1) Bazı alimler kitaplarına isim verirken Kur'an-ı Kerim'deki tabirleri kullanıyorlar. Elbette bu Kur'an ile meşguliyetlerinden kaynaklıdığı gibi, aynı zamanda zihinlerinin Kur'an ile hem hal olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Bu seride mevzuya dair bazı örneklere değineceğim:
2) Tefsir kitaplarında bu isimlendirmelere rastlanması tabii olsa gerek. Mesela Fahreddin-i Razi meşhur tefsirine "Mefatihu’l-gayb" ismini vermiştir. Bu tabir Kur'an'da geçmektedir:
3) Gaybın anahtarları(mefatihul gayb) O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez(En'am/59). Bazı alimler tabirin "gaybın hazineleri" de olabileceğini söylemişlerdir. Hazinelerin anahtarlarla açıldığı, ama muradın anahtarlar değil, hazineler olduğunu Ferra söylemiştir.
4) Hocaefendi müfessirlerden bahsederken Alusi'ye dair şöyle diyor: "Bağdatlı Âlûsî'nin Ruhu'l-meânî'sini hatırlamamak da mümkün değildir. Tam otuz ciltten ibaret olan Âlûsî tefsiri, bir bakıma geçen bütün müfessirlerin tefsirlerinin hulâsası gibidir." (Kur'an'ın altın ikliminde)
5) Alusi'nin tefsirinin tam ismi "Ruḥu’l-me'ani fi tefsiri’l-Ḳur'ani’l-azim ve’s-seb'i’l-mesani"dir. Bu isim Kur'an'ı Kerim'deki şu ayetten alınmıştır:
6) Kuşkusuz sana tekrar tekrar okunandan (âyetlerden) yedisini(Sebu'l mesani, çoğunluğa göre tekrarla okunan yedi ayet Fatiha'dır) ve yüce Kur’an’ı verdik. (وَلَقَدْ اٰتَيْنَاكَ سَبْعاً مِنَ الْمَثَان۪ي وَالْقُرْاٰنَ الْعَظ۪يمَ) (Hicr/87)
7) Tefsirlerden sonra Şah Veliyyullah ed-Dihlevi'nin kitabını da örnek olarak gösterelim. Mesela o meşhur kitabına "Ḥüccetullahi’l-baliga" ismini vermiştir. Bu tabir de Kur'an-ı Kerim'den alınmıştır:
8) De ki: “Kesin delil(el-hüccetü’l-bâliga” (en isabetli, gerçek delil) ancak Allah’ındır. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.”(En'am/149)
9) Sonra Anadolu neşriyat tarihinde önemli bir yer tutan ve İslami dergiciliğin mihenk taşlarından birisi olan "Sebilürreşad"'a değinelim. Bu derginin ismi de Kur'an-ı Kerim'den alınmış bir tabirdir:
10) İman eden (adam) dedi ki: "Ey Kavmim, siz bana tabi olun, ben sizi doğru yola(sebile'r reşad) iletip yönelteyim"(Mu'min/38). Bu isim verilmesi ile alakalı da şöyle bir hatıra nakledilir:
11) Dergi ismi için Eşref Edip, Abbas Halim Paşa’nın köşkünde Mehmet Akif ile birlikte bulunduğunu ve Abbas Halim Paşa’nın “Kuran’da bir sahife açalım ne isim çıkarsa oradan alalım” teklifinde bulunduğunu, kendilerinin bunu kabul ettiğini ifade eder.
12) Kuran’ı Kerim’in açılmasıyla karşılarına “Sebilürreşad” isminin yer aldığı ayet çıkar. İsim böylece kabul edilir (aktaran Arabacı, C. (2005). Eşref Edip Fergan ve Sebilürreşad üzerine, 101-102).
13) Gerçi dergi Sebilürreşad ismi ile çıkmadan önce Sırat-ı Müstakim ismi ile çıkmıştır. Bu tabirin de Kur'an'da geçtiği malumdur. Meraklısı için Sebilürreşad arşivi bu linkten okunabilir: bagcilar.bel.tr/Files/eKitap/S…
14) Mesela Üstad'ın da önemli risalelerinden birisi Âyetü’l-Kübra'dır. Üstad bu ismin Hz. Ali'nin ifadelerinde geçtiğini söylüyor. Bunun yanında bu tabir de Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir: (Musa) Ona büyük mucizeyi(ayetel kübra, büyük mucize, delil, alamet) gösterdi.(Naziat/20)
15) Hocaefendi de bir roman yazsaydım ismini "...Ve insan aldandı" koyardım diyor. Bu bilgiyi vereceğim linkteki sohbetin başında dinleyebilirsiniz: .
16) Hocaefendi bu ifadeyi o sohbette Goethe'nin Faust eseri ve bir hadis-i şerif ile açıklıyor, ama benzer bir ifade Kur'an-ı Kerim'de geçmektedir: Ey insan, nedir seni o kerim Rabbin hakkında aldatan?(İnfitar/6)
17) Netice itibari ile Kur'an kültüründe yetişen insanlar, kitaplarına da Kur'an-ı Kerim'de geçen ifadeleri isim olarak koymuşlardır. Eskiden Anadolu'da çocuklara konulacak isimlerin özellikle Kur'anda geçmesine önem verilirdi.
18) Üstadın ifadeleri ile: Kur’an şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi ve ayat-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedisi ve şu âlem-i gayb ve şahadet kitabının müfessiri ve
19) zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevi hazinelerinin keşşafı ve şu İslamiyet âlem-i manevisinin güneşi, temeli, hendesesi ve avalim-i uhreviyenin mukaddes haritasıdır. (Sözler, 589)

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with FatihKumas

FatihKumas Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @FatihKumas4

8 May
1) İslam ve anneye hürmet ile alakalı yazdığım bu seriyi, Türkiye'de zulme maruz kalan, gaddar Çin mezalimini yaşayan, Filistin veya, Kolombiya'da hükümetlerin mağdur ettiği, tüm müslim, gayr-i müslim mazlum annelere ithaf ediyorum.

#FreeMothersInTurkey
#AnnelereÖzgürlük
2) Önemli bir husus, Buhari ve Müslim "Edeb ve Birr" konusundaki hadisleri kaydederken anne-babaya iyiliği sanki edeb ve iyiliğin ilk merhalesi görüp kitaplarının başına almışlar. Muslim'in Birr kitabinin ve Buhari'nin Edeb bölümünün ilk hadisi anne-babaya iyilik ile alakalıdır.
3) Süfyan b. Uyeyne Lokman suresi 14. ayette geçen "anne babaya teşekkür" konusunda diyor ki: Beş vakit namaz kılan bir kimse yüce Allah'a şükretmiş olur. Anne-babasına namazın sonlarında dua eden bir kimse de on­lara da teşekkür etmiş olur.
Read 19 tweets
19 Apr
1) Hocaefendi'nin bazı eser ve konuşmalarında, hizmet insanlarının manevi değerler yönünden başkalaşım yaşamalarının tehlikesine ve kendilik bilinçlerine dair beyanları bulunmaktadır. Bu seride önemli olduğunu düşündüğüm mezkur mevzular ile alakalı bir derleme yapmaya çalıştım:
2) Değişme ve başkalaşma, üzerinde ciddi mânâda durulması gereken çok önemli bir meseledir. Çünkü daha önce de değişik vesilelerle ifade edildiği üzere bir çeşit başkalaşan her çeşit başkalaşabilir.
3) Evet, bir kere başkalaşan artık başkalaşma yoluna girmiş demektir. Sonra o şahıs, hiç farkına varmaksızın bir kere daha, bir kere daha başkalaşır ve neticede her yönüyle bambaşka biri oluverir.
Read 24 tweets
18 Apr
1) Bugünler vefa günleri, birbirlerimize destek olma, dertlermizle dertlenme günleri. Şu Ramazan'da telefonla dahi hal hatır sormak önemlidir. Pandemiden dolayı ziyaret imkanları azaldı, ama bu bilgiler insanın kardeşini ziyaret etmesi ve ilgilenmesi açısından önemli değil mi?
2) Ebû Hureyre radıyallâhu anhın naklettiğine göre Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Adamın biri başka bir köyde oturan Allah için sevdiği kardeşini ziyaret etmek için yola çıkar. Allah da onun gittiği yola gözcü olarak bir melek gönderir.
3) Melek adama rastlayınca ona nereye gittiğini sorar. O da filanca kişiyi görmeye gittiğini söyler. Melek ona der ki, gittiğin kişi akraban mı? Adam der ki, hayır. Melek der ki, ondan bir nimet elde etmek için mi gidiyorsun? Adam der ki, hayır.
Read 22 tweets
17 Apr
1) Muteber alimler sultan ve idarecilere yaklaşmamayı prensip olarak kabul etmişler ve bu konuda ümmeti ikaz sadedinde görüşlerini belirtmişlerdir.Ayrıca zalimlerden uzak durmak çok net ifade edilmiştir.İbnu'l Cevzi ve Gazzali'nin mevzuya dair bazı fikirlerini derlemeye çalıştım:
2) İbnu'l Cevzi "Minhacu'l Kasidin"'de şu alimlerin görüşlerine yer veriyor ve diyor ki: Bil ki, zalim yöneticiler ve devlet görevlileri karşısında üç hâlde bulunabilirsin. Birincisi; onları görmeye gitmendir ki en kötüsü budur.
3) İkincisi; onların seni görmeye gelmesidir ki birincinin bir alt derecesidir. Üçüncüsü ise onlardan uzak durman, ne senin onları görmen ne de onların seni görmesidir ki en güvenlisi budur.
Read 26 tweets
16 Apr
Hocaefendi diyor ki: Aslında, bir kimsenin ya da bir şeyin iyi veya kötü taraflarını, menfi veya müsbet yanlarını bulup meydana çıkarmak, ortada olanla olması gereken arasında mukayese yapmak demek olan "tenkit", ideale yürümede bir yoldur.
Müspet manada tenkit etmek ve tenkide açık olmak ilmî esas­lardan birisidir. Ne var ki, onun da bir üslûbu, uygun bir şekli vardır. Her şeyden önce, tenkit eden kimse insaflı olmalı, söyleyeceklerini nefsi hesabına değil, Hak rızası adına söylemeli ve hayır mülâhazasından başka
bir garazı bulunmamalıdır. Münekkid, gerçekten iyi bildiği hususlarda fikirlerini usûlünce ortaya koyarken, sahası olmayan mevzularda da susmasını ve dinlemesini bilmelidir. Ayrıca, bir tenkidi kimin yaptığı da çok önem­lidir. Damara dokundurmayacak ve muhatabını rencide
Read 9 tweets
24 Mar
1)Firdevs cennetine varis olacakların vasıflarından birisi "boş iş ve sözlerden yüz çevirmektir. (23/3).Beyzavi "Çünkü o kadar meşgullerdir ki, ona vakit bulamazlar" diyor.Bu seride genç yaşta vefat etmelerine rağmen hayatlarını dolu dolu geçirmiş alimlere değinmeye çalışacağım:
2) İlk bahsedeceğim Gazzali. Genç yaşta yetim kalmasına rağmen, ilimde çok önemli bir yere sahip olmuş ve etkili kitaplar yazıp 53 yaşında vefat etmiştir(1058-1111). Vakit çok iyi değerlendirilmeden o eserler yazılamaz, zira bir coğu iktibas degil, düşünülerek yazılan eserler.
3) Sonraki örneğimiz Nevevi. Hem zühd ve takvası, hem salim kişiliği meşhur olmuş bu alimimiz 43 yaşında vefat ediyor(1234-1277).Eserleri kaynak eserlerdir. Riyazu's Salihin, Takrib ve Minhac gibi kitapları baş yapıtlardandır. Bekardı. İlim harici nikah için vakit bulamamıştır.
Read 21 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(