74. Ancak bir hedefi daha vardı Büyük Kartalın: Roma Kentini de alarak “Müslüman Batı Roma”nın da Hükümdarı olmak... Bunun için Napoli Krallığına çıkarma yaptı: Otranto Çıkarması... Gedik Ahmet Paşa eliyle... Bir çıkarmayı daha sonra Genç Osman yapacaktı, Halil Paşa çıkarması...
75. Otranto adımıyla artık Osmanlılar, İtalya Çizmesindeydi. Ve hedeflerinde; bir yıl sonra Roma’yı da fethetmek vardı.
76. İşte, bu resim; o zamanki adı “Papalık Devleti” olan “Derin Roma”nın Baba’sını can derdine düşürdü. “Baba”nın kurduğu planlara, Yahudiler yardım etti. Ve “Büyük Fatih” zehirlenerek saf dışı edildi.
77. Sık sık söyleye geliyoruz ya: Günümüzün, Dünya Siyasetinin temeli; 1453 Yılında, İstanbul'un Fethi’yle atıldı, diye. İşte; Papalık imzalı, o Temel Atma Planları, Fatih'in zehirlenmesi ile start almıştı.
78. Kısa bir süre önce, Irak’ı ziyaret eden Papa'nın, “Yeni Babil Hamlesi”ne kadar kesintisiz olarak uzadı geldi. Durum bu!
***
79. Efendim… “Burada durup “Erdoğan, aslında kim gibidir?” sorusuna yeni bir cevap verelim mi?

Hani zaman zaman yapılıyor ya şu benzetme: “Erdoğan; Atatürk mü, Abdülhamit mi?” sorusundan hareketle...

Elbette, bunların hepsi, Türkiye'mizin liderlerinden…
80. Dolayısıyla oturulan Taht, yönetilen Devlet ve hedefe konulan İdeal bir olunca, Hükümdarlar da birbirine benzeyecek.
81. Birkaç yıldan beri; Erdoğan'da bir Fatih benzerliğini gözlemlemek mümkün… Bunun en büyük işareti; Ayasofya'nın, tekrar ibadete açılması oldu.
82. Ve ondan beri @Erdoğan, artık “Abdülhamit Politikası” değil; bir “Fatih Politikası" izlemekte… Yani tam da “Büyük Kartal” gibi atak ve “İmparatorluk Taçları" biriktirmeye hevesli bir Ruh hali taşımakta...
***
83. Bu uzun mukaddimenin neticesinde dönelim ve asıl konumuzdan devam ettirelim masalımızı…

Ölse de yitse de (Derinliğini koruyan) Roma’nın iki başkenti var: Roma Şehri ve İstanbul!
84. İstanbul'un, “Müslüman Roma Emperyali/Empergamlığı” anlamında en sembolik ve son hamlesi, Ayasofya'nın açılışı oldu: 2020... Ondan evvelki atraksiyon ise aynı yıl içinde hayata geçirilen, İtalya ve Maltacılarla anlaşmaydı ve o da bir “Müslüman Roma” hurucuydu. Anlayana...
85. Ve bunlar, avami tabirle “Cuk diye oturan” ataklardı. Çünkü Roma'da işler karışık…

Malum; “Üç Vatikan”ın iki Tacı, Amerika'ya gitti. Katolik Vatikan ve Mistik Vatikan...

Son ve 3'üncü ziyaretinde Papa,sı daOrtadoğu'ya indi: Ortodoks Vatikan'ını yanına alarak...
86. Bir Parantez Analizi yapalım: ( Yeni Babil ziyaretinin, en derin anlamı ise oyunun; Vatikan’ın da üstündeki “Kadim Level”den yani Babil’den devam edileceğinin işaretiydi aynı zamanda.
87. Türkiye’deki “Müslüman Roma”nın buna verdiği cevap, Mısır’la kurulan ilişki şeklinde anlamlandı. Yani “3. Müslüman Roma Politiği” sözü edilen “Üst/Kadim Level”de “Şah-Mat” noktasına uzandı. Yani 5. Roma’nın temeline çöktü/çökecek: “Hanif Roma”nın…)
88.Dolayısıyla “Papanın Kadim Oyunu” ayağına dolanmış durumda. O halde, bundan sonraki süreç içinde, Roma Kentindeki Vatikan, bir “Kalesaray”dan ibaret kalmak durumunda. Artık Papa da Dini kimliğinden soyunmuş, bu Kale Devleti'nin Sembolik (Eski Zaman Bizans’ının) İmparatoru gibi
89. Latinler adına İtalyanlar, Vatikan’daki bu operasyondan hiç hoşnut değillerdi zaten...

Birkaç yıl evvel, bu konunun ilk işaretlerini, “Ne Olacak Bu İtalya'nın Hali?” yazımızda vermiş ve Tarihi ve Güncel arka planını, ayrıntısıyla anlatmıştık...

İşte, sonunda bu oldu.
90. Yani İtalyanlar, bir bakıma artık “Dinsiz” kaldı. Malum, onların Dini Katolikti! Katolisizm, Amerika'ya giderek kendini yok etme sürecini de başlatmış vaziyette. Bundan sonra Katolizm’in yerinde, Evangelizm İnancı hakim olacak.
91. Yani Amerika'ya giden “İki Papa”dan biri, “Evacılar”ın; (Binyılcıların) diğeri de “Mistik Hıristiyanlık”ın Papası (O da Binyılcıların bir başka) rolünde görülecek... Evacıların yeni hedefinin, “Latin Amerika” olduğu biliniyordu ta, “Fransis”in Papa seçilmesiyle beraber.
92. Bu nedenle Fransis, zaten Evangelist işlevli.

Bu durumda; Irak Hamlesi de bir “Sahte Bayrak/Falsha Flag” yani “Danışıklı Döğüş/Dalaş… Bu dalaşı planlayan akıl ise en “Arkaik Katman”a taşıyor satrancı: “Aryan Katmanı”na… (Hatta Mars'a...)
93. O nedenle deyip duruyoruz ya epey bir süreden beri; Aman dikkat! Türkiye ve Türklerin/Türkmenlerin- İslam Dünyasının/Müslümanların, ite kaka götürüldüğü yer “Aryanlaşmak” diye.
94. Bu konuyu ilk açtığımızda kurduğumuz cümleyi tekrarlayalım: Fetö Sızıntısından, bin kat daha sinsi ve derinde konuşlanmış olan, bir başka Sızıntıyı yaşaya geliyoruz: Aryan Sızıntısını…
95. Esasında “Fetöizm Takiyyeciliği de Aryan Sızıntıcılığının son ve bir küçük adımıydı. Şükür ki Devletimiz-Milletimiz, onu deşifre etti ve püskürttü. O halde, “Büyük Aryan Sızıntısı”nın deşifresi ve püskürtülmesi de şart şart şart!
96. (Aryanik Sızıntının takvimini de verelim burada: Bilinen Tarihle beraber, MÖ 1000 Yılndan beri hedefteyiz, Operasyon sahasında ve Ameliyat masasındayız… Tabii ki evveliyatı da var, ara durakları da nihayeti de…
97. Kısmetse bir gün; "Aryanların Gizli Tarihi"nde ve "Türkmenlerin Gizli Tarihi"nde değişik vechelerini de anlatacağız İnşallah!)
98. Dönelim ve devam edelim:

Açıklanan “Danışıklı Dalaş”için Ortadoğu'ya gelen “Ortodoks Vatikan ve Papa’sı”nın Operasyon hedefiyse Coğrafyamızın;İslamlaşmasından çok Şiileşmesi;Şiileşmesinden çok Ezoterist Mistik İslam'a dönüşmesi şeklinde inşa edilecekmiş gibi duruyor/yürüyor.
99. Ya Hıristiyanlaşması... O hiç değil.

O halde, bu operasyonu, kendileri değil; Ayranlaşmış Türkler, Araplar ve Kürtler yapacak.

Ya Acemler? Son yumruğu onlar sallayacak. Zira onlar zaten Aryan. Hem genetik olarak, hem Teolojik anlamda ve hemde Ezoteryal Mistik olarak.
100. Burada bir sırrını daha vereyim mi Vatikan’ın. Batılı’ın Enbirinci Atlısı diyebileceğimiz bu merkezdeki, üç katmanlı/üç Levelli bir yapı; bir bakma, kurulduğundan beri, gizli bir planın parçası olarak, ..........
101.... “Bir: JudikoHristiyanlık…
İki: Müslümanlık…
Ve üç: Uzakdoğu Sabi Dinleri ve her Dinin Mistik yönelişlerini”ni temsil ediyordu. Bu saydıklarımızın saklı mirasçısıydı.

Fakat tuhaf! Bunların hiç birinden de değildi.
102. Bu kategorinin arka odasında da “Üç Sektörlü”ydü: Yani İndüstanlı,
Babilli
ve Kadim Mısırlıydı…
Buralı da değildi esasında.
103. Bu kategorinin arkasındaki oda da “Üç Parselli”ydi. Aslında“Üç Parçalı Kara Güneş”in bağlılarıydı:
Yani Ra,
Amon-Ra
ve Aton-Ra.
104. Lakin bu “BlackGüneş”in de arka yüzü/odası var:
Orayı,”Birin Üç Hali” diye etiketliyorlar.
105. Peki, “Üç Halde olan Bir ne?” sualinin cevabını da kendi minvalimizde verelim bari:
EzogRAm…
106. Kendi verdikleri ismi de yazalım buraya: MakroProSopos…
Veya Antropomorfik Uzun Yüz…
En anlaşılır ifadeleriyle ifşa edelim:
Eskilerin Eskisi…
İşte, nihai Sır bu!
107. Kısaca dememiz o ki…
Çağların Derinliğinde, iç içe, bunca kategorik sahada hep “Sahte Bayrak” salladı durdular.
Yo, ifade yanlış oldu, yenileyelim: Bunca sahada hep, “Sahte Bayrak” sallattı ve kendi “Eneski Ezoterik Koza”larında sabit durdular.
108. O halde hayıflanalım hep beraber! Vah Beşeriyete, eyvah Dinlere, vah ki vah Kavimlere, yazık tüm insanlara!

Ezcümleyle hepimiz; “Aldatılmışlar”danız.
Hatta aldatanlar da bir başka konuşda “Aldatılmışlar”dan olageldiler. De kimse “Aldatıldığının farkına varamadı; varamadık!
109. Dönelim üste… Kategorinin en başında dedik ya Papaların İç içe Üç Tacı. Üç Hıristoscu Dini ifade ediyor gibi:
Katolizm,
Ortodokslu ve
Protestanlık…
110. Ama işin aslında; Katolizm Departmanına/Masasına/Odasına, mevcut Hıristiyanlar bağlıydı..

Ortodoksluk masasına da Müslümanlar…
111. 3. Mistik Papa'nın masasına bağlı olanlarsa Tüm Heterodeist Kült... Yani Ezoterik Uzakdoğu Dinleri, Müslümanlıktaki Şia ve tüm Dinlerdeki Mistik Tasavvuf inancı ve tabii ki Yahudilikteki Kabalacılar bağlıydı.
112. Bağlıydılar da bağlı olduklarını bilmiyorlardı doğal olarak.

Çünkü bu bağlılık bir arka odada kayıtlıydı.

Ama artık gizlilik kalkıyor. Yani her Papa, kendi Mirası'nı teslim almak üzere harekete geçmiş durumda.
***
Onun için "Hodri Meydan!" dedi ya Türkiye Aklı.
113. Herkes için "Ya herro, ya merro" zamanı başladı.
***
Papaların Mirasçılarından biri de “Neo-Roma Emperyalleri…
O halde, dönelim 5. Roma konusuna…
Bu parselde soru şu: “Hangi Papa, Hangi Roma’nın sahibi olmaya planlı?”
114. Diyebiliriz ki… Amerika'ya giden Birinci ve Katolik Papa, 1806’da ve yaklaşık 850 Yaşındayken, Tarihten çekilen Kutsal Roma Cermen İmparatorluğunun peşinde...
115. İkinci Babil Papası ise Müslüman Dünyayı ve Ortodoks Dünyayı Bizanslılaştırarak, “Meryem ve İsa Kültü” etrafında toplaşacak bir 5. Roma’nın peşinde olsa gerek.
116. 3.Mistik Papa ise Mehdi ve Mesih inancını takip edenlerin peşine düşmüş durumda.Bu Baba;muhtemelen Hind-Çin merkezli bir“Uzakdoğu Ezoterik Papalılığı”ihdas edip“Papalar üstü”ya da Papalar içre”bir adreste konuşlanarak “Mistik Roma Nüfuz Emperyali”kurmanın peşinde. Allahualem
117. Şimdi, gelelim bu yazının asıl sorusuna: Gerek Tarihteki hesapla ve gerekse Güncel Aritmetiğine bağlı olarak, “5. Roma'yı kim kuracak?”
118. (Cevaba geçmeden önce… Birkaç yıl önce kaleme aldığımız, “Fatih’in Taçları” içerikli masalımızı okudunuz mu? Video kaydını da yapmış olabiliriz. Etiketi: “Hangi Fatih” olsa gerek. Unuttuk doğrusu! Diyoruz ki: “Bir bakar mısınız ona?!)
119. Efendim… Daha önceki anlatımlarımızda demiştik ya… Tarihteki savrulmalar nedeniyle “Büyük Roma’nın Tacı” da üçe mirasa bölünmüş durumdaydı: Batı Romanın Tacı, Doğu Roma ya da Bizans’ın Tacı ve Trabzon Rum İmparatorluğunun Tacı...
120. Batı Romanın Tacı, Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğuyla son kez sahaya çıkmıştı ve Roma’ya aitti. Bu yüzden; bir bakıma, Latinlere miras kalmıştı…
121. Ama şu an tartışmalı: Latinler, Vatikan Katolik Kilisesi-Cermenler hatta Napolyonik Fransa ve de İsveç hak iddiasında…
122. Ve tabii ki Habsburglar başta olmak üzere, beş büyük Hanedanlık da (Hohenzollern, Wettin Wittelsbach ve Oldenburg Hanedanlarla 300 kadar şehir Soyluları da…) Kutsal Tacın ortaklarındandı.
123. Doğu Roma ve Trabzon İmparatorluklarındaki Tac hissesine gelince… Malum olduğu üzre; her iki Taç da Fatih’in emaneti olarak, Türkiye'nin elinde ve baki.
124. Ama Yunanistan’ın iddiası da Kronik durumda... Bir de İtalya’da mukim, iki Bizans Hanedanlığı mirasçıları gelin-güvey olmakta: Paleologlar ve Angeluslar…
125. Türkiye’nin müktesebatında; İki Doğu Roma'nın Tacıyla birlikte Oğuz'un Tacı da var, Kırım Girayları üzerinden gelen Cengiz'in Tacı da, Akkoyunlular’dan kalan İranik Perslerin ve Babil’in Tacı da İstanbul'un hazinelerinden.
126. Yani karşımızda, “Taç Zengini” tek ülke olarak Türkiye; tek şehir olarak İstanbul duruyor. Onun için “Dünyanın Başkenti” deniyor ya...

Bu nedenle Ankara; İstanbul merkezli bir “Avrasya Roma’sı”na doğru yürüyor.
127. Bu Avrasya Roma’sına; Latinleri de dahil eder, Güney Avrupa'yı eklemlerse “4. Roma”yı oluşturabilir ve zaman içinde bu yapıyı bir “Hanif Roma”ya dönüştürebilir.
128. İşte; bizim sözünü ettiğimiz. “17.İmparatorluk”un çekirdeği bu... Ondan sonrası “Cihanşümul/Küresel Nüfuz Empergamlığı”na varır dayanır.
Allahualem İnşallah!
129. Not: Kutsal Tacın adı da tanıdık ve sürpriz: Korona...
130. Kısa bir ara...
131. Merhaba Efendim. Devam edelim İnşallah'
Yukarıda anlattık ya… Bu arada; Rusya'nın da kendisini, Bizans'ın mirasçısı saymakta olduğunu atlamayalım... Bizans’a ek olarak; bir başka büyük hamlesini de Kırım'ı İlhak ederek yapmıştı birkaç sene önce.
132. Aklısıra; Cengiz'in Tacını da elinde tutarak; Türk-Moğol İmparatorluğu'nun mirasçısı olduğu iddiasını somutlaştırmakta. Birkaç gün önce; Putin’in, “Birlikten ayrılsalar da Sovyetlerin parçası olan Devletler, Rusya’nın parçasıdır!” mealindeki açıklaması manidar!
133. Moskova'nın bu iddiası, 1600 Yılından itibaren; Viyanalı Habsburglar tarafından “Avrasya” olarak belirlenmişti. Bu itibarla Moskova’nı tasavvuru üzerinde, Viyana'nın hayali de bitmiş değil.
134. Eğer, bu “Avrasya Hayali”ne Kutsal Roma-Cermenlerinin Tacını elinde tutan en güçlü Hanedanlık olarak Habsburglar, Latinleri de ekleyebilirlerse en büyük parça yani “5.Roma” onların olacak demektir.
135.İşte bu noktada; Viyana ve Moskova; Başbakan Misuştin ve Başkan Putin ikileminde kavgayı başlatmıştı. Kavga giderek kızışmakta! Erdoğan’ın; Suriye’deki Rus saldırılarına rağmen; “Putin Katildir!” diyen ABD Başkanı Biden’i azarlaması ve Putin’in yanında durması, boşuna değil!
136. Karabağ’daki duruma bağlı olarak; Erdoğan’ın, Ermenistan’da yaşanan Darbe’de de “Amerikancı” olarak nitelenen Paşinyan’ı desteklemesi de aynı sebeple yansımıştı Siyaset sahnesine.
137. Buna rağmen; şu da bir gerçek… Bir “Viyana Masası”nda… Habsburglar ve Almanların, İtalyan ve Latinlerin, Rusların ve onların etkisindeki Devletlerin bir araya gelip ittifak kurmaları ve “5.Roma’ya talip olmaları; .................
138. ... “Papaların Roma Planları”nı suya düşüren en büyük hamle olacaktır diyebiliriz.
Zira sözünü ettiğimiz Viyana İttifakı'nın Papası yok.
139. İşte, bu nedenle Papa’nın Irak ziyaretinin arkasından, Rusya hedefe kondu çünkü muhtemel bir “Viyana Masası ve İttifakı”nın başat unsuru/vurucu gücü Rusya...
140. Yukarıdaki mesajında, Sevgili Recep’in de dediği gibi: 2021 Mart sonunda; Amerika, Çin'le anlaşmak için masaya oturdu. (Gerçi, bu oturumdan, bir anlaşma çıkmadığı yönünde haberler de yansıdı Medyaya. Ama…)
141. Çin'in, “Binyılcılarla değil” fakat Amerikan Papalarıyla İttifakı mümkün görünüyor. (Lakin Binyılcılar artık Katolik postunda…) Bu durumda; Rusya'nın, dolayısıyla “Alman Dünyası”nın vaziyeti güçleştirecektir.
142. Muhtemelen, “Amerikan Papaları” ve “Demokrat Katolikliği”nin eli durumundaki “Biden Hükümeti”nin yaptığı bu planda, “Babil ya da Ortadoğu Papası”nın yer alması, (Türkiye Faktöründen ötürü) görünmüyor. Ama başka planlarda olabilir.
143. (Fakat yine de son cümleye şunu ekleyelim: Babil Papası’nın hamlelerinde; “Amerikan Papaları” ve “Demokrat Katolikliği”nin her zaman destek vereceğini kayda geçelim. Belki zaman zaman, “Biden Hükümeti” bu ortaklık dışında hareket edebilir.
144. Ediyor da zaten. Mesela geçtiğimiz günlerde, TSK ve Amerikan Donanmalarının ortak eğitim tatbikatında olduğu gibi. Ve yaptırımlar konusunda AB ile birlikte ABD’nin de çekimsede kalması gibi…
145. Lakin bu hep böyle gidecek demek de değil tabi. Zira bugünden yarına, neler olacağının karanlıkta kaldığı bir prosesten geçiyor dünya ve Türkiye!)
146. Dönelim Türkiye’ye Roması’na… Tıpkı olası “Viyana Masası ve İttifakı” gibi… Yukarıda çizdiğimiz, “5.Türk Roması” çerçevesinde “Papasız” bir ittifak oluşumu da “İstanbul İttifakı”nda temellenebilir dedik ya...
147. Bu durumda; sözünü ettiğimiz “Amerikan Papa Bölgesi”nin, olası Viyana İttifakı'nın Merkezi konumundaki Rusya Operasyonundan başarıyla çıkması halinde bu güç; İstanbul İttifakının Merkezi Türkiye'ye yöneleceğini tahmin etmek zor değil.
148. Zira Rusya’ya yapılan kuşatma, ikinci hamle için Türkiye’yi de kuşatmakta.
149. Yani çift ağızlı kılıç misali...

Olası “Viyana ve İstanbul Masalarının/İttifaklarını”nın (Birbirlerinin bölgesinde geziniyor olmalarına rağmen) Amerikan handikapı; Türkiye ve Rusya'yı bir araya getirebilir mi?
150. Bu Stratejik olarak zor görünüyor! Çünkü dedik ya muhtemel ittifakın Stratejik beyni Viyana, Moskova değil. Bu itibarla Ankara ile Moskova'nın; aynı Masanın/aynı İttifakın/aynı Ekolün iki eşit parçası olması mümkün değil.
151. Çünkü Viyana'nın Büyük Planı, Türk Dünyasını sömürgeleştirmek… Cermen Dünyasınının “ÖstPolitisch”i, bu harekatı iki aks üzerinden yapmayı planlamıştı bidayette.
Bir: Viyana-Moskova Aksı… (Yani Avrasya...)
İki: Moskova-İstanbul Aksı… (Yani Turancılık...)
152. Moskova üzerinden yürünerek, kurulacak olan İmparatorluk; Rus ya da Kıpçak Avrasyası ya da Kuzey Avrasya’ydı.
İstanbul üzerinden kurulacak olan da Oğuzlu Avrasyası veya Güney Avrasya daha doğrusu Turan Birliği!

Alman Aklı, bu planlarından vazgeçmiş değil.
Geçmez de!
153. Zaten Kuzey Avrasya, “Aryanlaştırma” zokasını; resmen, 418 Sene önce yutmuş ve yularını, Habsburglara teslim etmişti. Yular, hala Viyana’ya bağlı...

Kuzeyin; Erdoğan ve Putin’in çabalarıyla, direndiğini de söyleyelim.
154. Güney Avrasyasındaki (Turanya'daki) Aryanlaştırma hamleleri, Kuzeydeki kadar köklü değil. Resmi başlangıç 1918…

Üstelik bu operasyonun resmi maliki Almanlar değil; İngilizler. Onlar da kendi Ayranlaştırma ameliyatının peşindeler fakat bu işte, ustalık Alman Aklında.
155. Zaten, bu yüzden; ülkemizdeki “Alman Ekolü” her daim vardı; Cumhuriyet döneminde de var oldu. İşin garibi; “Alman Ayranlaştırmacılığı” hep Kuzeyden geldi ülkemize; Rusya dan…
156. Nasıl mı? Ah ah!
(Demiş ya ağaç, baltaya: Keşke sapın, benden olmasaydı be birader! İşte, bu yüzden ah çekti fakir…
157. Çünkü anlatsak, kötü oluyoruz; anlatmasak içimiz yanıyor be abi!
Fakat anlatacağız inşallah!
Farketmemiz o ki şimdilik erken.
Bu nedenle susma hakkımızı, bir süre daha kullanmak zorundayız.)
158. Ama siz, ne demek istediğimi anlamışsanız susmayın ki fakir de bu ara, bir porsiyon "Yürek" ısmarlayalım kendimiz...
159. Döndük… Ancak İstanbul ve Moskova; Viyana'yı, devre dışı bırakarak, bir derin planda anlaşabilirler mi?

Bugünden yarına, o da zor görünüyor!

Ama imkansız da değil.

En azından Taktiksel bağlamda...
160. Zaman zaman sözünü ettiğimiz bir “Derin Plan”la bu iş çözülebilir. (İnanıyoruz ki çözülecektir de…)
161. O “Derin Planın Kodları”nı, bir daha verelim: Zaten; Kıpçak Türkü olan Rusların ve Rusya'nın, aslına dönüp ilk önce Kıpçak Türkü genetiğine rücu etmesi, ..................
162..... sonra Haniflaşmesi, bilahare Muhammedileşmesi durumunda önünde engel kalmayan “Güney ve Kuzey Avrasya Birlikteliği” dünyanın en büyük gücü olarak ortaya çıkabilir. (Ama öncelikle Türkiye'nin, bu aşamaları kendi üzerinde tatbiki gerek... )
163. İşte o zaman “Dünyanın 5.Roması” kurulur ama onun adı da zaten Roma olmaz. 17. Hanif İmparatorluk olur. Papaların Planı, kökten çöker. En başta da “3.Binyılda Asya’nın Hıristiyanlaşması Hayali” toz olur.
***
164. Efendim! Konuyu burada noktalayalım. Ve her zaman olduğu gibi diyelim ki… Fakir, yine bir Pinokyo'dan Roma masalı anlattık siz büyüklere. Oysa hakîkati, Aliym Olan Şanı Yüce Allah biliyor! Azze ve Celle…
***

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @AhmetyozgatDD

23 Mar
4. Kanaatimiz, “Bir gün anlaşılacağız!” yönündeydi. Mart başında Papa’nın, Irak’a gidip “Yeni Babil’i kurmaya geldiğini söylemesi, bizi doğrulayan bir kanıt oldu.
5. Zaten son dilimde,“Jargonumuzu ve Terminolojimizi” kullanan ve dolayısıyla “Tezimiz” doğrultusunda yazıp çizenler epey çoğalmıştı. Papa Ziyaretinden sonra ve hızla “Derindunya Tezi”nin yorumcuların reddedemeyeceği aksine düşünce devşireceği bir harman olacak zannımızca. Olsun!
6. Bilginin cimrisi değiliz! Zira Bilgi Şanı Yüce Allah’ındır! Hakkımız helal!
İkinci not: Son bir hafta Facebook DD Sayfamız kapalıydı. Bir Rus Hacker’in saldırısına uğramıştık. Neyse ki Teknik Yönetmenimiz Sevgili Yusuf Kemal açtı.
Read 92 tweets
12 Mar
3. Giriş: Biliyorsunuz; son yazımızdan itibaren, bir kardeşimizin eleştirisi (Ki bize muhalif olanlar, böyle düşünüyor.) üzerine, bir uyarı yapmaya başladık: Anlatacaklarımız, “Bir Masal!”dır. Bir Pinokyo Masalı!
4. Ya da bu seferi, “Büyüklere Masallar” babından bir “Vatikan Masalı” olacak! Tabii ki sadece masalseverler için… Burada, Beydilli Bozoklularından Sevgili Faruk, Doktorumuz Bozyitgilerin Ahmet, De Veritade ile Nihat72, Lokman Atmaca ve Yasin Özbe’ye Selam olsun.
5. Zira son mesajlarında masalseverlerden olduklarını belirttiler de ondan! Ve de doğal olarak, tüm “Masalsever Derindunyacı”lara da ithaf edelim emeğimizi.
Read 471 tweets
23 Feb
2. Gara’nın Wikileaks Belgeleri
Ya da Pandora'nın Gara Kutusu
GARA OPERASYONUNUN SIRRI
Ahmet YOZGAT
3. Önce başsağlığı… Bilindiği gibi son Gara Operasyonu, Milletimizin yüreğine su serperek sevinç dalgası husule getirirken, bir burukluğu da beraberinde yaşattı. Zira Gara mağaralarında, 13 Vatan Evladı, başlarına kurşun sıkılarak şehit edildi.
Read 182 tweets
16 Feb
1.Ay’a mı, İmparatorlar Ligi'nin Şampiyonluğuna mı?
ÇILGIN TÜRKLER, NEREYE ÇIKIYOR?
Ahmet YOZGAT
2. Bugün, # 16Şubat 2021 #SALI. Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
3. Derindunya Yazarlarından, Dostumuz-Kardeşimiz Sevgili Recep Özbay’la konuştuk Şubatın 15’i sabahında. Dedi ki Recep: Ahmet abi, ne olacak şu Çin’in hali? Çin derken; esasında, Yüzyılcılarla Binyılcıların hali de diyebiliriz esasında..."
Read 110 tweets
6 Feb
1. Bugün, # 6Şubat2021 # cumartesi Yine günahsız ve bereketli bir gün dileğimizle Milletimizi Selamlıyoruz.
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız
***
2. Unutulan Türkmen Öksüzleri
ALEVİLİĞİN TARİHİ FOTOĞRAFI
Ahmet YOZGAT
3. Çok sevdiğimiz, değerli kardeşlerimizden Remzi Usta; “Selamun Aleyküm! Ahmet abi…” diye giriyor mektubuna. Ve diyor ki; “Nisan 2017 günü sanal alemde paylaştığınız "Çaldıran'ı Ya Şah İsmail Kazansaydı!" makalenizi okuyunca, ..............
Read 91 tweets
26 Jan
3. İlaveten; Çin'in üzerinden de çok buldozerler geldi, geçti. En önemlisi Çin, aklını yeniledi. 3000 Yıllık “Tarihi Çin Aklı” hapsedildiği “Yasak Şehrin Zindanları”dan çıktı ve devletin değer verdiği bir konuma yerleşti. Görünürde hala bir “Komünist Çin “Akılsızlığı” var.
4. Da… Bundan sonrasının Çin’inin yol haritasını çizilecek olan, “Tarihi Akıl” olacak kanaatimizce.
Bu durumu; dünya fark etmedi; doğal olarak, bizde de fark edilmiş değil.
5. Lakin ne kadar saklarsa saklasın, Çin'in akıl değiştirdiğini, Galler Masası ve o masanın etrafında, gittikçe çoğalan halkalarıı oluşturanlar çok iyi biliyorlar. Onlar; durumu gördü ve ona göre formatladılar/formatlıyorlar kendilerini.
Read 312 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!