Böylece kapitalizmin kâr maksimizasyonunu sağlayacak şekilde zamana müdahale edilecekti.
Teknolojinin temel güdüsü "hız" kazanmak ve kâr x zaman= capital formülüne uygun bir toplum kurgulamaktır. Kâr sabit kalacak ama zaman kısaltılacaktı.
Zamanın kısalması üretimde toprağı/hayvanı daha çok sömürmek demekti.
Batı (ABD+AB) nüfusu 800.000 sınırlarında dolaşmaktaydı.
Batı'nın sömürdüğü dünya nüfusu ise giderek büyümekteydi.
Batı, II. Osmanlı Paylaşım Savaşı sonrasında teknolojiyi sarı ırkın imhası için kullandı.
İnsan bedeninde her tür oynama yaparak "geleneksel beşer" varlığı imha etmek, modern teknolojinin temel güdüsü haline geldi.
Böylece cinsiyet kimlikleri konusunda geleneksel toplumların ahlâk ilkeleri tedavülden kalkacaktı. "Özgürüm" diyen kişi kendini LGBT olarak tanımlamalıydı
Dolayısıyla başka bir kavram kullanmak gerekirdi: İnsan için zina memnudur.
Ancak bu aydınlar ZİNA konusunu unutmuşlardı.
Muhafazakâr aydın diğer taraftan heteroseksüel kimliğin "nikâh-namus" değerlerini savunmaktaydı.
Böylece muhafazakâr aydın çift hukuk/çift değer imal etmekteydi.
Batı, içine düştüğü bu utanç verici pozisyondan İslâm'ın bağlılarının LGBT bireylere dönüşmesiyle kurtulabileceğini planlamaktadır.
Batı, geleneksel dünyanın nüfus hızını kesmeyi de planlamıştır.
1) Kadına yönelik tüketim mamullerinin erkek pazara açılması,
2) Batı-dışı nüfus kontrolü,
3) Beden üzerinde tıbbî/teknolojik müdahalelerle insanın mamule dönüştürülmesi,
4) Şehvet ekonomisinin kontrolü
İnsan Hakları teorisi "bütün insanlar eşit ve özgürdür" mottosu ile içi boş bir "insan" imal etmekte, LGBT bu tabula rasa'yı doldurmaktadır.
Bunun nedeni Batı dininin zaten "bekâr ruhban" bireyi idealize etmesidir.
Batı kilisesi bir "erkek dindarlığı" olarak doğmuştur.
cinarinsesi.com/papadan-itiraf…
Ör: bir kadın kendi embriyonunu annesinin rahmine naklederek evlat sahibi olduğunda, doğan çocuk kardeş mi evlat mı?
Değer/namus/ahlâk gibi toplumu toplum yapan tüm varoluş biçimleri modern teknolojinin insana ve cinsiyet kimliklerine müdahalesiyle yok edilmektedir.
Bu muhafazakârların STK ve teşkilatlarında Batı'nın nasıl bir "insan" kavramına yöneldiği hususunda zerrece bilgi/görüş/ufuk bulunmamaktadır.
Batı'nın transhumanist çalışmaları LGBT bireylerin "insan hakları söylemi" ile daha güçlü şekilde hak taleplerinde bulunmalarının önünü açacaktır.
Aslan sosyal demokratlar "insan hakları" söylemi ile siyaset yapmakta ve onların kopyacısı muhafazakârlar da aynı kavramı kullanmaktadır.
"Beden bireyindir, kimse ona karışamaz" hareketi Batılı bir Parti hareketidir.
Bu zümrenin "başörtüsü mücadelesi" adına ağzına aldığı, kitabına koyduğu bu beyan şu an onu kıstırmaktadır.
"İnsan hakları aktivistiyim" ifadesi Batı'da cinsiyeti olmayanı imler.
Günümüzde muhafazakâr kesimde "zina" kavramına, "nesebi korumak" kavramına dönülmedikçe Batı teknolojisinin "tasarladığı" kimliklere söz söylenemez.