Merkez Bankası Başkanı, basında yer alan mülakatta; “Türkiye'nin risk priminin bu kadar yüksek olmasına çok anlam veremediğini” söylemiş.
Zaten anlayabilse sorunun en az bir kısmı çözülmüş olurdu.
İşe yarayacağından kuşkuluyum ama iyi niyetle anlamasına yardımcı olmaya çalışalım.
Kredi temerrüt takası primiyle ölçülen ülke risk primi de kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği kredi notu da aynı şeyin göstergesidir; borçları zamanında ve tam olarak geri ödeyebilme gücü.
Bankacılık mesleğinden olduğu için kendisinin de iyi bileceğini tahmin ettiğim üzere kredi değerliği beş başlıkta incelenir.
Bunlara (İngilizcedeki karşılıklarının baş harflerine atfen) “kredinin 5 C’si” adı verilir.

1)Capacity
2)Capital
3)Collateral
4)Character
5)Conditions
1️⃣Borç ödeme gücü (capacity)
Borçlunun gelirlerinin ve nakit varlıklarının borç faizlerini ve gerektiğinde borçlarını tam ve zamanında ödemeye yetip yetmediğini ölçer.
Son dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranının arttığı bir gerçek. Ama hâlâ cari açık veriyoruz.
Üstelik üretimin girdisi durumundaki enerji, ham madde ve bazı kritik yarı mamüllerde yapısal olarak ithalata bağımlıyız.
Ayrıca geçmiş dönemde tanık olduğumuz üzere dış politika riskleri, ekonominin yaratabildiği döviz gelirini de ödenmesi gereken borcu da etkileyebiliyor.
Dahası, yürürlükte olan Kamu Mali Kontrol ve Yönetim yasasına da aykırı olarak, Hazine’nin, bütçede açıkça yer verilmeyen yükümlülükleri olduğu, KÖİ projeleri yüzünden gerçekte kamu borcunun görünenden fazla olabileceği, görev zararı uygulamasına geri dönüldüğü biliniyor.
Bankacılık kesiminin sorunlu alacakları da borç geri ödeme gücünü olumsuz etkiliyor. Bankalar, defter değerlerinin ancak yüzde 25’i ila 40’ı kadar piyasa değeri taşıyorsa, bu konuyla ilgili herkes bir sorun olduğunu anlar. Yabancı yatırımcı kamuya yük gelebileceğinden endişeli.
2️⃣Sermaye (capital)
Sermayeden söz konusu olduğunda, devletler durum farklı. Buna en yakın ölçüt ülkenin resmi uluslararası rezervleri. Burada geçen dönemde hiç uğruna ve boşu boşuna saçıp savrulan, arka kapıdan satılan rezervleri ve #128MilyarDolarNerede sorusunu hatırlayalım.
Teorik olarak geri ödenmesi gerekebilecek yükümlülük olan swaplardan sonra net rezervin eksi olması bir yana, brüt rezervlerin kaç aylık ithalatı karşılayacağı ya da kısa vadeli dış borçlara oranı dikkate alındığında Türkiye gibi bir borçluyu Sn. Başkan nasıl değerlendirirdi?
Mülakatta rezervler konusunda IMF’nin ölçme ve değerlendirme yönteminin kullanılması gerektiğine vurgu yapmış.
Acaba IMF’nin gelişen piyasa ekonomileri için uyguladığı rezerv yeterlilik göstergesine (ARA_EM metric) göre Türkiye’nin görece durumu hakkında değerlendirmesi nasıldır?
3️⃣Teminat (collateral)
Ülke risk primi söz konusu olduğunda teminat Hazinenin itibarı ve ekonominin büyüklüğüdür. Son dönemde iç borçların kura ve faize duyarlılığının arttığını, ayrıca TL’nin döviz karşısında değerinin istikrarlı olmadığını Merkez Bankası görmüyor olamaz.
GSYH’yı bir tür teminat olarak kabul edelim. Sonuçta Hazinenin vergi gelirleri GSYH’ya bağlı. Kredi veren bir bankacı elindeki teminatın 2013’te 958 milyar dolar (ABD’ye oranla yüzde 5,7) iken geçen yıl 230 milyar değer kaybettiğini (yüzde 3,4’e düştüğünü) görse ne yapardı?
4️⃣Kişilik ve niyet (karakter)
İşte bence yüksek risk priminin bam teli burası…
Geçmişte güven veren bir duruş sergileyen borçlunun son dönemdeki davranışlarında çarpıcı değişiklikler gözleniyor. Bu da kredi değerlendirmesini kuşkusuz etkiliyor.
Kısaca özetleyelim:
a) Geçmişte siyasal olarak istikrarlı bir görünüm sergileyen borçlu, içeride ve dışarıda sık sık krizlerle anılan bir hale gelmiş. İşin tuhafı bu krizlere neden olan konularda istikrarlı bir duruş da sergilemiyor. Sık sık manevra yapıyor. Ama huzursuzluk ve endişe hakim olmuş,
b) Borçlu hünün birinde anlamlı bir gerekçe yokken kendisine de yararlı olan bir pazarı (yurt dışı TL piyasası, Mart 2019) yok ediyor. Geçmişte verilen sözlere güvenip TL pozisyon almış yatırımcılar büyük sıkıntı yaşıyor. Dahası bir de düşman ilan ediliyor ve baskıya uğruyor.
c) 1980’den beri iyi-kötü işleyen bir piyasa ekonomisi ve 1990’dan beri sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomi iken her şey anlık olarak değişebilen düzenlemelerle belirlendiği bir yer haline geliyor. Güvenceler anlamsızlaşıyor, öngörülebilirlik kalmıyor.
c-devamı)
Kurallar oyunun ortasında değişebiliyor ve herkese aynı uygulanmıyor.

d) Denetim bir baskı ve tehdit aracı olarak kullanılmaya başlıyor. Siyasal otorite telefon talimatlarıyla özel şirketlerde fiyat belirlemeye, hatta yöneticileri değiştirmeye kalkışıyor.
e)Resmi verilere, devletin istatistiklerine güven sarsılıyor.

f)Birçok işlem, şeffaf olmayan yöntemlerle ve yerleşik teamüllere, hatta düzenlemelere aykırı biçimde yapılmaya başlıyor.

g)Karar süreçleri kurumsallıktan uzaklaşıyor. Aynı konuda birbiriyle çelişen kararlar alınıyor
Şimdi biraz da Sn. Başkanın en üst makamında oturduğu kuruma bakalım.
(i) Temmuz 2019’dan sonra 20 ayda TCMB başkanları üç kez görevden alındı.
(ii) Para politikasının araç bağımsızlığı yasaya aykırı biçimde ihlal edildi. Para politikasına hükümet karar vermeye başladı.
(iii) Öngörülebilirlik ve inandırıcılık kalmadı. “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.” dedikten sonra faiz indirildi.
(iv)TL’yi savunacak hiçbir güvenlik duvarı kalmayınca yurt içi yerleşikler kurum düzeyinden bağımsız döviz talep etmeye başladı. Bu, yabancı para cinsinden borç geri ödeme gücüne ilişkin endişeleri körükledi.
(v)Öngörülebilir bir gelecekte enflasyon hedefine ulaşmak imkansız oldu
En kötüsü ise bütün bunlar konudan anlayan herkesin apaçık gözleri önündeyken,
karar alıcıların bu durumu görmezden gelmeyi, sorumluluklarının gereğini yerine getirmekten kaçınmayı, kısa süreli çıkarlar uğruna görevlerini ihmal etmeyi ısrarla sürdürüyor olması.
Bazı durumlarda ise durumun ciddiyetini hiç anlamadıklarını ve konuyu gerçekten bilmediklerini düşündüren tavırlar sergiliyorlar.
Fed’in bu yıl varlık alımını azaltmaya başlamayacağına güvenerek faiz indirmek, faiz kararının gerekçesi olarak müteahhitlerin tepkisini söylemek gibi
Umarım Türkiye’nin risk priminin neden bu kadar yüksek olduğunun, TL’nin neden güven vermediğinin anlaşılmasına katkımız olur.
Mesleğimiz gereği ve iyi niyetle…
Ölçüt, ülkelerin sahip olduğu rezervin gereken rezerve oranı. Dolayısıyla 1’den büyükse iyi, küçükse kötü diye okumak gerekiyor.
IMF’nin son verisine göre durum şöyle:

Brezilya %160,8
Hindistan %197,2
Endonezya %121,4
Meksika %128,4
Ortanca değer %108,5

Türkiye %74,7❗️

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ibrahim M. Turhan

Ibrahim M. Turhan Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @ibrahimmturhan2

27 Sep
Küresel likidite koşulları bir belirsizlik unsuru haline geldi.
Çin’deki gelişmeler Asya’daki bütün gelişen piyasa ekonomileri için risk algısını olumsuz etkiliyor.
Üretim maliyetleri bir süre daha yüksek kalmaya devam edecek.
Küresel ölçekte bir enerji sorunu yaşayacağız.
Üretici fiyat enflasyonu son 9 ayda 25 puan artış kaydetti.
Ocak’tan beri son 36 aylık birikimli tüketici fiyat enflasyonu yüzde 50’nin üzerinde.
Para politikasının fiyat istikrarı ve finansal istikrar için -çapa olmak bir yana- ilave bir güvensizlik unsuru olacağı anlaşılıyor.
Ekonomide, Kasım sonuna kadar sürecek çalkantılı bir dönem bizi bekliyor. Politikalarda öngörülebilirliğin azalmış ve enflasyon başta olmak üzere makro kırılganlıkların artmış olması, Türkiye’yi fırtınalı sulara doğru pusulasız seyretme zorluğuyla karşı karşıya bırakıyor.
Read 4 tweets
26 Sep
Evrendeki varlığın sadece yüzde 5’ini gözlemleyebiliyoruz. Geriye kalan yüzde 95’in ise var olduğunu biliyoruz ama ne gözlemleyebiliyoruz ne niteliği hakkında bilgi sahibiyiz.
*
Uzay boşluğu dediğimiz şey gerçekte boşluk değil.
*
Parçası olduğumuz varoluş gerçeğinin muhteşemliği!
Einstein’ın 1915’te ortaya koyduğu Genel Görelilik kuramı, uzay ve zamanın aslında tek bir doku olduğunu, kütleli nesnelerin uzay-zamanı eğip büktüğünü, kütleçekimini cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet değil, uzay-zamanın eğilmesinden kaynaklandığını gösterdi.
O dönemde genel kabul gören görüş, galaksimiz Samanyolu’nun durağan ve sonsuz bir boşlukla olduğuydu. Evrenin bir başlangıcı yoktu. Einstein, kütleçekim kuvvetinin evrensel bir yasa olduğunun farkındaydı ve bu durum durağan-ezelî evren kabulü ile bir çelişki yaratıyordu.
Read 23 tweets
21 Sep
İktisat biraz da tahmindir.
Oysa toplumsal gelişmelerle, hele de işin içine havadan nem kapan finansal piyasa oyuncuları karışmışsa ancak belli olasılıklarla ve belli aralıklar içinde kestirin yapılabilir.
Bu yüzden de iktisatçılar ve tahminleri ile ilgili çok sayıda şaka vardır.
Aklı olan iktisatçılar İngilizce “creative ambiguity” diye adlandırılan çerçevede, güvenlik marjı bırakarak konuşur. Kesin tahmin yapmaktan kaçınır.
İktisatçıların bu belirsiz ifadeleri de ayrıca şaka konusu yapılır.

Ortada dolaşan bazı yorumlar beni bu kuralı bozmaya zorluyor
Fed’in yarın açıklayacağı kararla ilgili toz dumana karışmış durumda, piyasalarda göz gözü görmüyor. Bu arada; “aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış” misali “wishful thinking” yorumlar da havada uçuşuyor.
Risk alıp yarınki toplantı ile ilgili tahminlerimi paylaşacağım.
Read 8 tweets
19 Sep
Beynimiz de diğer bütün maddeler gibi moleküllerden ve atomlardan oluşuyor. Atomlar ise kuantum fiziğinin yasalarına göre hareket eden atomaltı parçacıklardan oluşuyor.
Bilinç diye adlandırdığımız oluşu kuantum dolanıklığı ile açıklayabilir miyiz?

quantumfrontiers.com/2015/11/06/wou…
Bilinci, çevresine ve kendi var oluşuna ilişkin bilgiyi depolayabilme ve işleyebilme yeteneği/gücü olarak tanımlarsak; en küçük temel parçacıklardan biz insanlara kadar uzanan bir yelpazede evrendeki her varlıkta farklı düzeylerde bilinç bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.
Mantarların, besin maddelerini özütlemek için kullandıkları ve ince iplikçiklerden oluşan mycelium yapıları ile yer altında farklı bitkilerin köklerini birbirine bağladığını, “Wood Wide Web” denilebilecek bir etkileşim ağı oluşturduğunu biliyoruz.
Bu da bir tür “bilinç” değil mi?
Read 13 tweets
19 Sep
Merkez Bankası, Eximbank ve bankalar üzerinden ihracatçılara sağladığı reeskont kredisi limitini 30 milyar dolara yükseltti.
Daha önemlisi ise bu limitin 5 milyar dolar karşılığının TL reeskont kredisi olarak da kullanılabilmesi.
Bu ne anlama geliyor?
Piyasaya etkisi ne olur?
Esas olan merkez bankalarının sistemdeki toplam likidite açığını fonlaması, piyasanın işleyişinin aksadığı sorunlu dönemler dışında doğrudan kredi finansmanına girmeyip bunu piyasaya bırakmasıdır.
1990’lı yıllardan beri dünyada genel kabul gören yaklaşım budur.
1970’lere kadar egemen olan kalkınmacı okulun etkisiyle geçmişte reeskont kredileri (bankanın verdiği krediler karşılığında aldığı ticari senetleri merkez bankasına belli bir iskonto oranıyla satıp nakte çevirmesi) bir para politikası aracı olarak kullanılıyordu.
Read 11 tweets
28 Jul
Türkiye siyasetindeki krizlerin “sol sorunsalı” ile ilişkili bir yönü vardır.
“Sol” olarak kabul edilen kesimlerin aldığı konum, takındığı tutum ve nitelikleriyle ilgili; Kemal Tahir, İdris Küçükömer, Cemil Meriç ve Hikmet Kıvılcımlı gibi düşünürlerin tespitleri buna işaret eder.
Sol siyasal görüşün felsefi temelinde insana dair olumlu görüş vardır. İnsan doğal durumda iyiliğe yatkındır. Kötülüğü doğuran; mülkiyet ve mülkiyeti güvence altına almak için üretilen toplumsal-siyasal kurumlardır.Mülkiyet ve devlet ortadan kalkarsa yeryüzü cenneti yaratılabilir
Sol; doğası gereği evrenseldir, eşitlikçidir, ilerlemecidir. Ortak insanlık değerlerini yüceltir. Irk, inanç, etnik köken gibi ayrımları reddeder.
“Ulusalcı sol” ya da nasyonal sosyalizm mutant bir canavardır.
Almancası bütün dünyada bilinir; “Nationalsozialistische” (Nazi).
Read 6 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(