"Sorumluluk bana aittir. Kaybedersek beni hemen asarsınız!"

Atatürk, "Bu planla kaybedersek bize vatan haini derler. Bu meclis bizi asar" diye itiraz edildiğinde böyle söylemişti. 26 Ağustos 1922, yani Atatürk'ün hayatındaki en zor günü işte böyle başladı.
#BüyükTaarruz
1* Sakarya'da püskürtülüp Afyon'a çekilen düşmanı denize dökmek için fazla zaman yoktu. 11 yıldır süren savaşın ardından Türklerin atımlık tek kurşunu kalmıştı. Düşmanı tek hamlede yok etmek için riskli bir plan gerekiyordu.
2* Atatürk bu nedenle düşmana "beklemediği bir anda ve beklemediği bir yerden" vurmaya karar verdi. Taarruz planını gizli tuttu. Futbol maçı düzenleyip komutanları davet etti. Ankara'da çay partisi düzenledi.
3* Atatürk taarruzu gizlemek için "asla taarruz yapmayacakmış gibi" davranıyordu. Bu plan o kadar kusursuz işliyordu ki meclis bile ordunun çürüdüğünü, hareket edemeyecek hale geldiğini söyleyerek Atatürk'ü eleştiriyordu.
4* Muhaliflerin bu kara propagandası Atatürk'ün işine geliyordu. Mecliste bile bunların konuşuluyor olması, Atatürk'ün taarruzu gizleme stratejisine hizmet ediyor, Ajanlar tarafından mecliste konuşulanları öğrenen İngilizler bir taarruza ihtimal veremiyordu.
5* Atatürk son hamle olarak Fethi Bey'i barış görüşmeleri için Londra'ya gönderdi. Taarruza niyeti olmayan, meclis tarafından eleştirilen, çay ziyafeti ve futbol maçlarıyla ilgilenen Atatürk'ün "barış için" bürokrat göndermesi taarruzu gizleme planının son halkasıydı.
6* Tüm bunlar olurken Atatürk gizlice cephe ziyaretleri yapıyordu. İsmet Paşa, Fevzi Paşa, Yakup Şevki Paşa ile harekat planını oluşturdular. Yapılacak hamle dağlık bölgeden sızarak düşmanı asla beklemediği güney hattından vurmaktı. Fakat bu oldukça riskli bir plandı.
7* Yakup Şevki Paşa, Atatürk'ün Harp Okulu'ndan hocasıydı. Bu planın riskli olduğunu söyleyerek itiraz etti. Haksız sayılmazdı. Ordunun büyük bir bölümü gece vakti kaydırılacaktı. Fark edilmesi halinde büyük bir hezimet yaşanabilirdi.
8* Fakat Atatürk itirazları reddetti:

Uğraşa uğraşa, ancak 1 yılda düşmanla az çok denk bir hale gelebildik. Bir daha bu gücü yaratamayız. Bu sefer kesin sonuç almak, savaşı bitirmek zorundayız. Bunun için de, tehlikesine rağmen bu planın uygulanmasından başka çare göremiyorum.
9* Yakup Şevki Paşa kaybedilmesi halinde hain ilan edileceklerini söyleyince Atatürk tüm sorumluluğu üzerine aldı. "Sorumluluk bana aittir. Kaybedersek beni hemen asarsınız" diyerek tartışmayı bitirdi.
10* Atatürk, cepheye gitmeden önce annesiyle görüşmek istedi. Yıllardır cephede olduğu için annesini çok az görebilmişti. Kısa süre önce annesini Ankara'ya getirterek kavuşmuşlardı. Fakat şimdi yine ayrılık zamanıydı.
11* Atatürk, taarruz planını gizli tuttuğu için Zübeyde Hanım'a bahsetmedi. Fakat ömrü, oğlunu cepheye göndermekle geçen Zübeyde Hanım anlamıştı.

Kısa süre sonra oğluna mektup yazdı: Oğlum, seni bekledim. Gelmedin. Cepheye gittiğini biliyorum. Savaşı kazanmadan geri gelme.
12* Plan gereğince 25 Ağustos gecesi ordu sessizlik içerisinde Yunan ordusunun güneyine sarkarak Şuhut Dağlarına doğru sızdı.

Atatürk, taarruzu yönetmek üzere Kocatepe'ye geldi
13* Yolculuk esnasında oldukça düşünceliydi. Hiç kimseyle konuşmuyordu. Tepeye vardığında komutanlara kaydırma işleminin başarıyla sonuçlanıp sonuçlanmadığını sordu. Müspet cevap aldı.

Şafağın sökmesiyle ilk top atılacaktı.
14* Saat 5 civarında şafak sökmeye başladı. Fakat hiç hesapta olmayan bir durum yaşandı. Etrafı sis basmıştı. Toplar hareketsiz kalmıştı. Türk ordusunun açığa çıkma riski vardı.
15* Saatler 05:30'a geldiğinde sis dağıldı. İsmet Paşa komutasındaki topçular büyük bir şiddetle ateşlendi. Eldeki cephane bitmeden Yunan savunma hattı delinmeli ve asker taarruza geçmeliydi.
16* Atatürk Oldukça stresli görünüyordu. Vakit akıp gidiyordu. Bir ara yerinden ayrıldı. Bölgedeki kayalıkların bulunduğu yere gitti. Yalnız başına kayaların arasına girdi. Kayalıktan çıkıp yürüdüğü esnada ekipten biri makinesini aldı ve o tarihi anı fotoğrafladı.
17* Yaveri ve koruması Yarbay Muzaffer Kılıç onunla birlikte bombardımanı izlerken, Mustafa Kemal'in fısıldadığı cümleleri işitti:

Ya Rabbi! Sen Türk ordusunu muzaffer et! Türklüğün ve Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme!"
18* Türk topları ateş püskürüyor, düşmanın alınamaz denen mevzileri alt üst oluyordu. Atatürk kayaların üstüne oturdu. Dalgınlığı kalmamıştı. Gelen haberler nedeniyle gülümsüyordu.
19* Topçu ateşinin Yunan mevzilerini deldiğine ilişkin haber karargahta büyük sevinç yarattı. Atatürk neşelenmişti. Uzun süredir bir şeyler yemiyordu. "Şimdi kahvaltıyı getirin" dedi.

İki dilim ekmek, bir kaç zeytin ve bir parça beyaz peynir getirildi. Kahvaltısı buydu.
20* Yunan ordusu, güneyden başlayan taarruza anlam veremedi. Bunu doğudan gelecek saldırıyı gizleyen bir tür aldatmaca olarak algıladı ve güneye birlik kaydırmadı. İşte, Atatürk Yunan ordusunun tam da bunu düşünmesini istiyordu.
21* Yunan ordusu asıl saldırının güneyden geldiğini anlayana kadar Türk ordusu ilerlemeye devam etti. Yunan Orduları Komutanı Trikupis gülünç duruma düşmüştü. Yunan Başkomutan Hacıanesti ise İzmir'deydi ve olan bitenden habersizdi.
22* Trikupis son bir hamleyle ordusunu düşmandan koparıp çekilmeye karar verdiyse de cepheyi kafasının içinde adım adım yaşayan Atatürk, 29 Ağustos gecesi Trikupis'in etrafını sardı. Artık kaçacak yeri kalmamıştı.
23* 30 Ağustos'un ilk ışıkların düşmanı çevreleyen Türkler, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat komuta ettiği saldırıyla Yunan ordusunu süngü taarruzuyla Dumlupınar'da imha etti.

Trikupis gece vakti kaçmaya başladı. Ama Uşak'ta esir düştü.
24* Etem Tem tarafından çekilen ve hayatının en zor anını resmeden fotoğrafı 2 Eylül 1922 günü Afyon’da bulunan karargâhında gördü. Parmaklarını fotoğrafların üzerinde gezdirdi ve “Çok güzel” dedi.
25* Artık sahne Atatürk'ündü. "Bizi kimse durduramaz, Kayseri'ye kadar gideriz" Trikupis'i esir çadırında ziyaret edip geçmiş olsun dileklerini bildirdi. Daha sonra Trikupis'i esir olarak Kayseri'ye gönderdi.
26* Atatürk, iki yıl önce "Ne? Mustafa Kemal mi? Kim bu adam? Böyle bir komutan tanımıyorum" diyen Hacıanesti hakkında Reuters muhabirine şöyle konuştu:

İki haftadır cephedeyim. Her tarafta Hacıanesti’yi arıyorum, gördünüz mü?
27* Atatürk 9 Eylül'de görkemli bir şekilde İzmir'e girdi. Taarruzdan önce görüştüğü arkadaşlarını gördü ve şöyle söyledi:

Düşmanı bir haftada yok edeceğimi söylemiştim. Affedersiniz. Bazı hesap hataları oldu. Bu işi beş-altı günde yapıverdik!
28* Atatürk, Yunan Kralı'nın İzmir'e geldiğinde Türk bayrağını çiğneyerek girdiği İplikçizade köşküne gitti. Yere Yunan bayrağı serildi ama o çiğnemedi:

O, geçmişse hata etmiş. Bir milletin istiklalinin timsali olan bayrak çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem.
29* Atatürk 10 Eylül günü gazetecilerle buluşmak üzere Kramer Palas'a gider. Garsona "Kral Konstantin İzmir’e geldiği zaman buraya oturup bir kadeh rakı içti mi?" diye sorar.

Garson "Hayır" deyince "Yazık" der, Atatürk. Ve ekler: Öyleyse neden İzmir’i almak istemiş?
30* Yunan ordusu 13 Eylül günü Anadolu'yu tamamen terk etse de İngiliz donanması 64 parça gemisiyle İzmir açıklarındaydı.

Atatürk İngilizlerin 24 saat içerisinde bölgeyi terk etmesi için bir nota yazdı. 24 saat sonra İngiliz donanması gitmişti.
31* İngilizlerle yapılan görüşmede "Bize harp mi ilan edeceksiniz" diyen görevliye şöyle dedi:

Benim burada kendi vatanımda olduğumu bilmiyor musunuz? Siz hâlâ o zihniyetteyseniz harp halindeyiz demektir. Öyleyse evet. Bir kere, on kere, yüz kere daha harp ilan ediyorum.
"İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır. Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak, yalnız bana ait olacaktı."

#BüyükTaarruz

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Con Sinov

Con Sinov Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @lordsinov

29 Aug
Savaştan 2 yıl sonra Dumlupınar'a giden Mustafa Kemal Atatürk, askerlerin şehit olduğu alanı hüzünlü şekilde seyretti. Bu esnada Esat Nedim Tengizman deklanşöre basıp o anı ölümsüzleştirdi.

Atatürk'ün en sevdiği fotoğrafıydı. Daha sonra Time'a kapak oldu. #30AgustosZaferBayrami
1* Büyük Taarruz'da düşman yenilmişti fakat hala tam olarak kaybetmiş değildi. Yunan ordu komutanı Trikupis ordusunun başındaydı ve geriye çekilip yeni bir savunma hattı kurmanın peşindeydi. Başarması halinde düşmanı Anadolu'dan atma fırsatı kaçacaktı.
2* Atatürk bu nedenle Yunan ordusunun kalanını imha etmek istiyordu. Böylece düşman tamamen dağılacak ve denize dökülecekti.

29/30 Ağustos gecesi saat 2 sularında Atatürk'ün kapısı çaldı.
Read 27 tweets
27 Aug
Düşünce, bireyin kendi zihninde oluşturduğu ifadedir. Düşüncelere duyguların büyük etkileri olabilir. Haliyle düşünceler kişiden kişiye değişebilen şeylerdir.

İnsanın düşüncesine "gerçek" muamelesi yapması ve diğer insanların da bu gerçeği kabullenmesini beklemesi büyük hata.
Neyin duygu, neyin düşünce ve neyin gerçek olduğunun ayrımını çok iyi yapmak gerek. İnsanın kendi düşüncesini gerçek kabul ederek yaşamını bu düşüncelere göre dizayn etmesi çoğu zaman gerçekten kopuk bir hayat sürmesine neden olabiliyor.
Bir insanın size mesaj atması bir gerçektir. Fakat mesajı sizi beğendiği için atması bir düşüncedir. Bu düşünceyi gerçek kabul ettiğinizde ve bu gerçeğe göre yaşamaya başladığınızda olan şey aslında gerçekten kopmanızdır. Mesaj bambaşka bir nedenle atılmış da olabilir neticede.
Read 5 tweets
22 Aug
Bugün 22 Ağustos! Dünyanın en uzun meydan savaşının 100. yıl dönümü! Atatürk, kırık kaburga kemikleri nedeniyle yatarak idare ettiği savaşta Ankara önlerine kadar gelen düşmanı yenmek için klasik savaş kurallarını alt üst etti ve çığır açtı.

#SakaryaMeydanMuharebesi
1* Kütahya-Eskişehir bölgesinde yapılan savaşta Türk ordusu ciddi bir yenilgi aldı. Asker sayısı azdı. Cephane yetersizdi. Ordu tam olarak kurulamamıştı.

Atatürk, radikal bir kararla orduyu Sakarya'nın doğusuna çekmeye karar verdi. Büyük bir bölge Yunan'a bırakıldı.
2* Ricat kararı üzerine mecliste kıyamet koptu. Mustafa Kemal'e duyulan güven sarsıldı. Anadolu toprağının düşman tarafından çiğnenmesinin sorumlusu ilan edildi. Muhalifler onun ordunun başına geçmesi ve sorumluluğu kabul etmesini istedi.
Read 38 tweets
16 Aug
Muhtemelen "niye böyle oluyor" diye uzun uzun düşünüyorsunuz. Ama bir cevap bulamıyorsunuz. Ve "daha ne kadar sürecek" diye hayıflanıyorsunuz belki de.

Yaşadıklarımız güzel şeyler değil ama zorunda olduğumuz şeyleri yaşıyoruz maalesef. Çok dramatik şekilde üstelik. Anlatayım...
1* Kafamızdaki en büyük sorun muhtemelen "modern ve demokratik" Türkiye'nin asla yaşamaması gereken kalitesizliği yaşamasıdır. Fakat maalesef bir gerçeği atlıyoruz.

Türkiye'nin modernizasyonu doğal yollarla gerçekleşmedi. Daha çok "tepeden" indi. En büyük şansımızdı aslında.
2* Toplumların modernleşmesi bazı sosyolojik aşamalarla meydana geliyor. Avrupa da bir zamanlar tarıma bağlı feodal topluluklardan meydana geliyordu. Tepelerinde Kilise gibi çağdışı bir balyoz vardı. Bitmeyen savaşlar vardı. Ortadoğu gibiydiler yani. Ama bazı şeyler yaşadılar.
Read 40 tweets
15 Aug
Afganistan'ın şimdiki hali çok üzücü. Oysa yüz yıl önce ülkeyi Kemalist, modern ve laik bir lider olan Amanullah Han yönetiyordu.

Amanullah Han sıkı bir Atatürkçüydü. Ülkesini Türkiye gibi yapmak istiyordu. Fakat işler başka türlü gitti.
1* TBMM ile Afganistan arasında 1 Mart 1921 tarihinde "ittifak" antlaşması imzalanıyor. Türkler, Afganistan'a eğitim ve kültür alanında yardımda bulunma sözü veriliyor.

Yanlış okumadınız. Atatürk, işgalle boğuşurken diğer yanda Afganistan'a yardım eli uzatıyor.
2* Afganistan Kralı Amanullah Han modern bir askeri mektepte okumuştu. Dört dil biliyordu. Babasının suikast sonucu öldürülmesi üzerine amcasının hükümdarlığını tanımayıp 1919'da iktidara yürüdü.

İngiliz hakimiyetini tanımayarak bağımsızlığını ilan etti.
Read 33 tweets
15 Aug
Yıllarca Afganistan'ın canına okudular. Sağdan soldan getirdikleri eli silahlı tipleri ülkenin başına bela ettiler. Radikal akımları hortlattılar. Ülkeyi uyuşturucu membaına çevirdiler. Şimdi de çekip gidiyorlar ve arkalarında koca bir enkaz bırakıyorlar.

İşte, ABD rüyası.
Afganistan'ı iki parçaya bölüp birini diğerine karşı silahlandırdılar. Çekip giderken Taliban yok etmesin diye silahlandırdıkları tipleri yerleştirecek ülke arıyorlar. Türkiye gibi ekonomik zorluklar yaşayan ülkeye bunları dayatıyorlar. Millet de tedirgin şekilde izliyor.
ABD, Afganistan'ı kendi çıkarları bataklığa çevirdi ve şimdi temizlik görevinin bir bölümünü Türkiye'ye yıkmak istiyor. Bunun için askerimizi Kabil'e, Amerikan güdümlüleri ülkemize göndermek istiyor.

Bunların ne Türkiye'nin ne de Türk Milleti'nin çıkarları ile ilgisi yok.
Read 4 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(