1) Muteber alimler sultan ve idarecilere yaklaşmamayı prensip olarak kabul etmişler ve bu konuda ümmeti ikaz sadedinde görüşlerini belirtmişlerdir.Ayrıca zalimlerden uzak durmak çok net ifade edilmiştir.İbnu'l Cevzi ve Gazzali'nin mevzuya dair bazı fikirlerini derlemeye çalıştım:
2) İbnu'l Cevzi "Minhacu'l Kasidin"'de şu alimlerin görüşlerine yer veriyor ve diyor ki: Bil ki, zalim yöneticiler ve devlet görevlileri karşısında üç hâlde bulunabilirsin. Birincisi; onları görmeye gitmendir ki en kötüsü budur.
3) İkincisi; onların seni görmeye gelmesidir ki birincinin bir alt derecesidir. Üçüncüsü ise onlardan uzak durman, ne senin onları görmen ne de onların seni görmesidir ki en güvenlisi budur.
4) Zalim yöneticileri görmeye gitmek kınanmış bir davranıştır. Ebû Hureyre'nin (r.a) naklettiğine göre Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim sultanların kapısına giderse fitneye düşüp günaha sürüklenir. Bir kul sultana yaklaştıkça Allah’tan uzaklaşır.”
5) İmam Ahmed hazretlerinin Abdürrezzâk-Ma’mer-İbn Huseym- Abdurrahmân b. Sâbit yoluyla Câbir b. Abdullâh radıyallâhu anhdan naklettiğine göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Ka’b b. Ucra radıyallâhu anha şöyle buyurmuştur:
6) "Allah seni sefih yöneticilerden korusun! Ka’b dedi ki, sefih yöneticiler nedir? Benden sonra gelecek olan, benim yoluma uymayıp sünnetimi uygulamayacak olan birtakım yöneticilerdir. Kim onların yalanlarını tasdik edip zulümlerine yardımcı olursa onlar benden değillerdir,
7) ben de onlardan değilim! Onlar benim havzıma da gelemeyeceklerdir. Kim onların yalanlarını tasdik etmez ve zulümlerine yardımcı olmazsa onlar bendendir, ben de onlardanım ve onlar benim havzıma geleceklerdir.”
8) Huzeyfe radıyallâhu anh şöyle söylemiştir: “Fitne yerlerinden uzak durun! Denildi ki, fitne yerleri nerelerdir? Şöyle söyledi: Yöneticilerin kapılarıdır. Sizden biri yöneticinin yanına giderek onun yalanını tasdik eder ve onda olmayan şeyleri söyleyip onu över.”
9) Meymûn b. Mihrân hazretleri de şöyle söylemiştir: “Ona Allah’a itaat etmeyi emredeceğim, desen bile bir sultanın yanına sakın gitme!”
10) Muhammed b. Vâsi hazretleri de şöyle söylemiştir: “Şeker kamışı kemirmek ve toprak yemek sultana yaklaşmaktan daha hayırlıdır!” Ebû Hâzim bir keresinde sultanların yanına gidip gelen Zührî’ye şöyle yazar:
11) “Bil ki, işlediğin şeyin en düşüğü ve kazandığın şeyin en büyüğü zalimle ünsiyet kurup seni çağırdığında gitmen, ona zulüm yolunu kolaylaştırmandır. Yarın zalimlerin zulmüne göz yummakla istemiş olduğun şeyden hesaba çekilmek seni ne çok yıpratacak!
12) Ibnu'l Cevzi diyor ki: Sultanın yanına giden kişi ya fiiliyle, ya sükût etmesiyle, ya sözüyle veya inancıyla yüce Allah’a isyan etmek durumundadır ve bunlardan biri muhakkak gerçekleşir.
13) Fiiliyle isyan etmeye gelince, çoğu kez sultanların yanına gaspedilmiş olan konaklarda girilir. Söz konusu konak sahibinin izni olmaksızın oraya girmek haramdır. Diyelim ki zalim sultanla gaspedilmemiş, devlete ait boş bir arazide görüşüldü,
14) onun malı olan bir çadır veya gölgeliğin altında görüşülmüşse bu da haramdır ve görüşme yapmak caiz değildir...Kişinin sözüyle Allah’a isyan etmesine gelince; zalime dua etmesi, onu övmesi, zalimin söylemiş olduğu bâtıl sözleri diliyle, başını sallayarak veya
15) yüzüne gülerek tasdik etmesi veya onu sevdiğini, dostu olduğunu, onunla buluşmaya özlem duyduğunu ve ömrünün uzun olmasını istediğini söylemesidir.Onun, söz konusu zalimi Allah için sevmemesi ve ondan iğrenmesi gerekir.
16) Eğer zulmünden dolayı onu severse bundan dolayı âsi olur. Başka bir sebepten dolayı severse bu kez ona buğzetmediği için âsi olur. Oysa ona buğzetmesi gerekiyordu.
17) Eğer kişi bütün bu saydığımız durumlardan kurtulursa -ki bu pek mümkün değildir- kalbine sızacak olan fesattan kurtulamaz. Çünkü sultanın veya zalim bir yöneticinin yanına giren kişi onların nimetler içerisinde yüzdüğünü görerek Allah’ın ona vermiş olduğu nimetleri küçümser.
18) Sonra da onların yanına girme konusunda başkalarına örnek olur. Böylece zalimlerin destekçilerinin sayısını artırmış ve onların yaptıklarını süslü göstermiş olur. Saîd b. Müseyyeb hazretleri Emevi halifesi Abdülmelik’in iki oğlu olan Velîd ve Süleymân’a biat etmeye davet
19) edildiğinde şöyle söylemiştir: “Dünya durduğu sürece o ikisine biat etmem!” Dediler ki bu kapıdan gir, diğerinden çık! Bunun üzerine şöyle dedi: “Hayır vallahi, insanlardan hiçbiri beni örnek almasın!” Saîd böyle söyleyince yüz değnek yedi ve kendisine çul giydirildi.
20) İki mazeret bulunmadığı sürece zalim yöneticilerin yanına girilmez. O mazeretlerden biri, onlar tarafından buna mecbur edilmek ve aksini yaptığı takdirde işkence görmekten korkmaktır.
21) İkincisi ise bir Müslüman’a yapılan zulmü ortadan kaldırmak için onların yanına gitmektir. Bu da yalan söylememek, onu övmemek ve kabul edeceği umulan bir nasihati terk etmemek şartıyla caiz olur.

Bilgilerin geçtiği kitap: kitapyurdu.com/kitap/minhacul…
22)Gazzali Eyyûhe'l-Veled adlı eserinde talebesine diyor ki: Terketmen gereken şeylerden birisi,sultanlara ve siyaset adamlarına karışmaman(beraber olmaman) ve onlarla fazla görüşmemendir. Çünkü onlarla görüşmede, oturup kalkmada ve onlarla iç içe olmakta büyük sıkıntılar vardır.
23) Şayet onlarla beraber olmak zorunda kalırsan da, onları övmekten sakın. Zira Allahu Teâlâ, fâsık ve zalim kişileri övenlere buğzeder. Böyle kimselerin uzun süre yaşayıp hüküm sürmelerine dua eden kişiler, yeryüzünde Allah'a isyan edilmesini sevmiş olur. Bundan kaçınmalıdır.
24)Yine Gazzali diyor ki: Âhiret âlimlerinin alâmetlerinden birisi, padişahlardan uzaklaşmaktır. Ayrı kalmaya imkân bulduğu müddetçe onlara yaklaşmamalıdır. Hattâ yaklaşsalar bile âlimin, onlardan uzaklaşması lâzmdr. Zîra Dünyâ, tatlı bir yeşilliktir, yular sultânların elindedir.
25) Sultânlar, zâlim oldukları hâlde, onlarla buluşan âlimler, sultânlarn gönüllerini hoş etmek ve rzâlarını kazanmak külfetine katlanmak zorundadırlar. Halbuki dindar kimselere gerekli olan, onların zulümlerini kabûl etmemek, zulümlerini açıklamakla onları zulümden vaz geçirmek
26) için tazyik etmek ve bu nevî ef'âl ve davranışlarını kötülemektir. Onlarla düşüp kalkan, ya Allahü Teâlâ'nn kendisine verdiği nimeti küçümseyerek onların süs ve ziynetlerine meyleder veyâ zulümlerini reddetmeyip sükûtu kabûl ederek ikiyüzlü olur. (İhya trc.I,174)

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with FatihKumas

FatihKumas Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @FatihKumas4

19 Apr
1) Hocaefendi'nin bazı eser ve konuşmalarında, hizmet insanlarının manevi değerler yönünden başkalaşım yaşamalarının tehlikesine ve kendilik bilinçlerine dair beyanları bulunmaktadır. Bu seride önemli olduğunu düşündüğüm mezkur mevzular ile alakalı bir derleme yapmaya çalıştım:
2) Değişme ve başkalaşma, üzerinde ciddi mânâda durulması gereken çok önemli bir meseledir. Çünkü daha önce de değişik vesilelerle ifade edildiği üzere bir çeşit başkalaşan her çeşit başkalaşabilir.
3) Evet, bir kere başkalaşan artık başkalaşma yoluna girmiş demektir. Sonra o şahıs, hiç farkına varmaksızın bir kere daha, bir kere daha başkalaşır ve neticede her yönüyle bambaşka biri oluverir.
Read 24 tweets
18 Apr
1) Bugünler vefa günleri, birbirlerimize destek olma, dertlermizle dertlenme günleri. Şu Ramazan'da telefonla dahi hal hatır sormak önemlidir. Pandemiden dolayı ziyaret imkanları azaldı, ama bu bilgiler insanın kardeşini ziyaret etmesi ve ilgilenmesi açısından önemli değil mi?
2) Ebû Hureyre radıyallâhu anhın naklettiğine göre Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Adamın biri başka bir köyde oturan Allah için sevdiği kardeşini ziyaret etmek için yola çıkar. Allah da onun gittiği yola gözcü olarak bir melek gönderir.
3) Melek adama rastlayınca ona nereye gittiğini sorar. O da filanca kişiyi görmeye gittiğini söyler. Melek ona der ki, gittiğin kişi akraban mı? Adam der ki, hayır. Melek der ki, ondan bir nimet elde etmek için mi gidiyorsun? Adam der ki, hayır.
Read 22 tweets
16 Apr
Hocaefendi diyor ki: Aslında, bir kimsenin ya da bir şeyin iyi veya kötü taraflarını, menfi veya müsbet yanlarını bulup meydana çıkarmak, ortada olanla olması gereken arasında mukayese yapmak demek olan "tenkit", ideale yürümede bir yoldur.
Müspet manada tenkit etmek ve tenkide açık olmak ilmî esas­lardan birisidir. Ne var ki, onun da bir üslûbu, uygun bir şekli vardır. Her şeyden önce, tenkit eden kimse insaflı olmalı, söyleyeceklerini nefsi hesabına değil, Hak rızası adına söylemeli ve hayır mülâhazasından başka
bir garazı bulunmamalıdır. Münekkid, gerçekten iyi bildiği hususlarda fikirlerini usûlünce ortaya koyarken, sahası olmayan mevzularda da susmasını ve dinlemesini bilmelidir. Ayrıca, bir tenkidi kimin yaptığı da çok önem­lidir. Damara dokundurmayacak ve muhatabını rencide
Read 9 tweets
24 Mar
1)Firdevs cennetine varis olacakların vasıflarından birisi "boş iş ve sözlerden yüz çevirmektir. (23/3).Beyzavi "Çünkü o kadar meşgullerdir ki, ona vakit bulamazlar" diyor.Bu seride genç yaşta vefat etmelerine rağmen hayatlarını dolu dolu geçirmiş alimlere değinmeye çalışacağım:
2) İlk bahsedeceğim Gazzali. Genç yaşta yetim kalmasına rağmen, ilimde çok önemli bir yere sahip olmuş ve etkili kitaplar yazıp 53 yaşında vefat etmiştir(1058-1111). Vakit çok iyi değerlendirilmeden o eserler yazılamaz, zira bir coğu iktibas degil, düşünülerek yazılan eserler.
3) Sonraki örneğimiz Nevevi. Hem zühd ve takvası, hem salim kişiliği meşhur olmuş bu alimimiz 43 yaşında vefat ediyor(1234-1277).Eserleri kaynak eserlerdir. Riyazu's Salihin, Takrib ve Minhac gibi kitapları baş yapıtlardandır. Bekardı. İlim harici nikah için vakit bulamamıştır.
Read 21 tweets
22 Mar
1) Bugün hasret kaldığımız Ömer b. Abdülaziz'in yönetim anlayışına örnekler:

Zalim valilerin uygulamalarından zarar görmüş Kûfe halkının zararlarını gidererek, oradaki müslim gayr-i müslim bütün insanlara adaletle davranılmasını emretmiştir(Ebû Ubeyd, s. 65)

AYM İrademiGeriVer
2) Devlet icraatlarını denetleyen bir danışma kurulu oluşturdu. Bu heyetin ortak görüşü olmadan devlete ait işlerde kararlar alınmamaktaydı. (İbn Sa’d, V, 334).

Eş-Şa'bi ve Hasan el-Basri gibi ehil insanları kadı olarak atadı.
3) Yolsuzluğa karşı tavizsizdi: Cerrah bin Abdülhakemî’ye daha önce vali olan ve yolsuzluk yapan valileri yakalatması ve hapse attırmasını emretmiş ve o da bunu aynen yerine getirmiştir.( Belâzurî, Futûhu’l-Buldân s. 600.)
Read 19 tweets
21 Mar
1) Türkiye'deki inançsızların bazıları eşine nadir rastlanacak seviyede sığdır. Din hakkında bildikleri, sloganvari ezberler haricinde ciddi bir şey değildir. Bu seride Müslümanların Dünya bilim düşünce hayatına olan katkılarını Batılıların tespitleri ile göstermeye çalışacağım:
2) Fransız felsefeci Dr. Jacqueline Russ, Türkçeye Avrupa Düşüncesinin Serüveni (L'aventure de la pensée européenne) olarak çevrilen kitabında, Arap-İslam bilimsel düşüncesinin Avrupa'daki kültürel atmosferin oluşumuna etkilerine dair diyor ki:
3)) XII. yüzyılda, pahalı eşyalar, baha­rat ve ipek gibi nadir ürünler ve aynı zamanda el yazmaları Doğu'dan, Bizans'tan gelir. Arapça aracı rolü oynar, zira Aristoteles ile Euklides'in eserleri Müslümanlara ait kütüphanelerde bulunur.
Read 36 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!