Homeros’un Ilias ve Odysseia destanları her edebiyatseverin bir şekilde haberdar olduğu metinlerdir. Çünkü bu destanlar klasik edebiyatın başlangıç noktasıdır ve Batı edebiyatları için de temel teşkil ederler. Gelin Homeros’a ve bu destanların tarihine birlikte bakalım… 🔎
Ilias ve Odysseia, antikçağ kültürünü ve edebiyatını anlamak isteyen her araştırmacının, her edebiyatseverin aralayacağı ilk kapıdır. Ne de olsa bu destanların müellifi olarak bilinen kişi, yani Homeros, Platon’un Devlet’teki deyişiyle, “bütün Yunanistan’ı eğiten şair”dir.
Peki sözlü geleneğin bir ürünü olarak kabul edilen bu destanlar, ilk ne zaman söylenmiştir? Homeros’a gelinceye değin ne kadar kılık değiştirmiştir? Homeros’un bu destanlara katkısı ne olmuştur?
Dahası bu şiirlerin kendisine atfedildiği Homeros kimdir? Gerçek bir kişi midir, yoksa bu şiirleri icra eden şairlerin kullandığı bir mahlas mıdır?
Homeros adı verilen bu kişi, kendi zamanına değin dilden kulağa aktarılan bu şiirleri derleyen ve onları bir başlık altında toplayan ilk şair midir? Bu şiirleri yalnızca sözlü geleneğin bir uzantısı olarak mı söylemiştir, yoksa yazıya da geçirmiş midir?
Kendisinden sonra ortaya çıkan ve Homerosoğulları diye ünlenen gezgin şairler topluluğuyla nasıl bir ilişki içindedir?
İşte Homeros’un bu destanların ardında kaybolan kimliği ve eserini ne zaman, ne şekilde icra ettiği hakkındaki sorular, antikçağdan bu yana araştırmacıların zihnini meşgul etmiştir.
Hatta modern dönemlerde de Friedrich August Wolf’tan Gregory Nagy’e kadar pek çok araştırmacının “Homeros Sorunu” başlığı altında tartıştığı temel konuların özünü oluşturur.
Homeros tartışmalarının seyrini değiştiren kişi ise, 20. yüzyıl başlarında yayımladığı eserlerle söz konusu destanların sözlü kültürün bir ürünü olduğunu ileri süren Milman Parry’dir.
Antikçağ boyunca kaleme alınan hayat hikâyeleriyle Homeros’un kimliği aydınlatılmaya çalışılır. Ancak farklı kaynaklardan beslenen rivayetlerle örülü bu bilgiler ihtilaflıdır. Genel eğilim, İÖ 9/8. yüzyılda Batı Anadolu kıyılarında doğup büyümüş kör bir şair portresi çizer.
Homeros, İÖ 9/8. yüzyılın insanıdır, ama kendisine atfedilen şiirler, İÖ 12. yüzyılın olaylarını anlatır. Temel konusu, Çanakkale’nin Hisarlık mevkiinde bulunan Troia’nın sâkinleriyle Yunan anakarasından sökün edip gelen Akhalar arasındaki savaştır.
Ilias destanı, 10 yıl boyunca kıran kırana mücadelelerle geçen bu savaşın son demlerini konu edinir: “Peleusoğlu Akhilleus’un gazabını terennüm et haydi tanrıça, Akhalara sayısız felaket getiren o uğursuz gazabı” >>
>> dizeleriyle başlar ve yaklaşık 16.000 dize boyunca savaşın bütün hengâmelerini ve savaşan tarafların duygu durumlarını anbean tasvir eder.
Odysseia adlı diğer destandaysa söz konusu savaşa katılan kahraman Odysseus’un eve dönüş yolculuğu anlatılır. Sokrates-öncesi filozoflardan Sofistlere, Platon’dan Aristoeles’e bu metinler tartışma ve inceleme konusu edilir, Yunan kültürünün ve eğitiminin omurgasını oluşturur.
Ayrıca Romalı devlet adamı ve filozof Cicero’nun tanıklığına göre, İÖ 6. Yüzyılda tiran Peisistratos tarafından Atina’da derlenip toparlanmış ve kayda geçirilerek Olympia şenliklerinde okunmuştur.
Metinler üzerine ayrıntılı çalışmalar ise İskenderiye’de başlamıştır. Hatta Homeros’un kimliği, şiirlerinin tutarlılığı gibi temel sorunların temeli burada atılır.
Kütüphanenin yöneticilerinden Ephesosolu Zenodotos ile Byzantionlu Aristophanes başta olmak üzere pek çok âlim, Homeros metinleri üzerine eğilir, nüshaları toplayıp düzenler, bu metinlere ilişkin sözlükler ve şerhler kaleme alırlar.
Homeros metinlerinin modern anlamda ilk edisyonu, Demetrios Khalkokondyles tarafından 1488 yılında Floransa’da yapılır. Bu tarihten sonra da çeşitli elyazmalarını temel alan edisyonlar birbirini izler. Avrupa dillerine çevirisi ise 16/17. yüzyılları bulur.
Homeros metinleri dilimize 19. yüzyılın son çeyreğinde çevrilmeye başlanır. Nâim Fraşeri, İlyada: Eser-i Homer adıyla 1885 yılında, Selanikli Hilmi ise İlyas yahud şâir-i şehir Omiros adıyla 1898 yılında birer çeviri yayımlar. Ama bunlar destanın yalnızca ilk bölümünü içerir.
Bu destanların ilk eksiksiz çevirisi Ahmet Cevat Emre’ye aittir. Bunu Azra Erhat ile A. Kadir’in “İlyada” ve Odysseia” çevirileri izler. Bu çevirilerin ardından Avrupa dillerinden Türkçeye pek çok çeviri yapılır.
Ancak bir klasik filolog olarak ilk defa Azra Erhat tarafından dilimize aktarılmış olan çeviriler yarım asrı aşkın bir süredir literatürdeki yerini korumaktadır.
19. yüzyıl Homeros çalışmaları açısından bir dönüm noktasıdır. Arkeolojiye ve edebiyata meraklı bir tüccar olan Heinrich Schliemann’ın Çanakkale’de giriştiği kazılar, Homeros destanlarında anlatılan olayların tarihsel gerçekliğini ciddi anlamda tartışmaya açar.
Yaptığı kazılar sonucunda Schliemann, Troia hazinelerini bulduğunu dünyaya ilan eder. Ancak bulduğu bu hazineler, gerçekten Homeros’un destanlarına konu olan Troia’ya mı aittir?
Schilemann, meslekten bir arkeolog olmadığından, Troia’nın bütün tarihsel katmanlarını bir hamlede altüst eder ve arkeologlara hangi katmanın Homeros’un Troia’sı olabileceğini çözmek gibi zorlu bir miras bırakır.
Homeros’la ilgili çeşitli söyleşiler için bakınız:
-
-

Homeros’un destanlarının icrasına bir örnek olarak bakınız:
- oeaw.ac.at/kal/sh/demodok…
Homeros paylaşımını arkadaşımız Cânâ Vilken ÇORAKLI hazırladı.

Çok teşekkür ediyoruz.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with İstanbul Sosyoloji

İstanbul Sosyoloji Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @iuefsosyoloji

17 Oct
"Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir galeridir. Belki ben kendi hayatımı değil de, başkalarının hayatını yaşadım."

Pablo Neruda (12 Temmuz 1904-23 Eylül 1973) yaşadığını itiraf ediyor!

İşte kendi kelimelerinden ve dizelerinden Şair'in hayatı.🌿 Image
"Annem, daha onu hatırlamadan, gözlerimle ona baktığımı bilmeden ölmüş. Adı Dona Rosa Basoalto'ydu. Beni 12 Temmuz 1904'te dünyaya getirmiş. Babamın adı José del Carmen'di. Çok genç yaşta baba evini terk ederek Talcahuano Limanı'ndaki doklarda işçiliğe başlamış."
"14 yaşındayken babam, biraz da kuşkuyla edebiyat çalışmalarımı izliyordu. Dergilerde yayımlanan ilk şiirlerimi gizlemek için kendime bir takma ad bulmalıydım. Derginin birinde bu Çek ismine (Neruda) rastladım ve büyük bir edebiyatçının adı olduğunu bilmeden kendime seçtim"
Read 42 tweets
15 Oct
✍️Bir şair düşünün ki Eski Roma’nın mitolojik tarihini yazmış, eserleriyle Dante’den Ursula Le Guin’e kadar nice yazara, savaş karşıtlığı dâhil nice ideolojiye ilham vermiş olsun: Publius Vergilius Maro, kısaca Vergilius, MÖ 70 yılında bugün, Kuzey İtalya’nın bir köyünde doğdu. Image
“Gözyaşı her yerde.” Roma’nın iç savaş yüzünden, o zamanki tabiriyle ateşe ve kılıca teslim olduğu bir dönemde yaşayan Vergilius’un bu ifadesi, sadece kendi çağını ya da efsanevi Troia’nın, şiirinde aktardığı trajik düşüşünü değil, insanlık durumunu özetler adeta.
Antik biyografilerde, sessiz, içine kapanık hatta karamsar biri olarak tasvir edilir. Zayıf bünyesi nedeniyle ömür boyu sağlık sorunları yaşamıştır. Buna rağmen, dildeki ustalığı ve derin hayal gücü Vergilius’u şiirin merkezine, dünya edebiyatının zirvesine taşıyacaktır.
Read 38 tweets
10 Oct
📌📝Bugün akademik çalışmalarımızı ve hayatımızı oldukça kolaylaştıran, verimli kılan Referans Yönetim Sistemlerinden bahsetmek istiyoruz. 🔎
Reference Management Systems (Referans Yönetim Sistemleri [RYS]), akademik çalışmalarda kullandığımız kaynakları/referansları bir merkezden etkin ve verimli bir şekilde yönetmek ve kullanmak üzere geliştirilmiş kullanışlı programlardır.
Bu sistemlerin en temel işlevi, akademik çalışmalarımızda kullanacağımız kaynakları bir veri tabanında atıf formatlarından (APA, Chicago, MLA, Harvard vb.) bağımsız bir şekilde kaydetmemize imkân tanımasıdır.
Read 21 tweets
8 Oct
Romanları ile fırtınalar koparan, günümüzde de tartışılmaya devam eden Kemal Tahir ve romancılığı birçok çalışmanın konusu olduğu gibi belgesel, panel, sempozyum ve TV programlarının da konusu olmuştur. Bu çerçevede Kemal Tahir ile ilgili yapılan programlara birlikte bakalım. 🔎 Image
10. ölüm yıl dönümünde TRT tarafından yapılan belgeselde Kemal Tahir, hayatı ve romanları ile ele alınır. Kemal Tahir biyografisine ilişkin önemli bilgilerin verildiği belgeselde Kemal Tahir’e ait ses kayıtları da kullanılmaktadır:
TRT’nin Kırk Ambar adlı programının 8. bölümünde konu Kemal Tahir’dir. Programda Baykan Sezer, Hulki Aktunç, Levent Köker, Mehmet Doğan, Halit Refiğ’in görüşlerine başvurulur. >>> Image
Read 19 tweets
26 Sep
“İnsan, olması gerektiği şeye ancak Bildung sayesinde ulaşabilir,” diyor Hegel. Alman kültür hayatının en önemli kavramlarından biri olan Bildung’a gelin birlikte bakalım. 🔎
Bildung tanımlarında dikkati çeken ilk şey, Bildung’un Almanlara özgü bir kelime olduğunun ısrarla vurgulanmasıdır. Grimm kardeşler meşhur sözlüklerinde Bildung tanımını vermeden önce “Mesela Hollandalılar ‘abbildung’ için ‘afbeelding’ derler ama ‘beelding’ demezler” diye uyarır.
Kelimenin kökeninde resim, imaj, biçim anlamlarındaki “Bild” vardır. –ung son eki kelimeye bir oluş anlamı kazandırmaktadır. Aynı kökten “bilden” fiili ise şekillendirmek, oluşturmak anlamlarında kullanılmaktadır.
Read 26 tweets
22 Sep
1960’lı yıllarda dünya kalkınma literatürüne damga vuran, ekonometrinin kurucuları arasında kabul edilen; Türkiye’de DPT’nin kuruluşunda aktif rol alan Jan Tinbergen’i (12 Nisan 1903 - 9 Haziran 1994) birlikte tanıyalım.
1903 yılında Hollanda, Hage’de öğretmen bir anne ile Leiden Üniversitesi’nde dilbilimci olan bir babanın ilk çocukları olarak dünyaya geldi. Entelektüel ilgileri son derece geniş olan bu ailede, beş kardeşin ikisi daha sonra Nobel ödülü kazanacaktı.
Tinbergen’in anlatımıyla akşam yemeklerinde yapılan sohbetler, aile fertleriyle beraber çıkılan uzun yürüyüşler farklı bir çocukluk dönemi geçirmesine neden olmuştu. 1921’de Leiden Üniversitesi fizik bölümüne kaydolan Tinbergen, burada fizik ve matematik üzerine çalıştı.
Read 46 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!