"Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir galeridir. Belki ben kendi hayatımı değil de, başkalarının hayatını yaşadım."

Pablo Neruda (12 Temmuz 1904-23 Eylül 1973) yaşadığını itiraf ediyor!

İşte kendi kelimelerinden ve dizelerinden Şair'in hayatı.🌿
"Annem, daha onu hatırlamadan, gözlerimle ona baktığımı bilmeden ölmüş. Adı Dona Rosa Basoalto'ydu. Beni 12 Temmuz 1904'te dünyaya getirmiş. Babamın adı José del Carmen'di. Çok genç yaşta baba evini terk ederek Talcahuano Limanı'ndaki doklarda işçiliğe başlamış."
"14 yaşındayken babam, biraz da kuşkuyla edebiyat çalışmalarımı izliyordu. Dergilerde yayımlanan ilk şiirlerimi gizlemek için kendime bir takma ad bulmalıydım. Derginin birinde bu Çek ismine (Neruda) rastladım ve büyük bir edebiyatçının adı olduğunu bilmeden kendime seçtim"
"Tenekeden bavul, kara bir giysi. Bir bıçak kadar ince, yola koyuldum. 1921 martında üniversiteye yazılmak için Santiago'ya geldiğimde, Şili'nin başkentinde yarım milyondan fazla insan yaşamaktaydı. Şehir gaz ve kahve kokuyordu."
"İlk kitabım Crepusculario (Alacakaranlık) 1923 yılında basıldı. Baskı giderlerini karşılayabilmek için her gün yeni kayıplara uğruyordum. Birkaç eşyamı satıyor ya da bir şeyi rehine veriyordum. (...) Kitabı alınca sevinçle sokağa fırladım. Ayağımdaki ayakkabıların altı delikti."
“itiraf edeyim ki ölüyorum kıskançlıktan
hatırlarken kaybettiklerimi:
nasıl zengin olduğumu, nasıl yoksul,
beni ayakta tutan açlığı,
asla kapıyı tekmelemeyen
o davetsiz kunduraları.”
(Şiir: O Günler)
"Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı adlı kitap, acılarla dolu bir bildiri sayılırdı. Gençlik günlerimde bana ıstırap vermiş olan tutku ve çoşkunluklar, anavatanımın o görkemli doğası bu kitaptaydı. Beğenirim bu kitabı, çünkü melankolinin yanı sıra yaşama sevgisi de vardır."
"Zamanla Şili'de hayat değişmeye başladı. Şili halk hareketi fark edilir bir biçimde güçlenmeye, öğrenciler ile yazarlardan daha çok destek beklemeye başladı. Bu arada ben her hafta Claridad'a yazıyordum."
"1927 yılının haziranında uzak ülkelere doğru yola koyulduk." (Portekiz, İspanya, Fransa, Birmanya, Çin, Hindistan, Seylan, konsolos olarak Kolombo ve Singapur)
"Bütün gençlik şiirlerimi, yalnızlığın edebî duyguları etkilemiştir. Genç şair, yalnızlığın bu titreyişi olmadan yazamaz, tıpkı olgun bir şairin toplum ve birliğin tadına varmadan yazamayacağı gibi."
İki aylık uzun bir deniz yolculuğu beni 1932 yılında yine Şili'ye kavuşturdu. Doğu'da bulunduğum yıllarda tamamladığım Yeryüzünde Konaklama kitabını burada bastırdım. 1933 yılında yine Şili konsolosluğu göreviyle yurtdışına (Arjantin) gönderildim."
"Buenos Aires'te konsolosluğum uzun sürmedi. 1934 yılının ilk aylarında (...) bir sihirbazın elçabukluğuyla Şili'nin İspanya konsolosu olarak Madrid'e atandım bu kez. Kısa bir süre sonra İspanyol şairlerin arasına biri daha katıldı. Bu bendim."
"Cinayet Granada'da işlendi. Ben yaşadım o savaş günlerini. Bir milyon ölü İspanyol! Bir milyon sürgün! Sanırım bu kanlı diken hiçbir zaman insan vicdanından çıkmayacaktır. Şiirlerimi değiştiren İspanyol İç Savaşı, benim için bir şairin ölümüyle başlar! Frederico Garcia Lorca."
"Öldü mü dostun
ölmeyi sürdürür sende.
Buluncaya kadar arar seni
sırf sen öldüresin diye."
(Şiir: Dönüyor Arkadaş)
“Sonra savaş başladı,
kanayan bir volkan gibi.
Öldü çocuklarla evler.
*
Şehrin olduğu yerde
yanmış şeyler kaldı yalnız,
eğri demirler, cehennemî
başları ölü büstlerin,
siyah bir kan lekesi.”
(Şiir: Bahtsız)
"Zaman geçiyor, savaş devam ediyordu. Doğu cephesinin en ön hatlarındaki Gerona'da, eski ve terk edilmiş bir manastırda basımevi kurulmuştu. Bu manastırda çok ilginç koşullar altında Kalbimde İspanya kitabım basıldı."
"Tellerinden şarkılar yerine, kanlar akan İspanya gitarlarına ilk kurşunlar atıldığında, benim şiirim bir hayalet gibi sokaklarda dolaşıyordu. Sonra yavaş yavaş içine kökler sokuldu ve damarlarında kan akmaya başladı. İşte o günden sonra herkesin yolu benim de yolum oldu."
"Ayakkabısız ve okulsuz insanlar beni 4 mart 1945 yılında ülkenin senatörlüğüne seçti. Şili'nin en geri bölgeleri sayılan büyük bakır ve güherçile ocaklarının binlerce insanı bana oy vermiş olduğu için her zaman gurur duyarım."
"Hükümet başkanlığına adaylığını koymuş olan Gonzalez Videla, yakınan toplulukların hakkını arayacağına ant içti. Seçim mücadelesinin propaganda şefi oldum ve ülkenin her köşesine bu güzel haberi götürdüm."
"Latin Amerika'nın başkanları nedense deri değiştiren bazı yaratıklar gibidir. Yeni seçilmiş başkanımız da kısa bir süre sonra dostlarını değiştirdi, ailesini aristokratların arasına soktu. ABD'nin koruyuculuğuyla yavaş yavaş alçakça kan emen bir yaratığa benzemeye başladı."
"Tehlikelerle dolu ve saklanarak geçen o yıl, en önemli kitaplarımdan birini bitirmeyi başardım: Canto general! Hemen hemen her gün başka bir yerde kalıyordum. Her yerde beni saklayacak insanlar kapılarını seve seve açıyordu."
"Bugünlerde gözleri var yolların,
parkların polisi var,
oteller sinsi,
adları not ediyor pencereler,
birlikler, toplar karaya çıkıyor
aşka karşı seferber,
durup dinlenmeden çalışıyor"
(Şiir: Zavallı Çocuklar)
"Şili hükümeti beni istemiyordu. Ne Şili'de ne Şili'nin dışında. Artık vatanımdan yıllarca sürecek ayrılığım başlıyordu. Kulübenin tahta duvarına şunları yazdım: "Yakında görüşmek üzere, anavatanım. Gidiyorum ve seni beraberimde götürüyorum."
"Benim hayatım uzun bir hacılıktır; hiç durmadan dönüp durur ve sonunda ormanlara, o kaybolmuş ormanlara geri dönerim."

“Döndüm eve daha yaşlanmış
Dünyayı katettikten sonra
Artık hiçbir şey sormuyorum kimseye.
Ama her gün daha az biliyorum.”
(Şiir: Ve Ne Kadar?)
"Sürgünden yurduma geri döndüğüm 1949 yılında Sovyet Rusya'ya davet edildim. Moskova'da ve taşrada büyük bir şairle sık sık buluştum: Türk Nazım Hikmet'le. "Şiirin gelecek olduğuna inanıyorum" diyen bu büyük şair, Sovyet Rusya'da yaşamaktaydı."
"Babasız doğan çocuklar gibi dünyaya geldi Kaptanın Dizeleri. Kitaptaki şiirlerin birçoğunu, sürgünde Avrupa'da geçirdiğim günlerde kaleme almıştım. 1952 yılında Capri'de bastırdım. Matilde'ye olan aşkım, Şili özlemim ve insanların tutkuları bu kitabın sayfalarını doldurur."
"Matilde Urrutia, sana bırakıyorum
burada
varımı yoğumu
neysem, ne değilsem.
Aşkım bir çocuktur ağlayan
kucağından inmeye korkan
sana bırakıyorum onu sonsuza dek:
sen, kadınların en güzeli."
(Şiir: Güz Vasiyeti)
"Ağustos 1952 ile nisan 1957 arasındaki yıllarda Las uvas y el viento (Üzümler ve Rüzgâr) ve Tercer libero de las odas (Üçüncü Odlar Kitabı) üzerine sıkı bir çalışma dönemine girdim. Gaceta y Chile adlı dergiyi kurdum ve bir süre yönettim."
"1961'de üç kitabım çıktı: Canción de gesta (Kahramanlık Destanları), Las piedras del cielo (Şili'nin Taşları), Cantos ceremoniales (Tören Şarkıları). Ülkemin hiçbir eleştirmeni bütün bir yıl hiçbirinin adını bile duyurmadı."
"En sonunda, herkesin de bildiği gibi, bana Nobel Edebiyat Ödülü'nü verdiler. 1971 yılında Şili büyükelçisi olarak Paris'e yeni ayak basmıştım ki, adım gazetelerde göründü."
"Fidel Castro, Havana'ya büyük bir zaferle girişinden iki hafta sonra, kısa bir süre için Caracas'a geldi. Caracas'ın kalbi sayılan büyük El Silencio Alanı'nda dört saat aralıksız konuştu. Ayakta ve hiç kıpırdamadan söylevi dinleyen 200.000 kişiden biri de bendim."
"Che Guevera'yla ilk buluşmamız ise çok daha başkaydı. Benim Canto general şiirim üzerine söylediklerinden hoşlanmıştım. Bolivya dağlarında en son anına kadar sırt çantasında iki şey taşımış hep. Bir aritmetik defterini ve benim Canto general şiir kitabımı."
"Küba, aşkım benim, bu nasıl titremedir böyle
köpük köpük sarsan seni
saflığını kazanacağın vakte dek:
Yalnızlığını, sessizliğini, gürlüğünü."
(Şiir: Şimdi Küba'dır)
"1970 yılında beni çok mutlu eden bir haber geldi: Allende bütün halk cephesinin en şanslı adayı gösterilmişti. Adaylıktan çekildiğimi ve Allende'yi desteklediğimi sevinçli insanlardan oluşmuş kalabalık bir topluluğa bildirdim."
"Allende'nin eseri ve sönmez millî değerde başarıları, kurtuluşumuzun düşmanlarını öfkelendirdi. Hava bombardımanından hemen sonra tanklar saldırıya geçmişti. Şili Cumhurbaşkanı Salvador Allende, onları çalışma odasında bekliyordu. Yüce yüreğinden başka kimsesi yoktu o anda."
“Daha geniş bir uzay yok bu acıdan,
hiçbir evren yok bunun gibi kanayan.”
(Şiir: Nokta)
"İnsanüstü bir güce sahip olan Neruda, dostunun katledilmesiyle moralini yitirmişti, çökmüştü. Yatıştırıcı bir ilaç verdiler. Bir gün bir gece uyudu. 23 eylül akşamı saat 23'te kalbi durdu. Uykusunun içinde ölüme kayıverdi." (Curt Meyer-Clason)
Márquez'in deyimiyle "dokunduğu her şeyi şiire dönüştüren" büyük şair Pablo Neruda’yı saygıyla anıyoruz.💐
Gabriel García Márquez'in 1971 yılında Pablo Neruda ile yaptığı röportajın kaydı için bkz. (İsp.):
İngiliz yönetmen Michael Radford'un 1994 yılında Antonio Skármeta'nın Neruda'nın Postacısı adlı romanından (El Cartero de Neruda) uyarladığı The Postman (Il Postino) filmi için bkz.: imdb.com/title/tt011087…
Bu zincirdeki alıntılar Neruda’nın otobiyografik eseri Yaşadığımı İtiraf Ediyorum’dan, dizeler ise Evrensel Şarkı ve Kuruntular Kitabı'ndan alınmıştır.
"bir işe yaramıyorsa bildiklerim
hiçbir şey demedim, her şeyi söyledim."
*
"Şimdi on ikiye kadar sayacağım
sessiz olun ben gideceğim.”

(Şiir: O Kadar Yüksek Değil-Sessiz Olmak)
Pablo NERUDA paylaşımını arkadaşımız Sevde TUNÇBİLEK hazırladı.

Çok teşekkür ediyoruz.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with İstanbul Sosyoloji

İstanbul Sosyoloji Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @iuefsosyoloji

16 Oct
Homeros’un Ilias ve Odysseia destanları her edebiyatseverin bir şekilde haberdar olduğu metinlerdir. Çünkü bu destanlar klasik edebiyatın başlangıç noktasıdır ve Batı edebiyatları için de temel teşkil ederler. Gelin Homeros’a ve bu destanların tarihine birlikte bakalım… 🔎
Ilias ve Odysseia, antikçağ kültürünü ve edebiyatını anlamak isteyen her araştırmacının, her edebiyatseverin aralayacağı ilk kapıdır. Ne de olsa bu destanların müellifi olarak bilinen kişi, yani Homeros, Platon’un Devlet’teki deyişiyle, “bütün Yunanistan’ı eğiten şair”dir.
Peki sözlü geleneğin bir ürünü olarak kabul edilen bu destanlar, ilk ne zaman söylenmiştir? Homeros’a gelinceye değin ne kadar kılık değiştirmiştir? Homeros’un bu destanlara katkısı ne olmuştur?
Read 26 tweets
15 Oct
✍️Bir şair düşünün ki Eski Roma’nın mitolojik tarihini yazmış, eserleriyle Dante’den Ursula Le Guin’e kadar nice yazara, savaş karşıtlığı dâhil nice ideolojiye ilham vermiş olsun: Publius Vergilius Maro, kısaca Vergilius, MÖ 70 yılında bugün, Kuzey İtalya’nın bir köyünde doğdu. Image
“Gözyaşı her yerde.” Roma’nın iç savaş yüzünden, o zamanki tabiriyle ateşe ve kılıca teslim olduğu bir dönemde yaşayan Vergilius’un bu ifadesi, sadece kendi çağını ya da efsanevi Troia’nın, şiirinde aktardığı trajik düşüşünü değil, insanlık durumunu özetler adeta.
Antik biyografilerde, sessiz, içine kapanık hatta karamsar biri olarak tasvir edilir. Zayıf bünyesi nedeniyle ömür boyu sağlık sorunları yaşamıştır. Buna rağmen, dildeki ustalığı ve derin hayal gücü Vergilius’u şiirin merkezine, dünya edebiyatının zirvesine taşıyacaktır.
Read 38 tweets
10 Oct
📌📝Bugün akademik çalışmalarımızı ve hayatımızı oldukça kolaylaştıran, verimli kılan Referans Yönetim Sistemlerinden bahsetmek istiyoruz. 🔎
Reference Management Systems (Referans Yönetim Sistemleri [RYS]), akademik çalışmalarda kullandığımız kaynakları/referansları bir merkezden etkin ve verimli bir şekilde yönetmek ve kullanmak üzere geliştirilmiş kullanışlı programlardır.
Bu sistemlerin en temel işlevi, akademik çalışmalarımızda kullanacağımız kaynakları bir veri tabanında atıf formatlarından (APA, Chicago, MLA, Harvard vb.) bağımsız bir şekilde kaydetmemize imkân tanımasıdır.
Read 21 tweets
8 Oct
Romanları ile fırtınalar koparan, günümüzde de tartışılmaya devam eden Kemal Tahir ve romancılığı birçok çalışmanın konusu olduğu gibi belgesel, panel, sempozyum ve TV programlarının da konusu olmuştur. Bu çerçevede Kemal Tahir ile ilgili yapılan programlara birlikte bakalım. 🔎 Image
10. ölüm yıl dönümünde TRT tarafından yapılan belgeselde Kemal Tahir, hayatı ve romanları ile ele alınır. Kemal Tahir biyografisine ilişkin önemli bilgilerin verildiği belgeselde Kemal Tahir’e ait ses kayıtları da kullanılmaktadır:
TRT’nin Kırk Ambar adlı programının 8. bölümünde konu Kemal Tahir’dir. Programda Baykan Sezer, Hulki Aktunç, Levent Köker, Mehmet Doğan, Halit Refiğ’in görüşlerine başvurulur. >>> Image
Read 19 tweets
26 Sep
“İnsan, olması gerektiği şeye ancak Bildung sayesinde ulaşabilir,” diyor Hegel. Alman kültür hayatının en önemli kavramlarından biri olan Bildung’a gelin birlikte bakalım. 🔎
Bildung tanımlarında dikkati çeken ilk şey, Bildung’un Almanlara özgü bir kelime olduğunun ısrarla vurgulanmasıdır. Grimm kardeşler meşhur sözlüklerinde Bildung tanımını vermeden önce “Mesela Hollandalılar ‘abbildung’ için ‘afbeelding’ derler ama ‘beelding’ demezler” diye uyarır.
Kelimenin kökeninde resim, imaj, biçim anlamlarındaki “Bild” vardır. –ung son eki kelimeye bir oluş anlamı kazandırmaktadır. Aynı kökten “bilden” fiili ise şekillendirmek, oluşturmak anlamlarında kullanılmaktadır.
Read 26 tweets
22 Sep
1960’lı yıllarda dünya kalkınma literatürüne damga vuran, ekonometrinin kurucuları arasında kabul edilen; Türkiye’de DPT’nin kuruluşunda aktif rol alan Jan Tinbergen’i (12 Nisan 1903 - 9 Haziran 1994) birlikte tanıyalım.
1903 yılında Hollanda, Hage’de öğretmen bir anne ile Leiden Üniversitesi’nde dilbilimci olan bir babanın ilk çocukları olarak dünyaya geldi. Entelektüel ilgileri son derece geniş olan bu ailede, beş kardeşin ikisi daha sonra Nobel ödülü kazanacaktı.
Tinbergen’in anlatımıyla akşam yemeklerinde yapılan sohbetler, aile fertleriyle beraber çıkılan uzun yürüyüşler farklı bir çocukluk dönemi geçirmesine neden olmuştu. 1921’de Leiden Üniversitesi fizik bölümüne kaydolan Tinbergen, burada fizik ve matematik üzerine çalıştı.
Read 46 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!